Haftanın Özeti: 179

Tasarım, İnovasyon

Birleşmiş Milletler, 2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirlerde yaşıyor olacağını tahmin ediyor. İnsanlar kentleşmenin artışının ve buna bağlı olarak zarar gören yaban hayatın farkına vardıkça, kentsel biyoçeşitliliğin nasıl iyileştirilebileceği konusuyla ilgili daha fazla çalışmalar yapılıyor. Kentleşme tersine döndürülemese bile birçok şehir, hayat kalitesini artırmanın ve yaban hayatını şehirlere geri getirmenin yollarını buluyor. O çabayı gösteren 7 örneğimiz var.

1989’da Berlin Duvarı yıkıldığında, Avrupa’da doğu-batı hattındaki ulaşım ağı yeniden yapıldı ve Paris-Berlin-Moskova tren hattı yeni bir çağı başlattı. Buna rağmen Avrupa halen güney kuzey hattındaki dar boğaz oluşturan noktalar için çözüm bulmuş değil. Avrupa Birliği’nin de gündemindeki 9 ana ulaşım ağı koridorunun en önemlilerinden olan İskandinavya-Akdeniz koridorundaki bu dar boğazlar iki dev mühendislik projesi ile beraber aşılacak gibi duruyor. Avrupa’nın kuzeyi ve güneyi 2 dev mühendislik projesiyle birbirine daha hızlı bağlanacak.

New York City Belediyesi, şehirdeki 5 semt genelinde internet erişim imkanlarını artıracak bir plan üzerinde çalışıyor. Şehirdeki sokak lambalarının kablosuz internet bağlantısı sağlayacak şekilde düzenlemeyi planlıyor. Yetkililere göre, şehirde yaşayan her 5 kişiden birinin evinde internet bağlantısı yok. Dahası, yoksulluk sınırının altında yaşayan vatandaşlar arasında her 3 kişiden biri internet bağlantısına sahip değil. Sokak lambalarının potansiyellerinden faydalanan ilk şehir New York olmayacak. Dünyanın en ‘bağlantılı’ şehri Barcelona da 2015 yılında sokak lambalarını kablosuz internet sağlayacak şekilde düzenlemişti.

1955’te ABD tarafından Antartika‘ya kurulan McMurdo İstasyonu şimdilerde Ulusal Bilim Vakfı tarafından kullanılıyor. Binden fazla insanın yaşadığı üssün yenilenme vakti geldi. Bu işi üstlenen OZ Architects adlı firmanın fikirlerine şurada, üssün mevcut durumuna da aşağıda göz atabilirsiniz.

Drone yavaş yavaş “hevesle alınıp evin bir köşesine atılan oyuncak” havasından sıyrılıyor. DJI tarafından işe katkı sağlaması için üretilen endüstriyel drone’ların da bunda payı var. Firmanın yeni ‘yardımcısı’ Zenmuse XT2 mesela.

Kaliforniya Üniversitesi‘nden Profesör Ken Goldberg ile öğrencisi Jeff Mahler, bu zamana kadarki en eli çabuk robotu üretmeyi başardı. Robotun yazılımı Dex-Net, ilk kez gördüğü bir nesneyi daha önce gördükleriyle karşılaştırarak genelleme yapabiliyor. Hatta nasıl kavrayacağına emin olamadığında daha iyi bakmak için nesneyi evirip çevirebiliyor.

Shark Mitigations Systems adlı şirket, Clever Buoy (Akıllı Duba) adını verdiği  doğa dostu bir okyanus izleme sistemi geliştirdi. Clever Buoy, yapay zeka ve çift dalga sonar kullanarak su altındaki geniş deniz yaşamını inceliyor. Sistem şu anda sudaki köpekbalığını 4 saniyeden kısa sürede tespit edebiliyor. Bu durumda, Clever Buoy köpekbalığının (ya da köpekbalıklarının) boyutu ve konumuyla ilgili bilgiyi gerçek zamanlı olarak cankurtaranlara ve sahildeki ilk müdahale ekibine gönderiyor. Böylece, sudaki yüzücüler ve sörfçülerle ilgili ne yapılacağına karar verilmesine yardımcı oluyor.

Film ve televizyon efektleri üretmek için özel olarak tasarlanan Arraiy adlı yapay zeka, film yapım sürecini daha hızlı, ucuz ve kolay hale getirmeyi amaçlıyor. Arraiy bu zamana dek bir kısa film (The Human Race) bir de müzik klibinde (The Black Eyed Peas – Street Livin’) kullanıldı.

Uzun süre bilgisayarda çalışanlar için faydalı olabilecek bir mouse, Cone. Huni şeklindeki bu mouse tabuları yıkıp tutunabilecek mi bakalım?

Su kirliliğini hızlı ve doğru şekilde ölçmek pek çok açıdan önem arz ediyor. Peki böyle önemli bir işi akıllı telefonunuza taktığınız bir aksesuarla gerçekleştirmek mümkün olsaydı? Hollanda’daki Leiden Üniversitesi‘nde çalışan astronomlar bunun için uğraşıyor. Ekip, 2013 yılında iSPEX adlı, hava kirliliğini ölçebilen bir akıllı telefon aksesuarı geliştirmişti. Benzer bir mantıktan yola çıkan araştırmacılar, aynı şeyi su kirliliğini ölçmek için yapacak. Aksesuarın 2019’un sonuna doğru kullanılabilir hale geleceği belirtiliyor.

Alibaba ile Ford, 2017’nin sonuna doğru açıklanan ‘araba otomatı‘ fikrini Çin’in Guangzhou şehrinde hayata geçirdiSuper Test-Drive Center adı verilen bu merkez, çok katlı bir binada düzinelerce Ford aracı barındırıyor. Kullanıcılar Tmall uygulaması vasıtasıyla istedikleri aracı seçip 3 günlük bir test sürüşü için kiralayabiliyor.

Küçük otomobilleri ile bilinen MINI, orijinal modelinin elektrikli versiyonunu tanıttı. Eski tasarımın içinde geleceğin teknolojisini barındıran ‘Classic MINI Electric’, tamamen elektrikli bir aracı kullanma keyfini, kendine has go-kart benzeri hisle birlikte sunuyor. Classic MINI Electric de orijinal modelden alışkın olduğumuz kırmızı renkle gelecek. Tasarım, 30 Mart-8 Nisan tarihleri arasında, New York Uluslararası Otomobil Fuarı’nda görücüye çıkıyor.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: