Haftanın Özeti: 245

1 - 7 Temmuz 2019 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Bilim, Yazılım, Donanım

Nadir görülen, karmaşık bir genetik hastalıkla doğan Daniel adlı bir çocuğun hayatını zebra balığı kurtardı. Araştırmalar sonucunda çocuğun hastalığının genetik bir mutasyondan kaynaklandığını çözen Doktor Hakon Hakonarson ve meslektaşları, aynı mutasyonu zebra balığına uyguladı. Daha sonra hastalığın balıkta ortaya çıkmasını beklediler. Balığın üzerinde çeşitli ilaçlar denedikten sonra bir tanesinin hastalığı durdurmakta başarılı olduğunu gördüler. Farelerde olduğu gibi ilacı iğneyle hayvana vermek zorunda kalmadıklarını söyleyen araştırmacılar, ilacı suyun içine bıraktığında balık ilacı yutuyordu. Doktorlar, yetkili makamlardan izin aldıktan sonra ilacı genç hastaya verdiler. Tedavinin işe yaradığı Nature Medicine dergisinde yayımlanan yazıyla duyuruldu. Hastalığı durdurmakta başarılı olan ilaç ise Novartis’in Mekinist adlı ilacıydı.

Henüz doğmamış bebekler üzerinde genetik değişiklikler yaparak bebeklerin geleceğine etki etmek oldukça tartışmalı ve riskli bir konu. Ancak Rus Biyolog Denis Rebrikov, CRISPR gen düzenlemesi yöntemini kullanarak yeni doğacak çocuklarda sağırlığı önleyebileceğini düşünüyor. Bunun için beş adet sağır çiftten başvuru alan Rebrikov, yöntemi uygulamak için yetkililerden izin talebinde bulunacak. Diğer uzmanlar gen düzenlemesi için halen erken olduğunu ve bu yöntemin çok riskli olduğunu düşünüyor. Ancak Rebrikov bu konuda oldukça ciddi ve ısrarcı. Genetiği düzenlenmiş bebekler daima tartışma konusu olacak ancak anne babası sağır olduğu için sağır doğma ihtimali çok yüksek olan bebeklerin bu yöntemle iyileştirilmesi belki de gen düzenlemesi konusunda en kabul edilebilir uygulamalardan biri. Geçtiğimiz yıl Çin’de bir doktor gen düzenlemesi ile HIV’ye dayanıklı çocuklar dünyaya getirdiğini açıklamış ama daha sonra yapılan araştırmalarda bu çocukların erken yaşta ölme riskinin yüksek olduğu belirtilmişti.

İngiltere’deki Surrey Üniversitesinden araştırmacılar, mesane kanseri olan ve tümörlerinin alınması için ameliyat edilecek olan hastalara coxsackievirus (CVA21) olarak bilinen virüsü enjekte etti. Bir hafta sonra ameliyat edilen hastalarda kanser hücrelerinin azaldığı hatta bir hastada kanserin tüm belirtilerinin ortadan kalktığı görüldü. Normalde vücudun bağışıklık sistemi mesanedeki kanser hücreleri ile mücadele etmiyor. Ancak virüsün bu bölgeye girmesi ve kanser hücrelerine yerleşmesi ile bağışıklık sistemi harekete geçiyor ve bu hücreleri yok ediyor. Araştırmacılar bu yöntemin mesane kanseri için kullanılan diğer tedavilerden çok daha kolay, ucuz ve ağrısız olduğunu söyledi. Hastalarda herhangi bir yan etkiye rastlanmadı ve virüsün sağlıklı hücrelere bulaşmadığı görüldü.

