Haber Özeti
Tam Sürüm
İsviçre’de araştırmacılar peynirin yıllandırma sürecine farklı müziklerin nasıl etki ettiğini inceleyen bir deney yaptı. Bern Güzel Sanatlar Üniversitesi bu araştırmayı “Metabolik peynir süreçlerinde biyo-akustik ses dalgalarının etkisi” olarak isimlendiriyor. Araştırma sonucunda ‘hip-hop dinleyen’ peynirlerin istenen sonuca en yakın peynirler olduğu görüldü.
10 kilogramlık Emmental peynirleri geçtiğimiz Eylül ayında tahta kutulara yerleştirildi. Mini vericiler, Led Zeppelin’in Stairway to Heaven, A Tribe Called Quest’in Jazz We’ve Got, Yello’nun Monolith ve Vril’in UV şarkıları ile Mozart’ın Magic Flute operasını 6 ay, günün 24 saati boyunca peynirlere aktardı.
İki ayrı testte de hip-hop birinci oldu
Araştırmacılardan Michael Harenberg, Reuters’a yaptığı açıklamada “Tüm enerji peynirin içinde direkt olarak yankılanıyor.” dedi. Aşçılardan oluşan bir jüri peynirleri, hangi peynirin hangi müziği dinlediğini bilmeden iki kez test etti. Her iki testte de hip-hop dinleyen peynirlerin dokusu ve görünüşünün diğerlerinden daha iyi olduğu belirtildi.
Bu sonuç peynir üreticilerinin bütün peynirlere hip-hop dinletmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Araştırmanın özetinde araştırmacılar ses dalgaları ile yıllandırma süreci arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemek için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini söylüyor. Şimdilik hipotezin doğrulanmasının makul olduğunu ancak yeterince ikna edici olmadığını ifade ediyorlar.
Kaynak: CNET, Smithsonian Mag
İsviçre'de araştırmacılar peynirin yıllandırma sürecine farklı müziklerin nasıl etki ettiğini inceleyen bir deney yaptı. Peynirlere Led Zeppelin, Mozart, A Tribe Called Quest, Yello ve Vril dinletildi. Araştırma sonucunda 'hip-hop dinleyen' peynirlerin istenen sonuca en yakın peynirler olduğu görüldü.
Merhabalar,
Bu sitede yayınlanan haberlerin kalitesini ne olur düşürmeyin. Yüzde yüz bilimsel bir eleme beklemiyoruz tabiki, ancak gazetelerde yayınlanan ortalama seviyedeki haberleri buraya taşımanıza gerek yok bana göre.
Bir çok insan bu siteyi en başta Serdar Bey’in kendi süzgecinden geçirip yorumlarıyla birlikte sunduğu haberler dolayısıyla okuyordu. Stratejik olarak daha çok kitleye ulaşmayı seçmiş olabilirsiniz, ama bu durum kalite ve bilimsellikten uzaklaşmanızı gerektirmez.
Şimdi diyeceksiniz ki, bu bilimsel bir makalenin sonucu olarak çıkarılmış ve sonrasında Türkçe’ye çevrilmiş bir yazıdır. Fakat bilimsel makalelerin de kaliteleri var. Bu yazıyı çeviren Semih Sönmez’in de oturup dikkatlice incelediğinde bu çalışmanın ya kalitesiz olduğunu, ya da popüler gazeteler tarafından yanlış yorumlandığını anlayacaktır diye düşünüyorum.
Sevgilerimle,
Dünya Halleri olarak çok okunma ya da popüler olma gibi bir amacımız yok. Sitemizde reklam olmadığı için fazla görüntülenmenin de bize ekstra bir katkısı yok. Bilimsel makalelerin kalitesini ölçmek bilimcilerin görevi diye düşünüyorum.
Çevirisini yaptığımız her haberi dikkatlice incelediğimizden emin olabilirsiniz. Zaten dikkatle incelemeden çeviri yapmak mümkün olmuyor. Bazı haberlerimiz bazı kullanıcılarımızın kriterlerine uygun olmayabilir. Herkesi aynı anda memnun edemeyiz. Yukarıda da bahsettiğim gibi, popüler olma, herkes tarafından sevilme gibi bir amaç gütmüyoruz.
Görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkürler.
“Bilimsel makalelerin kalitesini ölçmek bilimcilerin görevi diye düşünüyorum.”
Keşke tamamen öyle olsaydı. Gel gör ki, haberciler kalitesiz ve bilimsellikten uzak makaleleri yayınlayarak veya bunların yanlış yansıtılmasına aracı olarak bilgi kirliliği yaratıyor.
Mevzu bahis haber için kesin olarak bir suçlama yapamıyorum, çünkü yapılan çalışmanın yayınına hiç bir şekilde ulaşamadım. Zaten çalışmayı yapan kişilerden yalnızca bir kişinin adı verilirken, çalışmayı yaptıran kişilerin bol bol adı geçmiş. Buradan sanki bu çalışmanın reklam amaçlı yapıldığı ve ciddi herhangi bir bilimsel mecrada da yayınlama ihtiyacı hissedilmediği görülüyor.
Tekrar ediyorum, bu kadar ayrıntılı bir süzgeçten geçirmenizi beklemek biraz haksızlık oluyor belki de. Dileğim şüphecilik miktarını birazcık artırmanız.
Saygı ve sevgilerimle,
Herhangi bir editör haberini yaptığı konunun tüm detaylarına hakim olamaz. Bu gerçekçi bir beklenti değil. Editörün görevi konu ile ilgili bulabildiği bilgileri harmanlayıp okuyucuların beğenisine sunmaktır.
Haberin son paragrafında bu araştırmanın tek başına yeterli olmadığı, daha fazla araştırma yapılarak farklı ses dalgalarının peynir üretimine etkisinin daha detaylı incelenmesi gerektiği belirtilmiş. Bu da editörün görüşü değil, araştırmayı yapan bilimcilerin görüşü.
Bu konuda bilgisi olan, farklı araştırmalar okumuş ya da kendisi bizzat peynir üretiminde ses dalgalarının etkisini incelemiş kullanıcılarımız da yorumları ile konuyu derinleştirmeye yardımcı olabilirler. Ancak ben editör olarak, herhangi bir bilgi birikimim olmayan bu konu hakkında yeterlidir ya da yetersizdir gibi bir yorum yapamam.
Dediğiniz gibi bu araştırma reklam amaçlı olabilir. Ama bizim yayınladığımız haberde bir marka adı yer almıyor. Sadece çalışmayı yapan üniversite ve araştırmacının adı geçiyor. Kaldı ki reklam amaçlı olarak yapılsa bile neticede ortaya faydalı olabilecek bir bilgi çıkmış. Yeni araştırmalarla bu bilginin geçerliliği incelenebilir.
Habercileri suçlarken biraz daha insaflı davranmanızı rica ediyorum. Biz her gün topluma faydalı bir iş yaptığımız düşüncesiyle yüzlerce farklı kaynaktan haberleri inceleyip hiçbir ek gelir talep etmeden okuyucularımızın önüne sunuyoruz. Aldığımız karşılık “kaliteniz düşüyor” olunca hevesimiz kırılıyor. Lütfen siz de popülerlik adına kalitemizi düşürdüğümüzü ima etmeden önce biraz daha şüpheci olun. Sitemizi daha yakından takip edin.
Haberle ilgili sorularınız ya da şüpheleriniz varsa elbette dile getirin ama “bilimciler kalitesiz araştırmalar yapıyor” ya da “haberciler kalitesiz makaleleri yayınlıyor” gibi ithamlardan lütfen uzak durun. Size hizmet etmek için çalışan insanları suçlamak bu kadar kolay olmamalı.
Habere mı güleyim yoksa altta yapılan uzun tartışmaya mı güleyim bilmiyorum. Ama (ironik olarak da demiyorum samimiyim) bence kaliteli içerik.