10 –16 Ağustos 2015 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.
Sinema / TV / Kültür / Sanat
- Dijital müzikle başlayalım. Pandora, Rdio, Spotify, Soundcloud, Vevo, Vimeo ve Youtube verilerinin toplamına bakıldığında internetten (stream olarak) dinlenen şarkı sayısı 1 trilyonu geçti. Apple’ın iTunes hizmetinin toplama dahil olmadığını hatırlatmak isterim. İlginç bir diğer ayrıntı olarak sanatçıların her mecrada yarattığı trafik artışının tek istisnası Wikipedia. Her geçen gün biraz daha az müziksever hayran olduğu sanatçılar hakkındaki bilgiler için Wikipedia’ya başvuruyor. Çünkü artık devir Instagram devri. Neredeyse her konuda.
- Bu bölümde sanatın geleneksel dallarından örneklerdense dijital ile kesişimden doğan yeni alt dallarına ağırlık vermeye çalışıyorum. Neon Mob adlı girişim bu eserlerin hem kataloglanması hem de satışı için bir platform sunuyor. Bu alanda kapılarını bu hafta açan bir diğer girişim ise Art and Found.
- Chicago Modern Sanatlar Müzesi renk körlerinin sergilediği eserleri gerçeğindeki gibi görebilmesini sağlayan özel gözlük dağıtmaya başladı. Bunun için 21. sayıda bahsettiğim Color for All kampanyasında renk körleri için geliştirilen gözlükler kullanılıyor (Küçük bir bilgi: dünyada 300 milyon renk körü var).
- Perfect365 aslen kadınların kendi fotoğraflarına makyaj uygulamaları yaptığı bir mobil uygulama. Artnet adlı sanat girişimi aynı uygulamayı klasik portre tablolarına uygulayınca ortaya birbirinden ilginç kareler çıkmış. Harika bir fikir!
- Bilgisayar ekranlarında görselliğin bu kadar yaygın (ve mümkün) olmadığı zamanlarda karakterlerle oluşturulan şekilleri temel alan ASCII sanatı hayranlık uyandıran örneklere vesile oluyordu. Meğer ondan önce benzer çaba daktilolarla yapılırmış. Ben de Barrie Tullett’in Typewriter Art: A Modern Anthology kitabı sayesinde öğrendim.
- Sinemanın gücüne yönelik pek çok şey duyduk. En somut (olumlu) örneklerinden biri Blackfish oldu. ABD’nin San Diego şehrindeki SeaWorld adlı meşhur gösteri parkındaki balinaların izleyiciler tarafından görülmeyen, yakalanma, eğitilme ve işkenceyle bezeli yaşamlarını ele alan belgesel SeaWorld CEO’sunu koltuğundan etti. Ama bu sadece bir başlangıçtı. Şirketin resmi açıklamasına göre parkın karı bir önceki seneye kıyasla yüzde 84 düştü. Borsadaki hisseler yüzde 33 kayıp yaşadı. Ve süreç devam ediyor. Buna sanatın gücü diyebilir miyiz? (Şahsen izledikten sonra hayvanat bahçelerinden soğudum ve katil balinalara duyduğum sevgi ve saygı on bin kat arttı. Bir TV kanalım olsaydı ilk işim bunu yayınlamak olurdu).
- Polonyalı Sanatçı Dawid Frątczak dünyanın en kahredici afişlerini tasarlıyor. Çünkü amacı filmlerin sonundaki sürprizleri açıklayarak keyfimizi berbat etmek.
- Kitle fonlama (crowd funding) pek çok hayalin gerçeğe dönüşmesine vesile oldu. Fakat rastladığım en fantastik proje bu haftaya denk geldi. İngiltere’de bir grup Orta Dünya tutkunu Yüzüklerin Efendisi filmindeki Minas Tirith şehrini birebir kurmak için kolları sıvadı. Toplamaya çalıştıkları bedel 1 milyar 850 milyon paund (başka bir deyişle 8 milyar Türk Lirası). Bağış kampanyasına 5 milyon lira verirseniz kurulacak şehirde bir ev sahibi bile olabileceksiniz.
Haftanın finalini en sevdiğim fütüristlerden Juan Enriquez’in bir sunumuyla yapalım. Konu şu: çocuklarımız bizim gibi mi olacak yoksa ayrı bir ‘tür’ olarak mı var olacaklar? Mutlaka izleyin derim (Türkçe altyazılı).
Bu derlemeden arkadaşlarınızı haberdar etmek için aşağıda yer alan sosyal medya paylaşım düğmelerini kullanabilirsiniz. Yeni özetlerden erken haberdar olmak için aşağıdaki forma e-posta adresinizi girmeniz yeterli.
Fikir ve katkılarınızı yorumlarda bekleyeceğim.
Haftaya görüşmek üzere, hepinize iyi Pazarlar!
Yazıların içine “samimiyet” otundan bolca kattığınıza artık inanıyorum. Çünkü oturmuş Mac’in başına yazının yayınlanmasını bekliyorum. Bunu emeğinizin yüzlerce insanda karşılık bulduğunu bilmenizi istediğim için yazdım. Üzerinizde etkisi olan olay/durum/kişi leri yıllar sonra nasıl anarsa insan siz de kimleri nasıl etkilediğinizi inşallah yıllar sonra göreceksiniz belki de. Bu uğraşıya katkı sağlayan Garanti’ye de teşekkürler.
Serdar hocam Tasarım/İnovasyon bölümünde dünyanın en etkileyici 25 yapısından bahsettiğiniz maddede bizden bir şey yok demişsiniz ama Marmaray’ı anlatıyorlar. Her ne kadar proje yapılandırması bizim olmasa da projede çok önemli pozisyonlar pek çok Türk vatandaş çalışıyor :)
“Popular Mechanics dergisi dünyanın en büyük 25 yapı projesini listelemiş. Bizden bir şey yok…” demişsiniz ama Marmaray var listede.
Her, Ex Machina, Humans’dan bahsetmişken atası olan 1984 yapımı “Electric Dreams” ‘den bahsetmemek olmaz buyrun trailer https://www.youtube.com/watch?v=Ek08KvgqFGM
Evrende son bin yili yasadigimiz kanisi inanilmaz ucuk gorundu bana. Bir hata olabilir mi? En az 1 milyar yil diyorum ben :)
Bencede 1000 yil da bir yanlislik var.
“The good news is that the stars made to date will still last many billions of years yet (including our own sun). Some of the smaller stars should keep shining for longer than the current age of the universe.” – https://theconversation.com/dont-panic-but-the-universe-is-slowly-dying-45779
https://www.youtube.com/watch?v=2XkV6IpV2Y0 Bu videoda da milyar yıllardan bahsediliyor evrenin ölümü için ama Serdar beyin paylaştığı araştırma daha yeni tarihlidir muhtemelen.
595 milyar dolar reklam geliri mi? instagram…
Milyon olması gerekiyor, ki zaten linkin yönlendirdiği yazıda da million olarak belirtilmiş:
Instagram will bring in $595 million in mobile ad revenues worldwide this year
Haklısınız, tamamen benim hatam. Düzeltmeyi yaptım. Uyarı için teşekkürler.
” Esas düşünmemiz gereken 50 dolarlık telefonun Türkiye’de nasıl 700 liraya fırladığı.”: iki telefonun teknik özelliklerini karsilastirisaniz fiyat farkini biraz daha iyi anlayabilirsiniz
Iconic Akmerkez’e baglantili olarak dun su haberi okuyup izlemistim: http://mashable.com/2015/08/13/3d-printed-action-figure/
Son bin yıl değil yahu, daha milyarlarca yıl var önümüzde
Serdar bey, büyük bir merakla takip ettiğim haftanın özetleri şimdiye kadar kendi emeğinizle hazırlanıyordu veya ben öyle biliyordum. Yazının başında “Garanti Bankası’nın desteğiyle” açıklaması beni biraz soğuttu. İşin samimiyeti, sıcaklığı kaçtı sanki bir anda…
Alltaki 1-2-3-4-5-6 maddelerinin etiket değil de bölüm linkleri olduğunu anlamam niye bu kadar uzun sürdü? Yazının tatsız ölçüde kısa olduğunu düşünüyordum ben de iki haftadır. Sonra altta yorumlara baktım ve “bunlar benim göremediğim neyi gördü acaba?” diye düşündüm..
Var ise benim gibi sarışınlar, o alttaki gri kutular tag değil arkadaşlar. Tıklayın sonraki sayfaya geçin
:(((
17. haftadan bu yana (yani 25 haftadır) özetler o şekilde kategorilere ayrılmış şekilde yayınlanıyor. Gözden kaçmaması için de her özetin başındaki gri zeminli kutuda şöyle bir uyarı yer alıyor: “Kategori bağlantılarını her sayfanın sonunda bulabilirsiniz”. Yine de fark edilmemiş olması düşündürücü. Biraz daha kafa yorayım bu konuya.
Son uc haftadir bu sekilde bana. Daha once diger sayfalari okuyabiliyordum.
Cepten girdigim icin midir nedir…
Bunamis olmasam bari.
hep ingilizce makaleler en sıkıntılı durum bunları anlayamamak:((
Beslenme ve Diyet konusunda Türkiye’de yapılacak bir kongre de var. Bilginize efenim :)
http://ihhfc.helalvesaglikli.org
Serdar abi merhaba,
1-2 haftadir iPadi klavye ile kullanıyorum. Ve soyledigin gibi benim için verimliliği kat ve kat çoğaldı. Önerebileceğin bir kaç uygulama var mı?
Merhabalar,
Bu haftaki yazida daha once hic olmadigi kadar yazim hatasi var. Yogun bir zamaniniza denk gelip tamamini okuyamadan yayinladiginizi dusunuyorum. Hizlica bir goz atmaniz bile fark etmeniz icin yeterli olacaktir. Sevgiler..
Ara yorum olayı güzel olmuş.
Marmaray’ın 25 büyük yapıda yer alması bunu yazmamanız :)
Minas Tirith’te ev sahibi olmanın bedeli £100.000 sanırım bir sıfır hatası olmuş
ürün TV’nin HDMI input’uyla çalışıyor. Normal dizüstü/masaüstü bilgisayarlarda HDMI in yerine out olduğu iççin bilgisayarlara bağlanamaz. Ek olarak kendi ayrı bir android bilgisayar. Bilgisayara bağlasak bile sizin dediğiniz gibi kullanamayız sanıyorum.
70’li yılların başlarında Mısır Çarşısının giriş kapısının önündeki bir büfede görmüştüm bu çatallardan.
Metal, küçük boydaydılar. Sol alt dişi daha etli ve bıçak gibi kullanılıyordu. Özellikle börek servislerinde veriliyordu.
Spoon+fork =spork.
Spife de var. Fork ve knife de vardir kesin ama aklima gelmedi.
Konuya ek: wall-e animasyonda ilgili sahne.
Ucu bir arada olani Tchibo’da görmüştüm gecenlerde
Yapay zekanın nimet ve tehditleri ile ilgili hocamin birkac kez degindigi HUMANS dizisini siddetle tavsiye ediyorum. http://www.imdb.com/title/tt4122068/
Oturmanın iyi bir şey olmadığını anlatan “Get Up! Why Your Chair Is Killing You & What You Can Do About It” – Mayo Clinic ten Dr. James Levine’in kitabını öneririm.