Haftanın Özeti: 186

Sinema, TV, Kültür, Sanat

Bu yıl 71’incisi düzenlenen Cannes Film Festivali sona erdi. 9 Mayıs’ta başlayan festivalin son gününde Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı filminin prömiyeri yapıldı. Ceylan’ın yıllar sonra ilk kez boş döndüğü yarışma bölümünde Altın Palmiye’nin sahibi “Shoplifters” filmiyle Hirokazu Koreeda oldu. Büyük Ödül “BlacKkKlansman” filmiyle Spike Lee’ye giderken, En İyi Yönetmen ödülü ise “Cold War” ile Pawel Pawlikowski’ye verildi.

Uzun süredir ambargolu olan Lars Von Trier’in festivale dönüşü de gündemi uzun süre meşgul etti. “The House That Jack Built” adlı filminin Cannes’daki ilk gösterimi sırasında izleyenlerin önemli kısmının salonu terk ettiği konuşuldu.

Tabii biz Cannes Film Festivali’ni bu görüntülerle hatırlayacağız:

Bu yaz vizyona girmesi merakla beklenen filmler diye uzunca bir listemiz var. “Yazın sinemaya gitmek, yani bilemedim şimdi” diyenlerden değilseniz göz atabilirsiniz.

Dünya müziğinin en büyük efsanelerinden biri olan Freddie Mercury‘nin hayatına ve müzik grubu Queen‘e odaklanan Bohemian Rhapsody adlı filmden ilk video paylaşıldı. Mercury’nin Emmy ödüllü Rami Malek tarafından canlandırılacağı filmin Türkiye vizyon tarihi 2 Kasım.

Marvel Studios’un ilk Müslüman süper kahraman filmi yolda. Şirketin başındaki isim olan Kevin Feige, BBC’ye verdiği röportajda, Pakistan göçmeni çizgi roman karakteri Kamala Khan‘ın filminin yapılacağını doğruladı.

Bir haber de DC Comics’ten. Batman evreninin iş bitirici uşağı Alfred Pennyworth nihayet baş role çıkıyor. Alfred’in, Bruce Wayne‘in yardımcısı olmadan önceki hayatına odaklanması beklenen 10 bölümlük dizi Gotham’dan bağımsız olacak. Yayın tarihi, oyuncu kadrosu gibi detaylar henüz belli değil.

Bilim kurgunun yapı taşlarından biri olan ve geçtiğimiz aylarda dünyaya veda eden Ursula K. Le Guin‘in anısını yaşatacak bir belgesel geliyor. 2016’da bir Kickstarter projesi olarak başlayan “Worlds of Ursula K. Le Guin” adlı belgeselin galası 10 Haziran’da yapılacak. Buralara ne zaman ve nasıl ulaşır, bilemeyiz tabii.

Niko Photographisme‘in, robotların gündelik hallerini konu edinen fotoğraf serisi, bilgisayar programıyla hazırlanmış gibi görünüyor ama aslında o kadar da sahte değil. Fotoğraflar düzenlenmiş ancak bilgisayarda değil, gerçek hayatta. Niko’nun bu seriyi eski moda bir yöntemle yapmak istemesi, dijital çağda insanlıkla ilgili pek çok çelişkiyi ortaya koyuyor.

Son haber edebiyat dünyamızdan. Toplumsal gerçekçi eserleriyle ‘içimize işlemiş olan’ yazar Orhan Kemal adına verilen roman ödülünün bu yılki sahibi, Kul adlı kitabıyla Seray Şahiner oldu. Önceki yıllarda kimler kazanmış diye merak ederseniz, sıralı tam liste şurada.

Bu derlemeden arkadaşlarınızı haberdar etmek için aşağıda yer alan sosyal medya paylaşım düğmelerini kullanabilirsiniz. Yeni özetlerden erken haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olmayı unutmayın.

Fikir ve katkılarınızı yorumlarınızda bekler, hepinize iyi haftalar dileriz!

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

2 Yorum

  • Belki alâkasız olacak ama bir şey soracağım size. Bilir kişi olarak.
    Bir sürü mobil internet sitesinde acilan reklamlara maruz kaliyoruz. Bunu sadece türkçe sitelerde görüyorum. Yabancı sitelerde denk gelmedim. Onedio ve Ekşi sözlük en çok girdigim siteler. Bu ikisi için ornek vermem gerekirse kendi varoluş amaçlarına (okunmak) ters bir şekilde içeriklerini engelleyip devreye reklam sokuyorlar. Bu bir çelişki değil mi?
    Biz de reklamı bile görmeden kapatıyoruz. Reklamverenler neden görülmediğini bilerek hala reklam veriyorlar. Bunun daha iyi bir yolu yok mu? Neden böyle bir zorunluluk var? Internet dünyasının reklamdan kazandığını biliyorum ama bunun daha az sınır bozucu bir yolu bulunamaz mi? Reklamverenler için soylediklerim tv için de geçerli. Reklamverenler izlenmedigini bile bile neden hala reklam veriyorlar?

  • Senin çevrende izlenmiyor olabilir fakat emin ol total kullanıcıların en az %50’sine ulaşıyor TV reklamları. İnternette de kendi adına yapabileceğin en iyi şey tarayıcına uBlock, tracker’ları engellemek için de Ghostery eklentilerini kurup kullanmak olur. Ha bu içeriğe gömülü (örneğin sponsorlu videolar gibi) reklamları elbette engellemeyecektir fakat yine de her tarafta seni bunaltan reklamların büyük çoğunluğunu ekranından kaldırır. Bunun bir orta yolu yok maalesef. Kendini o firmaların yerine koy. Eğer reklama yaptığın yatırım sana satışların artışı olarak dönüyorsa (ROI) ve daha fazla kazandırıyorsa sen de acımaz her tarafa sinir bozucu da olsa reklamı basar geçersin.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: