Haftanın Özeti: 171

28 Ocak - 4 Şubat 2017 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Bilim, Yazılım, Donanım

Bilgisayar üreticisi Dell‘in, içinde bulunduğu zorlukları aşmak için VMware tarafından satın alınabileceği konuşuluyor. Tabii VMware’in zaten çoğunluğu Dell’e ait bir şirket olduğunu söyleyince iş biraz karışıyor. Bu hamleyle, özel şirket statüsündeki Dell, halka arz sürecine girmeden halka açılabilecek.

Geçtiğimiz yılın Ekim ayındaki Pixel 2 etkinliğinde tanıtılan Google Clips bu hafta sessizce Google’ın sitesinde satışa sunuldu. 2 inç’lik cihaz, kolay taşınabilirlik sunuyor. Belki de en ilginç özelliği ise fotoğraf çekimini tuş vasıtasıyla yapmıyor oluşu.

Wall Street Journal, Apple‘ın iPhone X üretimini 40 milyon cihazdan 20 milyon cihaza düşürmeye hazırlandığını öne sürdü. Konuyla ilgili resmi bir açıklama gelmese de bin Dolar fiyat etiketi, insanları daha makul fiyatlı iPhone 7 ve 8 modellerine itmiş olabilir.

Endüstriyel Nesnelerin İnterneti kavramının oluşmasına giden yol, mühendis Dick Morley‘nin üretim tarihindeki en önemli atılımlardan birini gerçekleştirdiği 1968’de başladı. O yıl, Morley ve bir grup arkadaşı gelecekte fabrikalardaki montaj bantlarının ve endüstriyel robotların otomatikleşmesi açısından vazgeçilmez hale gelecek olan programlanabilir mantık denetimini (PLC) icat etti. Bu bilgiden de hareketle, elimizde bu kavramın 50 yıllık serüvenini özetleyen bir infografik var.

Google‘ın CEO’su Sundar PichaiDavos‘taki konuşmasında yapay zekanın çok tehlikeli olduğunu söyleyen birçok düşünürün aksine onun bizi yok etmeyeceğini, kurtaracağını savundu. Yapay zekanın insanlığın tarih boyunca üzerinde çalıştığı en önemli şey olduğunu ve elektrik ve ateşten çok daha derin bir konu olarak gördüğünü söyleyen Pichai, bu teknolojinin karşılaştığımız zorlukları aşmada bize yardımcı olacağını belirtti.

Mycroft AI tarafından geliştirilen Mark II, yaşantınızdaki küçük detayları düzenlemenizi sağlayan bir yapay zeka asistanı. Mark II’yu diğer ses asistanlarından ayıran en önemli nokta açık kaynak olması. Ayrıca diğerlerinin aksine, verilerinizi inceleyip size ürün satmak için uğraşmıyor (En azından şimdilik iddiası bu yönde).

Bağımsız araştırma şirketi Vanson Bourne tarafından yapılan bir araştırma, yöneticilerin yapay zekaya ilgi duyduğunu gösteriyor. Ama çoğu bu yeni teknolojileri şirketlerine dahil etmekte zorluk yaşıyor ve dijital bir stratejilerinin olmadığını kabul ediyor. Bunlardan daha da rahatsız edici sonuçlar var. Yöneticilerin yüzde 55’i bilgisayarların iyi ve kötü komutları ayırt edebilmesinin önemli olmadığını söylerken, yüzde 50’si otonom makinelerin bozulması halinde geçerli olması gereken açık kurallara gerek olmadığını düşünüyor.

Sapiens ve Homo Deus adlı kitaplarıyla son döneme damgasını vuran Tarihçi / Yazar Yuval Noah Harari, bu yılki Davos Zirvesi kapsamında yaptığı konuşmasında yakın geleceğe yönelik veri kaynaklı yepyeni bir soruna dikkatleri çekti. Yapay zeka, makine öğrenimi ve biyolojinin kesişiminden doğacak yeni bir teknolojik güçle, küçük bir elit grubun yakın gelecekte sadece insanlığın değil; tüm yaşamın gidişatını değiştirme gücüne ulaşması kaçınılmaz. Harari’nin konuşmasından önemli başlıkları sizler için derledik.

Bir grup ekonomist yakın zamanda bir makale yayımladı. Makalenin özünde, veri ekonomisindeki rolümüzü yeniden tasarlamamız, edilgen veri sağlayıcıları olmaktan ziyade kendimizi yeni veri servetinin yaratıcıları olarak görmeye başlamamız gerektiğinden bahsediliyor. İnternet kullanıcıları olarak devasa veri ekonomisinin neresindeyiz ve bizim payımız ne olacak?

“Facebook ya da diğer uygulamaların ‘daha iyi reklam sunmak‘ için konuşmalarımızı gizlice dinliyor olabileceği ihtimaline boyun eğmek durumunda değiliz” diyen The Next Web yazarı Daan Pepijn, birtakım çözüm önerileri sunuyor. Pepijn hayli sert giriyor konuya: “1984 romanındaki ‘Büyük Birader’in aramızda, adı da Facebook!

Ama yeter artık, pazar pazar içimiz karardı gelecek korkusundan” diyenler için gelsin: MSNBC’nin “Revolution” adındaki yeni dizisinin etkinliğinde konuşan Stripe CEO’su Patrick Collisonteknoloji hakkında korkulması gereken tek şeyin korkunun kendisi olduğunu söyledi. Hep olumsuz anlatıldığı için teknolojiden korktuğumuzu belirten Collison, onun getireceği yeni fırsatlara odaklanmamız gerektiği görüşünde.

Birçok kişinin dünyanın en gizemli kitabı olarak adlandırdığı Voynich Elyazması, karmaşık ve bilinmeyen bir dilde yazılmış, içinde şema ve çizimler de bulunan 240 sayfalık bir metin. Elyazması 1912 yılında tesadüfen Polonyalı kitap satıcısı Wilfrid Voynich‘in eline geçmeden önce simyacı ve hükümdarlar tarafından tutuluyordu. Alberta Üniversitesi araştırmacıları, yapay zeka yardımıyla, metnin sırrını çözmek adına önemli bir adım attı. Bu arada yapay zeka iyice komşunun bilgisayardan anlayan çocuğu muamelesi görmeye başladı. “Bir de yapay zekaya gösterelim bakalım, belki anlar.”

Yunanistan’ın Teselya bölgesindeki bir mağarada bulunan ve 9 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülen kafatası, Atina Üniversitesi‘nden araştırmacılar ve İsveçli heykeltıraş Oscar D. Nilsson‘ın ortak çalışmasıyla ‘yüzüne’ kavuştu. Medeniyetin doğuşuna ithafen, bulunan kadına Yunancada şafak anlamına gelen Avgi ismi konuldu. Avgi’nin anemiden, iskorbüt hastalığından ve eklem problemlerinden yana dertli olduğu ve 15 ile 19 yaşları arasında öldüğü tahmin ediliyor.

Gompertz büyüme modeline göre, bir memeli yaşlandıkça ölme ihtimali artar. Bu, yaşamın kurallarından biri. Ancak çıplak kör farelerin kuraldan çok da etkilenmediği belirlendi. Calico Laboratuvarları‘nda, yaşlanmanın gizemini çözme amacıyla yapılan araştırmaya göre bu tüysüz kemirgenler için yaşlanmak, ölüme yaklaşmak anlamına gelmiyor.

Max Planck Enstitüsü‘nden araştırmacılar Nature dergisinde yayımladıkları çalışmayla gelecek dönemlerde insan vücudunun içinde ‘devriye gezecek’ robotları tanıttı. Yeni ve küçük robotların zıplamak, yüzmek ve gezinmek gibi karmaşık hareketleri yapabileceği belirtiliyor. Robot hakkına temenniler şöyle: “Gelecekte robotumuz istenilen bölgeye ilaç taşıyabilecek ve en çok ihtiyaç duyulan bölgeye teslimat yapabilecek. Sindirim sistemi, idrar yolları ve kalp yüzeyi gibi bölgelere girebilecek.”

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları, vücutlarının iki tarafına lenfoma tümörü yerleştirilen laboratuvar farelerine iki adet bağışıklık uyarıcı madde uygulayarak kanser izlerini ortadan kaldırdı. Tümörlü taraflardan birine bu iki madde uygulandığında sadece o tümörde değil diğer taraftaki tümörde de gerileme olduğu fark edildi. Bu yöntemle 90 fareden 87’sindeki kanser tedavi edildi. Kalan üçünde kanser tekrarlasa da ikinci bir tedaviden sonra tümörlerin yeniden gerilediği kaydedildi. Çalışmalar devam ediyor.

Bilimciler, Meksika’da yaşayan bir semender türü olan aksolotlun genomunu deşifre etmeyi başardı. Gülümsüyor gibi görünen yüzüyle bir çizgi film kahramanını andıran bu amfibik canlı, insandan 10 kat daha büyük bir genoma sahip. Doğada nesli tehlike altında olan bu canlı, 150 yıldır laboratuvar ortamında üretilip inceleniyor. Kopan uzuvlarını, içindeki kemik, kas ve sinirlerle birlikte yeniden oluşturma gibi inanılmaz bir yeteneğe sahip bu canlı aynı zamanda yaralarını hiçbir iz kalmadan iyileştirebiliyor ve zarar gören iç organlarını bile kendi kendine tedavi edebiliyor.

Zarar görmüş dişler kanal tedavisine ihtiyaç duyulmadan kendi kendilerini yenileyebilseydi güzel olmaz mıydı? Şu anda Harvard ve Nottingham Üniversitesi’nden araştırmacılar tam olarak bunu başarmak için çalışmalar yürütüyor. Öte yandan birçok dişçi kök hücrelerin diş hekimliği alanında bir yeri olup olmayacağından emin değil.

Biolife4D adlı biyoteknoloji girişimi, nakillerde kullanılabilecek insan kalplerini 3D yazıcıyla üretmeyi hedefliyor. Şirketin kurucularından Stephen Morris çalışmayı “Hastanın hücrelerini kullanarak nakil için uygun, hastaya özgü ve tamamen işlevsel bir kalp oluşturmak” şeklinde özetliyor.

Avustralyalı ve Japon bilimcilerden oluşan bir ekip, Alzheimer‘ın erken belirtisi (beyinde amiloid beta olarak bilinen anormal proteinin birikmesi) için bu zamana kadar yapılan en doğru testi geliştirdiklerini iddia ediyor. Test, hafıza kaybı da dahil olmak üzere Alzheimer’ın diğer herhangi bir belirtisini göstermeyen kişilerdeki amiloid beta birikmesini tespit ediyor.

Çarşamba günü ABD’nin bir bölümü çok özel bir ay tutulmasına tanıklık etti. Bu tutulmayı özel kılan ise ‘Süper Ay’ ve ‘Mavi Ay’ olayları ile beraber gerçekleşmesi. NASA, uzaklarda olup izleyemeyecekler için canlı yayın yaptı. Sonrasında CBS News ise o geceden en güzel fotoğrafları derledi:

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

2 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: