Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Hindistan devrim niteliğinde bir karar alarak, piyasada sıkça kullanılan 500 ve 1000 Rupi’lik banknotları tedavülden kaldırdı. Bu hamlenin ardından pek çok kişi dijital bankacılık uygulamalarına yöneldi. birkaç ay içinde yeniden dengesine kavuşan ekonomi bugün dünyanın en geniş dijital bankacılık topluluklarından birini bünyesinde barındırıyor.
Ancak bu durum sağladığı kolaylıkların yanı sıra riskleri de beraberinde getiriyor. Hızla dijitalleşen ekonomi, çoğunlukla güncel olmayan, güvenliksiz sistemler üzerine kuruldu. Bu durum da saldırganlara davetiye çıkarıyor. En son karşılaştığımız geniş çaplı siber saldırı Wannacry fidye virüsünün en fazla hedef aldığı ülke açık ara farkla Hindistan’dı.
48 bin bilgisayar Wannacry mağduru
Ülkede 48 bin civarı bilgisayarı hedef alan Wannacry fidye virüsü özellikle Windows XP ya da güvenlik önlemleri olmayan Windows işletim sistemi kullanan bilgisayarlara bulaştı. Ülkedeki ATM cihazlarının da yüzde 70’inin bu işletim sistemlerini kullandığı düşünüldüğünde, ülke ciddi bir riskle karşı karşıya.
Saldırılar sırasında, Siber Barış Vakfı (CPF) ülkedeki 8 farklı eyalette bulunan sensörlerde siber saldırıların 56 kat arttığını gözlemledi. Ülkede nakit para kullanımının azalmasıyla, BHarat Para Arayüzü (BHIM) uygulaması 17 milyon kez indirildi, PayTM 200 milyon kullanıcıya ulaştı ve daha önce banka hesabı bulunmayan 200 milyon Hindistan vatandaşı bankacılıkla tanıştı. Bu dönemde Bitcoin kullanımı da oldukça yaygınlaştı.
Tüm bunlar, dijitalleşmek isteyen Hindistan ekonomisi için güzel haberler ancak tüm bu değişiklikler, yeterli altyapı ve güvenlik önlemleri olmadan gerçekleşiyor. Henüz hazır olmayan bir sistemin üzerine çok büyük bir yük biniyor. Bu durum da Hindistan ekonomisinin dijital saldırılara karşı korunmasız kalmasına sebep oluyor.
Sistemler yetersiz, vatandaşlar bilinçsiz
Ülkede özellikle akıllı telefonlara yüklenen ve kullanıcının verilerine erişim izni isteyen uygulamalar, siber saldırılarda önemli rol oynuyor. Kullanıcıların yeterince bilinçli olmaması ve talep edilen izinleri, güvenilirliğinden emin olmadığı uygulamalara sunması saldırganların ekmeğine yağ sürüyor. Ülkede 2021 yılında 64 milyar Dolar değere ulaşması beklenen e-ticaret endüstrisi ile bankalar ve ödeme hizmeti sunucuları siber saldırılar için önemli bir hedef oluşturuyor.
Birkaç ay önce, Hindistan tarihinin en büyük saldırılarından birinde 3,2 milyon banka kartının bilgisi çalındı. Siber saldırılar her yıl Hindistan’daki işletmelere 4 milyar Dolar’a mal oluyor. Bankalar, saldırganları kandırmak için bazı sahte sistemler kurup saldırıları buraya yönlendirmeye çalışıyor. Ancak alınan önlemler, batılı ülkelerde alınan önlemlere göre çok daha basit kalıyor.
Devletin çabaları yetersiz kalıyor
Yine de bankalar, bu konularda bilinçsiz olan kullanıcılara kıyasla saldırılara çok daha hazırlıklı. Saldırganların git gide karmaşıklaşan yöntemlerinden habersiz kullanıcılar kolaylıkla kandırılabiliyor. Devlet, vatandaşları bu konularda bilgilendirmek için 7/24 dijital ödemelerle ilgili yayın yapan Digi-Shala adlı bir televizyon kanalı kurdu ancak vatandaşların yüzde 90’ı bu kanaldan habersiz.
Nakitsiz, dijital ekonomi, çok büyük fırsatlar sunuyor olsa da Hindistan’ın bu teknolojilere yeterince hazır olmaması, ülkeyi korunmasız bırakıyor. Resmi kurumların çabaları da şimdilik tehlikeleri savuşturmak için yeterli olmuş gibi görünmüyor.
Yorumunuz: