Bilim / Yazılım / Donanım
2017’nin ‘bastıracağı’ ve gelecekte önemli bir yere sahip olacak 10 teknolojiyi şimdiden bilin:
- Felç tedavisi.
- Otonom kamyonlar.
- Yüzle ödeme yapma.
- Kullanışlı kuantum bilgisayarlar.
- 360 derece özçekimler.
- Sıcak güneş pilleri.
- Gen tedavisi 2.0.
- Hücre atlası.
- Şeylerin bot ağı.
- Destekli öğrenme.
[inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Dayanıklılığıyla bilinen Nokia 3310 yeni tasarımıyla geri döndü.[/inlinetweet] Nokia’nın isim haklarına sahip olan HMD, Nokia 3310 adında yeni bir telefon üretti. Yeni nesil 3310’ların asıl özelliği uzun batarya ömrü ve ucuz fiyatı. Kullanılmadığında 31 gün boyunca açık kalabilen telefon, 22 saat boyunca kesintisiz konuşmaya da izin veriyor. (Yurtdışı) fiyatı ise sadece 185 TL. (“Issız bir adaya düşseniz yanınıza ne alırdınız?” sorusuna en doğru cevap gibi).
Apple’ın 10. yıl telefonu olacak olan[inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]iPhone 8’in Samsung tarafından üretilen kavisli OLED ekrana sahip olabileceği söyleniyor.[/inlinetweet] Ayrıca İsrail’de bin mühendisin Apple için artırılmış gerçeklik üzerine çalıştığı ve iPhone 8 ile beraber yeni bir ürün daha göreceğimiz de söylentiler arasında.
Google’ın yapay zekası [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Google Assistant’ın Android Marshmallow ve Nougat ile çalışan ürünlerde de bulunacağı duyuruldu.[/inlinetweet] Apple’ın Siri’si ve Amazon’un Alexa‘sına rakip olan Google Assistant, ilk olarak ABD’de sonrada Avustralya, Kanada ve İngiltere’de İngilizce olarak hayatına başlayacak, ardından Almanya’da Almanca olarak devam edecek. Daha fazla cihazda yer almak için yaşanan yapay zeka savaşında yerinde durmayan Amazon ise Alexa için Motorola’yı müttefik olarak seçti.
[inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]LG yeni akıllı telefonu G6’yı Barcelona’daki Mobil Dünya Kongresi’nde tanıttı.[/inlinetweet] G6, telefonun ön yüzünün neredeyse tamamını kullanan ekranı ile dikkat çekiyor. Ön yüzün üst ve alt kısımlarındaki çok küçük şeritler dışında neredeyse tamamı ekrana ayrılmış. 5,7 inçlik geniş ekran şu anda piyasadaki en büyük ekranlardan birisi.
Herkes robotların ahlak konusuyla olan ilişkisini merak ediyor. Eğer yapay zeka(lar) işimizi ve gezegeni ele geçirirse ahlakı onlara nasıl öğretebiliriz? Nörobilim Doktoru Daniel Glaser, bu hafta katıldığı bir programda bu konudan bahsetti. Kendisine göre ‘insan gelişimi örnek alınmalı ve robotlara önce ahlak öğretilmeli, bu resmen onlara kazınmalı ve sonra nasıl kullanılacağı hakkında yardımcı olunmalı’. Ahlakı kimin öğreteceği de ayrı bir dert elbet.
Boston Dynamics‘in bu hafta tanıttığı yeni robotu Handle önceki robotlarına pek benzemiyor. İki bacağındaki tekerlekler sayesinde saatte 15 km hıza ulaşabilen robot, koşan bir insana yetişemese de asla yorulmuyor. Ayrıca Handle’ı atlatmak da zor; çünkü 120 cm yükseğe zıplayabiliyor.
DaVinci Institute’un Kurucusu, Fütürist Thomas Frey, 14 yıl içinde öğretmen robotların çocuklar dahil herkes için olağan bir durum haline geleceğini düşündüğünü açıkladı. Frey’in tahminlerine göre, 2030’a geldiğimizde internetteki en büyük şirket eğitime dayalı hizmet verenlerden biri olacak. Çevrimiçi öğrenmenin gelişmesiyle hayatımızın sıradan bir parçasına dönüşecek olan robot öğretmenler, bireylerin ilgi alanlarını referans alarak kişiselleştirilmiş yöntemlerle eğitim verecek ve öğrenme sürecini hızlandıracak.
Japon teknoloji ve telekomünikasyon şirketi SoftBank‘in Kurucusu Masayoshi Son, yapay zeka ile çalışan bilgisayarların önümüzdeki 30 yıl içinde insanlardan daha zeki hale geleceğini savundu. Mobil Dünya Kongresi’nde geniş bir kitleye hitap eden Son‘a göre o noktaya geldiğimizde bir bilgisayar, insan zekasından bin kat daha fazla IQ’ya sahip olacak.
Oxford Üniversitesi araştırmacıları robotlar üstünde doku ‘yetiştirecek’. Amaç derinin durağan bir ortamda büyümesi yerine, gerçeğine yakın bir şekilde hareket eden, esneyen dinamik bir ortamda gelişmesini sağlamak. Bu sayede gerçekleştirilecek doku naklinin başarı yüzdesinin artması hedefleniyor.
Microsoft, Google ve Facebook gibi tüm teknoloji şirketleri yapay zekaya milyarlarca yatırım yaparken Microsoft’un Kurucu Ortağı ve dünyanın en zengin insanı [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Bill Gates yapay zekanın insanlığın en büyük icadı olacağını düşünüyor.[/inlinetweet] Beklentisi oldukça yüksek olan Gates’e göre robotlar insanlar gibi okuyarak bilgi sahibi olabildikleri zaman yapay zeka adına atılmış en büyük adım olacak.
Columbia Üniversitesi ve New York Genom Merkezi‘nden bir grup araştırmacı cep telefonundaki video yayını için tasarlanan bir algoritmayı kullanarak bir DNA‘nın neredeyse tüm depolama potansiyelini açığa çıkarabileceklerini iddia ediyor. Bu teknolojinin son derece güvenli olduğunu belirten araştırmacılar, kısaca geleceğin depolama birimlerinin DNA’da çalışan işletim sistemi olabileceğini öngörüyor.
Harvard’lı bilimciler hidrojeni metale çevirmeyi başarıp herkesin dikkatini üstlerine çekti, Ancak ardından ellerindeki tek örneği kaybederek bilim tarihine geçti. Bu durumda metal hidrojen ihtimali bir süre daha kafaları kurcalamaya devam edecek.
Bilimciler, bir gülün üstündeki kesiğe iletken sıvı enjekte ederek, bitkinin kökleri ve yapraklarında kabloların oluşmasını sağladı. Bu gelişme sayesinde, enerji depolamak için tamamen işlevsel süper kapasitörler meydana getirildi. Araştırmacılar, e-Plant (e-Bitki) dedikleri bu gülü yüzlerce kez herhangi bir performans kaybı yaşamadan şarj etmeyi başardı. Buluşun arkasındaki ekip, ilerde canlı bitkilerin içinde yakıt hücreleri ya da otonom enerji sistemleri oluşturabileceğimizi söylüyor.
Arıların alet kullanabildiklerini, 4’e kadar sayabildiklerini ve hatta yabancı dil bile öğrenebildiklerini bir süredir biliyoruz. Bir sonraki adımda, Londra’daki Queen Mary Üniversitesi’nden Clint Perry ve ekibi, arılara futbol oynamayı öğrettikleri yeni bir deneyi yayımladılar. Deneyin sonucuna göre, arıların daha önce tecrübe etmedikleri bir görevi kavrayabilmesi, sanıldığından daha karışık bir düşünme ve sosyal davranış yetisine sahip olduklarını ortaya koyuyor. Ciddi ekolojik değişimlerle baskı altında olan arıların bu yetisi, içinde bulundukları durumla sandığımızdan daha kolay başa çıkmalarına yardım ediyor olabilir.
Bilimciler, böcek hücrelerinde yaşayabilen Wolbachia adlı tuhaf bir bakterinin düzenlenmesiyle sivrisineklere kısırlık geni aktarabileceklerini düşünüyor. 50 yıldır bu özelliğin farkında olan bilimciler sistemin nasıl çalıştığını şimdi anladıklarını ve deneylerinin başarılı gittiğinin altını çizdi.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz günlerde yapılan bir basın toplantısında içinde salmonella’nın da bulunduğu ilaca en dirençli 12 bakteriyi duyurdu. Bu dirençli bakterilerin üretilen tedavi yöntemlerinden hızlı bir şekilde kurtulduğu belirtilirken, tedavi edilemez olabileceği ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ölümcül enfeksiyonlara yol açabileceği eklendi.
Vücutta morfin gibi etkiler gösteren bir kimyasal olan opioid (afyon) temelli ilaçların yan etkileri kadar bağımlılık üretmesi de çok büyük bir sorun. Ancak ağrı kontrolünde son derece etkili oldukları için vazgeçmek de mümkün değil. Araştırmacılar bu hafta sadece iltihaplanan dokuları hedef alan yeni bir opioid türünü tanıttı.
Çin ve ABD’nin ardından dünyanın en büyük üçüncü güneş enerjisi pazarı olması beklenen [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Hindistan geçtiğimiz günlerde dünyanın en büyük güneş enerjisi santralini hizmete soktu.[/inlinetweet] Bu sadece Hindistan’ın gelecekteki enerji güvenliği için değil, kısa dönemli enerji ihtiyaçları için de oldukça önemli bir gelişme. Adani Group‘un 648 megaWatt kapasiteye sahip yeni santrali, Tamil Nadu eyaletinde bir kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Hükümet gelecekte 21 farklı eyalette 33 ‘güneş parkı’ inşa etmeyi planlıyor. Bu parkların her birinin en az 500 megaWatt enerji üretmesi hedefleniyor.
Ulaşım problemlerine çözüm sağlamak için ortaya çıkan hızyuvar tren(ler)i yakında Hindistan’a uzanabilir (en azından planlar şimdilik bu yönde). Hyperloop One yöneticileri, sistemi Hindistan’a getirmek amacıyla, Hint devlet yetkilileri ve gazetecilerle bir görüşme yaptı. Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan aynı zamanda en geniş demiryolu sisteminde de dördüncü sırada. Ancak ülkedeki mevcut en ekonomik ulaşım şekli olan demiryoluyla Mumbai’den Yeni Delhi’ye gitmek 1 tam gün alıyor, aynı yolculuk Hyperloop One ile 1 saat bile sürmeyecek. Nitekim [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Hindistan Demiryolu Bakanı Suresh Prabhu hükümetin hızyuvar treni fikrine sıcak baktığını açıkladı.[/inlinetweet]
Daniela Sherer’in çizimiyle gerçekleştirilen bir animasyonda Columbia Üniversitesi’nden Astrofizikçi Janna Levin kara maddeyi anlatıyor. Göremediğimiz ancak yerçekimi alanları sayesinde varlığını tespit edebildiğimiz kara maddeye temsili olarak bu isim verilmiş. Bazı insanlar kara madde yerine görünmez madde denmesinin daha doğru olduğunu düşünüyor. Levin ise videoda en büyük sorunun kara maddenin ne olduğunu bulmaya çalışmak olduğunu ifade ediyor.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]NASA sesten hızlı bir yolcu uçağı üzerinde çalıştığını duyurdu.[/inlinetweet] Çalışmaların başarılı olması durumunda ilk denemeyi 2020’da yapmayı hedefleyen kurumun uçağı emsallerine göre daha az gürültü olacak ve daha az yakıt tüketecek.
[inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Elon Musk, SpaceX’in 2 özel yatırımcıyı yaklaşık bir haftalık Ay gezisine çıkaracağını söyledi.[/inlinetweet] İki yolcunun kimlikleri henüz açıklanmadı. Ancak Musk, müstakbel uzay yolcularının birbirini tanıdığını ve sivil vatandaşlar olduğunu dile getirdi. Yolculuğun masraflarının ne kadar olduğu da meçhul ancak Musk “Yolcular önemli miktarda depozito yatırdı.” dedi. Ona şüphe yok, nitekim maliyetin kişi başı 35 milyon Dolar olma ihtimali hiç de düşük değil.
Musk is telling reporters that the moon flight would cost about the same as a ticket to ISS. Last flight to ISS cost $35 million. https://t.co/oXEjFYVcua
— Emily Calandrelli (@TheSpaceGal) February 27, 2017
Amazon’un Kurucusu [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Jeff Bezos, Ay’ın üzerinde bir koloni kurmak istediğini söyledi.[/inlinetweet] Blue Origin adını verdiği roket şirketiyle gerekli malzemeleri taşıyabileceğini söyleyen Bezos, ABD’nin yeniden Ay’a yönelmesi gerektiğini, Ay’da kalıcı bir yerleşim sağlamanın zor olduğunu ama bunun için gerekli adımları atmaya hazır olduğunu da ekledi.
Yayınlanan yeni bir makalede Ay ve Plüton’un bir gezegen olduğu öne sürülüyor. Bir gezegeni neyin oluşturduğuna dair belirlenen kriterlerin değişmesi gerektiğini savunan yazıda Ay ve Plüton’un haricinde güneş sistemindeki başka cisimlerin de gezegenliğe terfi etmesi gerektiği söyleniyor.
Pocket ile ilgili “ve asla okuyup izlememesini” yorumunuza bayıldım :) ve çok güldüm.
Otonom araç devriminde fırtına önceki sessizlik bu sayıya fazlasıyla yansımış… Yenilenebilir enerjiyle çalışacak elektrikli araçlarla dünya pay değişecek….