Haftanın Özeti: 92

Tasarım / İnovasyon

• Optimus Popularis her tuşuna istenilen görüntünün ve fonksiyonun tanımlanmasını mümkün kılan esnek ve kompakt bir klavye. Her türden düzenlemeye, dile ve sembole uygun olarak tasarlanan cihaz, Kiril dilinden Eski Yunanca’ya, Arapça’dan Gürcüce’ye, müzik notalarından kodlara, matematik fonksiyonlarına, imajlara kısacası sonsuza kadar uzanan alternatif kullanım şekilleriyle uyumlu olarak çalışabiliyor. Yüksek performans gerektiren yaratıcı alanlarda çalışan tasarımcılar, dizgiciler, müzisyenler, video tasarımcıları, fotoğrafçılar ve daha pek çok profesyonel için ‘vazgeçilmez’ niteliklere sahip olan Optimus Popularis ile space tuşuna dilediğiniz kişinin adını ya da suretini vermek için ödemeniz gereken ücret 1.500 Amerikan Doları. Tolstoy ailesinden gelen ve Dünya’daki 193 ülkenin tamamını gezen az sayıda insandan biri olan Rus tasarımcı (bu Gürcüce örneğini açıklıyor) Artemy Lebedev imzası taşıyan bu özel ürün Lebedev’in 300’den fazla çalışana sahip tasarım stüdyosunda doğdu.

• Agresif yapılaşma, dikey büyüme ve betonarmenin zaferi ile şekillenen hayata tepki olarak doğan iki örnekle gözünüzü gönlünüzü açmaya talibiz: Bir mimarın ailesi için tasarladığı ve ‘earth sheltering’ mimarisinin en güzel örneklerinden biri sayılan bir ev ve Kuzey ruhuna uygun minimalliği ile görüntüsü dahi dinlendiren bir otel. (Earth sheltering nedir? Bazılarımızın Hobbit evlerinden aşina olduğu bu mimari yaklaşım, dış yüzey olarak duvarlar örmek yerine ısı kaybını minimalize eden ve iç mekan sıcaklığını sabitleyebilen yerin kendisini (toprak altını) kullanan, sürdürülebilir mimari pratiğidir. Bu modelin insanların kendilerine sığınaklar inşa etmeye başladıklarından beri var olduğu bilinmektedir. Ne yazık ki pek çoğumuzun buna en yakın gördüğü şey zemin kat diye yutturulmaya çalışılan -2 kat daireleridir ve halk arasında ‘kot farkı’ olarak da bilinen bu durumun earth sheltering ile uzaktan yakından alakası yoktur :(

• Norveç yerel feribot trafiğini azaltmak için yüzen sualtı tünelleri inşa etmeye hazırlanıyor. Bu yüzen sualtı köprüleri duba tipi yapılar tarafından desteklenmiş ve 30 metre derinliğe yerleştirilmiş devasa tüplerden oluşacak. Her birinin çift şeritlik genişliğe sahip olması beklenen kanalların 7 feribot yolculuğu ile 21 saatte katedilen Kristian – Trondheim gibi noktalar arasında zaman tasarrufu sağlaması amaçlanıyor. Ulaşımdaki güçlük ve alternatiflerin sınırlı olması Norveç’in kendine has fiyortlarından ve zorlu yer şekillerinden kaynaklanıyor. Bu sebeple suyu geçmek için köprüler yerine feribotlar tercih edilmek zorunda.

• Hipotermi olarak da bilinen 37 °C olan normal vücut sıcaklığının, 35 °C’nin altına düşmesi halinde meydana gelen semptomlara önlem olarak tasarlanan The XeroVest hafifliği, ekonomikliği ve pratik kullanımı ile soğuk havaya karşı son derece kırılgan olan insan bedenini korumak için ideal bir çözüm sunuyor. Açık hava sporları yapan, açık havada çalışan, soğuk yerlerde yaşayan, kaza yapan kişiler ve özellikle soğuk ülkelerdeki evsizler için hayati önem taşıyan ‘vücut ısısını koruma’ya yönelik tasarlanan, sadece 57 gr. ağırlığındaki, şişirilebilir, izolasyonlu, radar yansıtıcılı acil durum yeleği ile ısı kaybı yüzde 80 ila 90 arasında engellenebiliyor. Yapılan araştırmalara göre aşırı soğuk kaynaklı ölümler diğer hava olaylarından ya da durumlarından kaynaklı ölümlerin toplamından daha fazla. Hipotermiye ilişkin daha fazla bilgiyi ve The XeroVest’in teknik detayları buradan öğrenebilirsiniz.

• Dünyanın ilk motorize, sürülebilir bavulu ile tanışın: Modobag. Bu akıllı bavul kişisel eşyalarınızın yanı sıra sizi de gitmek istediğiniz noktaya yürümekten 3 kat daha hızlı bir şekilde taşıyor. Modobag standart bir çantanın uygunluğu ile taşınabilirliğin gerektirdiği GPRS-GSM izleme, çift USB şarj portu gibi yenilikçi özelliklere sahip. 15 dakikada yüzde 80, 1 saatte yüzde 100 şarj edilebilen Modobag’ın bataryaları 4 bin şarja kadar dayanıyor. GPRS özelliği sayesinde bavulunuzun nerede olduğunu görebiliyorsunuz. İlhamını bavulların üzerinde gitmeyi seven çocuklardan alan bu bavul özellikle uçağı kaçırmamak için atılan deparlardan kurtarabilir gibi görünüyor.

• Dişi sivri sinekleri evinizden uzak tutan, çocuklar ve ev hayvanları için güvenli, ekonomik ve doğada çözünebilen sinek tuzağı Biotraps hükümetler tarafından sivri sineklerce taşınan hastalıklarla mücadele için kullanılıyor. Kişisel kullanım için satın alınması durumunda tarafınıza gönderilen her bir Biotrap karşılığında bir Biotrap de ihtiyaç sahibi topluluklara gönderiliyor. Sadece su doldurularak kullanılan ve dişi sivri sinekler tarafından yavrulama alanı olarak algılanan bu tuzak 4-6 hafta arası etki gösteriyor.

• Çin, orman yangınları ile mücadele ve deniz kurtarma operasyonlarında kullanılmak üzere tasarlanan ve dünyanın en büyük amfibiyan (hem karada hem denizde kullanılabilen) uçağı olma özelliğini taşıyan AG600’ün üretimini tamamladı. Çin’in havacılık teknolojisi için bir kilometre taşı olarak görülen uçak 53.5 tona kadar ağırlık taşıyabiliyor ve 4 bin 500 km yol yapabiliyor.

• Dünya Halleri olarak ilk gününden bu yana haberlerle takip ettiğimiz ve tamamen güneş enerjisiyle çalışan hava aracı Solar Impulse 2, dünya turunu tamamladı. Geçtiğimiz yıl Mart ayında Abu Dabi’den havalanan uçak, 26 Temmuz’da başladığı noktaya döndü. Bu tarihi başarı Abu Dabi’de bandolar eşliğinde kutlanırken Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon Solar Impulse ekibini telefonla arayarak tebrik etti.

• Bir araç 1 litre benzinle ne kadar yol yapabilir? Shell’in Eco Maratonu’nda bu yıl da en az yakıtla en çok yol yapma ideali için kapışıldı. Okullardan ve üniversitelerden öğrenci gruplarının katılımına açık olan yarışmada 29 ülkeden 200 takım sadece araçlarının tekerini döndürebilmekle yetinmeyip mühendislikten ergonomiye, dış tasarımdan pazarlama ve fonlanmaya kadar pek çok konuda hünerlerini sergiledi. Yarışmada CityJoule gibi ‘su damlası’ formunda, dünyanın en ayrodinamik arabası olma iddiası taşıyan ya da ipek ve reçineden yapılmış panellere sahip ‘şekilli’ araçların yanı sıra, Venture 8 gibi parçaları 3D yazıcı ile üretilmiş ve The Sapu Angin 10 gibi bolca PVC ve bant kullanılmış mütevazı örnekler de dikkat çekti.

• ‘Bilgisayar teknolojisi karmaşıktır ve arabaların içinde ihtiyacımız olan son şey karmaşıklıktır. Yüksek hız kabiliyetine sahip büyük, ağır ve motorlu araçlarımızın güvenli sürüş performansları büyük oranda sürücüsünün dikkatine dayanır. Sürücü aracı sürmesine yarayan sistemler kadar etrafındaki dünyaya da hakim olabilmelidir. Bilgisayarlar ise pek çok avantajlarına karşın dikkat ve odaklanma gerektirir. Hatta kimi durumlarda onları kullanmada ancak dil öğrenmeye yakın bir deneyimle ustalaşabiliriz. Saatte 90 km hızla giden bir metal parçasını yönetirken bir dil öğrenmeli misiniz? İkisinden de mahrum kalmak istemiyorsanız hayır, öğrenmemelisiniz.’ TechCrunch yazarı Darrell Etherington’a göre otonom araçların teknolojileri son derece sofistike ve bir o kadar da kullanıcı gözünden uzak (hatta görünmez) olmalı. Yazara göre teknoloji şirketleri arasında bu dengeyi en iyi yakalayan Amazon bu hususta ideal bir ilham kaynağı olabilir.

• Pokémon Go herkes için ama hepsini yakalamak Poké Ball atma sanatında ustalaşanların işi. Yeteneksizler için de isabetli bir atışı mümkün kılmayı hedefleyen Jon Cleaver bu özel, üç boyutlu yazıcı ürünü iPhone kılıfını tasarladı. Mükemmele yakın kaydırmak ve Pokemon’ları zorlanmadan yakalamak artık işten bile değil – Tabi hile yapamakta sakınca görmezseniz.

Gelişmeler devam ediyor! Sıradaki sayfaya aşağıdan geçebilirsiniz.