Haftanın Pazarlama İletişimi Özeti: 36

22 – 29 Eylül 2018 tarihleri arasında Türkiye ve dünyada pazarlama iletişimi alanında olup bitenler.

Haftanın Pazarlama İletişimi Özeti‘yle hafta içi vakit darlığından gerekli özeni gösteremediğiniz gelişmeler, tartışmalar, öne çıkan projeler, trendler, çok konuşulanlar, gözden kaçanlar derken hızlıca haftayı toparlamak  ve gelecekte dönüp bakılacak iyi bir arşiv oluşturmak niyetindeyiz. Okurken linklere dikkat, her şey linklerde.

Ayakkabı sektöründe konkordato ilanları gelmeye devam ediyor. Hotiç ve Yeşil Kundura‘nın ardından, ülke genelinde 50 mağaza ve 400 çalışanla hizmet veren Beta da borçlarını ödeyemediği gerekçesiyle konkordato başvurusunda bulundu. Yarım asra yaklaşan geçmişlerine dikkat çeken Beta Ayakkabı ve Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Taner İkiışık‘ın açıklamasından bir bölüm: “Son dönemlerde TL’de yaşanan değer kaybı, nakit akışı sıkışıklığı, AVM’lerdeki kiralamaların döviz üzerinden yapılması gibi nedenlerle şirketimiz ödemelerinde sıkıntı yaşamaya başladı.

Yarım asra yaklaşan tarihiyle konkordato ilan eden şirketlerden biri de ambalaj devi Eminiş oldu. Şirket tarafından yapılan açıklamada ödeme sıkıntısına düşülmesinin birinci sebebi olarak ülkedeki ekonomik sorunlardan dolayı talebin daralması gösterildi. Elde edilmesi gereken nakitlere ulaşılamamasının şirket adına finansal krize yol açtığı belirtilen açıklamada kredi faizi oranlarında yaşanan hızlı yükselişe de dikkat çekildi.

Cuma günü, ünlü kebap zinciri Kaşıbeyaz‘ın da konkordato istediği haberi geldi.

TOFAŞ‘ın Bursa fabrikası yurt içi pazarında yaşanan daralma sebebiyle üretime 9 gün ara verme kararı aldı. Karar, Ekim ayında uygulamaya konulacak. Otomobil Distribütörleri Derneği‘nin açıkladığı verilere göre Ağustos ayında otomobil ve hafif ticari araç satışlarında, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 52,6’lık düşüş yaşanmıştı. Piyasanın canlandırılması amacıyla yeni bir ÖTV düzenlemesine gidildi.

Alım gücü düşen çalışanlarını düşünen şirketler de var. Siemens Türkiye ve Şişecam‘ın ardından Freşa, Saran Holding çalışanlarına vaktinden önce zam yaptı. Ecoplast da yaşananların çalışanlar üzerindeki negatif etkisini azaltmak amacıyla Ekim ayının ilk haftasında çalışanlarına bin TL ek yardım yapacağını duyurdu.

1978’de Gianni Versace tarafından kurulan moda devi Versace ABD merkezli Michael Kors grubu tarafından 2,12 milyar Dolar karşılığında satın alındı. Versace, satış işlemlerinin tamamlanmasının ardından Michael Kors Holding’in yeni adı olan Capri Holding çatısı altına girecek. Gianni Versace’nin 1997’de Miami‘de öldürülmüş olması da bu satış sürecinde epey konuşuldu.

Instagram‘ın kurucuları Mike Krieger ve Kevin Systrom Facebook yönetimiyle anlaşamadıkları gerekçesiyle şirketten ayrılma kararı aldı. Aynı zamanda şirketin CEO’su olan Systrom “merakımızı ve yaratıcılığımızı keşfetmek için ayrılıyoruz” şeklinde açıklama yaptı. 2012’de, 30 milyon kullanıcısı varken Facebook tarafından 1 milyar Dolar’a satın alınan Instagram o günden sonra büyük değişim yaşadı. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ise bu ikiliyle çalışmaktan büyük keyif aldığını ve bundan sonra geliştirecekleri projeyi merakla beklediğini söyledi.

Yine Facebook tarafından 2014’te satın alınan WhatsApp‘ın kurucularından Brian Acton da bir yıl önce şirketten ayrılmış, bu yılın başlarında patlak veren Cambridge Analytica skandalının ardından adeta Facebook’a savaş açmıştı. #DeleteFacebook hareketinin öncülerinden olan Acton, Forbes‘a verdiği röportajda, 850 milyon Dolar’lık payını bırakıp ayrılmasının perde arkasını açıkladı. Temel anlaşmazlık, Facebook yönetiminin WhatsApp’ın ana gelir modeli olarak reklamı düşünmesi olarak görünüyordu. Acton, buna bağlı olarak da WhatsApp’ı sattığı gün aynı zamanda milyonlarca kullanıcısının mahremiyetini de satmış olduğunu ve bundan pişmanlık duyduğunu belirtiyor.

Brian Acton’ın röportajında iş insanları olarak tanımladığı Facebook yönetimi ‘işleri’ büyütmeye devam ediyor. Günlük 300 milyon kullanıcıya ulaşan Facebook Hikayeler‘e reklam vermek mümkün olacak. Yeni reklam formatı Instagram Hikayeler‘dekiyle aynı mantıkta olacak.

Bu arada Apple, dünyanın en popüler müzik uygulamalarından biri olan Shazam‘ı satın alma sürecinin tamamlandığını ve bu uygulamanın artık tamamen reklamsız hizmet vereceğini duyurdu. Günde 20 milyon kez şarkı aranan uygulama ücretsiz ve reklamsız olacağını bilmek o meşhur ilkeyi akla getirebilir. Tabii Apple’ın, Shazam’ın kullanıcılarını değil yeteneklerini satın aldığı da düşünülebilir. Bu gelişme küçük bir internet nostaljisi yapmak için fırsat olsun:

Herkes, özellikle internet yayıncıları Apple değil ve bir şekilde reklamla ‘ilişki’ kurmak zorunda. Bigumigu‘da Kültigin K. Akbulut bu ilişkiyi enine boyuna inceleyen uzunca bir yazı paylaşmış. Yazıdan bir bölüm: “En temel sorun olarak dijitale geçişte çok geç kalınmış olmasını ortaya koyabiliriz. Haber siteleri çok uzun bir süre basılı yayınların yapmazsak geride kalırız diyerek oluşturduğu ve pek de kaynak aktarılmayan parçalarıydı. Siyasi ve ekonomik krizle birlikte dijitali düşünmeye başladık, ve tabii ki geç kaldık. Dijital reklamların araçlarını öğrenemedik, öğrenmeye çalışmadık, ufak girişimlerimiz de hüsranla sonuçlanınca tamamen bıraktık. Şimdi eski alışkanlıkları bir kenara bırakmanın ve dijitalle düşünmenin zamanı.

İnternet ve reklam denilince akla gelen ilk kavramlardan biri de sahtecilik. Geçen yıl Reklamcılar Derneği, IAB Türkiye, Reklamverenler Derneği tarafından kurulan Dijitalde Güvenli Reklam Platformu‘nun (GÜR) 2014’te dijital reklam tedarik zincirindeki yasa dışı faaliyetlerle savaşmak için kurulan Trustworthy Accountability Group (TAG) ile iş birliğine gideceği açıklandı. Yıllık 10 milyon Dolar’ın altında reklam geliri olan yayıncılar TAG’a ücretsiz üye olabilecek. Bu iş birliği kapsamında sektör paydaşlarını bir araya getirebilmek adına Dolar kuru 3,80 TL’de sabitlendi.

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) internete de olan ilgisi malum. Yeni çıkarılan yönetmelikle kurul, TV kanallarının internet yayınlarını izleyen herkesin, kanal tercihlerine kadar bütün kişisel bilgilerine erişim hakkı kazanıyor. Taslağa göre ücretli platformlar, abonelerine ilişkin bilgi ve belgeyi RTÜK’e vermek zorunda.

Campaign‘in 81’inci sayısının kapak konusundan (Ekonomik durgunluk döneminde bağımsız ajanslar) geçen hafta da bahsetmiştim. Dosya için görüşleri alınan kişilerden biri de Happy People Project Kurucu Ortağı ve Başkanı Yaşar Akbaş. Onun, tamamını şurada okuyabileceğiniz görüşlerinden bir bölüm: “Geçtiğimiz aylarda Reklamcılar Derneği, sektördeki tüm yaratıcı yönetmenleri 3 ya da 4 kez bir araya topladı ve Kristal Elma’da nasıl ödül alırız, hangi kategorilerde alırız vs. konuşuldu. Ben daha bir kez bile bu kadar insanın bir araya toplanıp fikrin ederi nedir, nasıl korunur, sektörün en büyük derdi olan nitelikli insan kaynağı sorunu nasıl çözülür, ajanslar çalıştıkları kadar kazanabiliyor mu, sektörde kazançlar adil dağıtılıyor mu gibi konularda konuştuğunu görmedim. Yönetim Kurulu toplantılarından bahsetmiyorum, bu tarz geniş katılımlı toplantılardan bahsediyorum. İşte bizim aldığımız en büyük risk, bunlara karşı sesini yükselten, derdi sadece markasının yaşadığı problemlere olabilecek en iyi çözümü bulmak olan bir ajansı işletmeye çalışmak. Neyse ki gördüğüm kadarıyla tüm müşteriler bizim düşündüğümüz şekilde düşünüyor ve biz yedinci yılımızda sektörün en büyük ajanslarından birisiyiz.

Hemen her ajans türünün olduğu gibi PR ajanslarının da yakın geleceği tartışma konusu. Piar İletişim’den Selin Batı Oran Marketing Türkiye‘de yayınlanan “Ezbere iş yapma devri kapandı” başlıklı yazısında, çağa ayak uydurabilecek iyi bir PR ajansının sahip olması gerektiğini düşündüğü 12 özelliği sıralamış. O maddelerden biri: “7/24 çevrimiçi olmalı; hafta sonu çıkan bir haberiyle ilgili bilgilendirme yapmak için pazartesi gününü beklememeli.

Geometry Group PR Genel Müdürü Gaye Sınmaz da Campaign‘de “Dönüşen medyada dönüşen PR” başlıklı bir yazı paylaşmış. O yazıdan da bir bölüm: “Burada biz ajanslara düşen en önemli görevlerden biri artık konuşulabilir malzeme ortaya koyabilmek. İçerik de bu nedenle kral olmadı mı zaten? Markaların da beklentisi bu şekilde değişti – ki bu bizi memnun etmeli – aynı yerdeyiz demek.

Durumlar böyle. Haftaya yine görüşmek üzere, iyi tatiller!



Bir yanıt

Yorumunuz: