29 Şubat – 6 Mart 2016 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.
İnternet / Girişimler
- Alexa verilerine göre Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 5. sitesi Ekşi Sözlük, yıllardır beslenen benzersiz (ve hacmen rakipsiz) içerik arşivinden derlenen Ekşi Şeyler sitesini –yıllar süren gecikmeyle de olsa- açtı. Sitenin ilk içeriği (elbette) pena oldu ve Ekşi Sözlük’ün Kurucusu Sedat Kapanoğlu elinden çıktı. Site yeni olduğu için “eski hali daha güzeldi” adlı popüler eseri seslendirmek isteyenlerin eli böğründe kaldı. Neyse ki kurulduğundan beri en köklü tasarım değişikliğine sahne olan Ekşi Sözlük bu kitlenin imdadına yetişti ve olası bir felaketi önledi (fakat unutulan bir gerçek var ki Ekşi’nin iki önceki eski hali de bir öncekinden güzeldi. Yoksa değil miydi?).
- Sonucuyla dünyanın bütün iPhone (ve diğer elektronik hizmet) kullanıcılarını etkileyecek FBI ile Apple çekişmesi tüm hızıyla sürüyor. Biz de her hafta olduğu gibi takip etmeye devam ediyoruz. Apple, San Bernardino çatışmasında öldürülen eylemciden ele geçirilen iPhone’un şifresini kırmak için FBI’a yardım etmek zorunda olmadığında ısrarlı. ABD istihbarat kurumu FBI teröristlere ait telefonların şifresini kaldırabilmek için Apple’dan kendilerine özel bir mobil işletim sistemi yazmasını istiyor. Apple ise bunun ‘angarya’ olduğunu öne sürerek reddediyor. Google’dan Facebook’a neredeyse herkesin Apple’ın tarafında dururak destek olduğu süreçte bir grup FBI’ın Apple’ın icazetine ihtiyaç duymadığını savunurken diğer bir grup çok daha önemli bir detaya dikkat çekiyor: eğer Apple FBI için sistemde standart bir arka kapı oluşturursa bunun kötü niyetli başka kişi ya da gruplar tarafından kullanılmayacağının bir garantisi olabilir mi? Benzer bir endişeye Birleşmiş Milletler (BM) de sahip. BM’nin İnsan Haklarından Sorumlu Yüksek Komiseri Zeid Ra’ad Al Hussein, bu hafta yaptığı açıklamada Apple’dan böyle bir şey talep etmenin baskıcı devletler ve kötü niyetli kişilere hediye sunmak olacağı konusunda kamuoyunu uyardı.
- ‘Ortadoğu’nun Amazon’u’ olarak anılan Birleşik Arap Emirlikleri merkezli e-ticaret sitesi Souq (Arapça ‘pazar’ anlamına geliyor) bu hafta ABD / New York merkezli yatırım fonu Tiger Capital’dan 275 milyon dolar yatırım aldı. 2005 yılında kurulan Souq, 400 binden fazla ürün satıyor. Site 2015 yılında bir diğer yatırım grubu Naspers Limited’dan 75 milyon dolar alarak toplam yatırım tutarını 150 milyon dolara çıkartmıştı. Bu hafta gerçekleşen tutarla birlikte Souq 425 milyon dolar yatırıma ulaşmış oldu. Sitenin Kurucusu Ronaldo Mouchawar (46) Suriye’nin Halep şehrinden BAE’ne göç etmiş bir girişimci. Resmi bir açıklama yapılmasa da Souq’un 1 milyar doları aşan değerlemeyle yatırım aldığı düşünülüyor.
- Snapchat bu çağın en popüler sosyal ağlarından biri. Ancak diğer bütün ağlardan belirgin bir farkı var. Orta yaş ve üstü için kullanımı karışık ve zor. Onu Snapchat yapan da bu. Çünkü yaşlılar ne kadar uzak kalırsa o kadar iyi (Annelerimize, teyzelerimize Facebook’un nesi yetmiyor?)
- Yetişkinlerin anlamadığı tek şey Snapchat değil. Emoji de apayrı bir bilim dalına dönüşmüş durumda. SpeakEmoji adlı uygulama (iOS ve Android) konudan kopanlara yönelik hızlandırılmış bir eğitim veriyor. Yaratıcı uygulamalarıyla adından sıkça söz ettiren SapientNitro‘nun güzelliklerinden biri daha.
https://www.youtube.com/watch?v=TIhxCNNG50E
- İnternet kullanıcı sayısının artmasından en çok nasiplenenler Google ve Facebook. Bu yüzden ikisi de herkese –gerekiyorsa bedava– internet ulaştırabilmek için harıl harıl çalışıyor. Bu kapsamda ücretsiz bir temel internet hizmetini Hindistan’da Free Basics adıyla sunmaya başlayan Facebook, ‘ağ tarafsızlığını’ ihlal ettiği gerekçesiyle (yani uygun görmediği / rakip sitelere erişimi engelleyince) yasaklanmıştı. Telekomünikasyon politikaları aktivisti Steve Song’un bu konuda alternatif bir teklifi var: ücretsiz erişimi mobil operatörler sunsun.
- Endonezya, yabancı şirketler aracılığıyla internet üzerinden yapılan alışverişleri ve paylaşılan içerikleri kontrol etmek istiyor. Hükumet ülkede faaliyet gösteren yabancı internet sitelerinin ofis açmasını ve vergi ödemesini talep ediyor. Elbette esas istenen ‘içeriği denetleme yetkisi’.
- Almanya ise kullanıcı sözleşmesindeki bazı maddelerin mahremiyet ve rekabete aykırı olduğu gerekçesiyle Facebook’u mahkemeye verdi. Reklam hedeflemesi (profilleme) amaçlı toplanan veriler için istenen onayın kullanıcıların anlayamayacağı derecede karmaşık bir şekilde talep edildiğini öne süren hükümet bu uygulamanın Avrupa Birliği ülkelerinin ortak hukukuna aykırı olduğunu savunuyor.
- Kullanıcılarına ait verileri büyük bir iştahla toplayan Facebook ne yazık ki ‘rızkını paylaşma’ konusunda tam aksi bir tutum içerisinde. Danimarkalı bir yazılımcının projesi bunu bir kere daha bize hatırlattı. Facebook’a giriş çıkış saatlerini kaydederek arkadaşlarınızın uyku düzenini öğrenmenizi sağlayan yazılım geliştiren Soren Louv-Jensen, ihtiyaç duyduğu bilgileri 10 dakikada bir Facebok’taki arkadaş bilgilerinizin son görünme tarihlerini kaydederek topluyor. Jensen ile temasa geçen Facebook ise bu yazılımın site kullanım şartlarına uymadığını ifade ederek kaldırmasını talep etti.
- Bu kadar Facebook demişken son gelişmeyi de atlamayalım. Site şöhretlerin kendi hizmeti üstünden canlı yayın yapması için üste para verecek. Amaç Youtube, Meerkat ve Periscope gibi alternatiflerin önüne geçebilmek.
- Lokasyon tabanlı sosyal ağ Foursquare, bir süredir üstünde çalıştığı Attribution hizmetini kullanıma sundu. Fiziksel mekan sahiplerine yönelik bu yeni analiz uygulaması, kullanıcıların reklamını seyrettiği bir markanın fiziksel mekanını ziyaret edip etmediğini ölçüyor. Dolayısıyla geleneksel mecralardaki reklamların davranışlara (yani başarıya) dönüş oranı hesaplanabiliyor. Sistemin en kapsamlı deneyi Amerikan Futbol Lig Finali (Super Bowl) döneminde gerçekleştirilmiş. Attribution hizmetinden faydalanmak için şirketlerin Foursquare ya da Swarm’da reklam girmesi gerekmiyor. Ancak sistem müşteri verilerini check-in ve lokasyon bilgilerinden topluyor.
- Yıl sonunda birçok telefondan desteğini çekeceğini açıklayan WhatsApp, Instagram ile birlikte rakiplerini engellediği için de eleştiri oklarının hedefi durumunda.
Another @Facebook tentacle closes on users' ability to share a link to their Telegram profile. #hypocrisy pic.twitter.com/xC6ydp3M0p
— Telegram Messenger (@telegram) March 2, 2016
- Instagram’ın mini dizilleri tarz ve ilhamını David Bowie’nin Blackstar albümünden alan 16 bölümlük Unbound ile devam ediyor.
- 42 milyon üyeye ulaşan online video hizmeti Netflix, geleneksel TV devlerine karşı yürüyüşünü kararlı adımlarla devam ettiriyor. İzleyici sayısı henüz geleneksel mecralarla kıyaslanamayacak kadar düşük ancak yapımlarının izleyici kitlesine oranla seyredilme sayısı açısından Netflix’in kimse için hafife alınır bir rakip olmadığı da ortada. Üstelik Mars’a yerleştiğimizde antenlerimiz geleneksel TV yayınlarını çekmeyecek ama Netflix orada da olacak :)
- Türk Girişimci Efe Çakarel tarafından 2007 yılında ABD / Silikon Vadisi’nde kurulan MUBI‘yi Netflix’in antitezi olarak düşünebilirsiniz. Zira o günde sadece 1 yeni film eklenen ve 30 gün içinde izlemenizi gerektiren ilginç bir video platformu. Ayda 5 dolar abonelik bedeline sahip site henüz 100 bin aboneye sahip ancak 125 milyon dolar değerlemeyle Çin’e açılmaya hazırlanıyor. Kendisiyle 2012 yılında Cüneyt Özdemir’in 5N1K programın kapsamında yaptığı röportajdan izleyebilirsiniz.
- Pin&Tucker, alışveriş müptelalarının “hayatım, bu bana yakışmış mı sence?” başlıklı evrensel merakını gideren bir mobil ugyulama (iOS / Android). Giydiğiniz kıyafetin fotoğrafını çekin, arkadaşlarınız ‘beğendim / beğenmedim’ tuşlarına basarak fikirlerini belirtsin (Arkadaşların beğenmediği kıyafetlerle ‘like’ toplamak kolay olmamalı. Devir ‘hesap’ devri).
- Google’ın güvenli arama sonuçlarını ‘insan’ editörler yardımıyla kategorize eden, çocuklara özel bir arama motoru: Kiddle.
- İngilizce dil kursu British Council imzalı görsel sözlük Visual Dictionary cep telefonunuzla çektiğiniz şeylerin İngilizcedeki karşılıklarını ve anlamlarını 40 milyondan fazla görselden oluşan arşivinde bulup gösteriyor. Sihir gibi fikir.
- İnternet icat olduğundan beri kesinlikle değişmeyen tek bir şey var: e-posta. Her gün milyarlarca elektronik mektup yazdığımız bu hizmetin tahtını hiçbir alternatif zorlayamıyor. Ancak eski bir alışkanlığımızı elektronik versiyonuna aktaramadık: mektup arkadaşlığı. Happenstance işte bu sihirli tutkuyu yeniden kaşımaya çalışıyor. Yani hiç tanımadığınız, kim olduğunu bilmediğiniz biriyle yazışmak, tanışmak, dertleşmek, arkadaş; sırdaş olmak (Pen Pal kullananlar FAV!).
- E-posta demişken; e-posta ve @ işaretini temel alan adres standardının yaratıcısı -1941 / ABD doğumlu- Raymond Tomlinson bu hafta hayata gözlerini yumdu.
Very sad news: Ray Tomlinson has passed away. https://t.co/Ghi8B2m3IX
— vinton g cerf (@vgcerf) March 5, 2016
- Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, e-ticaret sektörünün 2015 yılında yüzde 30-40 arasında büyüdüğünü ve cirosal büyüklüğünün 25 milyar lirayı geçeceğini söylüyor. Ancak Türkiye’de özellikle teknoloji alanında hizmet veren e-ticaret siteleri oldukça zorda. Sabancı Holding’in iştiraki olan Kliksa küçülmeye giderek Teknosa’nın outlet kanalı olarak hizmet vereceğini açıkladı. Bünyesinde internet satış platformu hizlial.com’u bulunduran ve Türkiye’nin en eski teknoloji perakende zincirlerinden biri olan Gold Group, iflas erteleme talebinde bulundu. Umut baki fakat şartlar çetin. Özge Özdemir imzalı güzel bir durum özeti.
- Türk internet tarihinin en çok konuşulan kapanma hikayesi olmaya aday Tazedirekt ‘meselesine’ Kurucusu Hasan Aslanoba açıklık getirdi. Girişimciler adına okunması gereken faydalı bir tecrübe. Türkiye’de örneğine pek rastlanmaz.
- İnternet dediğimiz şey dev markalarının rekabetinden ve biz kullanıcıları kazanmaya yönelik hevesinden ibaret değil. Daha doğrusu ‘olmamalı’. İranlı Blog Yazarı Hossein Derakhshan ülkenin en popüler kalemlerinden biri. Muhalif görüşlerle bezeli Ketabkhan (Farsça ‘kitap okuyucusu’ demek) adlı blogundaki yazıları yüzünden 2008 yılında 20 yıl hapse mahkum edildi. Af kapsamında serbest bırakılıp evine döndüğünde internet bıraktığından çok başka bir şeye dönüşmüştü. Sosyal medya almış yürümüş ancak kimse gerçekte bir şeyle ilgilenmez hale gelmişti. Derakhshan gözlemlediği bu hızlı değişimi, tehlikeyi ve dileklerini yazmış (Ahmet Özkale de Türkçeye çevirmiş; sağolsun).
Diğer kategori başlıklarına aşağıdaki menüden ulaşabilirsiniz.
Amirim,
ISS icin “insanoğlunun dünya dışında inşa ettiği ilk yerleşim yeri” demissiniz ancak ondan önce MIR (https://en.wikipedia.org/wiki/Mir) vardi. 1986’da cekirdek modülü yörüngeye gönderilen MIR’in insasi 10 yil sürüyor (insasiyla ilgili daha ayrintili bilgi icin : http://www.russianspaceweb.com/mir.html ). Hatta sizin de paylastiginiz, su an Türkiye’de mülteci olarak yasayan Suriyeli Kozmonot Muhammet Faris MIR’de görev yapmistir.
Haftalik özetler icin tesekkürler amirim :)
Iyi pazarlar :)
Bir iki aydir bazi maddelerde verilen bilgilerle o bilgiler icin verilen video’lar uyusmuyor. Kano projesi eski bir proje ve video’da gosterilen cihaz Raspberry Pi 1. Bir iki hafta once de Atom.io metin duzenleyicisi yeni video yayinladi diye bir bucuk yillik video koymustunuz. Haftalik ozetler artik profesyonel bir seri oldu. Bence bir editor isinize cok yarayacaktir. (Evet bu bir teklif :)
Merhaba. Super bowl beyzbol ligi finali degil, Amerikan futbolu sezon finali maci olmaliydi.
Haklısınız, gözden kaçmış. Teşekkürler.
Tasarımla ilgili bir önerim olacaktı. Zevkle takip ediyorum fakat paragraflar birbirinin devamı gibi geliyor, özellikle benzer konuda olan haberleri okurken aslında başka bir konuya geçtiğimi farkedip tekrar okuyorum. Paragrafları başlarındaki nokta yerine çizgi ile ayırsanız daha faydalı olabilir. Güzel çalışmalarınız için ayrıca teşekkürler
5 Naci sayfa durmadan sayfa yenilemesi yaptırıyor bi bakın isterseniz zira okuyamadım
Amirim, dünya hallerini -sevdiğim adı ile haftanın özetini- 1. haftadan itibaren severek takip ediyorum. Mail listesine de üyeyim, her pazar mail gelir bende pazartesi günü ofiste ilk iş olarak açar okurum. Son zamanlarda mail listesinden gelen mailler artık günlük kısa başlıkları da içeriyor, sanırım içerik üretimi ile ilgili değişikliklere gittiniz. Benim üzerimde şöyle bir etkisi oldu, yanlış anlaşılmak istemem ama gelen maillerin sıklığından dolayı günlük o maillere bakmayıp biriktikten sonra da umursamamaya başladım. Naçizane tavsiyem, haftalık özet mailleri ile günlük kısa haberleri içeren mai gurubunu birbirinden ayırmanız. Bildiğiniz üzere mail sıklığı arttıkça ilgi ve takip azalıp içeriği kaçırma faslı başlıyor.
Teşekkürler.