Haftanın Özeti: 106

Genel Gündem

Türkiye’nin en köklü basın organlarından Cumhuriyet Gazetesi‘nin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da aralarında bulunduğu 18 yönetici ve yazarı hakkında PKK ve FETÖ terör örgütlerine destek olma iddiasıyla gözaltı ve arama kararı çıkarıldı. İlginç bir ayrıntı olarak soruşturmayı yürüten Basın Suçları Bürosu Savcısı Murat İnam’ın kendisinin de ‘FETÖ’ davasında sanık olduğu ortaya çıktı. Sürecin devamında Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun aralarında bulunduğu 9 kişi tutuklandı. Gazetenin İstanbul’daki merkezi ve Ankara’daki bürosu önünde protestolara yol açan süreçte birçok gösterici de gözaltına alındı. Hükümet dış basında 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki isimleri ortaya çıkarma çabasını muhalif basına yönelik resmi bir baskı aracına çevirmekle ve yargı bağımsızlığını hiçe saymakla eleştirildi.

Diyarbakır, Hakkari, Van, Şırnak ve Bingöl Cumhuriyet Başsavcılıkları’nca yürütülen terör soruşturmaları kapsamında HDP’li Milletvekillerine yönelik operasyon yapıldı. Gözaltına alınan 12 milletvekilinden Eş Başkanlar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve İdris Baluken’in aralarında bulunduğu 9 milletvekili tutuklandı. Demirtaş Edirne F Tipi Cezaevi’ne, Yüksekdağ Kocaeli F Tipi Cezaevi’ne götürüldü.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün Bağlar ilçesindeki ek binası yakınlarında bomba yüklü araçla yapılan saldırıda 2’si polis 9 kişi hayatını kaybetti ve 100’ün üzerinde kişi yaralandı. İlk etapta eylemin HDP gözaltılarını protesto amacıyla PKK tarafından yapıldığı açıklansa da saldırıyı resmi ajansı vasıtasıyla IŞİD üstlendi. Bu, IŞİD’in Türkiye’de resmen üstlendiği ilk eylem olma özelliği de taşıyor. IŞİD’in eylemi HDP milletvekillerini öldürmek amacıyla planladığı ancak son anda başarısız olduğu da iddialar arasında.

İsviçre ve Avusturya, Erzurum’da düzenlenecek Avrupa Gençlik Kış Olimpiyatları Festivali’ne güvenlik gerekçesiyle katılmayacağını açıkladı. İsviçre Olimpiyat Komitesi, 11-18 Şubat tarihleri arasında gerekleştirilecek festivale sporcu göndermenin ‘son derece riskli’ olduğunu belirtti. Komite, bu riskleri siyasi gerilim, Suriye’deki iç savaş ve Irak’taki çatışmalar olarak belirtti.

Nisan ayında sızan Panama Belgeleri‘nde sıkça adı geçen siyasetçilerden İzlanda Başbakanı baskılara dayanamayarak istifa etmişti. Geçtiğimiz hafta yeniden seçimlere giden ülkede eski iktidar partisine destek azalırken, oylar 2012’de kurulan ve ülkeyi vatandaşlarla birlikte yönetmeyi vadeden Korsan Parti‘ye kaydı. Oylarını üç kat artıran Korsan Parti, meclisteki en güçlü ikinci parti konumuna yükseldi. Diğer merkez sol partilerle koalisyon kurmayı hedefleyen Korsanlar önümüzdeki dönemde İzlanda’da iktidar partisi olabilir.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yayınlanan Yaşayan Gezegen Raporu, hayvan popülasyonlarının, doğal yaşam alanlarının yok edilmesi sebebiyle ciddi oranda azaldığını gösteriyor. Rapora göre [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]1970-2012 yılları arasında omurgalı hayvanların nüfusu yüzde 58, tatlı su canlılarının nüfusu ise yüzde 81 oranında azaldı.[/inlinetweet] Hayvanların yaşam alanlarının yok olmasının başlıca sebepleri ise tarım, yerleşim ve avlanma gibi sebeplerle doğanın tahrip edilmesi. WWF bu alanda hem insanları bilinçlendirmek hem de gerekli politikaların izlenmesini sağlamak için (çok çeşitli şekillerde destek olabileceğiniz) çalışmalar yürütüyor.

Meksika’nın Xochimilco Gölü rengarenk kayıkların sıralandığı yeşil su yolları ile ünlü. Son yıllarda ziyaretçiler için cazibe noktası olmaya başlamasının ise özel bir sebebi var: burası ağaç dallarından sarkan kırık dökük, kir pas içinde oyuncak bebeklerin mesken tuttuğu gizemli bir ada. Rivayete göre adanın önceki sahibi Julian Santana, 1950’lerde kendini gölde boğulan genç bir kadının ruhundan korumak için suyun getirdiği ve çöplerden topladığı bebekleri toplamaya başlamış. Yine pek çeşitli söylentilere sebep olan ölümünün ardından geriye bıraktığı ise bu gizemli (ve çok ama çok ürkütücü) Bebekler Adası olmuş. Adanın Anthony Bourdain, Tim Burton, Guillermo del Toro ve Lady Gaga gibi ünlü isimleri de içeren ziyaretçi listesi gün geçtikçe kabarmaya devam ediyor.

Kendisi de Avustralya’nın yerlilerinden olan Clifford Coulthard, tarihi bir yerleşim alanında tuvalet ihtiyacını gidermek için uygun bir yer ararken Avustralya’da bilinen en eski insan yerleşimden 10 bin yıl öncesinin izlerini taşıyan bir yapı keşfetti. Rastladığı taş mağaranın insan barınmasına işaret eden kararmış bir çatıya sahip olduğu fark eden Coulthard ve o esnada yakınlarında olan Arkeolojist Giles Hamm, yapının önemini ilk etapta anlayamadı. Tuvalet molasında bulunan mağaranın 49 bin yıl önce insanlara sığınak olduğu öğrenildi.

Dünyanın ilk Albino Güzellik Yarışması 10’u erkek 10’u kadın 20 katılımcı ile Kenya’nın başkenti Nairobi’de gerçekleşti. ‘Derinin Ötesindeki Güzellik’ sloganı ile düzenlenen yarışma, aralarında Başkan Yardımcısı William Ruto’nun da bulunduğu 1.000 kişilik bir kalabalık tarafından izlendi. Melanin pigmenti azlığından ya da yokluğundan kaynaklanan ve genetik olarak aktarılan bir metabolizma hastalığı olan albinizm (aşkınlık) pek çok kültürün güzellik standartlarının dışında bir görünüme sebep verdiği için ayrımcılıkla karşılanabiliyor. Albinoların ‘şeytan’ ya da ‘uğursuzluk’la özdeşleştirildikleri bazı inanışlar sebebiyle yüzyıllarca işkence ve öldürülme tehlikesi ile karşı karşıya yaşamak zorunda kaldıkları biliniyor.

Toys R Us Birleşik Krallık mağazaları 2014 yılından bu yana otizmli çocuklara özel ‘sessiz saatler’ etkinliği düzenliyor. Işıkların azaltılıp coşkulu müziğin kapatıldığı bu uygulamanın yakında çeşitlenip yayılacağı öğrenildi. Şirketin özel ihtiyaçları olan çocuklar ve aileleri için etkinlikler düzenlemeyi planladığı belirtilirken detaylara ilişkin bir açıklama yapılmadı. Bu uygulamalar yalnızca çocuklar ve aileleri için değil, otizm gibi çocukları yaygın olarak etkileyen hastalıklara karşı farkındalık yaratmaları bakımından da faydalı bulunuyor.

1990’larda ABD’ye dil eğitimi için giden ve New York’ta kurduğu yoğurt fabrikasıyla kısa sürede ABD’nin en önemli markalarından biri haline gelen Erzincanlı Girişimci Hamdi Ulukaya, ırkçıların hedefi haline geldi. Ulukaya’nın 2 bin işçinin çalıştığı fabrikasında çoğu Türkiye, Irak ve Afganistan’dan 300 göçmeni istihdam etmesi ülkedeki aşırı sağcıların tepkilerine neden oldu. Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump’a destek veren internet haber sitesi Breitbart News’ın düşmanca haberlerinin ardından sosyal medyada Ulukaya’ya karşı tehdit ve nefret söylemi içeren paylaşımlar çoğaldı. Twin Falls Belediye Başkanı ölüm tehditleri aldığını açıkladı. Irkçılık karşıtları ise sosyal medyada “Chobani marka yoğurt al” kampanyası başlattı. ‘Bir mülteci iş bulduğu an artık mülteci değildir.’ gibi açıklamalarıyla yabancı düşmanlarının kabusu haline gelen Ulukaya, bu olumsuz haberlerden önce şirket hisselerinin yüzde 10’unu çalışanlarına vermesiyle ve ücretli annelik ve babalık izni gibi uygulamalarıyla gündeme gelmişti.

Lüks giyim markası Chanel’in Beverly Hills mağazasının vitrinlerini süsleyen rengarenk başörtüsü modelleri Müslüman tüketiciye ulaşma yarışının geldiği son nokta için iyi bir resim sunuyor. İhtişamlı günlerini geride bırakan lüks tüketim markalarının yeni demografik ve dijital strateji arayışlarının bir örneği de varlıklı Müslüman tüketiciye hitap etme trendi. Los Angeles Turizm ve Kongre Kurulu’nun 2014 raporuna göre Suudi Arabistan’dan gelen ziyaretçiler, her nevi uluslararası pazarda ziyaret başına düşen harcama miktarında (kişi başı 4 bin 550 dolar ve toplamda 259,3 milyon dolar ile) birinci sırada yer alıyor. Thomson Reuters’in raporuna göre ise 2013 yılında ayakkabı ve giyime 266 milyar dolar harcayan Müslüman tüketicilerin 2019’a kadar bu kategorilerde toplam 484 milyar dolar harcaması bekleniyor.

‘Güzellik’ tek bir beden ölçüsüne sığdırılamayacak kadar renkli, çeşitli ve özel. ‘Benim Büyük Bedenim’ isimli blog, Meriç Çetin Özalp’in ‘Büyük bedenin de moda blogu olur!’ mottosuyla günlük kıyafet ve aksesuarlarını, stil tüyoları ve detaylar eşliğinde paylaştığı, (bütün klişelere inat) şıklık ve özgüven odaklı bir moda blogu.

Sevgli dostlar bir alışveriş tüyosu vermek istiyorum. İndirimi asla kaçırma 😃🙈 Şaka bir yana farklı sezonlarda indirimlerden alışveriş yapmak bence çok mantıklı. Şimdiden gelecek yaza yatırım yapmakta ne sakınca var? Kış geldi bu elbiseyi giyemem ki diyebilirsiniz ama yazın da asla bu fiyata bulamazsınız. Örneğin bu elbisemi sadece gelecek hafta sonu boyunca sürecek %85 (!) indirim ile alabilirsiniz, benden söylemesi 😉 BGNworkshop, bu cumartesi ve pazar günü 1v1y'de. @bgnplussize @1v1ycom #büyükbedenstil #büyükbedentarz #büyükbedengiyim #büyükbedenşıklık #büyükbedenkadın #büyükbedenkadıngiyim #büyükbedenelbise #büyükbedenblog #büyükbedenblogger #büyükbedenmoda #büyükbedenkadınmodası #büyükbedenkıyafet #büyükbedengüzellik #plussizefasion #plussizestyle #plussizeclothing #plussizeootd #plussizeclothes #psfasion #plussizewomen #curves

A post shared by Meriç ÖZALP (@benimbuyukbedenim) on Oct 7, 2016 at 7:40am PDT

Yeni nesil kahve, üçüncü dalga, soğuk demleme, butik kahve dükkanları, Instagram’da kahve güzellemeleri derken küresel kahve arzının (da) karşılanamadığı noktaya geldik. Sorumlu belli: Milenyumlular. Durumu ‘kahve çılgınlığı’ olarak adlandırma hakkımız ise saklı çünkü [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]kahveye olan talep tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmış durumda[/inlinetweet]. Bloomberg’in raporuna göre 19 – 34 yaş arası kişiler ABD pazarındaki kahvenin yüzde 44’ünü tüketiyor. 18 – 24 yaş arası kişilerin tükettiği kahve ise 2012’den 2016’ya kadar (4 yılda) yüzde 34’ten yüzde 48’e yükselivermiş. 25 – 30 yaş arasında ise bu oranın yüzde 51’den yüzde 60’a yükseldiği görülüyor. Sen ne zaman kahve içmeden ayılamayacak hale geldin eyyy insanlık? Bonus: Kahve hakkında yanlış bilinenler.

Yapılan son araştırmalara göre [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]diktatörlerin görev başındayken doğal sebeplerden ölümleri nadiren rejim değişikliğine sebep oluyor[/inlinetweet]. 1946 – 2012 yılları arasında yönetimdeyken ölen 79 diktatörden sonrasının incelendiği araştırmada, ölümü izleyen 1 yılın sonunda rejim değişikliği neredeyse gözlenmezken (yönetim şekli yüzde 87 oranında aynı kalırken), liderlerin otokrasiyi terk etmek zorunda kaldıkları darbe, iç savaş, dış müdahale gibi durumlarda ise rejimin muhafaza edilme oranının yüzde 43’e gerilediği görülüyor. Diktatörlerin sağlıkları, ülkede bir istikrarsızlık yaratabilme potansiyelleri sebebiyle düzenli olarak sansasyonel haberlere konu olur ancak bu araştırma gösteriyor ki liderlerin ölümleri korkulması gereken bir istikrarsızlık getirmiyor. Peki ölmelerinden kim, neden korkuyor? Araştırmacılara göre bu kişiler genellikle liderlerinden mümkün olduğunca uzun süreler faydalanmak isteyen statükocular oluyor.

Uzun süredir hava kirliliğiyle boğuşan Hindistan’ın Yeni Delhi şehri, geçtiğimiz hafta Diwali bayramı kutlamaları sırasında atılan havai fişeklerle daha da yaşanmaz bir hale geldi. Şehirde hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği üst sınırın 90 kat üzerine çıkarken bölgedeki çocukların üçte birinde solunuma bağlı rahatsızlıklar tespit edildi. Yetkililer hava kirliliğini kontrol almaya çalışsa da kışın gelmesiyle etrafta çöp yakarak ısınmaya çalışan kişiler, inşaatlardan yayılan tozlar ve bu mevsimde rüzgarların güçsüz olması duman tabakasının dağılmasını engelliyor.

Dünyanın gidişatı hakkındaki fikrinizi haberler mi şekillendirir veriler mi? Cevabınız önemli çünkü ikisinin bu konuda söyledikleri taban tabana zıt. Haberlerde terörizm, iklim değişimi, nüfus patlaması ve gezegenin sınırlı kaynaklarının hor kullanılması ile krize girmiş halde izlediğimiz [inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]dünya, verilere göre tarihinin en huzurlu ve refah içindeki günlerini yaşıyor[/inlinetweet] (artık nasıl bir geçmişten geldiğimizi varın siz düşünün). Daha önemli ve şaşırtıcı olan şu ki; (verilere göre) her şey daha güzel olacak. (Infografik)

[inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”]Bunca zaman Dünya haritası diye baktığımız şey meğer bir aldatmacadan ibaretmiş![/inlinetweet] Küre şeklindeki evimizi 2 boyutlu kağıttan bir yüzeye aktarırken yaşanan bozulma ve kayıplar öylesine fazla ki, aslına en yakın versiyonunu görünce biraz bozulabilirsiniz.. Sanatçı ve Mimar Hajime Narukawa tarafından tasarlanan Dünya haritası yenilikçi yaklaşımı ve doğruluğu sebebiyle Japonya’nın en büyük tasarım ödülüne layık görülmüş. Authagraph adlı yöntem, Dünya’nın 96 eşit bölgeye ayrılarak piramit yapılı bir cisme aktarılması ve ardından düzlenmesi işlemlerine dayanıyor. Bugün eğitim amacıyla kullanılan ‘düz’ Dünya haritaları ise 1569 yılında Coğrafya Bilimcisi Gerardus Mercator tarafından geliştirilmiş ve özellikle denizcilik için ideal kabul ediliyor.

Özet Başlıkları

1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
2. Finans teknolojileri.
3. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
4. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
5. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
6. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.