Haftanın Özeti: 98

Finans Teknolojileri

Chain adlı blok zinciri şirketinin CEO’su Adam Ludwin, blok zinciri sisteminin finans sektörüne yardımcı olmak için geliştirildiğini söyledi. Ludwin, son zamanlarda çıkan ve blok zinciri teknolojisinin birçok farklı alanda kullanılabileceğini söyleyen haberleri anlamsız bulduğunu belirtti. 44 milyon dolarlık bir fona sahip olan Chain; Visa, Capital One ve diğer birçok büyük şirkete blok zinciri hizmetleri sağlıyor.

Finans dünyasını dönüştürme potansiyeli ile iyiden iyiye kendini ispatlamaya başlayan blok zincirinin öne çıkan uygulama alanlarından biri de kamu yönetimi. Singapur, Estonya, Rusya, Hırvatistan, İsveç, Güney Kore, Birleşik Krallık, Gana gibi finans teknolojilerini devlet işlerine karıştıran örnekler çoğalmaya devam ederken yatırımcı William Mougayar bu teknolojinin doğrulama, transfer, sahiplik, kimlik yönetimi gibi konularda hükümetler ve yerel yönetimler için ne ifade ettiğini, uygulama için ne gibi aksiyonlar alınması gerektiğini açıklamış. Mougayar, maliyetleri düşüren, hızlı ve verimli etkisi sebebiyle tüm hükümetleri blok zinciri teknolojisini sahiplenmeye davet ediyor.

Konuya yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre mühim bir Apple yöneticisi 6 kripto paranın App Store’da kullanımına izin verileceğini açıkladı. Bitcoin, Dogecoin, Litecoin, Ethereum, the DAO ve Ripple olarak açıklanan liste özellikle Twitter’da ‘neden hepsine değil de sadece bu altısına?’ şeklinde eleştiriler aldı.

Received official word from Apple. Only approved coins on @AppStore – #Bitcoin #Ethereum #Litecoin #Doge #Ripple #TheDAO. Mindboggling.

— Anthony Diiorio (@diiorioanthony) August 31, 2016

Fintek yatırımları coştukça siber güvenlik endişeleri de artıyor. Dijital finansal servis ve ürünlerin hayrına geliştirilecek siber güvenlik önlemleri için göz önünde bulundurulması önerilen başlıca trendler şöyle sıralanmış:

• Dijital finansal servis sunan şirket sayısı artmaya devam ediyor.
• Teknoloji ve yasal düzenlemeler arasındaki uyumsuzluk büyüyecek.
• Makine öğreniminin rolü (hem siber savunmada hem de saldırıda) artacak.
• Bugüne dek ‘bankasız’ olan milyonlarca insan finansal servislere erişebilecek.
• Geleneksel finansal servis sağlayıcılarla fintek girişimleri arasındaki geçirgenliğin artması ile veri alışverişi siber tehlikelere daha açık hale gelecek.
• Blok zinciri temelli servislerin artması ile merkezsiz sistemlerde siber güvenlik önlemlerine daha fazla önem verilmesi gerekecek.

Değeri 1 milyar doları aşan girişimleri nitelendirmek için kullanılan ‘unicorn’ (mitolojik tek boynuzlu at) ifadesi başta kulağa pek masalsı gelse de fintek aleminde yavaştan bir tür lanete dönüşmeye başladığı iddia ediliyor. Fintek firmaları bir yandan büyük şirketlerin satın alamayacağı kadar pahalı, diğer yandan halka açılma skalasının gerektirdiği iş modelinden yoksun olmaları sebebiyle yatırımcılarının başının belası haline gelebiliyor. Kolaylıkla sindirilemez bir lokma haline gelmeden önce uzun vadede kendine yetebilirlik vasıflarının sağlanmamış olduğu bu nokta ‘yarı gebelik fazı’ olarak nitelendirilmiş. Bu durum finans teknolojilerine yönelik yatırım çılgınlığı durulmaya başlayınca ortaya çıkmış gibi görünüyor.

Hong Kong ‘kum havuzu’ (sand box) adı verilen bir teşvik düzenlemesi ile bankacılık sektörünü finansal teknoloji inovasyonları konusunda destekleyecek. Kullanıcı kitlesini Çin, Avustralya ve Singapur’a kaptırmaktan endişe eden şehir, finansal cazibe merkezi olarak rekabet gücünü korumayı amaçlıyor. ‘Sandbox’ ile bankalara geliştirdikleri teknolojileri normalde tabi oldukları düzenleme ve yükümlülüklerden muaf olarak deneyebilecekleri bir alan sunulacak.

Gelişmeler devam ediyor! Sıradaki sayfaya aşağıdan geçebilirsiniz.