Yakın zamanda keşfedilen PMP1 adlı nörotoksin, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl yaklaşık 429 bin kişiyi öldüren sıtma hastalığına çare olabilir. Fareleri bu nörotoksine maruz bırakarak deney yapan araştırmacılar, hiçbir olumsuz etki görmedi. Öte yandan, sıtmanın yayılmasına sebep olan anofel sivrisinekler PMP1’e maruz kalınca öldü. PMP1’in diğer hayvanlar üzerindeki etkisini görmek için daha fazla deney yapılması gerekiyor. Sıtmaya sıkça rastlanan ülkelerde kullanılmak üzere PMP1 temelli böcek ilacı geliştirilmesi umuluyor. PMP1 doğası gereği protein temelli olduğu için çevreye de zarar vermiyor. Yapılan araştırmanın makalesine Nature Communications adlı dergiden erişmek mümkün.

Amatör Entomologlar Derneği’nde, amatör koleksiyoncular tarafından dünyanın dört bir yanından getirilen, kanatları zamanla beyazlamış kelebekler, yumruk büyüklüğünde böcekler var. Uzun yıllar boyunca toplanan yaklaşık 80 milyon böcek, etil alkol dolu şişelerde saklanıyor. Her bir şişede, belirli bir süre zarfında tek bir böcek tuzağından yakalanan böcekler tutuluyor. Dernek başkanı Martin Sorg “1982 yılından beri böceklerin toplam biyokütlesi yüzde 76 oranında azaldı.” diyor. Bu hızlı azalışı göstermek isteyen bir laboratuvar görevlisi, elinde biri 1994 yılından biri 2019 yılından olmak üzere iki şişe tutuyor. 1994 yılına ait şişede toplam ağırlığı 1400 gram olan böcekler bulunurken 2019’a ait şişenin ağırlığı sadece 300 gram. Böceklerin hızla yok olmasındaki en büyük etkenlerin doğal yaşam alanlarının kaybedilmesi ve toprak parçalarının tarım ve kentleşme için kullanılması olduğu düşünülüyor. Böcek ilaçları/suni gübrelemeden kaynaklanan kirlilik ve iklim değişikliği de önemli unsurlar arasında.Uzmanlara göre yiyecek üretme biçimimizi değiştirmediğimiz sürece böcekleri yok etmeye devam edeceğiz.

2016 yılında iki MIT mezunu Hyunjun Park ve Nathaniel Roquet tarafından kurulan Catalog adlı girişim, Vikipedi’nin İngilizce versiyonundaki tüm metinleri DNA’ya kaydettiklerini açıkladı. Bu başarı, evlerimize sığabilecek büyüklükteki (iki buzdolabı kadar) bir makine olan DNA yazıcı ile mümkün oldu. Catalog’un DNA yazıcı makinesi saniyede 4 megabit hızında veri yazabiliyor. Boston merkezli şirketin çalışmaları sonuç verirse, optimizasyonlar sayesinde bu oran üçe katlanacak. Böylece tek bir günde 125 gigabayt veri kaydedilebilecek.  Bu cihazın, veri arşivlemek için, ticari amaçla üretilebileceği belirtiliyor.

Bazı başarılı insanların çok az uyuduğunu sıkça duyuyoruz. Ancak Berkeley Üniversitesinde uyku bilimcisi ve “Neden Uyuruz?” kitabının yazarı Matt Walker bunun çok iyi bir fikir olmadığını söylüyor. Uyku sırasında beynin hem bir önceki gün edinilen bilgileri kalıcı belleğe aktardığını (bilgisayarda kaydet tuşuna basmak gibi) hem de beynin bir sonraki gün öğrenilecekler için kendini hazırladığını söylüyor. Yani sınavdan önce bütün gece çalışıp sınava uykusuz gitmek çok mantıklı değil. Belirli bir uyku rutinimiz olması gerektiğini söyleyen Walker, hafta sonları da aynı saatte uyanmaya alışmamızın beynimiz için en ideal durum olduğunu belirtiyor. Daha kolay uyumak için ise yatak odamızın sıcaklığını 18 derece civarında tutmamız ve uyumadan bir süre önce ekranlara bakmayı bırakmamız gerekiyor. Walker, düzenli uyumayanların erken yaşta ölmeye daha yatkın olduğunu belirtirken, yetersiz uykuyla ilişkilendirilen birçok kanser türü olduğunu da ifade ediyor. Matt Walker’ın “Uyku sizin süper gücünüzdür” başlıklı TED konuşmasını aşağıdan izleyebilirsiniz. Türkçe alt yazı seçeneği mevcut.

IBM araştırmacıları ve Seul Temel Bilimler Enstitüsü bilimcileri, bir demir atomunun MR’ını çekti. Normal MRI tekniğine benzer bir şekilde gerçekleştirilen işlemde, dünyanın en detaylı MR taraması yapılmış oldu. Hastalıkların tespiti için yapılan MR taramalarında elektromanyetik dalgalar protonları kısa süreliğine etkiliyor. Bu sırada gönderilen bir radyo dalgası protonların hareketleri düzenleniyor. Daha sonra protonlar normal haline dönerken enerji salgılıyor. Bu enerjinin ölçümüyle MR taraması gerçekleştiriyor. Araştırmacılar aynı işlemi demir atomu üzerinde yaparken bu kez proton yerine elektronlara müdahalede bulundu. Bu kadar detaylı taramalar, gelecekte çok daha küçük transistörler geliştirerek daha güçlü bilgisayarlar üretmemize yardımcı olabilir. Ya da proteinlerin katlanma özelliklerini inceleyen araştırmacılar, vücudun belirli bölgelerine tutunabilen ilaçlar geliştirebilir. Böylece bazı hastalıklar kolay bir şekilde tedavi edilebilir.

Dışarıdan sadece metal ve kablo yığını gibi görünse de bu cihaz bilimin geliştirdiği en ileri teknolojilerden birine sahip.

Donald Trump geçtiğimiz hafta Japonya’da gerçekleştirilen G20 zirvesinde Çin lideri Xi Jingping ile bir araya geldi. Ticaret savaşlarının ardından merakla beklenen buluşmada Trump’ın söyledikleri bir ‘U-dönüşü” olarak yorumlandı. Donald Trump ABD’li şirketlerin Huawei’ye satış yapamadıkları için çok mutlu olmadıklarını belirterek, “ABD’li şirketler, gerekli izinleri aldıktan sonra, ulusal güvenliği tehdit etmeyecek şekilde Huawei’ye ürün satmaya devam edebilecekler.” dedi. Açıklamanın ardından ABD Ticaret Bakanlığının ABD’li şirketlere Huawei’ye ürün satabilmeleri için geçici lisans vermesi bekleniyor.

Bu gelişmeye rağmen ABD’li şirketler Çin ile çalışma konusunda pek istekli değiller. Yaşanan belirsizliklerin ardından bazı şirketlerin çalışmalarını Çin dışına taşımayı planladığı öne sürüldü. Nikkei Asian Review’ın haberine göre Google, Amazon, Microsoft, Dell ve HP Çin’deki üretimlerinin büyük kısmını Asya’daki diğer ülkelere taşıma planı yapıyor. Google, Amazon ve Microsoft’un üretimlerini başka ülkelere taşımayı planladıkları ürünler; oyun konsolları, e-okuyucular ve akıllı hoparlörler. Dell ve HP ise dizüstü bilgisayar üretimlerini diğer Asya ülkelerine taşımayı düşünüyor. Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşının belirsizliği yüzünden Apple’ın da Çin’deki varlığını hafifletmeyi düşündüğü belirtilmişti.

Samsung’un Seul’de yaptığı bir etkinlikte yapılan slayt gösterisinde şirketin diğer telefonları ile birlikte daha önce tanıtılmayan bir telefon görseli de ekrana yansıtıldı. Samsung bu cihazın sadece bir referans cihazı olduğunu söyledi ancak etkinlikteki gazeteciler, bu telefonun Galaxy Note 10 olduğunu düşünüyor. Bu arada şirketin yeni telefonunun adının Galaxy Note 10 olacağı da kesinleşti. Şirket resmi bir açıklamada bulunmasa da aynı etkinlikte bir Samsung yetkilisi “Galaxy Note 10, sanal asistan Bixby için yeni bir dönem olacak” diyerek bu isimde bir cihaz üretileceğini doğrulamış oldu. Etkinliğin fotoğrafları basınla paylaşılmadı ancak Galaxy Note 10’un, bir önceki model Galaxy Note 9’a çok benzediği belirtildi. Yeni telefonun 7 Ağustos’ta yapılacak bir etkinlikte tanıtılması bekleniyor. TechTalkTV adlı YouTube kanalının Twitter hesabından paylaşılan görüntülerin de Galaxy Note 10+ modeline ait olduğu iddia edildi:

10 milyondan fazla Samsung kullanıcısı, Google Play Store’da yer alan ‘Updates for Samsung’ (Samsung için Güncellemeler) adlı sahte uygulamayı indirdi. Samsung ile bir alakası olmayan ve aygıt yazılımı güncellemeleri yapmayı vadeden uygulama, aslında kullanıcıları reklamlarla dolu bir internet sitesine yönlendirip yazılım indirmeleri için ücret talep ediyordu. Uygulamanın kullanıcıyı yönlendirdiği internet sitesi, hem ücretli hem de ücretsiz aygıt yazılım güncellemeleri sunuyor. Kullanıcı, sitedeki bütün ücretsiz güncellemeleri indirince, karşısına “34,99 Dolar ödeyerek sitedeki bütün dosyaları indirebilirsiniz.” yazan premium paket seçeneği çıkıyor. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) çalışan Kötü Amaçlı Yazılım Analisti Aleksejs Kuprins, Google Play Store ile iletişime geçip uygulamayı kaldırmalarını talep etti.

Retro Games, Commodore 64 ev bilgisayarının tam boyutlu bir güncellenmiş versiyonunu satışa sunuyor. 5 Aralık’tan itibaren satın alınabilecek cihazın içinde 64 adet orijinal oyun bulunacak. Retro Games daha önce Commodore 64’ün mini versiyonu TheC64 Mini’yi satışa sunmuştu. Yeni cihazın adı ise TheC64 olacak ve tam boyutlu klavyesi ile birlikte gerçek bir ‘retro’ deneyimi yaşatacak. Cihazın ikonik kumanda kolu da yeni butonlar ve USB bağlantısı ile birlikte sunulacak. TheC64 720 piksel çözünürlükte görüntü verebilecek (ama oyunların çizimleri yine 8 bit). Oyuncular dilerse cihazın içindekilerden farklı oyunları da bir flaş disk aracılığıyla TheC64’e yükleyebilecek. Ön siparişleri alınmaya başlayan cihaz Birleşik Krallık’ta 110 Sterlin’e, Almanya ve İtalya’da 120 Avro’ya satılıyor.

Geçtiğimiz haftalarda bazı MacBook bilgisayarların bataryalarında ve ekranlarında tespit edilen üretim hatalarının ardından Apple ücretsiz tamir programları başlatmıştı. Macrumors’ın güvenilir bir kaynağa dayandırdığı habere göre 2018 model bazı MacBook’ların anakartlarında da bazı üretim hataları tespit edildi ve Apple bunları ücretsiz değiştirme kararı aldı. Ancak bu karar kamuoyuna açıklanmadı. Hatadan etkilenen kullanıcılara konu ile ilgili e-posta gönderen Apple, bu kullanıcıların Apple yetkili servislerine müracaat etmeleri halinde ücretsiz anakart değişimi yapacak. Ancak anakartın değişimine engel olacak kullanıcı kaynaklı başka bir arıza varsa müşterinin önce bu arızayı ücreti karşılığında tamir ettirmesi gerekiyor. Aksi takdirde ücretsiz anakart değişimi uygulanmayacak.

Yeni iPhone işletim sistemi iOS 13’te, eski bir iPhone’un yeni bir iPhone’a kabloyla bağlandığını gösteren bir görsel tespit edildi. Bu görsel, iPhone’lar arası kablolu veri aktarımının mümkün olacağı şeklinde yorumlandı. Şu anda yeni bir iPhone modeli satın aldığınızda eski cihazdaki bilgileri yenisine aktarmak için bilgisayar üzerinden iTunes uygulamasını kullanmanız ya da aynı iCloud hesabına iki cihazınızdan da bağlanmanız gerekiyor. Kablolu aktarım gerçekleşecekse Apple’ın önünde iki seçenek var: 1- iki ucunda da ‘Lightning’ girişi olan yeni bir kablo üretmek; 2- Yeni telefonlarda şarj girişi için USB-C kullanmak. Apple’ın hangi yöntemi izleyeceğini büyük ihtimalle Eylül’deki etkinliğinde öğreneceğiz.

Bir grup araştırmacı, sadece kişinin yürüme biçimine bakarak duygularını tespit edebilen bir makine öğrenimi yöntemi geliştirdi. Bu yöntemin, türünün ilk örneği olduğunu savunan araştırmacılara göre bu yaklaşım, ilk denemelerde yüzde 80 oranında başarı gösterdi. Geliştirilen yapay zeka sistemi, bir üniversite kampüsünde hem iç hem dış mekanlarda yürüyen 24 kişinin videolarından oluşan ve 1384 yürüme şekli içeren veri seti EWalk’tan (Emotion Walk) alınan örneklerle eğitildi. Ekip, duygu tespit yaklaşımlarının halihazırda kullanılan sistemlere kıyasla yüzde 13,85 daha başarılı olduğunu söyledi.

Sistem; soldaki kişiyi kızgın, ortadaki kişiyi üzgün, sağdaki kişiyi ise mutlu olarak tanımlıyor

Google’da ve Hindistan merkezli e-ticaret şirketi Myntra Designs’ta çalışan araştırmacılar, ürün iadelerinin sebeplerini inceledikleri bir çalışma yaptı. Alışveriş yapanların tercihleri, vücut şekilleri, inceledikleri ürünler vb. verilerle eğitilen bir makine öğrenimi modeli üreten ekip, kişi ürünü daha satın almadan iade edip etmeyeceğini tahmin etmeyi başardı. Araştırma ekibi, “Hangi müşterinin ürün iade edeceğini bilmek, satıcıların önlem almasını sağlayabilir. Mesela kargo ücretleri kişiye özel hale getirilebilir ya da kuponlar sunarak ürünün iade edilmesi engellenebilir.” şeklinde bir konuştu.

Essex Üniversitesi’nin hazırladığı rapora göre, Birleşik Krallık’ta ilk kez 2016 yılında Notting Hill Karnavalı’nda kullanılan yüz tanıma teknolojisi o zamandan beri Leicester Meydanı ve Remembrance Sunday (1. Dünya Savaşı’nda ölenleri anma günü) dahil olmak üzere 10 farklı etkinlikte denendi. Bu etkinliklerden 6 tanesinden elde edilen sonuçları inceleyen araştırmacılar, 42 kişinin ‘aranan suçlu’ olarak tespit edildiğini ancak bu 42 kişiden sadece 8 tanesinin gerçekten suçlu olduğunu fark etti. Bu da yüzde 81 oranında hata anlamına geliyor. Sistemin işleme aldığı yüzlerin tamamını başarılı ve başarısız eşleştirmelerle karşılaştırarak hata oranını yüzde 0,1 bulan polis ise raporun güvenilir olmadığını söylüyor.

Tokyo Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı ile Preferred Networks şirketi, ağaç dalı gibi her yerde karşımıza çıkabilecek şeylerle bile robot yapılabileceğini gösterdi. Derin takviyeli öğrenme vasıtasıyla öncelikle simülasyonlarda yürümeyi çözen bu robotlar çok fazla alanda kullanılamasa da etrafımızdaki herhangi bir nesneyi kullanarak (birkaç tane de servo motoru ve bir iki tane de sensör yardımıyla) robot yapabilme fikri açısından önem arz ediyor. Mesela bir ormana bırakılacak bir tane çalışır durumda robot ve bir sürü robot parçasıyla ormandaki dallar kullanılarak uzaktan kontrol edilen bir robot ordusu oluşturulabilir.

NASA’nın Kaliforniya’daki Jet İtki Laboratuvarı’nda çalışan mühendisler, Mars Keşif Programı’nın bir parçası olan Mars 2020 uzay keşif aracının ana robotik kolunu taktı. 2 metre uzunluğundaki robot kolun üzerinde beş adet elektrik motoru ve beş adet eklem var. Böylece keşif aracı, normal bir insan yer bilimcinin çalışacağı biçimde çalışabilecek. Araç, Dünya’ya getirilip incelenmek üzere Mars toprağı ve kayalarından örnekler toplayacak. 17 Temmuz 2020’de fırlatılması planlanan keşif aracı, her şey yolunda giderse 2021’in Şubat ayında Mars’a inecek.

ABD’li astronot Buzz Aldrin, Mars’a yerleşme konusundaki endişelerini anlattığı zaman, Stephen Hawking’in kendisine “Önce Ay’a yerleşin” dediğini söyledi. Bu fikrin her geçen gün aklına daha fazla yattığını belirten Aldrin, Ay’da üs kurma çabalarının uluslararası bir çaba olması gerektiğini düşünüyor. ESA ve Roscosmos’un Ay üssü çabaları bulunuyor. Hindistan ve Çin de benzer çalışmalar yürütüyor. Bu ülkelerin birlikte çalışması ile Ay’da kurulacak bir üs, gelecekte Mars’a ve derin uzaya yapılacak görevlerde büyük kolaylık sağlayabilir.

Uzaya uydu göndermek oldukça maliyetli bir iş. Bu maliyeti artıran en önemli sebeplerden biri de yakıt. Yakıtlar hem pahalı hem de uzay araçlarını daha ağır hale getiriyor. Buna alternatif olarak geliştirilen LightSail 2 adlı uzay aracı, Güneş’ten gelen ışıkları yakıt olarak kullanabilmek için dev bir ‘yelken’ kullanıyor. Geçtiğimiz hafta SpaceX tarafından yörüngeye gönderilen LightSail 2 bir somun ekmek boyutunda yörüngeye ulaştı. Bu hafta içinde ilk sinyalini gönderen uydu artık çalışmaya hazır. Şimdi uzay aracı yelkenini açacak ve bir boks ringi boyutuna ulaşacak. Bu yelken Güneş ışınlarını toplayarak LightSail’in hareket etmesini sağlayacak. Araştırmacılar bu yöntemle çalışan bir uydunun yörüngeden ne kadar saptığına bakacak. Buna göre bu yöntemin kullanılabilirliği hakkında fikir edinilmiş olacak.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

2 Yorum

  • Selamlar;
    Öncelikle verdiğiniz bu büyük emek için teşekkür ederim. Naçizane ekstra bir göz daha eklemenizin ufak ama can sıkıcı bazı hataların önüne geçeceğini düşünüyorum.
    Örneğin “27 bin” yerine “217 bin” yazılması ve güç-enerji kıyası gibi teknik birtakım hatalar giderilebilir.
    Kolaylıklar dilerim.

  • senin derdin batsın kardeş dediginden hiç bir şey anlaşılmıyor… :)

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: