Haftanın Özeti: 248

22 - 28 Temmuz 2019 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Bilim, Yazılım, Donanım

Salı günü açıklama yapan ABD Adalet Bakanlığı, teknoloji devlerine karşı geniş çaplı bir tekelleşme incelemesi başlatacağını duyurdu. Bu hamle, teknoloji endüstrisine giderek daha fazla ilgi duyan ABD Adalet Bakanı William Barr’ın şimdiye kadarki en güçlü hamlesi. İnceleme sebebiyle teknoloji endüstrisindeki düzenleme baskısı daha da derinleşebilir. Bakanlık inceleme başlatacağı şirketlerin adını açıkça paylaşmasa da açıklamada “İnternet aramalarını, sosyal medyayı ve perakende satış hizmetlerini egemenliği altına almış çevrimiçi platformları inceleyeceğiz.” ifadesinin yer alması akıllara Facebook, Google, Amazon ve Apple isimlerini getiriyor. Duyurunun ardından Facebook, Alphabet ve Amazon’un hisseleri yüzde 1’den fazla değer kaybetti.

The Washington Post’un Pazar günü yayımladığı bir habere göre Çinli telekomünikasyon devi Huawei, Kuzey Kore hükumetinin kablosuz ağ kurmasına ve işletmesine gizlice yardım etmiş. Gazete, ortaklığa ait olduğu iddia edilen geçmiş iş emirlerini ve kontratlarını yayımladı. Paylaşılan bilgiler, ürünlerinde Amerikan teknolojisi kullanan Huawei’nin Kuzey Kore’ye teçhizat sağlamak için ABD ihracat kontrollerini ihlal ettiği konusunda endişe yaratıyor. Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Bakanlığı, Huawei ile Kuzey Kore arasında olduğu iddia edilen bağlantıları incelerken Huawei ise Kuzey Kore’de faaliyeti bulunmadığını belirten bir açıklama yaptı.

Apple, 2012 ve öncesinde üretilen iPhone’lar ve hücresel bağlantı özellikli iPad’ler için yeni bir iOS güncellemesini kullanıma sundu. 3 Kasım’da bazı modellerin küresel konumlandırma sistemi (GPS) ve Tarih/Saat ayarlarında sorunlar yaşanacağının öngörülmesinin üzerine tüm cihazları için güncelleme hazırlayan Apple, iPhone 4S ve daha önce üretilen cihazları hala kullanan kullanıcılarını da unutmadı. Kullanıcılar kendi cihazlarına yüklenebilen en güncel iOS’u kullanmaya başlamaları durumunda GPS probleminden etkilenmeyecek. iPhone 5 ve 4. nesil iPad’lerin iOS 10.3.4 sürümüne; iPhone 4S, orijinal iPad Mini ve 2. ve 3. nesil iPad’lerin hücresel bağlantı özelliği olanların da iOS 9.3.6 sürümüne güncellenmesi gerekiyor. Bu cihazları kullanan kullanıcılar, Ayarlar/Genel/Yazılım Güncelleme adresinden cihazlarını güncelleyebilir. Daha yeni iPhone’lar için de iOS 12.4 geliştirildi. Sorun yaşamamak için güncellemenin 3 Kasım’dan önce yapılması gerekiyor.

Bahar aylarında satışa sunulması planlanan ancak kullanımla ilgili bazı sorunlar yüzünden piyasaya sürülmesi ertelenen Samsung Galaxy Fold, Eylül’de çıkıyor. Cihazı denemesi için kendilerine Galaxy Fold gönderilen kullanıcılardan bazıları, ekranın üst kısmındaki katmanı plastik koruyucu sanarak çıkarmıştı. Bu yüzden ekran gerektiği gibi kullanılamamıştı. Kullanıcılardan bazıları da ekranın katmanları arasına giren küçük toz parçacıkları yüzünden ekranla ilgili sorunlar yaşamıştı. Bunlar göz önüne alınarak Infinity Flex ekranın üstündeki koruyucu katman, telefonun uç kısımlarını kaplayacak şekilde genişletildi. Ekranı dışarıdan gelebilecek küçük toz parçacıklarına karşı daha iyi korumak için iyileştirmeler yapıldı. Fiyatı bin 980 Dolar olarak belirlenen Samsung Galaxy Fold, Eylül ayında satışa sunulduğunda piyasadaki ilk katlanabilir telefonlardan biri unvanını kazanacak.

Flyboard Air’ın mucidi Franky Zapata, Britanya ile Fransa arasında gerçekleştirilen ilk uçak seferinin 110. yıl dönümü şerefine Manş Denizi’ni hoverboard ile geçmeyi denedi. Yaklaşık 35 kilometre uçması gereken Zapata, yolculuğunu saatte 140 km hızla 20 dakikada tamamlamayı planlıyordu. Yolculuğun başarılı olma ihtimalini ise yüzde 30 civarında gören Zapata tahmininde haklı çıktı ve yolculuğu tamamlayamadan denize düştü. Herhangi bir kalıcı zarar görmeyen mucit, yolculuk sırasında yakıt almak için bota yanaşırken inişte sorun yaşadı ve suya çakıldı. Zapata 2016 yılında hoverboard ile 2 bin 252 metre uçarak hoverboard uçuşu rekoru kırmıştı. Ancak Manş denizi uçuşu bunun on katından bile daha uzun bir mesafeydi ve aşılması oldukça güçtü. Deneme başarısız olsa da Flyboard gerçekten etkileyici bir teknoloji. Ancak mucidinin bile kullanırken başarısız olması, ürünün kullanım alanlarının oldukça sınırlı olduğunu gösteriyor.

Colorado Üniversitesinden Dr. Lisa McKenzie önderliğinde gerçekleştirilen bir araştırmada, petrol ve doğal gaz kuyularına yakın noktalarda yaşayan annelerin bebeklerinde doğuştan gelen kalp rahatsızlıklarının yüzde 40 ila 70 oranında daha fazla görülebildiği belirlendi. 2005-2011 yılları arasında doğan 3 bin bebeği inceleyen araştırmacılar, özellikle hamilelikten hemen önce ve hamileliğin ilk haftalarında kuyuların çevresinde yaşayan annelerin bebeklerinde kalp rahatsızlığının daha fazla görüldüğünü söyledi. Doğuştan gelen kalp rahatsızlıkları, doğuştan gelen hastalıklar sebebiyle yaşamını yitiren bebekler arasında en yüksek ölüm oranına sahip. Kalp rahatsızlıkları bebeklerde büyümenin yavaşlamasına ve beyin sorunlarına sebep olabiliyor.

Evlerin yanına inşa edilmiş bir petrol kuyusu

Bir grup araştırmacı, konuşma engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak hedefiyle yola çıkarak boyun kısmına geçici bir dövme gibi takılan, giyilebilir yapay boğaz geliştirdi. Yapay boğaz, vücuda takıldığında gırtlak hareketlerini sese çeviriyor. Yapay boğazı geliştirmek için araştırmacılar, ince bir polivinil alkol filmin üstüne lazerle grafen yerleştirdi. Bu esnek cihaz, bir insanın baş parmak tırnağının iki katı kadar büyüklükte. Daha sonra su yardımıyla filmi gönüllü katılımcının derisine yerleştirdiler. Gönüllü, ses çıkarmadan konuşur gibi yaptığında cihazdan “Tamam” ve “Hayır” gibi kelimeler duyuldu. İleride konuşma engelli bireylere hangi gırtlak hareketleriyle hangi kelimelerin ortaya çıktığı öğretilirse, bu cihaz engelli bireylerin hayatını kökten değiştirebilir.

Japonya hükumeti, bir kök hücre bilimcisinin içinde insan hücresi bulunan hayvan embriyolarının hayvanlarda geliştirilip daha sonra organ üretmek üzere başka hayvanlara nakledilmesine izin verdi. Geçtiğimiz Mart ayına kadar ülkede yasa dışı olan bu uygulama yeni düzenleme ile uygulanabilir hale gelmişti. Yine de bilimcilerin bu tarz çalışmalar için devletten izin alması gerekiyor. Tokyo Üniversitesi ve Stanford Üniversitesinden ekipleri yöneten Hiromitsu Nakauchi, gerçekleştirilecek çalışmada fare embriyosuna insan kök hücresi ekleyecek. Bu embriyo belirli bir büyüklüğe eriştiğinde bir sıçanın vücuduna aktarılacak. Ekip bu şekilde hayvanların vücudunda, insan hücrelerinden oluşan organlar üretmeyi amaçlıyor. Bu organlar daha sonra ihtiyaç duyan insanlara aktarılabilecek. Ancak bu uygulamanın şimdiye kadar başarılı bir örneği yok. Sadece, kök hücre aktarımı ile bir sıçanın vücuduna, fare embriyosu yerleştirilmişti. Bu sayede, pankreas üretemeyen sıçanın bu organı geliştirmesini sağlayan uzmanlar daha sonra pankreası, şeker hastası bir farenin vücuduna yerleştirmişlerdi. Böylece fare şeker hastalığından tamamen kurtuldu.

Buffalo Üniversitesinden Stefan Ruhl and Ömer Gökçümen tarafından yürütülen bir araştırmada, insanların yanında yaşayan hayvanların, nişastayı parçalamaya yarayan amilaz geni kopyasının ve tükürükteki amilaz aktivitesinin daha fazla olduğu belirlendi. İnsanlar özellikle tahılları ve nişasta bakımından zengin diğer besinleri tüketmeye başlayınca bünyeleri de bu besinleri daha iyi sindirecek şekilde değişmeye başladı. Aynı değişimin kurtlar ve köpekler arasında da olduğu biliniyordu. Doğada yaşayan ve genellikle etle beslenen kurtların amilaz geni sayısı, insanlarla yaşayan ve insan yiyecekleriyle beslenen köpeklerin amilaz geninden daha az. Yeni araştırmada bu farkın vahşi fareler ve ev fareleri ya da yaban domuzları ve çiftlik domuzlarının tükürük yapısı arasında da görülebildiği tespit edildi. Bu da doğadan kopup insanlarla yaşamaya başlayan hayvanların vücudunun da bu yeni koşullara adapte olacak şekilde değiştiğini gösteriyor.

Çin’de 10 yaşında bir çocuk, ceviz kırmak için büyük bir taş ararken 66 milyon yıllık dinozor yumurtası buldu. Bilimle ve özellikle dinozorlarla çok ilgilenen ve konu ile ilgili birçok kitap okuduğunu söyleyen genç kaşif Zhang Yangzhe, gördüğü garip taşın üzerinde yuvarlak çizgiler olduğunu fark edince durumu annesine haber vermiş ve bunun bir dinozor yumurtası olabileceğini söylemiş. Annesi durumu yetkililere haber verince bu ‘garip taşın’ bir dinozor yumurtası olduğu doğrulanmış. Bölgede araştırma yapan yetkililer daha sonra 10 dinozor yumurtası daha keşfetti. Yangzhe’nin yaşadığı bölge, Heyuan,  Çin’in dinozor yuvası olarak biliniyor ve bölgede 1996’dan bu yana 17 bin adet dinozor yumurtası bulundu. Bu yumurtaları ve diğer dinozor kalıntılarını saklamak ve sergilemek için bölgede bir dinozor müzesi kurulmuştu.

Günümüzden 20 yıl önce, bir sulama kanalından alınan toprak örneğinin içinde tespit edilen Geobacter sulfurreducens adlı bakteri, gelecekte nano-kablolar üretmek için bize yol gösterebilir. Nefes alıp verir gibi elektrik ileterek yaşayan bu bakterinin elektriği ileten uzantılarının, diğer bakterilerde de görülen ‘pili’ adlı uzantılar olduğu sanılıyordu. Ancak araştırmalar, bu bakterinin kendi özel elektrik ileten uzantılarını geliştirdiğini ortaya koydu. Mikro ölçekli uzantıların yapısını inceleyen bilimciler, gelecekte bu yapıyı, mikro elektrik kabloları üreterek minyatür elektrikli cihazları direkt insan dokusuna bağlamak için kullanabilirler.

Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) nükleer füzyon ile enerji üretmeye bir adım daha yaklaştı. Yeni yerleştirilen sabit düşük sıcaklık kabı (kriyostat) ve alt silindirin Hindistan’da üretilip Fransa’daki reaktöre yerleştirilmesinin ardından uzmanlar 6,5 yıllık bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtti. 16 bin metreküp hacminde, 3 bin 850 ton ağırlığındaki kriyostatın yerleştirilmesinin ardından önümüzdeki dönemde Çin’de üretilecek PF bobini ve Güney Kore’de üretilecek vakum kazanı ile birlikte tokamakın parçaları bir bir tamamlanmış olacak. Dünyanın en karmaşık makinesi olarak inşa edilecek ITER, süperiletken mıknatısların oluşturduğu manyetik alanda, sıcaklığı 150 milyon dereceye (Güneş’in merkezinden 10 kat daha sıcak) ulaşan plazmayı depolayarak enerji üretecek. 2025’in Aralık ayında çalışmaya başlaması planlanan reaktörün tam kapasitesine ulaşması için 10 yıl boyunca çalışması gerekecek.

Siemens’in ABD birimlerinden birinde çalışan 62 yaşındaki yazılımcı David Tinley, şirketinin kendine tekrar tekrar ihtiyaç duymasını sağlamak için çalıştığı sisteme kasıtlı olarak ‘yazılım bombaları’ yerleştiriyordu. Yazılım bombası, belirli şartlar sağlandığında (mesela belirli tarihlerde) programın düzenini aksatan zararlı kod anlamına geliyor. Yazılım bombalarını birkaç yılda bir ‘patlayacak’ şekilde ayarlayan Tinley, 2016 yılında tatilde olduğu sırada sistemde bir sorun çıkınca kullanıcı bilgilerini çalışma arkadaşlarından birine vermek zorunda kaldı ve foyası ortaya çıktı. Çıkarıldığı federal mahkemede suçunu itiraf eden Tinley, 10 yıla kadar hapis ve 250 bin Dolar para cezasıyla karşı karşıya.

NASA, altın ve diğer değerli metallerden oluşan bir asteroidi ziyaret etmeyi planlıyor. 16 Psyche adlı asteroidin üzerindeki minerallerin toplam değerinin 700 kentilyon Dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam bir şey ifade etmediyse şu şekilde bakalım; 700 kentilyon Dolar’ı yeryüzündeki herkese dağıtsaydık her birimizin 93 milyar Dolar’ı olurdu. Bu durumda hepimiz Jeff Bezos kadar olurduk. Kulağa güzel gelse de bunun olması mümkün değil. Evet 16 Psyche ve diğer asteroidlerin üzerindeki metallerin Dünya’ya getirilmesi mümkün. Ancak bu metaller büyük miktarlar halinde piyasaya sürülmeye başlandığında değerini kaybecek. Asteroitten çıkarılacak metalin çok sayıda endüstriyel uygulaması olabilir ancak yeni bir sanayi devrimi yaratmayacak ya da etrafımızdaki eşyaların/hizmetlerin maliyetini çarpıcı ölçüde azaltmayacaktır. Asteroit planıyla ilgili en önemli detay şu: reel servet bol miktarda altından değil, insanların diğer insanların arzu duyacağı ürünler üretebilmesinden gelir. Dolayısıyla eğer zengin olmak istiyorsanız, ender kaynakları ele geçirmenin yollarını aramayın. Kaynakları, insanların isteyeceği ya da ihtiyaç duyacağı şekilde yenilikçi biçimlerde kullanmanın yollarını arayın.

Hindistan, geçtiğimiz hafta yakıt sızıntısı sebebiyle kalkışını durdurduğu Chandrayaan-2 uzay aracını bu hafta Ay’a gönderdi. 13 Ağustos’ta Dünya yörüngesinden çıkacak araç 20 Ağustos’ta Ay yörüngesine girecek ve 2 Eylül’de Ay’a iniş yapmaya başlayacak. Uzay aracının Ay modülü, Ay’ın Güney Kutbu’na iniş yapacak ve burada Ay’ın yapısına dair incelemelerde bulunacak. Bugüne kadar Ay’ın yüzeyine sadece ABD, Rusya ve Çin’in uzay araçları iniş yapmıştı. Bu görev Hindistan için bir ilk olacak. Görevin maliyeti ise 141 milyon Dolar (yaklaşık 800 milyon Lira) olarak açıklandı. Hindistan ayrıca 2022 yılında Ay’a üç astronot göndermeyi hedefliyor.

Bu hafta uzay görevleri bakımından yoğun bir haftaydı. SpaceX Çarşamba günü gerçekleştirmeyi planladığı CRS-18 görevini hava muhalefeti sebebiyle Perşembe günü gerçekleştirdi. Görevde Uluslararası Uzay İstasyonu’na deney, araştırma ve tedarik malzemeleri gönderildi. SpaceX daha sonra geçtiğimiz hafta yaptığı testte yakıt sızıntısı yaşanan Starhopper aracını test etti. Başarılı ateşlemede Starhopper uzay aracı 20 metre havalandıktan sonra yere planlandığı gibi indirildi. Bir sonraki aşamada Starhopper 200 metre havalanıp inmeyi deneyecek. Starhopper, SpaceX’in yeni Raptor roketinin küçültülmüş bir versiyonu olarak test amaçlı tasarlandı. Bu testlerden elde edilecek sonuçlar daha sonra şirketin Super Heavy roketinin uçuşlarında yol gösterici olacak.

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, Ay’da sandığımızdan daha fazla su olabileceğini gösteriyor. Kaliforniya Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı araştırma, Ay ve Merkür arasında paralellikler olduğuna işaret ediyor. Merkür’e gönderilen bir keşif robotu yüzeye düştüğünde, Güneş yüzünden gölgede kalan kraterlerde buz olduğu ortaya çıkmıştı. Merkür ve Ay birçok açıdan farklı ancak her ikisinin de yüzeyi yoğun şekilde kraterlerle kaplı. Hangi kraterlerin altında su rezervi olduğunu bulmaya çalışmak kulağa imkansız gibi gelebilir ancak Merkür’deki buz kaplı kraterlerin derinlik-çap oranını Ay’ın kraterleriyle karşılaştırarak hangi kraterlerin daha derin olduğu anlaşılabilir. Bu kraterlerin buz rezervi saklaması daha mümkün olduğu için su kolayca bulunabilir.

Ay’a ilk kez bir insanın ayak basmasının 50. yıl dönümünde, Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins’in Ay’a gidip döndüklerinde imzaladığı bir gümrük belgesi ortaya çıktı. Belge, astronotlar ABD’ye yurt dışından giriş yapıyormuş gibi düzenlenmiş. Space.com’a açıklama yapan NASA sözcüsü John Yembrick, belgenin gerçek olduğunu teyit etti. Kalkış yeri “Ay” varış yeri “Honolulu” yazan belgenin kargo kısmında “Ay taşları, Ay tozu ve Ay örnekleri” ifadesi görülüyor. Sağlık beyannamesi kısmında ise, “araçtaki kişilerin uçak tutması dışında herhangi bir hastalığı bulunmamaktadır” yazıyor.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

2 Yorum

  • Ceviz kırmak için taş arayan çocuğun yanında çekiç olması ? :))))) Çin’de insanlar niye ayda 1 dolara çalıştırılıyor anladım

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: