Haftanın Özeti: 202

Bilim, Yazılım, Donanım

Berlin‘de gerçekleştirilen tüketici elektroniği fuarı IFA‘da Sony, ZTE, Huawei, LG gibi markalar yeni akıllı telefonlarını tanıttı. Samsung en son ürünlerini daha yeni tanıttığı için, Apple ve Google da önümüzdeki aylarda tanıtım etkinliği planladığı için bu fuarda yeni telefon duyurmadı. Fuardaki modellerden de yola çıkan Engadget‘in küçük ekranlı telefonların sonunun geldiğine dair bir tespiti oldu. IFA’da öne çıkan yeni modelleri haberimizde, fuara dair hemen her şeyi de şurada bulabilirsiniz.

IFA 2018’de yeni giyilebilir modelleri de tanıtıldı. Casio, Garmin, Fitbit gibi markaların yeni akıllı saatleri ve bileklikleri hakkında malumat sahibi olmak isterseniz de buraya göz atabilirsiniz.

Samsung‘un CEO’su DongJin Koh bu yıl içinde katlanabilir bir akıllı telefon tanıtacaklarını açıkladı. Yapılan müşteri anketlerine göre böyle bir cihaza karşı piyasada istek duyulduğunu ve artık Samsung için sözünü tutma vakti geldiğini söyleyen Koh katlanan ekranın nasıl çalışacağına dair bir açıklama yapmadı. IFA 2018’de konuşan CEO “Çoğu özelliği katlanmış durumda kullanmak mümkün olacak. Ancak gezinmek ve bir şeyleri görüntülemek için cihazı açmanız gerekebilir. Peki açılmış hali tabletle karşılaştırıldığında ne gibi faydalar sağlıyor? Eğer açılmış ekranın sunduğu deneyim tabletle aynıysa müşteriler bu cihazı neden alsın? Her cihaz, her özellik, her yenilik son kullanıcıya anlamlı bir mesaj vermeli. Böylece son kullanıcı ‘demek Samsung bunu bu yüzden yapmış’ diyebilirifadelerini kullandı. Şimdilik elimizde 2013’te paylaşılan şu video var.

Apple tarafından yapılan açıklamada telefon ve tabletlerinin yüzde 85’inin iOS 11, yüzde 10’unun iOS 10 kullandığı, geri kalan yüzde 5’lik kesimin ise eski işletim sistemlerini kullandığı belirtildi. Sadece bir yılda en son işletim sistemine bu denli büyük bir geçiş sağlanması oldukça önemli. Hele ki son Android sürümünün ilgili cihazların yüzde 12’sinde kullanıldığı düşünüldüğünde. Çok fazla cihazın iOS 11’e geçmiş olması bu işletim sisteminin sorunsuz çalıştığı anlamına gelmiyor. iOS 11 yayınlandıktan sonraki aylarda kullanıcılar birçok konuda Apple’a şikayette bulundu. Apple bu sorunları yeni işletim sisteminde çözmeye çalışıyor.

Amazon‘un IFA 2018’de yaptığı sunum tamamen sesle ve Alexa’nın sesli asistanı etrafında kurulan yeni endüstriyle ilgiliydi. Sunuma göre Alexa platformu 50 binin üzerinde özel yeteneğe ve 20 binden fazla Amazon destekli cihaza sahip. Müşteriler Alexa’yı kullanarak müzik dinliyor, çevrimiçi alışveriş yapıyor, sesli aramalar yapıyor, randevularını kontrol ediyor ve akıllı ev aletlerini, sistemlerini, cihazlarını kontrol ediyor. Şirket bunun henüz başlangıç olduğunu düşünüyor ve her yerde, her şeyle konuşmamızı istiyor.

Singapur iki yeni girişimle birlikte yapay zeka alanında yerel yetenekler geliştirmek istiyor. AI Singapore programının başını çektiği yeni girişimler, yapay zeka teknolojilerinin günlük hayata nasıl uygulanabileceğini ve profesyonellerin bu araçlarla verimliliği nasıl geliştirebileceğini araştıracak. Yeni girişimlerden biri AI for Everyone (Herkes İçin Yapay Zeka) olarak adlandırılıyor ve aralarında ortaokul öğrencileri ve çalışan yetişkinler de bulunan 10 bin kişinin bu programa katılması hedefleniyor. İkinci girişim ise teknik olarak eğilimli endüstri çalışanlarına hitap ediyor. Programın amacı 2 bin kişiye yapay zeka konusunda temel yeterlilik kazandırmak. Katılımcıların Python platformu üzerinde yazılım geliştirme yetenekleri kazanmasına odaklanacak programı tamamlayan katılımcılar temel yapay zeka sertifikası alacak.

Uluslararası bilimcilerden oluşan bir ekip, insanlığın iklim değişikliğiyle mücadelede 2015 Paris Anlaşması‘nın şartlarını yakalayabilmesi için ciddi eylemlerde bulunması gereken bir dizi tarih açıkladı. Muhtemel bir felaketin önlenmesi için bu tarihlerden önce önlemlerin alınması gerekiyor. Sonuçlara göre ortalama yaklaşımı takip ederek yüzyılın sonunda küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutmamız mümkün değil. Ancak karbon salınımı her yıl yüzde 5 oranında azaltılırsa, hükümetlerin müdahale için 2027 yılına kadar vakti var. Bu tarihten sonra salınımlarda yıllık yüzde 5’lik azalma bile bizi 1,5 derecenin üzerindeki sıcaklık artışından korumayacak.

Avrupalı 11 bilimsel araştırma fonunun aldığı ortak karara göre, kamusal fonla araştırma yapan bilimciler araştırma sonuçlarını kamuya ücretsiz sunmak zorunda. Salı günü cOAlition S adlı girişimi kuran organizasyonlar, 2020’ye kadar bu kuralı yürürlüğe sokma kararı aldı. Bu 11 organizasyonun bilimsel araştırmalara yılda 7,6 milyar Avro (şu anın parasıyla 58,3 milyar TL) harcadığını belirtmekte fayda var. Araştırmacılar genellikle çalışmalarını, paralı abonelik gerektiren Nature ve Science gibi dergilerde yayımlamayı tercih ediyor. Onların açık erişimi olan diğer dergilere oranla daha prestijli olduğu düşünülüyor. Abonelik gerektiren bir dergide yayımlandığında projeye ücretsiz erişmek mümkün olmuyor. Bu çalışmalar aylar, yıllar sonra kamuya açık bir şekilde paylaşılıyor.

Ortaya çıkışıyla heyecan yaratmış akımların peşine düşüp öncü isimlerinden durum değerlendirmesi yapmalarını istediğimiz yeni bir seriye başladık. “N’oldu o iş?” adlı serinin ilk konusu Türkiye’de Maker hareketiİşin başlarındayken heyecanlarına şahitlik ettiğimiz üç kişiye, GelecekHane Kurucusu Halil Aksu’ya, Maker Çocuk & Maker Atölye Kurucu Ortağı Zeynep Karagöz’e ve Makers Türkiye Kurucusu Ongun Tan’a üçer soru yönelttik. Cevaplar şurada.

Hava sıcaklıkları özellikle ortalama vücut sıcaklığına (37,3 derece) yaklaştığı zaman ciddi sağlık sorunları baş gösteriyor. Uzmanlar bu sıcak havalara nemin de eşlik etmesiyle vücudun soğumakta zorlandığını ve bu durumun ölüme varabilen ciddi sonuçları olduğunu söylüyor. Sıcaklık arttıkça sağlık problemlerinin baş göstermesinin sebebi ise şu şekilde açıklanıyor: Vücudumuzdan ısıyı atmak için birçok farklı mekanizma var. Ancak sıcak havalarda bunlar işlemez hale gelebiliyor. Dışarıdaki hava vücudumuzdan sıcaksa, ısı değişimi içeriden dışarıya değil dışarıdan içeriye doğru gerçekleşiyor. Vücudu soğutmak için deriye gönderilen kan, terleme sebebiyle de susuz kaldığında vücutta kan dolaşımı yavaşlıyor. Bu durum önemli organlara yeterli oksijen sağlanamamasına sebep oluyor. Ha, Eylül ayının üçte birini yediğimiz şu gün, İç Anadolu’nun bir köşesinde “Sıcak olsa da çarpsa” diye bu bilgiye burun kıvıranlar olacaktır elbette.

300 milyondan fazla kişi depresyonla boğuşuyor zira dünya git gide daha stresli bir yer haline geliyor. Okuldaki endişeler ergenlerin sağlığında olumsuz etkilere sebep olurken, iş yerindeki baskılar da yetişkinleri zorluyor. Majör depresyon tanıları ABD’de 2013’ten bu yana yüzde 33 arttı. Bu oran milenyum neslinde yüzde 47’ye çıkıyor. Depresyonun ve zihin sağlığındaki bozuklukların en önemli sebeplerinden biri iş yeri deneyimleri. 2017’de Mental Health America (MHA) tarafından 17 bin çalışan ve 19 endüstride yapılan araştırmaya göre işçilere destek sağlanmaması iş yerinde daha yüksek seviyede stres ve yalnızlığa sebep oluyor. O da iş gücü ve dolayısıyla para kaybı olarak dönüyor.

Zamanın hepimiz için farklı aktığı malum. Bilimciler beynimizin, yaşadığımız olayların zamanını nerede ve nasıl kodladığını keşfetmek için bir laboratuvar faresini inceledi. Marco adlı fare yeni bir ortama yerleştirildi ve çevreyi dolaşarak en sevdiği yiyecek olan çikolatayı aramaya başladı. İlk turda fare iki saat boyunca gezindi. Sonrasında, araştırmacılar kayıtlı sinyallerden, hangi olayın hangi dakikada gerçekleştiğini belirlemeyi başardı. Örneğin sinyaller incelenerek Marco’nun hangi noktada bir çikolata parçası bulduğu belirlendi. İkinci turda ise araştırmacılar Marco’nun çikolata arayışına engeller koydu ve onu bir labirentte sağa ve sola dönmeye zorladı. Eylemin türündeki değişiklik sinirsel aktivite verilerinde de görüldü. Sonuçlar bu hücre ağının işlevinin, deneyimlediğimiz olaylara tarih bilgisi atamak ve eylemleri yaşama sırasını kaydetmek olduğunu doğruluyor.

Wake Forest Üniversitesi araştırmacıları, morfinden 100 kat daha etkili ve bağımlılık yapmayan bir ağrı kesici geliştirdi. Maymunlar üzerinde yapılan deneylerde AT-121 adı verilen bu yeni maddenin diğer ağrı kesicilerin sahip olduğu solunum hızı azalması ve kabızlık gibi yan etkilere de yol açmadığı görüldü. İlaç beyinde ağrı kesici algılayıcıları uyarmakla kalmıyor aynı zamanda keyif hissini baskılayan başka uyarıcıları da harekete geçiriyor. Böylece bağımlılık yaratan aşırı mutluluk durumu oluşmuyor. Maymunların ilacı kendi başlarına tüketmek için bir çaba göstermemesi, bağımlılık oluşturmadığı görüşünü destekliyor.

Japon bilimcilerden oluşan bir ekip, uzay asansörünün küçük bir prototipini test etmeye hazırlanıyor. Bu cihaz bilim kurguda sıkça bahsi geçen, kilometrelerce uzunluktaki kabloyla kurulan uzay asansöründen oldukça uzak ancak en azından birileri bu teknolojiyi geliştirme konusunda adımlar atmaya başladı. Uzayda gerçekleştirilecek deneyde Shizuoka Üniversitesi tarafından geliştirilen 10 santimetreküp boyutunda iki uydu 10 metre uzunluğunda bir çelik kabloyla birbirine bağlanacak. Bu iki uydu Uluslararası Uzay İstasyonu‘ndan uzaya gönderilecek ve bir kutu, uydular arasında bir motor yardımıyla hareket edecek. Rus bilimci Konstantin Tsiolkovsky, uzay asansörü fikrini 1895 yılında, Eyfel Kulesi’ni gördükten sonra ortaya atmıştı. Bu fikir o zamandan beri bilim kurgu dünyasının bir hayali olarak biliniyor.

Astronotlar uzay görevi öncesinde ciddi psikolojik incelemelere tabi tutulduğu için ‘oralarda’ sabotaj ihtimali oldukça düşük. Ayrıca istasyona zarar gelirse içerideki herkesin bu durumdan etkileneceğini de hesaba katmak gerek. Ancak Rusya, Uluslararası Uzay İstasyonu‘nun geçtiğimiz hafta mürettebattan biri tarafından sabotaja uğradığını düşünüyor. 29 Ağustos akşamı, Expedition 56 ekibi uyurken, Houston ve Moskova‘daki UUİ uçuş kontrolörleri kabin basıncının düştüğünü fark etti. Hava kaybının Rusya bölümünden kaynaklandığını belirleyen ekipler acil duruma geçmeye gerek görmedi. 2 milimetre çapındaki delik ertesi sabah astronotlar tarafından kapatıldı, olaydan zarar gören olmadı. İşte Rusya tarafı o deliğin kasıtlı olarak açıldığını düşünüyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi‘nin 150’nci yılı etkinlikleri kapsamında bir gözlem gecesi düzenleniyor. 13 Eylül’de yapılacak etkinliğin detayları bu tweet’te.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

3 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: