Fosil yakıtlara olan bağımlılığımız 40 yıldır değişmiyor

İngiliz Gazeteci Akshat Rathi‘nin Quartz’da yer alan makalesine göre [inlinetweet prefix=”” tweeter=”” suffix=””]fosil yakıtlara olan bağımlılığımız 40 yıldır aynı.[/inlinetweet] 1971 yılından itibaren dünyanın enerji ihtiyacının yüzde 80’inden fazlası fosil yakıtlardan sağlanırken Rathi bunun iki sebebi olduğunu belirtiyor. Sebeplerden biri temiz enerji kaynaklarının çoğunlukla elektrik üretmek için kullanılması. Ancak elektrik tüketimi toplam enerji tüketiminin yüzde 25’ine denk geliyor. Diğer sebepse zengin ülkeler temiz enerji kaynaklarını tercih etmeye başlamışken yoksul ülkelerin en ucuz seçenek olarak fosil yakıt tüketimine yönelmesi. Dolayısıyla eskiye göre daha çok temiz enerji kaynağı kullanılsa da dünyanın enerji talebi çok yüksek olduğu için geçmişe göre daha çok fosil yakıt tüketiliyor.

Tarih boyunca ekonomik büyüme emisyon rakamlarıyla ilişkilendirildi. 2014-2016 yılları arasındaysa dünyanın toplam sera gazı emisyonu uzun zaman sonra ilk defa büyük bir artış göstermedi ve bu sonuçlar temiz enerji kaynaklarının dünyayı kurtaracağını düşündürdü. Fakat yeni yapılan projeksiyonlar 2017’nin 2016’dan daha yüksek emisyon rakamlarıyla biteceğini gösteriyor. Rathi’ye göre bunun sebebi zengin ülkelerin emisyon hızındaki düşüşle yoksul ülkelerin üreme hızının denk olmaması.

Dünya fosil yakıtı bırakmayı deniyor

Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, dünyanın birçok yerinde fosil yakıtı bırakmak için anlaşmalar yapılıyor. Örneğin; Norveç binaların fosil yakıtlarla ısınmasını yasakladı, İrlanda fosil yakıt yatırımlarını durdurma kararı aldı, Kosta Rika enerji ihtiyacınının büyük bir kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşıladığını açıkladı, Kanada ve İngiltere’nin önderliğinde birçok ülke 2030’da kömüre veda etmeye hazırlanıyor.

Kaynak: Quartz