Haftanın Özeti: 116

9 – 15 Ocak 2017 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Bilim / Yazılım / Donanım

Fütürist Peter Diamandis, Singularity Hub’da yayınlanan yazısında insanların 30 yıl içerisinde yeni bir zeka formuna evrileceğini ve bunun üstel olarak artan gelişme hızından belli olduğunu belirtti. Dört aşamada gerçekleşmesi planlanan evrimin son safhası çoklu gezegen türü (multiplanetary species). Yani farklı gezegenlerde yaşayan farklı insan türevleri. Singularity hipotezini akla getiren bu iddianın gerçekleşmesi ise halinde yapay zekanın bir yılı, insan zekasının bir milyar katı etkili olacak.

Amazon Echo’nun asistanı Alexa, sesli komutlarınızı algılayıp, anlayıp yerine getiren bir yapay zeka. Ancak kendisinden talep edilenleri yerine getirmek için kullanıcının ses tonuna odaklanmıyor. Bu sebeple cihaz sadece sahibinin değil, sesini duyduğu herkesin ‘yardımına koşuyor’. Bunun yaratabileceği sorunlara dikkat çekmek isteyen ABD’deki bir yerel TV Sunucusu Jim Patton yayın sırasında “Küçük bir kızın ‘Alexa bana bir oyuncak bebek evi sipariş et‘ demesi çok komik olurdu” şeklinde bir cümle kullandı. Ve bu cümleyi televizyondan duyan Amazon Echo cihazları Amazon’a oyuncak bebek evi siparişi yağdırdı. Bu tarz durumların önüne geçmek için Alexa uygulamasından güvenlik ayarlarının değiştirilebileceğini belirten Amazon, yanlışlıkla verilen siparişlerin ücretsiz olarak iade edilebileceğini duyurdu.

İngiltere / Bristol Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, 150 yıl boyunca 100 yerel İngiliz gazetesinde yayınlanan 35 milyon makaleyi hem basit bir içerik analizine hem de daha karmaşık bir makine öğrenimi sürecine dahil etti. Makineler yaklaşık 30 milyar kelimeyi ‘okuduktan’ sonra basit bir analizle araştırmacıların savaş ya da salgın gibi büyük olayları kolaylıkla belirlemesine yardımcı oldu. Araştırma sonucunda buhar enerjisinin 1898 yılında yerini elektriğe bıraktığı, trenlerin de 1902 yılında atlardan daha popüler olmaya başladığı görüldü. Haberlerde kadınların erkeklere göre daha az temsil edildiği ve bu durumun günümüzde de devam ettiği belirtildi.

Danışmanlık şirketi Deloitte tarafından yayınlanan rapor, 2017’de yapay sinir ağı ve makine öğrenimi fonksiyonlarının akıllı telefonlarda kullanılmaya başlayacağını öngörüyor. Bu yıl içinde satılacak akıllı telefonların beşte biri -yani 300 milyon civarında akıllı telefon- bu teknolojilerle donatılmış olacak. Bu yapay zeka, bina içi navigasyondan görsel sınıflandırmaya, artırılmış gerçeklikten konuşma algılamaya kadar pek çok farklı alanda kullanılacak.

Günümüzde üretilen teknolojiler gençlere yönelikken Intuition Robotics tamamen yalnız yaşayan yaşlılara yönelik robotları ElliQ’i duyurdu. Karakteristik hareketlere, ışıklara ve sese sahip robotik bir gövde ve bildirimlerin gösterildiği bir ekrandan oluşan ElliQ, kullanıcısına sosyal medya takibi, görüntülü konuşma, oyun oynama ve fiziksel aktivitelere teşvik gibi birçok deneyimde yardım ediyor. Bu robot ‘arkadaşın’ yoğun ilgi göreceği tahmin ediliyor.

Facebook’un son patent başvurusu ‘hacıyatmaz’ bir robotla ilgili. Uzun olması planlanan iki ayaklı robot, dengesini kurmakta zorlanacağı için üç ayaklı bir robota dönüştürüldü ve patent başvurusu yapıldı. Buna göre hareket halindeyken iki ayaklı olan robot, durduğu zaman ayaklarından birini aşağı uzatarak yere yaslanıyor. Başvurunun tamamını okumadan rahat edemeyecekler için ise ilgili belge şurada.

Avrupa Parlamentosu Yasal İlişkiler Komitesi yapay zekalı robotların görev ve sorumluluklarını belirledi. Bu makinaların insanlara saldırmasına yönelik endişe rapordaki ‘robotların tasarım amaçları çerçevesinde hareket etmelerini garanti altına almak için, devre dışı bırakma mekanizmaları (ölüm butonu) bulunması gerekir’ ibaresinde kendini gösteriyor. Buna ek olarak taslakta ‘Robotların insanlarla etkileşim içindeyken daima robot olduklarını ifade etmeleri gerekir’ şartı dikkat çekiyor. Bu kurallara göre robotların ikinci sınıf bir vatandaş muamelesi görmesi, gelecekte robotların bize karşı isyan etmesi için bir altyapı da oluşturabilir. Adeta bir Westworld bölümü tadında!

Nintendo’nun Ekim ayında tanıttığı biraz tablet, biraz konsol oyun cihazı Switch‘e dair detaylı bilgiler gelmeye başladı. Yapılan açıklamaya göre Switch, 3 Mart’tan itibaren satışa sunulacak ve tanesi 300 Dolar‘dan (yaklaşık bin 150 Lira) fiyatlandırılacak. Cihazın pil ömrünün 2,5 ila 6 saat arasında değiştiği belirtiliyor. Switch’in Joy-con adı verilen ve ikiye bölünerek farklı oyuncular tarafından kullanılabilen kumanda kolu, yeni oyunlarla farklı bir çoklu oyuncu deneyimi sunuyor.

Samsung geçtiğimiz yıllarda Gear S2 akıllı saatleri için iOS uyumluluğunu getireceğini ortaya atıp sonrasında sessizliğe bürünmüştü. Biraz geç olsa da bu sözünü nihayet tutan şirket Gear S2 ve Gear S3 gibi ürünlerine iOS desteği sunacağını söyledi. iPhone akıllı telefonlarda kullanılması planlanan Gear’lar şu an test aşamasında. Ne zaman App Store’a geleceği de bilinmiyor.

Apple’ın mobil telefon pazarına girmeden ince kapalı kapılar ardında ciddi beyin fırtınaları ve tartışmalar yaşadığı biliniyor. Ancak iPhone’un piyasaya çıkmadan önceki diğer prototip versiyonlarına dair çok fazla bilgimiz bulunmuyor. Yeni ortaya çıkan bir tasarım, Apple’ın iOS üzerinde karar kılmadan önce, Acorn OS (Palamut İşletim Sistemi) adlı bir arayüz üzerinde çalıştığını gösteriyor. Donanım olarak ilk kuşak iPhone ile aşağı yukarı aynı olan bu prototipte, iPhone, arabirim olarak iPod’larda olduğu gibi bir dokunmatik teker yardımıyla kullanılıyordu. Steve Jobs’un ilk iPhone’u tanıtmasının üzerinden 10 yıl geçmişken şirketin gelirinin yüzde 70’ini oluşturan bu ürüne dair kısa bir nostalji yapabilirsiniz.

Taylandlı online ticaret platformu KGI Securities‘in analistlerinden Ming-Chi Kuo, bu bahar 3 yeni iPad’in piyasaya çıkacağını iddia ediyor. Kuo, yeni iPad’lerin 32,7, 26,6 ve 24,6 cm olacağını ve iPad’lerin ilk ikisinde iPhone7’deki işlemcinin gelişmişi olan A10X işlemcinin, daha ucuz model olacak olan 24,6 cm’lik modelde ise iPhone 6S’lerden tanıdığımız A9 işlemcinin kullanılacağını belirtti. Bu söylentiler hakkında Apple tarafından henüz bir açıklama gelmedi.

Apple’ın bu yıl piyasaya süreceği iPhone modelinde ön yüzün tamamen ekrandan ibaret olacağı iddia ediliyor. Böyle bir durumda ön yüzde bulunan hoparlör, kamera ve butona ne olacağı ise soru işareti. Apple’ın 2015’te başvurusunu yaptığı ve geçtiğimiz günlerde onaylanan patenti bu soruna yönelik ipuçları içeriyor. Patente göre ekranın altına yerleştirilen bileşenlerle etkileşim kurabilmek için ekranda gözle görülemeyecek kadar küçük delikler açılacak. Bu delikler sayesinde ekranın altından ses gönderilebilecek ya da ışık algılanabilecek.

İşletim sistemi yarışında Android açık ara lider durumda ancak ikincilik için Apple ve Microsoft arasında büyük bir rekabet var. Geçtiğimiz sene ne Apple ne de Microsoft bir önceki yıla göre daha fazla cihaz satabildi. Ancak 2017’de Apple’ın kötü gidişata dur diyeceği ve önemli bir büyüme kaydedeceği düşünülüyor.

Daha önce Snap’le sahalara dönmeye çalışan Polaroid bu kez yaklaşık 3,97 inç dokunmatik LED ekranı ve 20 megapiksel kamerası olan Pop’la dijital ve fizikseli buluşturmaya çalışacak. Bu arda Kodak’da efsane Ektachrome’ı 2017’nin sonlarına doğru tekrar piyasaya sürmeyi hedefliyor. Yıl analog fotoğrafların yılı olacak.

Şeylerin interneti (IoT) kötü niyetli kişilerin elinde korkunç bir silaha dönüşebiliyor. Ekim ayında gerçekleştirilen, tarihin en büyük botnet saldırısının ardından harekete geçen ABD Ulusal Ticaret Komisyonu (FTC), IoT cihazlarının güvenliğini sağlamak için bir yarışma düzenledi. Yarışmacılardan istenen IoT cihazlarının yazılımını güncelleyecek ve şifrelerini daha sağlam bir hale getirecek bir cihaz, uygulama ya da bulut servisi üretmeleri.

Linkedin’in Kurucusu Reid Hoffman ve eBay’in Kurucusu Pierre Omidyar yapay zekadan korunmak için 10’ar milyon Dolar bağış yaptı. MIT ve Harvard tarafından yönetilecek araştırmada amaç insanların işlerini şimdiden ele geçirmeye başlayan yapay zekaya karşı önlem almak. 27 milyon Dolar destek alan projenin gerçekleştirilmesinde bilim kurgu filmlerinin payı olabilir.

Trenlerin sebep olduğu karbon salınımı önemli ölçüde azaltmak isteyen Hollanda’daki trenler 1 Ocak 2017 itibariyle tamamen rüzgar enerjisiyle çalışmaya başladı. Projenin 2018 yılında hayata geçirilmesi bekleniyordu fakat Finlandiya, Hollanda ve Belçika’daki rüzgar santrallerinin inşaatlarının erken bitirilmesiyle proje bir yıl erken tamamlandı.

İnternet erişimi olmayan yerler için ‘çevreci’ çözümler arayan Google, 2014 yılında güneş enerjisini kullanan drone üreticisi Titan Aerospace‘i satın almıştı. Ardından Titan Projesi’ne (Project Titan) yoğunlaşan ve denemeler yapan ekip hedeflerine ulaşmakta zorlanmıştı. Bu olumsuz gelişmelere maliyetlerin artması da eklenince Google projeyi bitirme kararını aldığını açıkladı. Bütün ekibin gelecek aylarda yeni projelere dağıtılacağı söylenirken Google’ın bu alandaki stratejisini yakın zamanda yatırım yaptığı (Elon Musk’ın) SpaceX adlı şirketi ile yürüteceği iddia ediliyor.

Greenpeace’in ABD ofisinin yayınladığı rapora göre hizmetlerini yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan alma konusunda Apple, Facebook ve Google geçer not alırken Netflix ve Samsung bütünlemeye kaldı; Twitter ve SoundCloud ise sınıfta kaldı. Greenpeace 2010 yılından beri büyük internet şirketlerine yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaları konusunda çağrıda bulunuyor.

Monitor Deloitte tarafından Dünya Ekonomik Forumu için hazırlanan raporda gelecekte gıda endüstrisini dört muhtemel senaryonun beklediği ifade edildi:

  • Zengin olan hayatta kalır: Bu senaryoya göre gıda tüketimi kaynaklara göre şekilleniyor, pazarlar birbirinden kopuk ve kalori bakımından zengin ülkelerle kalori bakımından fakir ülkeler arasında bir uçurum söz konusu.
  • Kontrolsüz tüketim: Bu senaryoda teknolojik yeniliklerle gitgide daha fazla gıda üretilecek ancak bu durum çevresel problemleri de beraberinde getirecek.
  • Açık kaynak sürdürülebilirliği: Bu nispeten daha iyimser senaryoya göre hükumetler uluslararası ticareti benimseyecek, pazarlarda daha fazla şeffaflık olacak ve tüketiciler gıda üretiminin yan etkileri konusunda bilinçli olacak.
  • Yerel, yeni küresel olacak: Son senaryoya göre ise ülkeler kendi kendine ayakta durma konusunda gelişecek ve uluslararası ticaretten uzaklaşacak. Çevresel performans artacak ancak küresel sistem, ülkeler arasındaki karşılıklı avantajlardan faydalanamayacak.

Gözünüzde bir sorun olup olmadığını ya da var olan rahatsızlığınızın seviyesini ölçebileceğiniz EyeQue, akıllı telefonunuza takabileceğiniz bir mini dürbün ve myEyeQue uygulamasıyla çalışıyor. Göz numaranızı eğlenceli piksel testlerle öğrenebileceğiniz uygulamayı kullanımınızın sonunda yine de bir doktora görünmekte fayda var.

ABD / Massachusetts Institute of Technology (MIT) araştırmacıları dünyanın en güçlü malzemesi olarak bilinen grafeni, üç boyutlu hale getirerek çeliğin yüzde 5’i yoğunluğunda ve çelikten 10 kat dayanıklı bir materyale dönüştürdü. Ardından ekip bu çok hafif ve güçlü malzemeyi bir tür sıkıştırma testine tabi tuttu; bundan çıkan sonuç ise malzemenin dayanıklılığında geometrik form ve kalınlığın en önemli iki etken olduğu. Materyalin kullanılabileceği alanlar da epey geniş.

ABD Savunma Bakanlığı sitesine koyduğu ilanla ‘silah içine gömülecek tohum‘ üreticisi aradığını belirtti. (Evet, bir kere okuyunca anlaşılmıyor). Askeri talimlerde çok fazla mühimmat kullanıldığı için alanların geri döndürülemeyecek derecede yıprandığını belirten bakanlık, merminin içine yerleştirilecek tohumların toprağa düştüğünde belirli bir süre içinde filizlenmesi ve sonrasında hayatına devam edebilmesinin garantisini istiyor. Guns’n Roses!

ABD / Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre akıllı saatler vasıtasıyla önceden hasta olacağımızı öngörmemiz mümkün. Profesör Michael Synder’ın açıklamasına göre kalbiniz normalden hızlı atarken vücut sıcaklığınız da olması gerekenden yüksek ve kandaki oksijen oranınız da düşükse hasta olmak üzeresiniz. Bu verilerin tamamı akıllı saatler ile ölçülebiliyor. Tek eksik bu anormalliği tespit edecek bir uygulama.

Kanada’nın Ontario eyaletinde 2001-2012 yılları arasında, 20-85 arasındaki bir yaş grubuyla yapılan çalışma, trafiğin yoğun olduğu yere yakın kişilerin Alzheimer’a yakalanma riskinin artığını ortaya koydu. Çalışma, yoğun duman solunumu sebebiyle zarar gören sinirlerin dışında Alzheimer’a yakalanan kişilerin yaklaşık yüzde 10‘unun yoğun trafikle ilişkili olduğunu gösteriyor. Çalışma grubunun medikal raporları ve posta kodları sayesinde yıllar içinde kimlerin Parkinson, Alzheimer veya MS‘e yakalandığı takip edildi. Çalışma boyunca 243 bin kişi Alzheimer’a, 31 bin 500 kişi Parkinson’a ve 9 bin 250 kişi MS’e yakalandı. Trafiğiyle bıktıran şehirlerin şakası!

Her sene yaklaşık 400 kişinin ölümüne ve 1 milyondan fazla insanın zehirlenmesine sebep olan Salmonella bakterisinin yeniden programlanarak beyin tümörünü yok edebildiği açıklandı. Duke Üniversitesi’nde yapılan araştırma en agresif beyin tümörü Glioblastom‘u hayati önem taşıyan aminoasit Pürin ile yok etmenin mümkün olduğunu kaydetti. Yapılan deneylerde beyin tümörüne sahip farelerin bu yöntemle 100 gün -bu da bir insan için 10 yıl demek oluyor- yaşadıkları gözlemlenirken istatistikler bu kanser türüne sahip insanların ancak yüzde 10’unun 5 yıldan fazla yaşayabildiğini gösteriyor.

Dişimiz aslında kendisini onarma yeteneğine sahip. Ancak büyük oyuklar oluştuğu zaman yaşadığımız ağrı ve sürekli yemek yeme ihtiyacımız sebebiyle, bu oyuklara hızlı ve etkili bir çözüm arıyoruz. Dolgu bu noktada yaygın bir seçenek olsa da aslında dişin kendisini onarımını engelliyor. Londra King’s Koleji araştırmacıları dişteki kök hücreleri harekete geçirerek zarar gören dişlerin kendisini tedavi etmesini sağladı. Bu teknik dolgu tedavisine veda anlamına gelebilir.

Genç kalmak için yapılmadık çok az şey var ama alınan yol da tam tersine bir o kadar az. Salk Enstitüsü‘nün yaptığı çalışmalar ise (en azından) farelerde yüzde 30 oranında işe yaradı. Yapılan şey basitçe, ‘olgun hücreleri tekrar programlayıp embriyo zamanındaymış gibi bir etki yaratmak’. Fikir de 2006’da Nobel Ödülü’nü kazanan Araştırmacı Shinya Yamanaka‘nın olgun insan hücrelerinin dönüştürülebileceğini söylemesiyle doğuyor. Fakat bunun doğru bir yaklaşım olmadığını düşünenler de var.

Pennsylvania Üniversitesi Parelman Tıp Okulu araştırmacıları, daha önce imkansız olduğu düşünülen bir yöntemle yara izlerinden sonsuza dek kurtulmanın yolunu buldu. Bu yöntem sayesinde yara oluşan yüzeylerde yağ hücreleri, derinin yeniden oluşturulması amacıyla kullanılıyor. Normalde derin yaralar oluştuğunda yarayı kapatmak için görevli miyofibroblast adlı hücrelerde yağ bulunmuyor. Araştırmacılar bu hücreleri yağ hücresine dönüştürerek vücutta yara izi kalmamasını sağladı.

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Güneş Sistemi’ni incelediği keşif programı için Jüpiter’in asteroit halkasına 2021 ve 2023 yıllarında iki araç gönderecek. Ayrıca Psyche’in metal olması sebebiyle çok eski bir gezegenin çekirdeği olabileceği düşünülüyor. Eğer öyleyse ilk defa bir gezegenin merkezi incelenebilir.

2016’nın en çok tartışılan 100 makalesi derlendi.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Finans teknolojileri.
  3. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  4. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  5. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  6. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

5 Yorum

  • Ayak sağlığı uzmanına ayakçı demiyorsanız, diş hekimine de dişçi dememelisiniz

  • Yanık izlerini yok eden profesörümüzün kulakları çınlasın. Zalım dunyahalleri

  • Eğer Çin’in havası çok kötü ise Kanada’dan hava “ihraç” etmez, ithal eder. Eğer Çin tarafından konuşuyorsanız :)

  • Microsft Earn programi 5 Mart 2017 tarihinde sona eriyor. Verdiginiz haber sanirim yanlis…

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği