Haftanın Özeti: 98

5 – 11 Eylül 2016 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Bilim / Yazılım / Donanım

Samsung, Galaxy Note 7 modeli cihazlarının lityum-iyon bataryalarında problem olduğunu ve bu cihazların kendi kendine alev aldığını öğrendiğinde 2,5 milyon cihazı piyasadan toplattı. Bu durum bazı kullanıcılarda paniğe sebep oldu. Ancak akıllı telefonların ya da lityum-iyon pil kullanan pek çok cihazın bu tarz problemlere sebep olması bilinen bir durum. Daha önce elektronik kaykaylarda, bilgisayar bataryalarında, Tesla otomobillerde hatta uçaklarda da benzer problemler yaşanmıştı. Ancak bunun sıradan bir kullanıcının başına gelme ihtimalinin oldukça düşük olduğunu belirten uzmanlar, yine de Galaxy Note 7 kullananların telefonlarını başka modellerle değiştirmesinin daha güvenli olacağını söylüyor.

South Korea Samsung Electronics Phone

Apple iki yeni telefon modeli, iPhone 7 ve iPhone 7 Plus’ı dün akşam tanıttı. iPhone 6 ve 6S’ye çok benzer bir tasarıma sahip yeni telefonlar yine de eski telefonlardan kolayca ayırt edilebilecek özellikler içeriyor. iPhone 7, yeni 12 megapiksellik kamerasının boyutu ve kulaklık girişinin bulunmayışıyla eski modellerden ayrılıyor. iPhone 7 Plus ise bu özelliklerin dışında, çok konuşulan çift kamera özelliğine kavuştu. Yeni modellerin ilk görüşte anlaşılmayan özellikleri arasında suya dayanıklılık ve dokunmatik ‘home’ butonu bulunuyor.

Sony dün akşam New York’ta düzenlediği bir etkinlikte yeni Playstation 4 modellerini tanıttı. Bu modellerden biri, orijinal Playstation 4’ün özelliklerine sahip olan daha ince bir versiyon. Diğer model ise daha gelişmiş donanım özelliklerine sahip Playstation Pro olarak adlandırılan versiyon. İnce modelin 299 dolara Playstation Pro’nun 399 dolara satılacağı ifade edildi.

Uluslararası Comic Con’un bu seneki ayağında 500 Batman fanı Batman olma deneyimi yaşadı. ‘Başlığı tak’ kampanyası sayesinde dünyada Batman: Arkham VR oyununu ilk kez oynayan bu özel kitlenin heyecanına ortak olun. Arkham VR’ın Ekim ayında PlayStation VR ile birlikte satışa sunulması bekleniyor.

Biz Walkman teknolojisi öldü ya da retro aşkı ile sınırlı şekilde kullanılıyor sanırken Sony 3 bin 200 dolara Walkman satıyor. Akustik ses için altın kullanılması gibi iyi hissettiren detaylarla kendinizi şımartmak isterseniz Sony’nin Premium Walkman® with High-Resolution Audio’sunu ve Signature Serisi’nin diğer bileşenlerini doya doya inceleyebilirsiniz. Ya da boşverin.

Premium Walkman® with High-Resolution Audio bu şekilde müzik dinleyen sınırlı sayıdaki insan için üretildi.
Premium Walkman müziği bu halde dinleyen sınırlı sayıdaki insan için üretildi.

Devletlerin Linux ve benzeri açık kaynaklı yazılım tercihi gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Bunun güvenlik gibi önemli sebepleri olsa da kişiye / kuruma özel yazılım ürünlerine göre daha düşük maliyetli oluşu ve yazılımı üreten şirketin kapanması durumunda kaybolup gitme riskinin olmayışı başlıca sebeplerinden sayılabilir. Gerek devletlerin kamusal işlemlerde açık kaynaklı yazılımların kullanılmasını zorunlu hale getiren yasal düzenlemelere gitmesi, gerek bunların tercihinin teşvik edilmesi sebepleriyle son 10 yılda hız kazanan devlet işlerinin açık kaynak temelli yürütülmesi sürecinin dünyadaki genel durumu hakkında fikir sahibi olmak isterseniz ‘açık kaynak yasalarının statüsü atlası‘na göz atabilirsiniz.

Türkiye'de devlet işlerinde açık kaynaklı yazılım kullanmak yasalarla zorunlu hale getirilmiş.
Türkiye’de devlet işlerinde açık kaynaklı yazılım kullanmak yasalarla zorunlu hale getirilmiş.

Mavi ışığın uykumuzu kaçırdığı varsayımı ile akşamları ekranın beyaz ayarını spektrum sonuna, kırmızıya yaklaştıran (gündüz de eski haline alan) ve pek çok kullanıcının memnuniyete kullandığı yazılım f.lux’un popülerliğinin sonu gelmiş olabilir. Apple’ın iOS’ta sunduğu ve ‘gece modu’ adı verdiği renk değişim özelliğinden sonra Microsoft’un da Windows 10’da benzer bir özellik sunacağı öğrenildi.

Maviyi biraz kısabilir miyiz? Teşekkürler.
Maviyi biraz kısabilir miyiz? Teşekkürler.

Dünyanın en büyük kişisel kullanım amaçlı elektronik ürün imalatçısı Samsung Electronics yeni akıllı saat modellerini tanıttı. Gear S3’ün yeni serisi ‘Frontier’ isimli spor görünümlü ve ‘Classic’ isimli rafine tasarımlı 2 adet model içeriyor. Büyük ekranları ile ağırlıklı olarak erkek kullanıcılara hitap ettiği düşünülen cihazlar 4 güne kadar dayanabilen pilleri ile Apple Watch’ı sollamış oluyor. Frontier modeli kullanıcının telefonuna bağlanma gereği duymadan kendi radyo çipi üzerinden yüksek hızlı 4G mobil ağlara bağlanabiliyor.  Böylece arama yapma, veri alıverişi gibi işlemler için telefonun yakınlarında bulunma zorunluluğu tarih oluyor. Renkli ekran, toza ve suya dayanıklılık, dahili hoparlör ve GPS konum bulma teknolojisi sunan yeni Gear S3’ler Samsung Pay’e uyumlu yerlerde mobil ödeme yapmaya da imkan veriyor.

https://youtu.be/ynTB211p1PQ

Akıllı telefon üreticileri ve yazılımcılar kullanıcıların güvenliğini ve sağlığını yeterince göz önünde bulunduruyorlar mı? Pokemon Go oynarken ezilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldıysanız ya da telefonunuz aniden alev aldıysa bu soruya kolaylıkla olumsuz yanıt verebilirsiniz. Üreticilere, cep telefonu kullanımından doğan sürüş performansının kötüleşmesi, uyku verimliliğinin düşmesi ve duruş bozukluklarının artması gibi bilindik sorunlardan doğrudan sorumlu sayılmasalar da, bunlara özel çözümler üreten girişimlerden feyz alarak önlem niteliğindeki uygulamaları dahili hale getirmeleri öneriliyor. Yine de bilinçli kullanım konusunda nihai karar kullanıcılara kalıyor.

smartphone-safety-2

Stresli ya da üzgün anlarımızda bize destek verecek birilerini her zaman bulamayabiliriz. Üstelik profesyonel danışmanlık hizmetlerinin oldukça pahalı olduğu da bir gerçek. Bu duruma çare bulmak için, Aberdeen Üniversitesi’nden bir ekip duygusal desteğe ihtiyaç duyduğumuz anlarda bize yardımcı olabilecek bilgisayar sistemleri oluşturmayı amaçlıyor. Şarjı bitene kadar idare edeceğiz.

pagina236-1

Amerika Birleşik Devletleri’nde asgari ücretin artırılması talebi ile yapılan protestolara karşı hamle olarak otomasyon tartışmalarının alevlendirilmesi ülkenin en az kazanan çalışanlarını ikilemde bırakıyor: Yaşamlarını idame ettirmeye yetmeyen saatlik ücretlerine razı gelip işlerini kaybetmemek ya da ücret artışı talep edip robotlar tarafından yerlerinden edilmek. Fakat uzmanlara göre asgari ücret artsa da artmasa da robotlar önünde sonunda gelecek. Bu durumda asgari ücrete tabi çalışanlar ücretlerinin değişmesini talep etmeseler dahi işlerin kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyalar. Yani protestocuları işlerini kaybetmekle tehdit etmenin ‘yalnızca bir süre daha’ düşük ücretle çalışmalarını sağlama amacı taşıdığı söylenebilir. Pizza Hut, Foxconn, Wendy’s gibi markaların bazıları kısmi bazıları tam otomasyon uygulamalarına geçti bile.

otomasyon-1200x675

Standford Üniversitesi’nde Eric Horvitz başkanlığında başlayan ve 100 yıl sürmesi planlanan AI100 Projesi yapay zekanın insan hayatına etkilerini çeşitli alanlar özelinde 5 yılda bir raporlama amacı taşıyor. Projenin ilk raporuna göre yapay zekanın çalışma şeklimize ve ortamımıza etkileri kabaca şöyle olacak:

  • Yapay zeka girişimleri insanlığın marjinalleştirilme kaygılarını göz önünde bulundurarak yakın dönemde meslekleri değil irili ufaklı görevleri icra edecek.
  • Yapay zeka sayesinde bugün tahmin edemeyeceğimiz meslekler ortaya çıkacak.
  • Bazı meslekler de tahmin ettiğimiz gibi tarihe karışacak.
  • Mesleksizleşme yeterli düzeye ulaştığında insanlara (Genel Gündem kategorisinde paylaştığımız Finlandiya örneğinde olduğu gibi) ‘evrensel temel gelir’ sağlanacak.
  • Sağlık, eğitim ve işsizlik maaşı gibi sosyal servislerde iyileşme görülecek.
  • Ofis ve işyerlerinin büyüklükleri ve konumları değişecek. Eskisi gibi büyük ofislere ihtiyaç olmayacak. Hatta bazı durumlarda ofise hiç ihtiyaç olmayacak.

Birinci AI100 raporunun yapay zekayı karamsar bir şekilde ele almaktan ziyade serpilip yeterince geliştiğinde insanlığın iyiliğine çalışacak potansiyel sahibi bir ‘hayırlı evlat’ gibi gördüğü söylenebilir.

AI-ross_A-1400x600

Aynı raporun yapay zekaya ilişkin genel politika önerileri ise şöyle:

  • Devletin tüm kademelerinde ‘yapay zeka teknik uzmanı’ görevlendirmek için gerekli hazırlıklar yapılamalı.
  • Yapay zekanın adil kullanımı, sosyal etkileri, güvenlik ve mahremiyet gibi hususlarda yapılacak araştırmaların önündeki engeller kaldırılmalı.
  • Yapay zekanın toplumsal etkilerine dair disiplinler arası çalışmalar için kamusal ve özel fonlar sağlanmalı.

(Raporun tamamını incelemeyi tercih etmeyenler için özeti de geçilmiş.)

AI (1200x449)

Rusya ve Hong Kong merkezli Youth Laboratories’in Beauty.ai inisiyatifi 600 bin katılımcıdan gelen selfie’lerle bir güzellik yarışması düzenledi. Hindistan’dan, Çin’den, Afrika’nın dört bir yanından ve ABD’den katılımcıların değerlendirildiği seçim sürecinde yapay zeka jürisi kişilerin yüz simetrilerini, kırışıklıklarını ve yaşlarına göre ne kadar genç ya da yaşlı olduklarını 3 algoritma aracılığıyla ölçtü. Algoritmalar ten rengine göre değerlendirme yapacak şekilde oluşturulmamıştı. Fakat yarışma sonuçları açıklandığında finale kalan 44 kişiden sadece 6’sının Asyalı, 1’inin ise koyu ten rengine sahip olduğu geri kalanların beyaz olduğu görülünce anlaşıldı ki insana özgü önyargılarla oluşturulan veritabanları makine öğreniminde insanımsı zaaf ve eğilimlerden muaf olmayan bir zeka yaratıyor. Yani beslendiği veritabanları özensizce oluşturulduğu sürece yapay zeka insana benzemeye mahkum gibi görünüyor (Microsoft’un Tai macerasını unutmuş olamayız).

İnsan ayıran, ötekileştiren, etiketleyen, gönül gözü kapalı yapay zeka sorunsalı
İnsan ayıran, ötekileştiren, etiketleyen, gönül gözü kapalı yapay zeka sorunsalı

Gün gelecek yapay zeka bilinçlilik özelliğini kusursuzca içselleştirecek ve kendi iradesini geliştirecek fakat o zamana kadar Cleverbot ile baş başayız. Yapay zekanın en çiğ, ilkel, ‘saf’ halini elimize geçirmişken onun kafasını karıştırmaktan, hata yaptığını görmekten, merdivenlerden yuvarlanışını ya da laboratuvardan kaçıp trafiği kitleyişini izlemekten keyif aldığımızı pek saklamıyoruz. Teknoloji habercisi Joshua Kopstein’e göre bu ‘dalgacı’ ruh halimiz kendi yetersizliklerini az gelişmiş yapılar üzerine yansıtan bir tür zorbalık refleksinden ibaret. Kırılgan biyolojimizle makinelere karşı tek avantajımız zekamız -bilincimiz ve ahlakımız-. Peki bunlarda avantajı kaybettiğimizde geriye böbürleneceğimiz ne kalacak? Yapay zeka ile ‘uğraşmamız’ın en önemli sebebi bu alt edilebilir olma halinden kaynaklanan (haklı) kaygımız gibi görünüyor. Anlamlı.

Son patent başvurularından birine göre Google sürücüsüz araçlarının alandaki polis araçlarını otomatik olarak tanıyabilmesini sağlayacak alıcılar geliştirmeyi planlıyor. Bu teknoloji sayesinde otonom araçlar polis aracının yaklaşması halinde bir tür alarm durumuna geçerek yolu açabilecek ya da kenara çekip sorgulanma için bekleyebilecek.

Google otonom aracının polis aracından kaçma ihtimalini sıfırlayan sevimliliğine bir de yasalara saygılı sensörler ekleyecek.
Polis aracından kaçma ihtimalini sıfırlayan şu sevimliliğe bir de yasalara saygılı sensörler eklenecek.

Avrupa Birliği’ne bağlı bir havacılık birliği irili ufaklı tüm drone’ların (insansız hava araçlarının) kayıt altına alınmasını talep ediyor. Drone’ların sahibine ya da pilotuna ulaşabilme imkanının yasalara uyum hassasiyetini artıracağı iddiası ile sunulan öneri özellikle eğlence amaçlı kullanılan drone’ların yarattıkları güvenlik risklerine dikkat çekiyor. Buna ek olarak drone’lara ‘geofencing’ adı verilen ve hassas hava sahalarına girmelerini engelleyecek bir özellik eklenmesi de öneriler arasında. Birleşik Devletler’de 228 gr.’dan ağır olan drone’lar için kayıt zorunluluğu bulunuyor. AB’nin planladığına benzer bir düzenlemenin Birleşik Krallık’ta önümüzdeki yıl hayata geçirilmesi bekleniyor.

Drones

DroneSeed adlı şirket, günümüzde insan gücüne dayalı olarak yapılan ve bazı arazilerde oldukça zor olan ağaçlandırma çalışmalarını drone’lara yaptırmaya hazırlanıyor. Arazinin herhangi bir yerine uçabilen, üç boyutlu haritasını çıkarabilen ya da verimli noktaları tespit edebilen drone’lar henüz işbaşı yapmadı. Şirket ilaçlama işlemi için izin aldıktan sonra önümüzdeki aylarda işe koyulmaya hazırlanıyor.

heroshot1200

Amerikalılar her yıl 20 milyar dolarlık lüzumsuz medikal hizmet alıyor. Sağlık hizmeti harcamalarının katlanarak artışında önemli rol sahibi olduğu düşünülen bu ‘medikal ziyaret’lerin tetikleyicilerinden biri de Google arama sonuçlarına göre kendi kendine teşhis koyan kişiler. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre Amerikalılar’ın yüzde 72’si internette sağlık bilgileri araştırıyor (bizde de durumun çok farklı olmadığını düşünüyoruz). Teşhis bilgisi arayan yüzde 35’in yarısından çoğu ise buldukları sonuçları hekimlerle konuşmak için (bazen ellerinde sonuçların çıktıları ile) muayenehanelerin yolunu tutuyor. Kişilerde genellikle kaygı ve kafa karışıklığı yaratan arama sonuçlarının etkili olduğu bu gereksiz hastane randevularını en aza indirmek için bazı öneriler şunlar:

  • Sağlıkla ilişkili aramalar için daha güvenli ve akıllı arama protokolleri geliştirerek kişilerin paniğe sebep olan özensiz içeriğe yönlendirilmelerinin önüne geçilmesi.
  • Medya ve reklam içeriğinin izleyicileri sağlıkları konusunda endişelendirecek nitelikte olmamasına özen gösterilmesi.
  • Gereksiz test ve tahlil gibi uygulamaları caydırıcı hale getirmek için kötüye kullanım protokollerinin uygulanması.
'Rica ederim benim tıbbi uzmanlığımı Google aramanla karıştırma' konulu bir hekim kupası.
‘Rica ederim benim tıbbi uzmanlığımı Google aramanla karıştırma’ konulu bir hekim kupası.

Sezaryen doğuma pek çok durum sebep olabilir. Bunlardan biri de annenin obezitesidir ve bu çocukta görülebilecek obezite için başlı başına bir risk faktörüdür. Bu sebeple sezaryenle doğan çocuklarda çocukluk ve ergenlik döneminde kaydedilen aşırı kiloluluk oranlarının normal doğumla dünyaya gelenlere göre yüksek olması olağan karşılanır. Ancak Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre sezaryen prosedürünün kendisi de ilerleyen yaşlarda obezite riskinin artmasında etkili olabilir.

Refah seviyesi yüksek bazı Avrupa ülkeleri ve Kuzey Amerika’yı temel alan bir araştırmaya göre son 20 yılda yumurtalık kanserine bağlı ölüm oranlarında düşüş kaydedildi. Bunda doğum kontrol haplarının kullanımındaki artışın etkili olduğu belirtilirken, menopoz hormonlarının kullanımındaki düşüşün, gelişen teşhis, takip ve tedavi yöntemlerinin de katkısı olduğu tahmin ediliyor. Doğum kontrol haplarının aynı zamanda Birleşik Devletler’in önde gelen sosyal sorunlarından olan ergen annelik riskinin de azalmasını sağladığı görüldü. Bu beraberinde 15 – 19 yaş arası ergenlerde kürtaj oranlarının da azalması anlamına geliyor. Haplar başta olmak üzere doğum kontrol yöntemlerine başvurmanın normalleşmesi 60’lardan 80’lere kadar uzanan cinsel devrim hareketinin lokomotiflerinden biri olarak görülüyor.

ABD'de kilisenin doğum kontrol yöntemleri ile ilgili yorumlarına karşı düzenlenen yürüyüşte bir protestocu. (Doğum kontrolü bir insan hakkıdır.)
ABD’de kilisenin doğum kontrol yöntemleri ile ilgili yorumlarına karşı düzenlenen yürüyüşte bir protestocu. (Doğum kontrolü bir insan hakkıdır.)

Birleşik Devletler Hastalık Kontrol Merkezi’nin verilerine göre opioid (haşhaş temelli ağrı kesici) bağımlılığı günde ortalama 78 ölüme sebep olarak rekor düzeye ulaştı. Ağrı kesicinin aşırı doz kullanımı sebebiyle yaşanan ölümler 1999 yılına göre 4 kat artmış durumda. Kongrenin madde bağımlılığı merkezlerine 181 milyon dolarlık fon ayırmasına ve Başkan Barack Obama’nın bağımlılıkla mücadelede kullanılan maddeleri daha ulaşılabilir kılmasına karşın sorunun kökenine inilebilmiş değil. Önlem niteliğindeki uygulamalar için umut verici gelişme Amerika’nın ve Almanya’nın önde gelen üniversitelerinin işbirliğiyle yürütülen araştırmalardan geldi. Araştırmacılar morfin kadar etkili fakat bağımlılık yaratmayan ve yapısal olarak opiodilere hiçbir benzerlik göstermeyen bir bileşen geliştirdi. Araştırma sonuçları ‘temel tıbbın zaferi’ olarak nitelendiriliyor.

Haşhaşlı çörek sevenler ile eroin bağımlılarının ortak paydası: Gelincikgiller familyasından Papaver
Haşhaşlı çörek sevenler ile eroin bağımlılarının ortak paydası: Gelincikgiller familyasından Papaver

Birleşik Krallık’ta yürütülen bir araştırma sırasında insanların beyin dokularında hava kirliliği kaynaklı zehirli nanopartüküllere rastlandı. Araştırmacılar bu partiküllerin varlığı ile Alzheimer hastalığı riskinin artışı arasında ilişkiye işaret eden sonuçlara ulaştı. Bu partiküllerin varlığından daha önce de haberdar olunmasına karşın beynimiz tarafından doğal olarak üretildikleri düşünülüyordu. Bunların doğrudan hava kirliliğinden kaynaklandığının anlaşılması hastalıklar ve çevresel faktörler arasındaki ilişkiye dikkat çekti.

Hong Kong hava kirliliğinin en görünür hale geldiği büyük şehirlerden biri.
Hong Kong hava kirliliğinin en görünür hale geldiği (ve görmezden gelinmeye çalışıldığı) büyük şehirlerden sadece biri.

Kişisel bir kırışık danışmanınız olsa fena mı olurdu? Rynkl adlı bu kişisel kırışık uygulaması kırışıklarınızın zamanla ilerleyişini takip ederek ideal tedavi yöntemleri hakkında önerilerde bulunuyor. Tedavi öncesi ve sonrası karşılaştırmalarla yaşlanmanın yüzünüzde sebep olduğu belirtileri azaltarak genç bir görünüme sahip olmanızı sağlamayı hedefleyen Rynkl yapay zekaya güzellik yarışması tertipleten Youth Laboratories’in imzasını taşıyor. Plastik cerrahi ve kozmetik sektörleri için şimdiden paha biçilmez veriler topladığından şüphe yok.

Bugüne dek Dünya dışı canlılara dair bir iz aranırken yaşanan hayal kırıklıkları hep uzayın devasa yapısına ve daha bakmamız gereken çok yer, almamız gereken çok mesafe olduğu gerçeğine bağlandı. Peki ya uzay dışı canlılarla yollarımızın kesişmeme sebebi mekansal değil de zamansalsa? Kozmoloji ve astrofizik alanında saygın bir yayında yer alan makaleye göre sadece evrende ilk var olanlar bizler olduğumuz için bile kimseyle karşılaşmıyor olabiliriz. Bilim adamlarına göre evren için halen ‘sabahın kör vakti’ sayılabilir ve yeni habitatların oluşumu için önümüzde hayal edemeyeceğimiz kadar uzun bir zaman olabilir.

Yalnız ve güzel gezegenimizden hayali bir manzara
Yalnız ve güzel gezegenimizden evrene bakış

SpaceX’in patlayan roketi çoğu kişi için su götürmez bir başarısızlık hikayesi gibi görünse de işleri öyle basite indirgemek, özellikle uzay işleri söz konusuyken pek anlamlı ve faydalı sayılmıyor. Yaşanan teknik aksaklık sebebiyle atan bir küçük kıvılcım neticesinde SpaceX 62 milyon dolarlık bir roket, müşterisi Spacecom ise 200 milyon dolarlık bir uydu kaybetti. SpaceX’in bu tip aksaklıklar için hazırlıklı olduğu (olmasa bu işi yapamaz), Spacecom’un ise uydusunun sigortalı olduğu ve yerinin doldurulacağı umut ediliyor. Bir roketin patlaması aslında pek çok bakımdan faydalı bir şey olarak kabul ediliyor çünkü kazalar roketlerin potasiyel tasarımsal ve yapımsal kusurlarına dair fikir sahibi olmanın tek iyi yolu sayılmasa da genellikle epey yol gösterici oluyor. Maliyetinin de biraz yüksek olduğunu kabul edelim.

Mevcut teknolojimizle önümüzdeki 10 yıl içinde bir uzay gemisi inşa etmemiz mümkün mü? Hayır, değil. Önümüzdeki 2-3 yüzyıl boyunca Uzay Yolu’nun The USS Enterprise’ına benzer bir yapı ile uzayın enginliklerine açılmamız mümkün görünmüyor. Buna neden olan gerçek imkansızlıklar ve gayet anlaşılır teknik detaylar NASA’da Uçuş Kontrölörü ve Eğitmeni Robert Frost tarafından Quora’da açıklanmış.

Bunu bile yapamıyoruz.
Bunu bile yapamıyoruz.

NASA astronotu ve Expedition 48 kumandanı Jeff Williams Dünya’ya rekor kırarak döndü. 4. görevini başarıyla tamamlayan tecrübeli astronot uzayda geçirdiği toplam 534 günle NASA’nın uzayda en fazla zaman geçiren astronotlar listesinde ilk sıraya yerleşti. ISS Programı yöneticisi Kirk Shireman ‘Jeff’in Dünya dışında Dünya için yaptığı işlerden son derece gurur duyuyoruz.’ sözleri ile Williams’ın rekorunu kutladı.

Gelişmeler devam ediyor! Sıradaki sayfaya aşağıdan geçebilirsiniz.

Etiketler:

4 Yorum

  • selam,
    doğrudan demokrasi konusuna değinirseniz sevinirim. mobil bir doğrudan demokrasi uygulaması ile apartman, sendika, meslek odası, belediye gibi kurumların yönetimleri doğrudan demokrasi ile kararlar anlık oylanarak sağlanabilir. Böyle bir mobil uygulama çok zor değil, siz bahsederseniz belki bu uygulamayı yazacak insanlar çıkabilir.

  • Selam,
    “AKN uygulamasına 31.12.2018 tarihi itibarıyla son verilmesi.” durumu söz konusu değil, sadece o tarihe kadar konu hakkında çalışmalar yapılacak, değerlendirilecek. Bence haberin bu kısmını gözden geçirmelisiniz.
    Teşekkürler.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği