27 Haziran – 3 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.
Tasarım / İnovasyon
- İlacını almayı hep unutanlar ya da ne zaman hangisin alınacağını bir türlü hatırlayamayanlar başta olmak üzere size ve ailenizin diğer üyelerine sağlık asistanlığı yapan Pillo, zindelik ve sağlıkla ilgili sorularınızı cevaplıyor, gerektiğinde sizi profesyonellere bağlıyor. Vitaminlerinizi ve ilaçlarınızı saklayabilen, günlere ve saatlere göre ayırabilen, hatta bittikleri zaman yenilerini sipariş edebilen ev tipi kişisel sağlık robotu, hakkınızdakileri öğrendikçe fonksiyonları artan akıllı bir yardımcı. Fitness meraklılarından bakıcılara, unutkanlardan yoğunluk sebebiyle sağlığını ihmal edenlere kadar pek çok kişinin hayatını kolaylaştırabilme potansiyeli olan bu sevimli ve kompakt sağlıkçı, cihazlarınıza kablosuz olarak bildirim ve uyarı gönderebiliyor.
- Ekranlar karşısında geçirdiği zamanı azaltmak isteyenlere sert bir çözüm: Screeners, karşısında ekran tespit edince derhal opaklaşan -dolayısıyla görmenizi engelleyen- bir gözlük. Gün içinde defalarca kez görüşünüzün kısıtlanmasıyla ilgili bir sorununuz olmazsa ve ekranlardan başka türlü uzak kalabileceğinize inancınız yoksa New York Üniversitesi öğrencisi Chino Kim’in tasarımı sizi yola sokabilir. Proje şu an taslak aşamasında. Teknoloji ile araya yüksek ve sert bir duvar örmenin iyi bir çözüm olacağını düşünen yatırımcılar çıkarsa neden olmasın?
- Runcible, dijital hayatımıza yeni bir yaklaşım getirmeyi amaçlayan elegan, yuvarlak, avuç içi kadar ve en önemlisi oldukça sessiz bir mobil cihaz. Akıllı telefon kadar güçlü fakat gücünü asla sizi gerçek hayattan koparıp sürekli dijital olana çekmeye çalışmak için kullanmıyor. Siz istediğiniz zaman ‘akıllı telefon özelliklerini’ kullanıyorsunuz – arama yapmak, yazmak, fotoğraf çekmek, internette gezmek ve koordinat almak gibi – fakat geri kalan zamanda Runcible sessizce, güzelce ve öylece durmaya devam ediyor. Yavaş Hareketi’nin bir parçası gibi görünen cihaz, doğaya uyumlu, sürdürülebilir şekilde üretiliyor. Cihazın teknik özelliklerine ve risklerine buradan ulaşabilirsiniz.
- Oyun kontrol cihazlarının 58 yıllık evrimi. Bir 58 yıl sonra nerede olacaklar? Tahminleri alalım.
- Kurşun kalemlerimizi bittiklerinde değil küçüldüklerinde atarız. Hala kullanılabilecek bir şeyi atmanın verdiği nahoş duyguyla (israf?) başa çıkamayanların gününü yapacak bir gelişme ile karşınızdayız: kalem ve ötesi. Ahşap bir boru gövde şeklinde tasarlanan mekanizmanın arka kısmı açacak olarak çalışırken, ufala ufala sevimli bebek kalemlere dönen kurşun kaleminizi ön kısmındaki metal yuvaya yerleştirip normal uzunlukta bir kalem gibi kullanabiliyorsunuz. Kaleminizin yanı sıra silginizi de taşımaya imkan veren bu sade çözüm kırtasiye delileri, en değişik ürünler kendisinde olsun isteyen kreatifler, kalemleri ile duygusal bağ kuranlar ve pintiler için paha biçilmez bir fikir!
- KFC Hindistan’dan midenizle birlikte telefonunuzun bataryasını da doldurabileceğiniz bir çözüm: Watt A Box – 5’i Bir Yerde Yemek Kutusu. Sistematik ve ölümüne açlığın ne demek olduğunu sizden daha iyi bilen akıllı telefon bataryalarını düşünen birilerinin çıkması hoş.
- Artizan yeme içme merakının küçük lükslerden başka bir şeyi olmayan sokaktaki vatandaşa inmesiyle sıkça duymaya başladığımız ‘ev yapımı bira’ meselesine jantilik katan iki makine: BrewArt ve iGulu. Birasında yeni tadlara açık olanlar için tarif kütüphaneleri, ben bildiğim taddan şaşmam diyenler için ‘x birasının tadını nasıl yakalarsınız’ ipuçları, mayalanma sürecini ve yapım aşamalarını ev dışındayken dahi cep telefonu uygulaması aracılığıyla takip edebilme imkanı bu cihazlarla birlikte sahip olabileceğiniz güzelliklerden bazıları. ‘Daha az ama daha kaliteli bira içelim, hatta yapalım, yaparken de keyif alalım’ yaklaşımının popülerleşmesi bu fonksiyonellikten ziyade yaşam stili sağlayan makineleri daha da çeşitlendirecek gibi görünüyor. (Biranızı nasıl daha iyi yapabileceğiniz konusunda önerilerde bulunan gurme bir yapay zeka eklense hiç fena olmaz)
- Bel ağrılarının yüzde 95’inden hareketsiz yaşam tarzınızın sorumlu olduğunu biliyor muydunuz? Koltuğunuzdan ya da ofis sandalyenizden kalkıp şöyle bir hareket etseniz ve beliniz artık ağrımasa harika olmaz mıydı? The SpineGym, evde, ofiste, nasıl etkili egzersiz yapacağını bilmeyen kişiler için pratik bir çözüm sunuyor. Duruş bozukluklarından hareketsizliğe, günlük hayatın karmaşasında ihmal ettiğiniz ve hayat kalitenizi düşüren temel fiziksel sorunlar için ‘omurga desteği’ sağlayan SpineGym ‘Yaşam için güçlü sırt ve karın kasları’ sloganı ile çalışam prensibini ve felsefesini özetliyor.
- Bilgisayar ekranına bakmaktan kuruyup yanan gözleriniz, ışığa duyarlı çocuklarınız ya da ebeveynleriniz mi var? Günde (en az) 8 saat ofis bilgisayarına bakarak mı çalışıyorsunuz? Paperlike bugüne kadar neden kimse düşünmemiş dedirten bir teknolojiyle gözlerimize bayram ettirmek için tasarlandı. Dünyanın ilk e- mürekkepli bilgisayar ekranı, boyut, çözünürlük ve hız bakımından oldukça ‘iyi’ durumda. Pek çok ek özelliğe ve teknik detaya buradan ualaşbilirsiniz.
- Ada, çocuklar için geliştirilmiş bir kod öğrenme kiti. Bir oyun konsolu gibi televizyona ya da bir monitöre bağlanarak çalışan Ada, çeşitli yaş grupları için farklı seçenekler sunuyor. 7-10 yaş arası çocukla Ada’yı kullanarak stop motion animasyonlar ya da kendi çizgi roman karakterlerini yaratabiliyor. 10-13 yaş arası için ise Lua ve Javascript gibi programlama dillerini öğreten çalışmalar mevcut. 13 yaşın üzerindeki kullanıcılar için ise herhangi bir sınır yok. Programlamanın tüm detaylarını öğrenip hayal ettikleri her şeyi dijital ortama aktarabilmeyi öğreniyorlar. Başka elektronik cihazlara da bağlanabilen Ada, yeteneklerinize bağlı olarak yazılım ile gerçekleştirilebilecek tüm işlemlere imkan sağlıyor.
- Google çocukların kod yazmak zorunda kalmadan yazılım mantığını öğrenebilmesi için, farklı işlevleri yerine getirebilen bloklardan oluşan bir sistem geliştirdi. Bloks adlı sistem üç farklı yapı taşından oluşuyor. Bunlardan ilki her türlü işlem için programlanabilen puck’lar. Puck’lar bir diğer yapı taşı olan taban kartlarına yerleştiriliyor. Son olarak taban kartları birbirine bağlandıktan sonra beyin kartı adı verilen merkeze bağlanıyor. Beyin kartı Bluetooth ve kablosuz internet ile diğer cihazlara hazırlanan kod dizisini iletebiliyor.
- Silika maddesi kullanılarak geliştirilen bir madde, plastik şişelerin içine kaplanarak şampuan, sıvı sabun ve ketçap gibi maddelerin kolayca dökülmesini sağlıyor. Böylece şişenin dibinde kalan malzemeyi almak için uğraşmamıza ya da her şişe ile birlikte bir miktar ürünü de çöpe atmamıza gerek kalmayacak. Musluk suyunda ve bazı yiyeceklerde de bulunan silika maddesinin zararsız olması, bu kaplamanın ketçap gibi yiyeceklerin kaplarında kullanılabilmesine olanak sağlıyor.
- Yakın gelecekte fosil yakıtlardan tamamen kurtulmayı amaçlayan İsveç, bu amacına hizmet edecek bir yeniliği deniyor. Elektrikli kamyonların ekstra enerjiye ihtiyaç duymadan seyahat edebileceği özel elektrikli yollar geliştiren İsveç Ulaşım Yönetimi, böylece hem karbon salınımını azaltmayı hem de enerji tasarrufu yapmayı hedefliyor. Tramvay benzeri bir sistemle kamyonların elektrikli motorlarını çalıştıran elektrikli yolları kullanan araçlar, normal yolda da hibrit araçlar gibi kullanılmaya devam edebilecek.
- Otonom servis araçları İsviçre’nin Sion şehrinde ilk kez yolcu taşıdı. Pilot proje Sion Valais Mobilite Laboratuvarı inisiyatifi ve Federal Teknik Üniversite (EPFL) ortaklığıyla yürütülüyor. Shuttle seferleri EPFL araştırmacılarının trafik ve filo yönetim algoritmalarını test edip geliştirebilmeleri için bir fırsat olarak görülüyor. Navya marka araçlar 11 kişiye kadar yolcu taşıyabiliyor ve yüzde 100 elektrik enerjisi ile çalışıyor. Pilot projenin başarıyla tamamlanması durumunda İsviçre toplu taşımada otonomluğa geçen ilk ülke olabilir.
- Her teknoloji Silikon Vadisi sınırları içinde gelişmiyor. General Motors, Detroit’teki Warren Teknoloji Merkezi’nde otonom araç çalışmalarına özel bir ekip kurdu. Yüzlerce çalışanın ‘kendini süren’ sistemi geliştirmek için çalıştığı ve test sürüşlerinin de San Francisco’da devam ettiği bildirildi.General Motors’un Detroit’teki bu teknoloji merkezini kurmak için 1 milyar Amerikan doları yatırım yaptığı biliniyor. Bir diğer 1 milyar doları da Cruise Automation isimli otonom sürüş girişimine yatırdığı bilinen GM, Tesla, Google ve Daimler’ın başı çektiği yarışta yerini almaya hazırlanıyor.
- Birleşik Devletler Ordusu Interstate 69 otobanında bir konvoy üzerinde radyo teknolojisi ile sürücüsüz ordu araçları için testler yaptı. Kısa aralık iletişimi olarak adlandırılan teknoloji, araçların konum, hız ve yol koşulları gibi konularda birbirleriyle ve yol sensörleri ile konuşmasını sağlıyor. Ordunun ‘Tank Otomotiv Araştırma, Geliştirme ve Mühendislik Merkezi’ bu teknolojiyi yıllardır (kapalı olarak) test ediyordu ancak ilk kez bu defa halka açık bir otobanda görücüye çıkmış oldu.
- Toyota gözünü yükseklere çevirdi. Şirketin Aralık 2014’te yaptığı bir patent başvurusundan uçan araba çıktı. Kalkışa kadar kanatlarını dahili olarak tutabilen araç kalkmadan hemen önce kanatlarını açabilecek ve uçuş aerodinamiğini maksimize edecek şekilde tasarlanmış. Toyota’nın yükseklerde gözünün olmadığı, sadece sektörde yaygın olarak görülen ‘başkaları patentlemeden ben patentleyeyim’ refleksi ile bu başvuruyu yapmış olabileceği de iddialar arasında.
- Bilimciler Pasifik Okyanusu’ndaki çöpü toplamak üzere geliştirilen 100 kilometre uzunluğunda yüzen bir bariyeri test ediyor. Temizleme işleminin 10 yıl sonunda tamamlanmış olması hedefleniyor. En zorlu kısım ise insanların çöplerini okyanusa atmalarının önüne geçmek.
- Tesla’nın otomatik pilot sistemi bulunan Model S otomobili, ilk kez otomatik pilot devredeyken ölümlü bir kazaya karıştı. Şirket Ulusal Karayolları Ulaşım Güvenlik Yönetimi’ni (NHTSA) konu ile ilgili bilgilendirdiğini ve gerekli araştırmanın yapılacağını belirtti. Florida eyaletinde gerçekleşen kazada otopilot aktif bir şekilde bölünmüş yolda seyahat eden Tesla Model S, kontrolsüz bir kavşakta karşı şeritten gelip dönüş yapmak isteyen bir kamyonun kasasına çarptı. Kaza esnasında otopilotun ya da sürücünün frenleri kullanmaya çalışmadığı görüldü. Tesla’nın seyahat ettiği yönde gökyüzünün çok parlak olduğu belirtilirken, otopilot sisteminin çok yüksekteki cisimleri ‘yol tabelası’ olarak algıladığı için fren sistemini devreye sokmamış olabileceği düşünülüyor. Tesla otopilot sistemi bulunan araçların satışı sırasında müşterilerle yaptığı anlaşmada, bu teknolojinin henüz halka açık beta aşamasında olduğunu ve sürücülerin otopilotu kullanırken ellerini sürekli direksiyonda tutması gerektiği belirtiliyor . Tesla yaptığı bu uyarılar sebebiyle oluşabilecek muhtemel kazalardan sorumlu olmayacağını savunuyor. Tesla CEO’su Elon Musk Twitter üzerinden taziyelerini yayınladı.
Our condolences for the tragic loss https://t.co/zI2100zEGL
— Elon Musk (@elonmusk) June 30, 2016
- Çin’de bir mimarlık şirketi, üç boyutlu yazıcılar ve özel bir çimento kullanarak 45 günde iki katlı bir villa inşa etti. Başkent Pekin’in Tongzhou bölgesinde gerçekleştirilen proje tek seferde yazdırılan ilk üç boyutlu inşaat projesi olarak kayıtlara geçti. 8 şiddetinde depreme dayanıklı olduğu iddia edilen ev, inşaat sektöründe değişimin öncüsü olabilir.
- Rüya gibi mobilyalar tasarlamanın kitabını yazan Circu’nun Bun Van yatağı, ilhamını eğlence ve özgürlüğün simgesi haline gelmiş Volkswagen Van’dan alıyor. Dışı fiberglas iç yüzeyi ahşap kaplama olan yatak, birkaç depolama alanı, yatak, TV, masa, mini bar ve koltuk içeriyor. Circu’nun diğer sihirli mobilya ve aksesuarlarını buradan inceleyebilirsiniz. Ne mutlu onları hak edecek atmosfere sahip bir evi olana!
- Üzerine bir şey inşa edebileceğimiz toprak parçası kalmadığında nereye gideceğiz? Bartlett Mimari Okulu öğrencisi Finbarr Fallon’un Yeraltındaki Singapur’u Asya şehir devletinin toprak kıtlığı krizine görkemli, ürkütücü ve distopik bir bakış atıyor. Azalan alanın ve gittikçe artan hava kirliliğinin beslediği kara bilim kurgu ambiyansı yer yer aşırı parlak renkler ve gerçek olmayacak kadar iyimser hava ile nefesleri daraltıyor. Fallon’un spekülatif çalışması karmaşıklığı ve sinemasal güzelliğiyle mimariyle de Singapur’la da alakası olmayanlara dahi şaşırtıcı derecede yoğun bir seyir keyfi yaşatıyor.
- Güneş kremi sürmenin zorluklarından çok çeken girişimci Kristen McClellan hızlıca güneş kremi uygulamak için yeni bir yöntem geliştirdi. Önü açık silindir şeklinde bir kabin şeklinde olan SnappyScreen adlı cihaz, içine giren kişiye 10 saniye boyunca sprey şeklinde güneş kremi sıkıyor. Böylece kısa sürede ve doğru bir şekilde güneşten korunulmuş oluyor. Uzmanlar bu korumanın cilt kanserine karşı oldukça önemli olduğunu dile getiriyor.
Gelişmeler devam ediyor! Sıradaki sayfaya aşağıdan geçebilirsiniz.
Emeğinize sağlık
Teşekkürler Amirim…
Serdar Hocam ben okurken üşeniyorum bazen. Siz nasıl bu kadar yazabiliyorsunuz? Helal olsun!
icerik genel olarak cok güzel, özellikle linkler ve videolar cok iyi, sayfanin basindaki okuma süresi belki en az seklinde yazilmali, bu sitede 2 saatten daha az sürede okudugum bir haftalik raporu hatirlamiyorum :)
sitenin alt kismindaki arama etiketleri biraz abartili olmamis mi ;)
“…Osmanlı idaresindeki Ermenilerin maruz kaldığı tehcir ve katliamları…” Biz kendimiz bunu dersek onlar tabi ki de “Soykırım” der.
Amirim son zamanlarda editörler diye konuşuyorsunuz ve cümleler de çoğul.Tek kişilik dev kadro paylaşıma mı yöneldi?
Detaylar şurada yazıyor aslında.
gözümden kaçmış,özür dilerim.