Haftanın Özeti: 99

Finans Teknolojileri

Singapur ve İsviçre’nin finansal düzenleyicileri karşılıklı olarak girişimleri desteklemek ve teşvik etmek amacıyla fintek (finans teknolojileri) ortaklık anlaşmasına gitti. Singapur Parasal Otoritesi ve İsviçre Finans Sektörü Denetleme Otoritesi arasındaki ortaklık uluslararası finans teknolojileri sektörünü güçlendirmek için atılan bir dizi adımdan biri. İki kurumun aralarında fintek trendleri ve yenilikler için engel teşkil eden düzenlemeler hakkında veriler paylaşacağı da öğrenildi.

Kalabalık nüfusu sebebiyle bankacılığı çok etkin bir şekilde kullanamayan Hindistan, akıllı telefonları para aktarımı için kullanan bir yönteme geçiyor. UPI adı verilen dijital para aktarım sistemi, devlet tarafından vatandaşların kaydının tutulduğu Aadhaar sistemi üzerinden alınan bilgilerle kullanılıyor. Akıllı telefonu ile kayıt olan kullanıcılar sistem üzerinden, tüm banka hesaplarındaki paraları, diğer UPI kullanıcılarına aktarabiliyor. Böylece tüm ödemeler dijital ortamda gerçekleşebiliyor.

Fintek yatırımına soyunanların neye kalkıştıklarının tam anlamıyla farkında olmamalarından endişe eden yatırım analisti Savneet Singh gerçekdışı beklentilere kapılma olasılıklarını biraz olsun zayıflatmak adına yatırımcılar için fintek girişimlerinin tatsız yanlarını sıralamış:

• Fintek işi çabucak serpilmez. En başarılı örneklerinin bile büyüme oralarını diğer sektörlerin girişimleri ile karşılaştırırsanız gülünç sonuçlara ulaşırsınız.
• ‘İlk benimseyenler’ce yanıltılmaya müsait olursunuz. Çok sevilen bir finansal ürün zaman zaman çok kısıtlı bir tüketici grubuna hitap eder ve bunu anladığınızda çok geç olabilir.
• Fintek ‘para canlısı’ bir alan değildir. Kararlı şekilde büyüyen bir sektör olmasına karşın satın alınma ve birleşme oranları düşüktür.
• Satış döngüsünün tamamlanması ve geribildirim almak çok uzun sürebilir.
• Müşteri kazanım maliyetleri yüksektir. Kullanıcıları yeni bir finansal aktöre bilgilerini ve paralarını emanet etmeye ikna etmek kolay değildir.

ABD Nüfus Bürosu tarafından açıklanan son verilere göre Y Kuşağı nüfusu ile ünlü Baby Boomer’ları sollayarak tarihin en kalabalık kuşağı ünvanını ele geçirdi. Şimdilerde 20’lerini yaşayan bu kuşağın 2020 yılına gelindiğinde 7 trilyon dolarlık likit varlığı yönetiyor olacağı tahmin ediliyor. Evde bir bilgisayarla, yapay zekayla ve akıllı telefonlarla büyüyen ilk kuşak olan milenyumlular aynı zamanda #OccupyWallStreet hareketi, finansal kriz ve öğrenci borçları ile şekillenen bir bireysel ve toplumsal hayat sürdürüyor. Bu kuşağın özel durumuna, ihtiyaçlarına ve alışkanlıklarına uygun hizmetler sunan fintek girişimlerinin yarışı da günden güne kızışıyor. Bütçe kontrol, birikim (Learnvest), yatırım (Wealthfront, Personal Capital), borç yönetimi (Earnest), kredi kullanımı gibi konularda danışman ve denetmen rolü oynayan farklı uygulamalar önümüzdeki 60-80 yıl için kazanabilecekleri bu kitle için yarışmayı sürdürüyor.

Gelişmeler devam ediyor! Sıradaki sayfaya aşağıdan geçebilirsiniz.