Haftanın Özeti: 222

Bilim, Yazılım, Donanım

5G teknolojisinin ayak seslerini daha yakından duymaya başladık. Peki 5G’ye geçmek neleri değiştirecek? Özet geçmek gerekirse:

  • Aslında bugün kullandığımız mobil uygulamaların performansını pek etkilemeyecek. 4,5G Instagram’a fotoğraf yüklemek için yeterince hızlı zaten.
  • 5G ağının sunacağı hız, otonom araçlar, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve şeylerin interneti gibi alanlarda yaşanacak gelişmeleri tetikleyecek.
  • Farklı markalar tarafından üretimi duyurulan 5G destekli telefonlar ise mevcut kullanım alanlarının iyileşmesinden ziyade, yeni kullanım alanları oluşmasını sağlayacak.
  • Tabii ki 5G destekli telefonların daha pahalıya satılabileceğini belirtelim.
  • Çok daha yüksek hızdaki mobil internet bağlantısı daha ucuz fiyata sunulabilecek.
  • Önceki nesillere geçişte olduğu gibi 5G’nin ilk zamanlarında da bazı aksaklıklar yaşanacak ve ilk cihazlarda tahmin edilemeyen bazı problemlerle karşılaşılacak.
  • Önceki modellerden daha kalın bir telefon üretmek istemeyen üreticiler büyük ihtimalle batarya boyutundan feragat edecek. Bu da telefonların batarya ömrünü azaltacak.

Çinli akıllı telefon üreticisi Xiaomi de katlanabilen telefon kervanına katıldı. Şirketin kurucu ortağı ve başkanı Bin Lin, Çarşamba günü Çinli sosyal medya platformu Weibo’da paylaştığı videoyla yeni prototipi resmen göstermiş oldu. Tablet her iki kenarından da arkaya doğru katlanarak akıllı telefona dönüşüyor. Weibo kullanıcılarına cihazın isminin ne olmasını istediklerini de soran Lin, tablet ve telefon deneyimlerini mükemmel bir şekilde birleştirdiklerini iddia ediyor.

Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan verilere göre dünyada her yıl yaklaşık 50 milyon ton ağırlığında elektronik eşya çöpe atılıyor. 2050 yılında bu miktarın 120 milyon tona çıkması bekleniyor. Şu anda çöpe atılan elektronik eşyaların yalnızca beşte biri geri dönüşümle yeniden değerlendirilebiliyor.

Finlandiya’nın, yapay zekanın süper güçleri olmayı hedefleyen ABD ve Çin’le mevcut şartlarda mücadele etmesi pek mümkün görünmüyor. Bu yüzden farklı bir yol izlemeye karar veren hükümet, nüfusun yüzde 1’ini, yani 55 bin kişiyi, yapay zeka hakkında bilgilendirmek için bir bir proje başlattı. Bu proje, Finlandiya’nın teknolojiyi uygulama ve kullanma alanındaki liderlik hedefinin bir parçası. Hiçbir programlama deneyimi olmayan kişiler için hazırlanmış kursları Aralık ayının ortasında toplamda 10 bin 500 kişi tamamlamıştı. Bunlara Finlandiya sınırları dışında yaşayan 4 bin kişi de dahil. 250’den fazla şirket de çalışanlarının bir kısmını ya da tamamının bu kursu almasını sağladı.

Hakiki bal sofraların vazgeçilmez muhabbetlerinden biridir. Herkes en hakikisinin kendi sofrasındaki olduğuna inanmak ister, o paraya iyi bal alınıp alınamayacağı tartışması bir türlü nihayete eremez. Diğer taraftan, ara sıra sağlığa zararlı sahte balların ele geçirildiğine dair haberler de okuruz. “İyilik İçin Yapay Zeka” adlı bir atölye çalışmasında sunulan çalışmaya göre bala dair bu deli soruların cevabını makine öğrenimi sayesinde almak mümkün. Dünyanın dört bir yanından bal örneklerini mikroskop yardımıyla kayıt altına alan proje ekibi, önce yapay sinir ağıyla polenleri tarayıp bitkisel değerlerini sınıflandırıyor. Elde edilen veriler, daha önce yüklenen ‘hakiki bal’ verileriyle karşılaştırılıyor ve sonuca ulaşılıyor. Evet, yapay zeka böyle şeyler için de lazım. Tabii yakında televizyonlarda “gerçekliği makine öğrenimiyle kanıtlanmıştır” ibareli sıra sıra kavanozlar görmek de mümkün.

Giyilebilir teknolojiler denilince akla ilk gelen konulardan biri sağlık. Northern Üniversitesi’nde geliştirilen bir cihaz da, terden sağlık durumuyla ilgili çıkarımlar yapma iddiası taşıyor. Çok küçük delikleri olan cihaz, bunlarla çektiği ter damlacıklarından elde ettiği verileri kablosuz ağ yardımıyla cep telefonuna gönderiyor. İnsan vücudundan, anlık olarak iğnesiz ‘numune’ alabilmek adına önemli bir adım. Ticari kullanım için ter sensörlerinin çok ucuza üretilmesi gerekiyor elbette ve şu anda öyle bir imkan yok. Önceki hafta, kişisel bakım markası L’Oreal’in, ciltteki teri analiz ederek pH değerini ölçen ve çıkan sonuca göre nemlendirici öneren My Skin Track pH adlı nispeten basit bir örneğini görmüştük. Hatırlamakta fayda var:

Araştırmacılar, yapay zekanın piyasadaki mevcut ilaçları üretmek için, patentleri ihlal etmeyen yeni yöntemler kullanabildiğini gösterdi. Chematica adı verilen yazılım, bir makinenin nasıl çalıştığını anlamak için parçalarına ayırıp inceleyen ‘tersine mühendislik’ yöntemine benzer bir yöntem kullanıyor. Chematica’da bu süreç, kimyasal etkileşimlerin nasıl gerçekleştiğine dair derin bilgi birikimi sayesinde gerçekleşiyor. Yaklaşık 70 bin sentetik kimya ‘kuralını’ bilen yapay zeka, belirli tepkimelerin ortaya çıkması ve uygun moleküllerin bulunması durumunda binlerce ikincil kuralı da kullanabiliyor. Daha sonra bir algoritma çok büyük sayıda muhtemel tepkime dizilerini inceleyerek aynı sonuca ulaşan bir başka yol arıyor. Bu çalışma heyecan verici olsa da ilaç sektörünün devlerinin bu şekilde alt edilmesini beklemeyin. Çünkü Chematica 2017’de ilaç devi Merck tarafından satın alındı. Bu teknoloji, şirketlerin patentlerini sağlama alabilmeleri için kullanılacak gibi görünüyor.

Yeni bir araştırmaya göre, hayatı boyunca 20 yaşındaki kilosuna en fazla 9 kilo ekleyen kadınlar daha uzun yaşıyor. 1986’dan bugüne uzanan araştırma, yetişkinler her yıl ortalama yarım kilo alıyor. Bu hesaba göre de, örneğin 68-70 yaş arasındaki obez kadınların 90’lı yaşlarını görme ihtimali, diğerlerine göre yüzde 32 daha az.

Yeme alışkanlıklarımızı değiştirmek, sadece kendimizi değil gezegenimizi kurtarmak için de gerekli. Ama öyle böyle değil, büyük bir değişim:

Çinli bilimci He Jiankui’nin, iddia ettiği gibi genetiği değiştirilmiş ilk bebeklerin doğumunu sağladığı doğrulandı. Olayın ardından He’nin ortadan kaybolduğuna ya da ev hapsinde tutulduğuna dair iddialar dillendirilmişti. He, Lulu ve Nana adlı ikiz kızlar hakkındaki bilgileri Hong Kong’daki genetik konferansında paylaşmış ancak çalışmasına dair tüm verileri yayımlamamıştı. Doğumu doğrulayan yetkililer ayrıca genetiği değiştirilmiş bir embriyo ile ikinci bir hamileliğin de devam ettiğini belirtti.

Antarktika’da buz tabakasının 1 kilometre altında bulunan Mercer adlı gölde mikroskobik hayvan cesetlerine rastlandı. Bilimciler burada yaşam izleri arıyordu ama hayvan bulmayı da beklemiyordu. Gölden alınan su örneklerine mikroskop altında bakan araştırmacılar, ezilmiş örümcek ve kabuklu türünde bir şeyler gördüklerini, diğer şeylerin de kurtçuğa benzediğini ifade ediyor. İlginç bir şekilde, bulunan bazı hayvanlar karada yaşadığı biliniyor. Buz örtüsünün altında ilk kez bu karmaşıklıkta yaşam türlerine rastlandı. Buzun altındaki nehirler bu hayvanları dağlardan alıp göllere taşımış olabilir.

Bugüne dek sadece SpaceX, United Launch Alliance ve Blue Origin gibi büyük şirketler Cape Canaveral’dan özel izinle roket fırlatabiliyordu. Şimdi Relativity Space adlı yeni bir girişim bu ayrıcalıklı gruba dahil oluyor. İlk fırlatmayı 2021’de gerçekleştirmeyi planlayan şirket, Terran-1 roketini Stargate adlı büyük metal yazıcısında üretecek. Stargate 6 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğinde metal parçalar üretebiliyor. Terran-1 şirketin başlangıç roketi olacak ve Dünya’dan yörüngeye bin 250 kilogram ağırlık taşıyacak. 3D yazıcı, daha az parçanın daha hızlı bir şekilde ve daha ucuza üretilmesini sağlıyor. Mühendisler geçmişte mümkün olmayan tasarımları üreterek parçaları birleştiriyor ve sistemleri basitleştiriyor. Relativity, roketin üretiminin sadece 60 gün süreceğini belirtiyor.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) önümüzdeki 6 yıl içinde Ay’da madencilik yapmayı planlıyor. Ajans bu hedef için uzay aracı fırlatma hizmeti veren ArianeGroup (Airbus ve Safran’ın ortak girişimi) ile anlaşma imzaladı. Anlaşma, şirkete regolit (Ay yüzeyindeki, içinde oksijen ve su bulunabilen toprak ve kaya parçaları) madenciliği yapma imkanı verecek. Bu toprak ve kayalar Ay’da kurulacak bir üssün inşası için kullanılabilir. Çin ve Hindistan da Ay’dan ‘helyum-3’ adı verilen bir nükleer yakıt çıkarmak için çalışmalar yürütüyor. Böylece Ay’da nükleer enerji üretilebilir ve gelecekte uzay araçları yakıtını buradan alabilir.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

2 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: