Robotlar mı insanlaşıyor, biz mi robotlaşıyoruz?

Bir felsefe profesörü ve bir hukuk profesörü tarafından yazılan '21. Yüzyılda İnsan Olmak' adlı kitap, insanların nasıl makine gibi davrandığını anlatıyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Robotların yapay zeka ile birlikte gitgide insana benzemesiyle birlikte, insan ve robot arasındaki farklılıkları anlamak daha önemli hale geldi. Cardozo Hukuk Okulu Profesörü Brett Frischmann ve Rochester Teknoloji Enstitüsü Felsefe Profesörü Evan Selinger tarafından yazılan 21. Yüzyılda İnsan Olmak adlı kitapta insanların robotlara benzeyen halleri ele alınıyor.

İnsanların makineler gibi davranmaya başladığını düşünen Frischmann, insanların insanlığını kaybetmediğini anlamak için tersten bir Turing testi hazırlamamız gerektiğini söylüyor.

Günümüzde teknolojinin insanları ‘makineleştirdiği’ düşüncesi oldukça popüler bir konu. Bir çağrı merkezini aradığınızda karşınızdaki kişinin insan ya da robot olduğunu anlamanız biraz zaman alıyor. Amazon’un dev depolarında robotlarla birlikte çalışan insanlar da artık robot ya da makine gibi hissettiklerini dile getiriyor. Tüm bu örnekler Frischmann’ın çok da haksız olmadığını gösteriyor.

Bizi insan yapan ne?

Felsefeciler yüzyıllardır insanı insan yapan şeyin ne olduğunu tartıştı. Bunu yaparken insan genellikle hayvanlarla karşılaştırıldı. Frischmann ve Selinger ise insanları makinelerle karşılaştırıyor. Bizi makinelerden ayıran temel özelliklerimizden bazıları: zeka, sağ duyu, mantıklı düşünme ve mantıksız düşünme. Frischmann, bazen duygularımızın mantıklı düşünmemizi engellemesinin bizi insan yapan bir durum olduğunu, herkesin tamamen mantıklı davranmasının ise korkutucu olacağını söylüyor.

Frischmann ve Selinger, bizi insan yapan bir başka özellik olan özgür iradenin de gözetleme toplumu sebebiyle ortadan kalkmaya başladığını ifade ediyor. Sürekli izlenme hissiyle yaşadığımız için artık bizden beklendiği gibi davranmaya başlıyoruz.

Geçmişte öğrencilerden fiziksel aktivitelerini raporlamalarını isteyen bir üniversitenin artık öğrencilerin Fitbit cihazlarını takip ettiğini söyleyen Frischmann, böylece gözetleme kültürü ve teknolojinin, öğrencilerin abartma ya da yalan söyleme ihtimalini ortadan kaldırarak herkesi tek-tipleştirdiğini savunuyor.

Bunlar neden gerçekleşiyor?

İnsanların masrafsız ve kolay bir şekilde hayatlarına devam etmek için teknolojiye fazlaca güvendiğini belirten Frischmann, bazen insani özellikleri korumak için masrafta bulunmak gerektiğini söylüyor. Frischmann “Örneğin ikili ilişkileri devam ettirmek oldukça masraflı bir durum ama bazen insan kalmak masraflı olabiliyor. İnsanlar sırf  daha ucuz ve daha kolay diye makine gibi yaşamaya devam ederse gelecekte makineler ve insanlar arasında pek bir fark kalmayabilir.” şeklinde konuştu.

Kaynak: Quartz

Hukuk profesörü Brett Frischmann ve felsefe profesörü Evan Selinger'ın birlikte yazdığı '21. Yüzyılda İnsan Olmak' adlı kitap, günümüzde insanların robotlara ne kadar çok benzediğini anlatıyor. Yazarlara göre insanlar, ucuzluk ve kolaylık için, özgür irade ve duygular gibi bizi insan yapan özelliklerden vazgeçerek makineleşiyor.

1 Yorum

  • Aslında ikisi de değil. Eski düşüncelere göre biçimlenmiş, anlamlaşmış sözcüklere göre düşünürsek bir somut düşünüş bulamayız. İnsan ya da robot değil “bilinçli varlıklar” diye bir kavrama gelirsek, artık daha gelişmiş bilinç varlıklarını görüyoruz. Ne insanız ne robotuz, yeni BİLİNÇ TÜRÜyüz.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği