Haftanın Özeti: 87

İnternet / Girişimler

• Her yıl dijital habercilik üzerine rapor yayınlayan Reuters Enstitüsü bu yılki raporunu da yayınladı. Raporda dünya çapında haberciliğin bu güne dek görülmemiş bir değişime uğradığının altı çiziliyor. Sosyal platformlar haber kaynağı haline geliyor, mobile yönelim hızla artıyor ve kullanıcılar git gide online reklamları daha fazla reddetmeye başlıyor.

• Habercilik dinamikliğe mecburdur fakat bugüne dek hiç bu kadar mecbur olmadığını söylemek yanlış olmaz. Dijital çağda haberin olayla birlikte, neredeyse gerçek zamanlı olarak ilerleyip gelişmesi haber içeriğinde yapılacak hızlı güncelleme ve değişimleri zorunlu hale getiriyor. Haber değeri ve okuyucuların öncelikleri gibi kriterler haberin sayfadaki konumunun ve kapladığı alanın sürekli olarak değişkenlik göstermesine sebep oluyor. The New York Times, ilk anlarından en can alıcı noktasına kadar bir haberin (dijitalde) nasıl evrildiğini, Orlando Saldırısı haberini işleyiş ve sunuş sürecini görselleştiren bu .gif ile gözler önüne sermiş.

• Sosyal medya kişiler arası sohbette pratik kazanma fırsatını sınırlayarak ergenlerin (özellikle erkeklerin) olası romantik ilişkilerinde işlerine yarayabilecek kişisel iletişim becerileri geliştirmelerine engel mi oluyor? Kuzey Carolina Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümü doktora öğrencisi Jacqueline Nesi, elektronik iletişimin sözsüz iletişim için gerekli olan ipuçlarını sağlamakta pek yeterli olmadığını, bunun tanıdıklar ve arkadaşlar için pek sorun yaratmasa da daha fazla samimiyet ve ilgi gerektiren romantik ilişkilerde engelleyici bir etki yaratabileceğini iddia etti. Anlaşılan mertliği bitiren demirin icadından ve aile ilişkilerini mahveden TV’nin ölümcül etkisinden sonra suçlama sırası aşkı bitiren internete gelmiş. Ah bu teknolojilerin gözü kör olsun :(((

• Bu yılın başında tüm kullanıcıların canlı yayın hizmeti Facebook Live’ı kullanmasına izin veren Facebook, bu hizmetin hızlıca yayılması için elinden geleni yapıyor. Kullanıcıların canlı yayın deneyimine alışması için pek çok yayıncı ve ünlü kişiyle site üzerinden canlı yayın yapması için anlaşan sosyal medya sitesinin bu anlaşmalar için 50 milyon dolardan fazla para harcadığı ifade ediliyor. Wall Street Journal’ın eline geçen belgelere göre Facebook sadece BuzzFeed’e canlı yayınları için 3,05 milyon dolar ödüyor.

• Twitter, yapay sinir ağları ve makine öğrenimi ile görsel iyileştirme konusunda uzmanlaşan Londra merkezli girişim Magic Pony Technology’i 150 milyon dolara satın aldı. Bu alışverişin özellikle görsel iyileştirmeye yönelik geliştirmelerin habercisi olduğu düşünülüyor. Magic Pony’nin katkısı telefonla çekilen bir fotoğraf ya da videonun düzenlenmesinden, sanal ve artırılmış gerçeklik için grafik üretmeye kadar geniş bir yelpazede faydalı olabilir. Bu gelişmeye ek olarak Twitter, gerçek zamanlı veriler aracılığıyla takipçi analizi yapmaya yarayacak tamamlayıcı bir uygulama olan Engage’i duyurdu. Özellikle çok takipçili hesapların günlük etkileşimi daha iyi yönetmesi için geliştirilen uygulama, ‘önemli’ kullanıcılardan gelen bildirimleri diğerlerinden ayrı olarak gösterebiliyor.

• Gün geçmiyor ki Uber cephesinden yeni bir yatırım haberi gelmesin. Kurucularının 2009 yılında, Paris’te taksisiz kalmaktan son derece rahatsızlık duymaları ile temelleri atılan şirket bugüne dek (kemiksiz) 15 milyar dolar topladı. Kağıt üzerindeki değeri ise 68 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Değerine değer katacak bir hamle ile halka açılmaya da yanaşmayan Uber’in, bal toplayan bir arı doğallığında yatırım toplamayı sürdürmesi akıllara şu soruyu getiriyor: Eğer bu bir stratejiyse, amaç ne? Yatırım haberlerinin özellikle Uber’in güçlü rakiplerine yapılacak yatırımlar için ‘caydırıcı’ bir etki yarattığına inanılıyor. Uber yatırım almayı sürdürerek yatırımcıların dikkatlerini üzerine çekmeyi sürdürüyor (reklam gibi reklam) ve böylelikle kendini sahneye attığı her an piyasada onu zorlama ihtimali olan ‘yeni çocuk’lara gidebilecek nakidin önünü kesmiş oluyor. Bunu neden herkes yapmıyor? Çünkü her sektör araç paylaşım sektörü kadar nakde muhtaç olmayabiliyor. Bu iddia ışığında düşünüldüğünde Uber piyasada elini iyice kuvvetledirmeden halka açılmayacak gibi görünüyor.

• Snapchat’ten online dergi atağı! Real Life isimli derginin ‘gerçek hayat / sanal hayat’ ayrımına tepki olarak doğduğu, öyle bir ayrım tanımayanlar tarafından teknoloji ile bütünleşen yaşamın sosyolojisini daha iyi anlamak için çıkarılacağı açıklandı. Agresif bir içerik dolaşımı ya da tıklanma odaklı bir politika izlenmeyeceği, haftada bir adet yazı ile başlanacağı, ileride diğer araç ve formatların da denenebileceği belirtildi.

• Spotify aylık 100 milyon aktif kullanıcı sayısını aştığını doğruladı. Son hesaplamalara göre İsveçli şirket ayda ortalama 1,8 milyon kullanıcı kazanıyor ve bunların yüzde30’u ücretli dinleyici. En çok tercih edilen müzik dinleme servisi geçen sene ücretli kullanıcılarının sayısının artması ile karını yüzde 80 artırarak 1,5 milyar pounda çıkarmıştı. Buna karşın zararı yüzde10 civarında artınca iş modelinin sürdürülebilirliği tartışılmaya başlandı. 2008’de kuruluşundan bu yana dünyanın en büyük müzik dinleme servisi haline gelen ve müzik endüstrisinde devrim niteliğinde bir etki yaratan Spotify, son 6 ayda 10 milyon kullanıcıyı aşan Apple Music ile sert bir rekabetin eşiğinde.

• 2011 yılından bu yana masaüstünden canlı yayın yapma imkanı sunan Youtube, mobil uygulamaya da bu özelliğin geleceğini açıkladı. Twitter ve Facebook’un canlı yayın hamlelerinin ardından yarışta bir adım geride kalan dünyanın en büyük video izleme platformu, bu hamleyle canlı yayın yarışına ortak oluyor. Youtube mobil canlı yayın için bazı ünlü Youtube kanalları ile anlaşma yapıldığını açıkladı.

• Instagram aylık 500 milyon aktif kullanıcıya ulaştı. Eylül ayında bu sayı 400 milyon olarak açıklanmıştı. 300 milyon kullanıcının uygulamayı her gün kullandığı ve kullanıcıların yüzde80’i Birleşik Devletler sınırları dışında yaşadığı biliniyor. Kullanıcı sayısındaki patlamanın algoritma bazlı modele geçişe denk gelmesinin tesadüf olup olmadığı konuşulurken günlük 95 milyon yeni paylaşım ve 4 milyar beğeni ile hala Facebook ve Twitter’ın yanında küçük kalan uygulamanın ‘milyar kullanıcılılar klübü’ne katılıp katılamayacağı merak ediliyor.

• Sosyal medya analiz şirketi Quintly’nin yaptığı araştırmaya göre, Mart 2015 – Mart 2016 ayları arasında Instagram kullanıcılarının yorum ve beğenilerinde yüzde27 oranında bir azalma meydana geldi. Şirketin sözcüsü Julian Gottke bu durumu “Bir sitenin canlı kalabilmesi için her yıl farklı pazarlama teknikleri bulmak ve uygulamak hayati önem taşıyor.” şeklinde değerlendirdi.

• Ateizm ve eşcinselliğin yasalara aykırı olduğu Arap ülkelerinde, bu konularda tweet atan (özellikle kadın) kullanıcılar troller tarafından yetkililere şikayet ediliyor. Sadece bu amaçla açılan bazı hesaplar sürekli ateist ve eşcinsel kullanıcıları rahatsız ederek hesaplarını kapattırmaya uğraşıyor. İslam’a ve Allah’a hakaretin ölüm cezası ile cezalandırılabildiği ülkelerde bu tarz eylemler, kullanıcıların ciddi cezalar alması ile sonuçlanabileceği için sıradan bir trollükten çok daha büyük bir sorun halini alıyor.

• İnternet üzerinde anonim olarak kalmak için bilinen en güvenilir kaynaklardan biri olan web tarayıcısı Tor, istihbarat servislerinin de erişim sağlamaya çalıştığı bir platform. Daha önce sistemin açıklarının bazı akademisyenler tarafından FBI ile paylaşılmasının ardından, başka bir grup akademisyen sistemi daha güvenli hale getirmek ve kullanıcıların mahremiyetini korumak amacıyla Tor’u güçlendirmek için çalışmalara başladı. Bu çalışmalar neticesinde Tor’un ‘code reuse’ (kodun yeniden kullanımı) yöntemi ile hacklenmesinin önüne geçildiği ifade ediliyor.

• İçerik dağıtım ağı servisi ve bulut güvenlik çözümleri sağlayıcısı Akamai, geçtiğimiz Şubat ayında bir hafta içerisinde bir milyon farklı IP ile kimlik testi ataklarından ve hesap çalma denemelerinden oluşan otomatize saldırılar tespit edildiğini açıkladı. 1 milyon 127bin818 farklı IP ile gerçekleştirilen 744 milyon 361 bin 93 giriş yapma denemesi için 220 milyon 758 milyon 340 farklı e-posta adresi kullanıldı. Hedefteki servisler farklılık gösterse de saldırganlar ağırlıklı olarak biri finans diğeri medya ve eğlence sektöründen olmak üzere iki şirkete odaklandı. Hesap çalma saldırılarının son dönem yaygınlaştığını belirten Akamai yetkilileri bunları çok daha geniş kapsamlı ve etkili saldırıların öncülleri olarak görüyor.

• Godless (Allahsız) adlı virüs Android uygulama mağazalarından indirilen uygulamalar ile birlikte akıllı telefonlara bulaşabiliyor. Daha sonra telefonları rootlayan virüs yönetici yetkilerini ele geçirerek telefona istenmeyen uygulamaların yüklenmesine sebep oluyor. Daha önceden yüklenen uygulamaların güncellenmesi ile de bulaşabilen virüsün özellikle Güneydoğu Asya ülkelerinde yaygın olduğu ancak ABD’de de cihazların yüzde 2’sini etkilediği belirtiliyor. Uzmanlar otomatik güncelleştirmenin kapatılmasını ve yüklenen uygulamaların geliştiricilerinin kontrol edilmesini tavsiye ediyor.

• Araştırma kurumuGartner, iş dünyasının bu yıl karşı karşıya kaldığı güvenlik meselelerini göz önüne alarak ağ ve verileri daha etkili korumak konularında tahmin ve önerilerde bulundu. Tehdit ve zafiyet yönetimi, uygulama ve veri güvenliği, ağ ve mobil güvenliği, kimlik ve erişim yönetimi ve şeylerin interneti alanlarında yoğunlaşan bulgular Gartner’ın Güvenlik ve Risk Yönetimi Zirvesi’nde analist Earl Perkins tarafından açıklandı.

• Oscarlı yönetmen Alex Gibney’in siber savaşlara ve devlet destekli hackerlara korkutucu bir bakış attığı Zero Days belgeseli, Stuxnet virüsü ve Olympic Games kötü yazılımı üzerinden bir tür ‘kontrolsüz güç’ hikayesi anlatıyor. İran’ın nükleer programını sabote etmek üzere Amerika ve İsrail işbirliği ile geliştirildiği düşünülen Stuxnet’in kontrolsüz yayılışı ve ülke çapında altyapıyı tek bir iz bırakmadan paralize edebilme potansiyeline sahip Olympic Games yazılımının doğurduğu tehlikeler, küresel savaş korkusunun tavan yaptığı şu günlerde insanlığın tam da ihtiyaç duyduğu yepyeni endişeleri besliyor.

• İki faktörlü kimlik doğrulaması günümüzde online varlıkları korumak için neredeyse hayati konuma geldiyse de pek çoğumuz için hala ‘çok zahmetli’. Google iki adımlı doğrulama esasında sıkıntıdan patlayan, her defasında of çeken kullanıcıları için yeni bilgisayar kullanımı durumunda tanımlanmış telefona gelen 6 haneli şifrenin elle girilmesini zorunluluğunu ortadan kaldıran bir geliştirmeye gitti. Doğrulama özelliğine eklenen yeni seçenek sayesinde işlemi telefonun ekranını açıp bir tıkla halletmek artık mümkün.
• Herkesin nefretini topladığı için yarardan çok zarara sebep olduğu düşünülen agresif ve müdahaleci online reklamlar, özellikle genç kullanıcılar tarafından acımasızca engellenmeye devam ederken, ‘bu konuda ne yapmalıyız’ sorusuna GroupM Connect yöneticisi John Montgomery’den çözüm önerileri gelmiş:
  • Yayıncılar:Sayfadaki reklam sayısını kısıtlamalı. Geçilemeyen, müdahaleci, otomatik çalan, pop up’lı, videolu – kısacası okuyucu ile içerik arasına girip el sallayan her türlü – antipatik reklamdan uzak durmalı. Yavaşlığı engellemek için siteyi optimize etmeli ve dolandırıcılığa yönelik bir risk var mı kontrol etmeli. Site tasarımına uygun formatlarda reklam tercih etmeli.
  • Ajanslar:Dosya boyutunu küçültmeli. (Gösterim için en fazla 200KB) Harika, alakalı ve merak uyandıran şeyler üretebilmeli.
  • Medya:Doğru insanları hedeflemeli. İlgilenmeyen insana reklam göstermek sadece rahatsız eder. Kullanıcının reklamla karşılaşma sıklığını sınırlandırmalı. Reklamı sürekli göstermek gerekliyse farklı uygulamalar tercih edilmeli. Etiketlemeyi kısıtlamalı ve gereksiz etiketlerden kurtulmalı. Aşırı etiketleme gecikmenin başta gelen sorumlularından biridir.

• Ne giyeceğim krizine son! Dolabın karşısına geçince giyecek hiçbir şeyi olmadığını düşünenlerden misiniz? Tailor dolabınızı sizden daha iyi tanıyan ve ‘giyilebilecek durumda bir şeyler mutlaka vardır’ kuralını benimsemiş yapay zekalı bir giyim kuşam danışmanı. Nasıl giyinmekten hoşlandığınızı anlayıp mevcut kıyafetleriniz içinden ‘kombin’ler hazırlayarak beğeninize sunuyor ve siz de ‘ne bulduysam üzerime geçirip geldim’ yalanını gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorsunuz. Size düşen sadece kıyafetlerinizi taratmak ve giyilmeye hazır halde tutmak (en zor kısmı). Tailor, hava durumunu hesaba katmayı ihmal etmiyor ve ev dışındayken bile giysi stoğunuzu takip edebilmenizi (böylece ne giyeceğinize önceden karar verebilmenizi) sağlıyor.

• Facebook’un Messenger’ı chat botlarına açacağını açıklamasının ardından ilk örnekler gelmeye başladı. Güzellik ürünlerinin artırılmış gerçeklik ile uygulanması konusunda lider konumunda olan ModiFace, bu uygulamayı Facebook Messenger’a getiriyor. Şirketin geliştirdiği chat botu kullanıcılara sorular sorarak istedikleri ürünleri bulmalarını ve bir fotoğraf üzerinde bu ürünleri denemelerini sağlıyor. Kullanıcı ürünü beğenirse yine uygulama üzerinden satıcılarla iletişime geçip ürünü satın alabiliyor.

• Airbnb’nin rol çaldığı otellerden ve Uber’in tehdit ettiği kişisel otomobil sevdasının ardından şimdi de giyim kuşam ‘kiralama’ sistemine kayabilir. ‘Elbiseyi değil spot ışıklarını al’ sloganı ile hizmet veren Armarium, önde gelen moda markalarının stil sahibi tasarımlarını kırmızı halı dışı fanilerle buluşturuyor. (Türkiye’de benzer bir örneği davetçokelbisemyok) Siz de TerkosPasajı müdavimleri ile değil Jennifer Lopez’lerle pişti olmak istiyorsanız, kuru temizlemeden stil danışmanlığına pek çok yan servis de sunan Armarium benzeri bir uygulamanın ülkemizde icad olunmasını bekleyebilirsiniz.

• Ücretsiz Wi-Fi’dan yararlanmak için en az 3 yabancıyla konuşma kuralı, dünyaya bağlanırken kendi çevresinden kopan insanlığın yardımına koşabilir mi? ‘Parası neyse veririm yeter ki kimseyle muhattap olmama özgürlüğüm saklı kalsın’ dediğinizi duyar gibiyiz.

Gelişmeler devam ediyor! Sıradaki sayfaya aşağıdan geçebilirsiniz.