Yaban öküzünü yeniden diriltme çabaları

Fransa'da 17 bin yıl öncesine ait bir mağara resminde karşımıza çıkan yaban öküzü 2016'dan beri Tauros Programı adlı çalışmayla geri getirilmek isteniyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Fransa’da 17 bin yıl öncesine ait bir mağara resminde karşımıza çıkan hayvanların çoğunun soyu tükendi. Avrasya mağara aslanı, yaban öküzü ve iri Megaloceros geyik türü bunlardan bazıları. Fakat;[inlinetweet prefix=”null” tweeter=”null” suffix=”null”] yaban öküzü 2016’dan beri Tauros Programı adı verilen bir çalışmayla geri getirilmek isteniyor.[/inlinetweet] Program yaban hayatı koruma hareketinin bir parçası ve bunun için büyük sistemlerin restorasyonu yapılmaya çalışılıyor.

Programda, günümüzdeki büyükbaş hayvanların melezlenerek ‘tekrar üretilmesi‘ yöntemi araştırılıyor. Yaban öküzleri; büyük cüsse, uzun bacak, ince ve atletik yapı, öne doğru kıvrılan boynuzlar, erkeklerde siyah ve dişilerde kızıl-kahve kürk gibi özelliklerle tanımlanıyor. 2008’de yedi türün çaprazlanmasıyla da ‘geri dönüşe’ başlandı.

Tauros Programı‘nın başındaki Ronald Goderie çalışmanın ‘çocuk oyuncağı olduğunu anlayınca şaşırdığını’ açıkladı. Bunun sebebi, daha ikinci nesilde, hayvanın siyah boynuzu ve omurgası boyunca devam eden düz çizgiyle yaban öküzüne benzemesi. Bu neslin, bacaklarının daha uzun olduğu, boynuzlarının da büyüklük ve şekil olarak değiştiği belirtiliyor. Goderie, çalışmanın altı veya yedi nesilde yaban öküzüne ulaşacağına inanıyor ve bunun yedi ile on yıl arasında sonuç vereceğini düşünüyor.

Yaban öküzü, Avrupa ve (çoğunlukla) Asya’da bulunuyordu; fakat avlanma ve otlak alanlarının çiftliklere dönüştürülmesiyle Avrupa’daki sayıları azaldı ve sonuncusu ölene kadar Polonya’daki ormanlarda kraliyet tarafından korundu. Bir yüzyıldan fazla bir süre boyunca kraliyet ailesi köylülerin saman kesmesi ve kışın hayvanları beslemelerini teşvik etmek için vergi indirimi sağladı. Fakat politik kararsızlık ortamı ve evcil memeli hayvanların rahatsızlıkları gibi tehditlerin sonunda Avrupa’da erken başlayan yaban hayatı koruma girişimi başarısız oldu.

Avrupa’yı yeniden yabanileştirme çalışmaları

Avrupa’yı yeniden yabanileştirmeyi amaçlayan sivil toplum kuruluşu Rewilding Europe, 2011 yılında tehlike altındaki türler için sığınak görevi görecek geniş yaşam alanları yaratma amacıyla kuruldu. Örgüt, yaban öküzünü de içine koymayı planladığı yaşam alanları için on park belirledi; bu parkların yedisinde çalışmalar devam ediyor. Örgütün yaptığı çalışmaların sebebi, Avrupa’daki sistemin dengesiz bir hal alması. Örneğin, daha önce çiftlik olan araziler şu anda kuşlar, ufak memeliler, böcekler ve yırtıcılar için barınmaya müsait değil.

Yeniden yabanileştirme ve yaban öküzünü diriltme çalışmalarının sonunda türlerin nasıl birbiriyle etkileşim içine gireceği bilinmiyor; fakat yaban öküzünü doğaya salmanın tahmin edilenden zor olabileceği düşünülüyor. Virginia Üniversitesi’nde büyük ölçekli yabani alan dinamikleri üzerine çalışmalar yapan Manuel Lerdau’ya yaşanabilirlik pratiği sorulduğunda, kendisi “Bu, bir tür hedeflenerek yapılıyorsa topluluğun geri kalanının nasıl etkileneceğinin düşünülmesi gerekir; çünkü, bu durum aksi taktirde tekrar soyun tükenmesiyle sonuçlanablir” dedi. Avrupa’yı Yeniden Yabanileştirme örgütü yabanileştirilen her bir alana 150’şer yaban öküzü yerleştirmeyi amaçlıyor. Ayrıca, vahşi atlar, Avrupa bizonu ve dağ keçisi de yeniden canlandırılmak için değerlendirilen türlerden.

Daha önce de denenmişti

Bu, yaban öküzünün canlandırılması için yapılan ilk çalışma değil. 1920’lerde yaşayan Biyolog Heinz ve Lutz Heck kardeşler, Alman hayvanat bahçelerindeki evcil sığır türlerini melezledi. Çalışmanın sonundaki yaban öküzü de başarılı olarak gösterilip Avrupa’daki bazı projelerde yer aldı. Fakat Robert Goderie bu hayvanların çok küçük olduğunu; Heinz Heck’in öğrencilerinden Valerius Geist ise üretilen yaban öküzünün kısa bacaklı olduğunu ama küçük olmadığını savunuyor.

Tauros’ta kullanılan genetik teknoloji başarıyı ölçülebilir kıldı. Fakat Heck’in öğrencisi Geist, benzer DNA’ların başarı anlamına gelmediğini ‘insan ve şempanzelerin aynı genlere sahip olmasıyla’ örneklendirdi. Moleküler Genetikçi Richard Crooijmans da bu çalışmaların sonunda saf bir yaban öküzü elde edilmeyeceğinin altını çizip, yaban öküzüne benzer bir hayvanın yeniden üretileceğini ve bunun farklı hayvanların birleşimiyle oluşacağını belirtti. Çünkü hangi dönemde yaşayan yaban öküzünden bahsedildiği de önemli taşıyor; nitekim yaban öküzleri tam olarak tükenmiş değil, hala sığır türlerinde yaşıyor, fakat özellikleri oldukça değişmiş durumda.

Kaynak: Washington Post

Fransa'da 17 bin yıl öncesine ait bir mağara resminde karşımıza çıkan hayvanların çoğunun soyu tükendi. Avrasya mağara aslanı, yaban öküzü ve iri Megaloceros geyik türü bunlardan bazıları. Fakat; yaban öküzü 2016'dan beri Tauros Programı adı verilen bir çalışmayla geri getirilmek isteniyor. Program yaban hayatı koruma hareketinin bir parçası ve bunun için büyük sistemlerin restorasyonu yapılmaya çalışılıyor. Moleküler Genetikçi Richard Crooijmans, çalışmanın sonunda 'saf bir yaban öküzünün yaratılamayacağını' belirtirken, programın başındaki Robert Goderie de daha önce 1920'lerde Heck kardeşler tarafından yapılan çalışmanın 'başarılı olmadığını' düşünüyor. Çalışmanın yaklaşın 10 yıl içinde yetişecek 6. ya da 7. nesilde sonuca ulaşabileceği belirtiliyor.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği