Haftanın Özeti: 238

12-19 Mayıs 2019 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Genel Gündem

Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye’nin kurtuluş mücadelesini başlatmak için Samsun’a ayak bastığı günün 100. yıl dönümü. Televizyon kanallarının bu güne özel birçok farklı ve ilgi çekici yayını olacak. NTV gün boyu 19 Mayıs temalı programlar yayınlayacağını açıkladı. Ancak Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutladığımız bu günü bulunduğunuz şehirdeki stadyumlarda ve meydanlarda yapılan gösterilere katılarak takip etmek, bayram coşkusunu daha fazla yaşamanızı sağlayabilir.

Bugünün bir diğer önemi de basketbolda kulüpler bazında Avrupa’nın en büyüğünü belirleyecek maça sahne olması olacak. Bu akşam önce 18:30’da Fenerbahçe, Real Madrid karşısında üçüncülük mücadelesine çıkacak. Daha sonra 21:30’da Anadolu Efes, CSKA Moskova ile Avrupa’nın en büyüğü olmak için kapışacak. Maçlar Bein Sports’tan yayınlanacak. Ekiplerimizin spor bayramımızda başarılı olup bize çifte bayram yaşatması dileğiyle diyor ve haftanın göze çarpan gelişmelerine geçiyoruz.

Nisan ayında İngiltere’de tutuklanan Wikileaks kurucusu Julian Assange, 2010 yılında İsveç’te bir kadına tecavüz ettiği iddiasıyla yeniden yargılanacak. Söz konusu dava, Assange’ın sığınmacı statüsüyle Ekvador’un Londra Konsolosluğu’ndaki neredeyse yedi senelik misafirliğiyle kesintiye uğramıştı. Tecavüz suçlamalarını reddeden Assange halen Londra’daki Belmarsh cezaevinde tutuluyor.

Son 10 senedir her yıl bir önceki ölçümü aşan atmosferdeki karbondioksit miktarı, Mayıs 2019 itibariyle insanlığın ortaya çıkışından bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye ulaştı. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Ajansı’nın araştırma kolu olan Mauna Loa Gözlemevi’nin raporu, atmosferdeki karbondioksidin milyonda 415.26’ya çıktığını ve daha önce kaydedilen 415 ppm oranını aşarak tarihte ilk kez bu kadar arttığını belgeliyor. Rakamlar, içinde bulunduğumuz iklim ve çevre krizinin ne kadar ciddi olduğunu bir kere daha hatırlatır cinsten. Geçtiğimiz hafta içinde yayımlanan bir rapor, karbon salınımı sebebiyle en az 1 milyon canlı türünün soyunun tükenme riski olduğunu belgelemişti.

Fotoğraf: Kevin Frayer/Getty Images

Hava kirliliğine dikkat çekmek isteyen Fotoğrafçı Lasse Bak Mejlvang da geçtiğimiz günlerde dünyadaki en kirli şehirlere sahip ülkedeki durumu belgelemek için Hindistan’a gitti. Mejlvang’ın “Air Like Poison” (Zehir Gibi Hava) adını verdiği projesi, Hindistan’ın Yeni Delhi şehrinde yaşayanların gündelik hayat şartlarının izini sürüyor. WHO’nun 2018’in Ekim ayında yayınladığı dünyadaki en kirli 10 şehir listesindeki 10 şehirden 9’u Hindistan’da bulunuyor. Hindistan’da bazı şehirlerde hava kirliliği, tavsiye edilen seviyenin 20 kat üstünde ve bunun sonuçları da nüfusu ciddi şekillerde etkilemeye başlamış durumda. Mejlvang’ın fotoğraflarından oluşan galeriyi ilgili haberimizde görebilirsiniz.

Kirlilik havayla da sınırlı değil. Emekli deniz subayı Victor Vescovo, 3,5 inç kalınlığında titanyum gövdesi bulunan denizaltısıyla dünyanın en derin noktası olan Mariana Çukuru’na dalış yaptı. 10 bin 927 metre ile tarihin en derin dalışını gerçekleştiren ve okyanus zemininde dört saat geçiren Vescovo 4 adet canlı türü keşfetti. Can sıkıcı durum ise deniz seviyesinin yaklaşık 11 km altında bile plastik poşetler ve ambalajlar bulunmasıydı. Okyanuslara her yıl 8 milyon ton civarında plastik atık atılıyor. 2050’ye kadar okyanuslardaki plastik miktarının balık miktarını geçeceği tahmin ediliyor.

Neyse ki nadiren de olsa çevreyle ilgili olumlu haberler alabiliyoruz. Hawaii’de araştırma yapan bir ekip, Kāne’ohe körfezinde bulunan mercanların daha sıcak ve asidik sulara dayanabildiğini gördü. Küresel ısınma ile birlikte ısınan sular dünya çapında birçok mercan türünün yok olmasına sebep olmuştu. Araştırmacılar Kāne’ohe körfezindeki mercanların uzun süre kanalizasyona maruz kaldıktan sonra yok olmanın eşiğine geldiğini ancak kanalizasyonun yönü değiştirildiğinde yeniden canlandığını ve güçlendiğini söyledi. Yine de küresel ısınmaya müdahale etmezsek okyanus suyu sıcaklığı bu ‘süper mercanların’ da dayanamayacağı seviyelere ulaşabilir. Araştırmacılar zamanımızın gittikçe azaldığını söylüyor.

Kāne’ohe körfezi, Hawaii

Dünyaya kötü davrandığımız düşüncesi yeni bir düşünce değil ancak dünyanın bu sebeple yok olması düşüncesi gün geçtikçe daha ciddi bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor. “Tüfek, Mikrop ve Çelik”, “Çöküş” ve “Yükseliş” (Upheavalgibi kitapların yazarı Jared Diamond geçmişte çevre problemleri sebebiyle yok olmuş ya da yok olmanın eşiğinden dönmüş toplumları incelediğimizde, bugün bildiğimiz haliyle insanlığın 2050’ye kadar yok olma ihtimalini yüzde 49 olarak görüyor. Suyu, balıkları, toprağı ve tarlaları sömürürcesine kullandığımızı söyleyen Diamond, “Ya 2050’ye kadar bu kaynakları sürdürülebilir şekilde kullanmanın bir yolunu bulacağız ya da yok olacağız.” diyor. Diamond’a göre yapmamız gereken iki şey var: krizi kabul etmek ve suçu başkalarına atmadan, krizi çözebilmek için yapabileceğimiz şeyleri yapmaya başlamak. Diamond bugün ABD’nin her iki alanda da çuvalladığını düşünüyor.


ABD, Kuzey Kore’ye ait Wise Honest adlı gemiyi, ambargo kurallarını deldiği iddiasıyla ele geçirdi. ABD ve Birleşmiş Milletler’in Kuzey Kore’nin silah üretimini azaltmak için aldığı ambargo kararlarına göre ülkenin dışarıdan kömür ve kurşun ithal etmesi yasak. Kuzey Kore’nin gemisi inceleme yapılmak üzere, Büyük Okyanus’ta bulunan ABD toprağı Amerikan Samoası’na götürüldü. Kuzey Kore bu hamleye büyük tepki göstererek ABD’nin açık seçik hırsızlık yaptığını ve gemiyi iade etmesi gerektiğini söyledi. ABD’nin dünyayı yönettiği günlerin çoktan geride kaldığını belirten Kuzey Koreli yetkililer, ülkenin bir sonraki hamlesini dikkatle takip edeceklerini belirttiler.

Ele geçirilen Kuzey Kore gemisi Wise Honest

1912 yılında Polonyalı antika ve kitap satıcısı Wilfrid M. Voynich’in eline geçen ve o dönemden beri Voynich kodu olarak anılan kitabın kodunun Britanyalı bir akademisyen tarafından çözüldüğü iddia edildi. Bristol Üniversitesinden Dr. Gerard Cheshire kitabın ön-Romans dilinde yazıldığını, kitapta herhangi bir noktalama işareti ya da büyük harf kullanılmadığını söylüyor. Chesire’a göre Voynich kodu 1400’lü yılların ortasında Dominikli rahibeler tarafından, İspanya’daki Aragon kraliçesi Castile’li Maria için yazıldı. Kitapta bazı bitkisel ilaç tarifleri bulunduğunu söyleyen Cheshire ayrıca 1444 yılında, Vulcano adasındaki volkanik patlamadan kurtarılan kişilerin hikayesini anlatan bir harita olduğunu da belirtiyor. Ancak Cheshire’ın iddiaları diğer akademisyenleri ikna etmiş değil. Öncelikle ön-Romans diye tek bir dil olmadığını iddia eden akademisyenler, Cheshire’ın sadece kendi iddialarına uygun kısımlar hakkında bilgi verdiğini ve onun yöntemini kullanarak kitabın diğer bölümleri çevrilemiyorsa kitabın kodunun çözülmüş olmadığını söylüyorlar. Cheshire’ın yayımladığı makalenin de diğer akademisyenlerce doğrulanmadığını belirten uzmanlar, bir dergide yayımlanmış olması makalenin doğru olduğu anlamına gelmez diyor.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: