Haftanın Özeti: 179

Sinema, TV, Kültür, Sanat

Sinema çevrelerinin’ Netflix’e olan mesafeli tavrı sürüyor. Ünlü yönetmen Steven Spielberg, geçtiğimiz hafta verdiği bir röportajda Netflix için yapılan filmlerin Oscar’a aday olamaması gerektiğini belirtti. Spielberg’e göre bu yapımlar ‘televizyon filmi’ muamelesi görmeli. Endüstrinin diğer büyük organizasyonu Cannes Film Festivali ise söz konusu yapımların bu festivalde yarışmasının önünü ince bir hamleyle kesti: “Yarışmaya katılacak yapımlar sinemada gösterilmiş olmalı.” Netflix’in salona girmeye sıcak bakmadığı biliniyor. Geçen yıl Cannes’da gösterilen Netflix filmlerinden biri de buydu:

Öte yandan Netflix ve Formula 1’in, organizasyonun bu yılki yarışlarını konu alacak ve 2019’da yayında olacak bir belgesel serisi için işbirliğine gittiği duyuruldu.

Black Panther Marvel’ın en çok gişe yapan süper kahraman filmleri listesinde liderliğe oturdu. Filmin ikincisinin çekileceğinin duyurulması kadar doğal bir şey olamazdı tabii.

Umulmadık filmlerde CGI kullanımı temalı bu video ‘samimiyet sorgulamak’ için iyi bir fırsat. Ha, samimiyet teknoloji kullanımıyla mı ölçülür, o ayrı mesele. Şurada da eski usül küçük hilelerden bir demet bulmak mümkün. Sinema her dönem kendi çözümlerini üretti.

Amerika’daki bireysel silahlanma düzeyi malum. Hatta geçen pazar Washington’da yoğun katılımlı bir yürüyüş düzenlendi. Silahın özendirilmesinin baş aktörlerinden biri olarak görülen film endüstrisi de bu konuya kayıtsız kalmıyor. Disney, yeni Star Wars posterlerinden silahı sildi. Red Kit’in ağzındaki sigaranın dönüşümü gibi. Tam şu anda “hakikaten ya, Lucky Luke’un bize gelişi niye Red Kit şeklinde oldu” diye ‘mevzu açmak’ isteyen olursa nedeni şurada. Bu kadim muhabbetin peşinden Temel Reis ve Safinaz’ın yeniden doğuşu, jean pantolonun kota dönüşme efsanesi, Bernard Montgomery ve mont kemer ilişkisi gibi yerlere gidilir ki, yol en sonunda etimolojinin fantastik dünyasına çıkar. Nereden nereye?

1917-2009 yılları arasında yaşamış olan Amerikalı Ressam Andrew Wyeth dünyadaki melankoli kaynaklarından biri olarak tanımlanabilir. Bir Hasan Ali Toptaş romanının içinde yaşadığı düşünülebilir. Nuri Bilge Ceylan ile bir şekilde aynı topraklarda yetiştiği hissine kapılınabilir. Hepsinin sebebi bu eserler:

Otomobil satın alırken akıllarda çoğunlukla “fırsat buldukça atlayıp gitme” fikri ve hevesi vardır. Hatta bununla ilgili bir istatistik olmasa da sıcak bir yaz günü güneye gitme isteğinin otomobil sahibi olma kararında etkili olduğu bilinir. Manzaralı, sakin, uzun yolda acelesiz gitme hayali, gerçek hayata maalesef trafikte aceleci beklemeler şeklinde yansır. Amerika’nın Sakin Rotaları, böyle bir istekle yanıp tutuşanlar için rehber niteliğinde, “bizde de yapılsa” dedirten bir çalışma. Yolun uzunluğu, nerede başlayıp nerede bittiği, ne tür manzaralara ev sahipliği yaptığı gibi bilgileri bulmak mümkün. Yol demişken:

Yapay zekayı kent çalışmaları için kullanan Topos adlı bir girişim, yine makine öğrenimi ve yapay zeka yardımıyla şarkıcı ve grupların Amerika’daki tur trafiğini görselleştirmeyi denemiş. Şehirlerin müzik zevkleri, en çok tercih edilen mekanlar, en çok gezen şarkıcılar gibi pek çok bilgi bulmak mümkün.

George Orwell‘in kült romanı 1984 farklı alanlarda pek çok esere de ilham kaynağı oldu. O alanlardan biri de müzik elbette. Şurada esin kaynağı 1984 olan şarkılardan bir demet dinlemek mümkün. Onlardan biri:

2016’nın Nisan ayında, 57 yaşındayken hayatını kaybeden müzik efsanesi Prince‘in ölüm nedeninin aşırı dozda Fentanil olduğu biliniyordu. Toksikoloji raporunu inceleyen uzmanlara göre Prince’in vücudunda bulunan dozu anlatmak için aşırı kelimesi yetersiz kalıyor. Genellikle şiddetli ağrı çeken hastalara uygulanan Fentanil sokaklarda eroin yerine satılmaya başlandığı haberleri gelmişti. Eroinden 50 kat daha etkili olduğu bilgisi, doz aşımının da ne kadar ince bir çizgide olduğunun göstergesi. Amerika’da yılda binden fazla kişi bu nedenle hayatını kaybediyor.

Başkentin gündemini farklı bir açıdan yakalamaya çalıştığımız Ankara’dan serisinde de Işıl Yılmaz Sümer bu kez Tiyatro.co ekibini ziyaret etti.

Özgen Berkol Doğan anısına kurulan ve bu alanın meraklılarının gözbebeği olan Özgen Berkol Doğan Kütüphanesi‘ni henüz duymayan varsa Feza Gezginleri‘nin bu röportajı güzel bir fırsat olabilir.

Gözden Kaçanlar adlı sabit bir serimiz var. Farklı alanlardan isimlere, o alanlarda göz ardı edildiğini düşündüğümüz şeylere dair 4 soru sorup kısa ve net cevaplar alıyoruz. Geride bıraktığımız hafta da Can Yayınları, Socrates, Öykü Gazetesi gibi ‘nezih ortamlardan’ bildiğimiz Can Öz‘ü konuk ettik. Cevaplarından birinde şu cümle geçiyor mesela: “Sonuçta bir aşamada, yayıncısına, dostuna, sevdiği yazara, ama sonuçta bir şekilde kalbi kırılmayan, incinmeyen yazar ben görmedim şimdiye kadar. Belki en büyük hata bunun olmayacağını varsaymak.” İncinmek demişken de:

Bugün 1 Nisan; nüktedanın, geyikçinin bayramı. Kutlu olsun! Eski videoculara da selam olsun.

Bu derlemeden arkadaşlarınızı haberdar etmek için aşağıda yer alan sosyal medya paylaşım düğmelerini kullanabilirsiniz. Yeni özetlerden erken haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olmayı unutmayın.

Fikir ve katkılarınızı yorumlarınızda bekler, hepinize iyi haftalar dileriz!

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: