13 – 19 Haziran 2016 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.
Bilim / Yazılım / Donanım
- Apple her yıl gerçekleştirdiği WWDC geliştirici konferansının bu yılki etkinliğinde yeni işletim sistemleri iOS 10, macOS Sierra, watchOS 3 ve tvOS’u tanıttı. Tüm işletim sistemlerinin ortak özelliği, dışarıdan yazılımcıların uygulama geliştirmesine açılması oldu. iOS üzerinde özellikle mesajlar ve kilit ekranı üzerindeki değişiklikler dikkat çekerken, macOS için en önemli değişiklikler (adının değişmesi dışında) diğer cihazlarla işbirliği kabiliyeti kazanması oldu. Ayrıca Siri’nin artık Mac bilgisayarlar üzerinde kullanılabilmesi de oldukça ilgi gördü. iPhone’un hem akıllı ev eşyaları hem de Apple TV için kumanda görevi görmesi cihazın işlevlerini artırırken, Apple Watch da yeni işletim sisteminin hızı ve işlevselliği ile dikkat çekti.
- Emektar kablosuz standardı Bluetooth, 5. sürümüyle kapsama alanını 2, hızını 4 katına çıkardı. Aktarım kapasitesinin de ciddi şekilde iyileştirildiği açıklandı. Bluetooth 5, büyük ihtimalle yazılım güncellemesi ile değil yeni donanım ile gelecek. Bu da önümüzdeki yıl yeni cihazlarla birlikte hayatımıza girebileceği anlamına geliyor. Adını 10. yüzyılda İskandinavya’yı birleştiren Viking kralının (Harald Bluetooth) lakabından alan teknoloji, dizüstü bilgisayarları, tabletleri, telefonları ve kulaklık gibi aksesuarları birleştirmeye devam ediyor.
- Yapay zekanın gelişmesi ile başta hizmet ve destek işleri olmak üzere pek çok farklı alanda çalışanların yerini yapay zeka yazılımlarının alması bekleniyor. Özellikle yapay zekanın veriyi hızlı bir şekilde toplayıp işleyebilme özelliği, bilişim teknolojileri alanında çalışan pek çok kişinin işlerini kolaylaştıracak bazılarının ise işinden olmasına sebep olacak. Gelecekte yapay zekanın öneminin artması ile bazı çalışanların yapay zeka tarafından yönetilebileceği de düşünülüyor. Ancak yapay zekanın da yönetilmeye ihtiyaç duyduğu alanlar olacağından bu teknoloji yeni iş imkanları da yaratacak.
- Derimizin hemen altında sessizce çalışıp hayatımızı kolaylaştıracak çipler sağlık, güvenlik, mahremiyet bakımlarından tartışıladursun, kimileri tartışmaların bir yere varmasını beklemek yerine evinin anahtarını, kartvizitini ve ateşölçerini derisinin altında taşımaya başladı bile. ‘Biyohacker’lar fonksiyonellikten estetiğe farklı motivasyonlarla deri altı çiplerini günlük hayatlarının bir parçası haline getirmiş kişiler. Kimi parmak uçlarına yerleştirdiği mıknatıslarla manyetik alanları hissediyor, kimi dövmesini ışıklandırıp ortamlarda parlıyor, kimi kan şekerini takip ediyor, kimi ise doğuştan ayırt edemediği renkleri seslerle ayırt ediyor. Peki bu çipleri deri altına nasıl yerleştiriyorlar? Henüz ‘çip yerleştirme uzmanı’ ya da ‘çip artist’ gibi bir uzmanlık icad olunmadığından bu işi şimdilik piercing ustaları yapıyor. Steril koşullarda işin uzmanı tarafından uygulandığında çipin yarattığı riskin kulak deldirirken alınan riskten farksız olduğu iddia edilse de biyohacking hareketinin bir parçası olmayanlarımız zaten konu ile ilgili tıbbi ve yasal gelişmeleri beklemek durumunda gibi görünüyor.
- FBI ile telefon güvenliği hususunda yaşadığı ateşli mücadelenin yankıları sürerken iPhone bu kez de Birleşik Devletler Temsilciler Meclisi üyesi Nancy Pelosi’nin hedefi haline geldi. Pelosi Apple’ın iPhone üzerinde ne kadar hakka sahip olduğunu sorgulayarak, bu telefonu Steve Jobs’a ya da Apple’a değil ABD’nin federal araştırmalara borçlu olduğumuzu iddia etti. Demokratik Parti’nin bir toplantısında iPhone 6 S’ini havaya kaldırıp ‘Akıllı telefonu olan var mı? Bu akıllı telefonda gördüğünüz her şey federal yatırım ve araştırmaların ürünüdür. GPS, ordu tarafından geliştirildi, düz ekranlar, LLD, dijital kamera, kablosuz veri iletimi, ses tanıma – liste uzadıkça uzuyor. Steve Jobs’ın bunu tasarlayıp ortaya koyarak iyi bir iş yaptığını söylüyorlar. Bunu icat eden federal araştırmadır.’ dedi.
- Büyük savaşın sonu: Android sonunda iPhone’da! Bunu mümkün kılan sihirli telefon kılıfına dair bütün bilinmeyenler ise burada.
- iPhone kavisli (dış bükey) ekranın patentini aldı. Patent belgelerindeki taslaklarda iPhone benzeri bir cihazın yanı sıra silindirvari bir kullanım da dikkat çekiyor. Samsung’un da elinde bir kavisli ekran patenti mevcut fakat Apple Samsung’tan farklı olarak telefonun kenarlarında ve arka yüzeyinde de (buton değil) ekran kullanılan bir tasarımın patentini almış durumda. BONUS BİLGİ: Bu görünüm iPhone 7’ye yetişmeyecek.
- Çin çılgın projeleri ile şaşırtmaya devam ediyor. Son olarak Güney Çin Denizi’nin 3 bin metre altına yapılması planlanan devasa deniz laboratuvarının haberi geldi. Proje 5 Yıllık Ekonomik Plan’ın bir parçası ve ülkenin en önemli 100 teknoloji ve bilim önceliği listesinde ikinci sırada yer alıyor. Projenin amacı Çin’in mineral araştırmalarını kolaylaştırmak olarak açıklandı. Yine de bu Amerikan ve Rus denizaltılarını tespit etmeye yarayacak sensörlerle donanmayacağı anlamına gelmiyor. Bilimsel ve askeri araştırmanın kol kola gezeceği bu kompleksin hareket edebileceği ve içinde 1 aya kadar çalışabilecek bir ekibe sahip olacağı bildirildi.
- Sadece güneş enerjisi ile çalışan Solar Impulse 2 uçağı dünyanın etrafında dönmek amacıyla çıktığı yolculuğunun Amerika’daki son ayağını JFK Havalimanı’na iniş yaparak tamamladı. İniş yapmadan önce Özgürlük Anıtı’nın etrafında uçarak poz kesmeyi ihmal etmeyen uçuş ekibi, ilklerin ve öncülerin memleketi Amerika’da yoğun bir ilgi ve destek ile karşılandıklarını belirtti.
- Akdeniz’de bir gemi batığından çıkarılan ve dünyanın ilk mekanik bilgisayarı kabul edilen Antikythera düzeneğinin astronomi amaçlı olarak kullanıldığı biliniyordu. Cihaz üzerindeki çok küçük yazıları inceleyen bilimciler, düzeneğin gelecekte gerçekleşecek olayları tahmin etmek için kullanıldığı sonucuna vardı.
- Tokyo 42, Syndicate, Grand Theft Auto ve Where is Waldo’dan esintiler taşıyan bir açık dünya oyunu. İzometrik yapısının yarattığı retro havaya karşın olaylar geleceğin Tokyo’sunda geçiyor. Kötü güçlerin sahnede olduğu bir dünya, freelance suikastçilik, siber suçlar, tatlılık (ve biraz da kediler) Tokyo 42 evrenini oluşturan en önemli bileşenlerden. Geliştirme aşamasındaki oyun ile ilgili bildiğimiz her şey bu tanıtım videosunda görülenlerden ibaret.
- Daha önce mağazalarda müşterilere yardımcı olması amacıyla geliştirdiği Pepper adlı robotu oldukça popüler olan GrooveX adlı Japon robot şirketi yeni projesiyle insanların yalnızlığını gidermeyi hedefliyor. ‘Pepper’ın babası’ olarak bilinen Kaname Hayashi, yeni üretecekleri robotun bir evcil hayvan gibi insanların etkileşim kurabilecekleri sevimli bir ürün olacağını söylüyor.
- Rusya’daki Promobot laboratuvarlarında üretilen ve bağımsız şekilde hareket etme özelliği öğretilen robotlardan biri açık kapıdan dışarı çıkıp 50 metre uzaklıktaki caddeye ulaştı. Robot yaklaşık kırk dakika kadar başıboş şekilde dolaştıktan sonra muhtemelen laboratuvar çalışanlarından olan bir adam tarafından yoldan çekildi.
- Harvard Üniversitesi Genetik Bilimcileri, bakteriler üzerinde depolamak istedikleri verileri bakteriye virüs gibi tanıtarak hücrenin istenilen verileri kaydetmesini sağladı. Normalde bakterilerin virüsleri tanımak ve aynı virüsün iki kere saldırmasını engellemek için kullandığı yöntem, bilimcilerin canlı hücrelerde veri depolamasına yardımcı oldu. Hatta bakterilerin bu bilgileri sonraki nesillere de aktardığı görüldü.
- Kalp nakli için beklemek zorunda kalan kişiler için kalp görevi gören SynCardia Freedom Portable Driver adlı bir cihaz üretildi. Cihaz sırt çantasında taşınabiliyor. 17 aydan daha fazla bir süre cihazı kullanıp sonrasında kalp nakledilen hasta “Nakil yeni gerçekleşmesine rağmen şuan bile koşuya çıkabilecekmiş gibi hissediyorum.” diyor.
- Dünyada yaklaşık 2 milyon böbrek yetmezliği hastası, sık sık diyaliz merkezlerine giderek tedavi görmek zorunda kalıyor. Buna çözüm üretmek için harekete geçen Dr. Victor Gura, WAK adını verdiği giyilebilir yapay böbreği geliştirdi. WAK 24 saat boyunca kullanılabiliyor ve hastanın tedavi sırasında hareket edebilmesine imkan sağlıyor. Böylece böbrek yetmezliği olanlar diyalize bağlı olarak beklemek zorunda kalmıyor.
- Biraz ekstra akıl alabilsek fena mı olurdu? Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de yapılan yeni bir araştırma beynimize karar verme aşamasındayken müdahale ederek onu ‘daha iyi’ bir seçim için manipüle etmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Peki bir kararı gerçek zamanlı ölçebiliyorsak ve etkileyebiliyorsak bunu neden sadece hayırlı işler için kullanalım? (buraya biraz Inception müziği gelecek) Şeytana uymayıp bilimi insanlığın iyiliği için kullanmayı tercih etmemiz durumunda bulguların kaygı bozukluğu, depresyon ve bağımlılık gibi nöropsikolojik bozuklukları tedavi edecek implantların geliştirilmesine ışık tutabileceği düşünülüyor. Gözlerimizin hemen ardında bulunan orbitofrontal korteks karar vermemizde kilit bir rol oynar. Zarar gördüğünde ise bizi berbat seçimlere ve fevriliğe sürükler. Orbitofrontal korteksinize iyi bakın (ve farkındayız; yanlış telaffuz ettiniz!).
- Uzun zamandır uyku apnesinin tedavisi için CPAP adı verilen ve solunum yoluna sürekli basınç uygulama yöntemi ile çalışan bir makine kullanılıyor. Tahmin edilebileceği gibi CPAP herkesin rahatlıkla kullanabildiği bir makine değil. Pensilvanya Üniversitesi daha sessiz ve derinden çalışan bir çözüm olan, kalp pili benzeri bir implant geliştirdi. Göğse yerleştirilen cihaz, dil sinirine elektiriksel titreşim göndererek sağlıklı bir uykuyu mümkün kılıyor. Uyku apnesi gırtlak kaslarının uyku esnasında gereğinden fazla gevşeyerek solunum yolunu tıkaması sebebiyle yaşanan bir rahatsızlık. Oksijen alımının azalmasına ve uyku kalitesinin düşmesine bağlı gün boyu yorgunluğa sebep olduğu için birlikte yaşamak neredeyse imkansız.
- Görme engellilerin hayat kalitelerini artırmaya yönelik 2 yapay zeka uygulaması: EyeSense ve Aipoly. iPad uygulaması olan EyeSense etrafındaki objeleri öğrenebiliyor. Görme engelli kişi cihazı nesnenin bulunduğu tarafa doğru tuttuğunda (örneğin bir kahve fincanı ya da ev anahtarı) uygulama nesneyi tanıdığına dair bir ses veriyor. Göz kırpma ve gülümseme gibi temel yüz ifadelerini de tanıyan EyeSense, kişilerarası etkileşimi de iyileştirmeyi amaçlıyor. Geliştirmek için görme engellilerle işbirliği içinde çalışılan uygulama ücretsiz olarak indirilebiliyor. (Android ve diğer versiyonlar yolda) Aipoly ise benzer özelliklerin yanısıra giyim kuşam, renkler ve hatta soyut sanat eserlerini tanıyabilme gibi özelliklere sahip. Uygulamalar görme engellilerin özellikle ev dışı yaşamını kolaylaştırmaları bakımından fark yaratıyor.
- Yeni ABD başkan adaylarının uzay araştırmaları konusunda somut planları olmaması ve uzay araştırmalarının bir süredir ivme kaybetmesinin ardından NASA, Birleşik Arap Emirlikleri Uzay Ajansı ile iş birliği anlaşması imzalandığını açıkladı. Yöneticiler bu iş birliğinin hem iki ülke ilişkilerine hem de uzay çalışmalarına büyük katkısı olacağını düşünüyor.
- Uzay demişken bu hafta önce dünyanın merkezinin Çorum olduğu, bir süre sonraysa olmadığı ortaya çıktı. Bunu Çorumlu yapmaz!
- Dünyanın bütün teknolojisi Silikon Vadisi’nde üretilmiyor. Vadinin popüler çocuklarının ve onların fenomen ürünlerinin dışında kalan daha ‘ciddi’ teknoloji meselelerine ilginiz varsa, uçan arabalardan gizli patentlere, sualtı enerjisinden X-Men tıbbına hepsi Bloomberg’in 2016 Küresel Teknoloji Dosyası‘nda.
- Brigham Young Üniversitesi öğrencileri yapay zeka tarafından kullanılabilen bir langırt masası üretti. Öğrenciler bir yandan bu azılı rakibi yenmekte zorlanırken bir yandan da projelerinin başarılı olması ile teselli oluyorlar. Satrançla başlayan robota karşı yenilgiler listemize bir madde daha ekleyeceğiz gibi görünüyor (FIRFIR YOK!).
- 1988’de Altan Erbulak ve Eşref Adalı’nın sunumu ile TRT 2’de yayımlanmış olan Bilgisayar Dünyası programı YouTube’da! Yaşı yetmeyenler ya da hatırlamakta zorlanan için ssg’nin programa ilişkin entry’si burada. Yayıncılıktan bilişime nereden nereye geldik, izleyip öğrenmeniz için.
Gelişmeler devam ediyor! Sıradaki sayfaya aşağıdan geçebilirsiniz.
Akıl, Emek, Zaman, …ellere kollara sağlık sayın abim
Sanırım sende davetli olarak gittiğin için alınan sonuçları ve tffnin davetli masraflarını hoş karşılamışsın…
TFF ile bu sitenin ya da editörlerinin hiçbir ilgisi yoktur, herhangi bir davet de söz konusu değildir. Sevgi ve saygılarımızla.
Mehemet Gürs’ün Istanbul’daki Mikla’si en iyi restoranlar listesine 56. olarak girmiş, hakkını yemeyelim…
ali baba haberinde 2 milyar yanında daki Dolar olmayacaktı sanırım.
3 kelimelik adres fikrini sahibinin TEDx konuşmasından dinleyelim: https://www.youtube.com/watch?v=b7iufQPaHas
Twitter’da sabitlenmiş tweet olarak TED konuşmasının son paragrafını tutarım. Şahsımla aynı şeylerden heyecan duyduğunu bildiğim bu mecradaki herkese selamlar. Son sözleri burada da bulunsun :)
I used to think that I wanted to live in a rich country, and then I started thinking I wanted to live in a happy country, but I began to realize, it’s not enough. I don’t want to live in a rich country. I don’t want to live in a fast-growing or competitive country. I want to live in a GOOD country, and I so, so hope that you do too.
The World’s Best 50’nin lezzet avcı ve uzmanları 2016 yılı için Dünyanın En İyi 50 Restoranı listesini açıkladı. Türkiye’den herhangi bir restoranın listeye girememesi ile bayraklar çekmecede kaldı.
Keşke tüm listeye bakıp Mikla’nın 56 cı olduğunu görüp bahsedebilseydiniz.56cı olabilmek de bir başarı …
56. sıradaki bir işletme dünyanın en iyi 50 restoranı listesine girmiş olmuyor takdir ederseniz ki. Haberin özü, odağı başlığından belli. Böyle ithamlarda iyi niyet sezmek zor oluyor.