Haftanın Özeti: 249

Tasarım, İnovasyon

Kaliforniya Üniversitesi’nde çalışan bir grup araştırmacı, küçük göz hareketleriyle kontrol edilen robotik lens geliştirdi. Gözün doğal yapısını taklit etme mantığıyla çalışan lens, iki kez göz kırpınca yakınlaştırma ya da uzaklaştırma yapabiliyor. Yumuşak robotların çoğu elle kontrol edilse de bu yeni lens, insan gözünde bulunan, göz kapalı olduğunda bile aktif olan doğal elektrik sinyallerini taklit ediyor. Araştırma öncüsü, gözleri görmeyen insanların dahi bu lensi kullanabileceğini, çünkü lensi kullanmak için gereken tek şeyin göz küresini hareket ettirmek olduğunu söyledi. Bilimciler ileride bu teknolojinin protez göz ya da sadece gözle kontrol edilebilen kamera yapımında kullanılmasını umuyor.

Bir grup araştırmacı, hem daha yüksek performanslı hem de daha önce gördüklerimizden çok daha dayanıklı bir yumuşak robot geliştirdi. İlk bakışta robot olduğu anlaşılamayan cihaz, küçük bir kağıt parçasına benziyor. Hamam böceklerinden daha hızlı hareket edebilen bu robot türü, üzerine basıldığında dahi hayatta kalabiliyor. Robotu geliştiren araştırmacılar, bu gibi robotların çevre keşfi, yapısal denetleme ve afet yardımı gibi çeşitli amaçlarla kullanılabileceğini söylüyor.

Bundan iki sene önce Facebook, kişinin beyin dalgalarını okuyarak mesaj ya da e-posta yazmasını sağlayan bir teknoloji üzerinde çalıştığını, bu teknoloji sayesinde yazılması gereken cümleleri düşünerek, klavye kullanmaya gerek kalmadan yazabileceğimizi açıklamıştı. Yakın zamanda Facebook, Kaliforniya Üniversitesinde çalışan araştırmacılara bu konu üzerine fon sağladığını açıkladı. Araştırmacılar, elektrotlar vasıtasıyla kişinin konuşmasını çözen bir cihaz prototipi üzerinde çalışıyor. Cihaz, kişi bir cümle ya da kelimeyi düşündüğü anda, daha sesli şekilde söylemeden beyin sinyallerine bakarak tahminde bulunmaya çalışıyor. Yapılan denemelerde, katılımcıların bir dizi soruya basit cevaplar vermeleri istendi. Daha sonra elektrotların okumaları kişinin gerçek cevaplarıyla karşılaştırıldı. Sonuçların isabet oranı yüzde 76 idi. Ancak Beyin Cerrahisi Profesörü Edward Chang, sistemin şu an için pek başarılı olmadığını söylüyor.

Kanada merkezli fast food zinciri Tim Hortons, Kanada’daki bazı şubelerinde bitki tabanlı yumurtayla üretilen yiyecek seçenekleri sunmaya başladı. Maş fasulyesinden üretilen bitki tabanlı yumurta rağbet görürse, bir süredir restoranda satılan, içinde bitki tabanlı et bulunan Beyond Meat burgerinin içinde de kullanılacak. Tim Horton şubelerinden birinde vegan omlet deneyen şehir sakini Saliy Shaker-Elmes, “Yumurtasız omletin tadı aynı normal omlet gibi. İyi iş çıkarmışlar.” şeklinde bir yorum yaptı. Geçtiğimiz aylarda Kanada’da yapılan bir anket, halkın etsiz alternatiflere yönelmeye meyilli olduğunu ortaya koydu. Bu kararın ardındaki sebepler ise başta sağlık endişesi olmak üzere hayvanlara duyulan sempati ve hayvancılığın çevresel etkileri.

Bloomberg’in haberine göre Impossible Foods, bitki temelli etini bu sonbahar itibarıyla ABD’deki marketlerde satmak için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden onay aldı. Eğer karara itiraz edilmezse, ABD’li vatandaşlar 4 Eylül’den sonra marketlerden yapay et satın alabilecek. Ayrıca dün açıklama yapan Burger King, 8 Ağustos itibarıyla ABD’deki tüm restoranlarında yapay etle hazırlanmış Impossible Whopper sunmaya başlayacağını duyurdu. ABD’deki bazı şubelerinde bir süredir Impossible Whopper sunan Burger King, burgerin restorana müşteri çektiğini söylüyor. Impossible Whopper’ın fiyatı 5,59 Dolar olarak belirlendi.

İrlandalı Fionn Ferreira adlı genç, mikroplastikleri sudan temizleyen projesiyle 2019 Google Bilim Fuarı’nda birinci oldu. ‘Sıvı mıknatıs kullanarak suyu mikroplastiklerden arındırma araştırması’ adı verilen projede, yağ ve magnetitten oluşan, zehirli olmayan manyetik bir sıvı olan sıvı mıknatıs kullanılarak su, mikroplastiklerden arındırılıyor. Hem mikroplastiğin hem de sıvı mıknatısın kutupsuz özelliklerinden ötürü, sıvı mıknatıs suyun içindeki mikroplastiği çekebiliyor. Geliştirdiği yöntem sayesinde sudan arındırdığı plastiğin miktarının yüzde 85’ten fazla olduğunu söyleyen Ferreira bu yaklaşımın özellikle kentsel atık su arıtımında etkili olacağını söylüyor. Kentsel atık sulardaki plastiğin yüzde 55’inden fazlasının çamaşır makinelerinden ve kıyafetlerden geliyor.

ABD’nin en güneşli eyaletlerinden biri olan Teksas’ta yaşayan Sam Elliott, 2011 yılında 3 bin Dolar’a Nissan LEAF satın aldı. Fiyatından anlayacağınız üzere aracın bataryası pek iyi durumda değildi. Bunun üzerine “Yapamazsın” diyenleri görmezden gelen Elliott, 2 bin 400 Dolar harcayarak güneş paneli, batarya, şarj kontrolörü ve invertör satın aldı ve bunları araca monte etti. Arabanın güneş panelleri gün içinde sadece 200 watt elektrik üretse de günde yaklaşık 16 kilometre fazladan yol kat etmesini sağlıyor. Kulağa az gibi gelebilir ancak Elliott’ın arabayı tekrar şarj etmek zorunda kalmadan eve ya da işe gitmesine yetiyor. Geliştirdiği sistemi zaman içinde iyileştirmeyi planlayan Elliott, günlük menzili 40 kilometreye çıkarmayı planlıyor. Ayrıca sistemin diğer insanların kullanabileceği hale geldiğini hissettiğinde ikinci el Nissan LEAF’leri güneş enerjili hale getiren küçük bir şirket kuracak.

Fransız girişimi Transition-One, eski dizel araçlara 8 bin 500 Euro karşılığında elektrik motoru, batarya ve bağlantılı bir gösterge paneli ekleyen donanım iyileştirme teknolojisi geliştirdi. “Yeni bir elektrikli araca verecek 20 bin Euro’su olmayan kullanıcılara ulaşmayı hedefliyorum.” diyen Transition-One kurucusu Aymeric Libeau, 2009 model bir Renault Twingo’yu 180 kilometre menzilli bir elektrikli araca dönüştürdüğü ilk prototipini tanıttı. Bu yılın sonuna kadar Fransız ve Avrupalı düzenleyicilerden onay almayı bekleyen Libeau, dönüştürme işleminin bir günden az sürdüğünü söylüyor.

Özet Başlıkları

1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.