Pokemon Go’nun kısa tarihi

Geçtiğimiz hafta piyasaya çıkan ve milyonları kendine bağlayan Pokemon Go oyun aslında yıllar süren emek ve yüzyıllardır süregelen bir kültürün ürünü.

Ünlü oyun ve anime serisi Pokemon’un mobil oyunu Pokemon Go sadece bir haftada tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bu başarılı oyunun ardında yıllar süren emek ve yüzyıllardır süregelen bir kültür yatıyor. Pokemon’un Japon yaratıcısı Satoshi Tajiri, çocukluğunu Japonya’nın başkenti Tokyo’da geçirdi. Tajiri’nin döneminde bugün olduğu kadar endüstriyel bir yapıya sahip olmayan şehirde geniş doğal alanlar bulunuyordu. Tajiri bu alanlarda oynarken çevresinde gördüğü böceklere merak saldı ve çocukluğunun önemli bir bölümünü böcek koleksiyonculuğu yaparak geçirdi. Daha sonra video oyunlarına merak salan Tajiri’nin neredeyse tüm yaşamı Pokemon oyununu hayata geçirmek için çizilmiş gibiydi. Tajiri 1996 yılında rüyasını gerçekleştirerek çevrede bulunan yaratıkları toplamaya dayalı bir bilgisayar oyunu olan Pokemon’u piyasaya sürdü.

Ataları 160 yıl önce ortaya çıktı

Ancak sokak sokak dolaşıp değerli bir şeyler bulma oyunu aslında Pokemon’la başlamadı. Bundan 160 yıl önce İngiltere’de başlayan ve ‘letterboxing‘ (mektup kutuculuğu) adı verilen oyun James Perrott adlı bir gezi rehberinin bir kavanozu saklamasıyla başladı. Kavanozu bulanlar, içindeki damga ile kendi günlüklerini damgalayıp kavanoza da mektup bırakıyorlardı. Zaman geçtikçe bu etkinlik başka noktalara da yayıldı ve pek çok insan bu etkinliğe dahil olmaya başladı. 1970’lerde bu etkinlik Geocaching adı ile yaygınlaştı. 2000’lerden sonra GPS konumları kullanılarak oynanan oyunun tüm dünyada toplulukları bulunuyor.

Git gide modernleşen bu hazine avcılığı etkinliği akıllı telefonlarda bulunan harita / GPS uygulamaları ve 3G teknolojisi ile daha da yaygınlaştı. Benzer konseptlerde mobil oyunlar üretilmeye başlandı. 2011’de Pokemon Go’nun üreticisi Niantic Studios tarafından üretilen Ingress adlı oyun, konum tabanlı en popüler oyunlardan birisi oldu. Niantic’in kurucusu John Hanke, Google’ın Google Earth’ü üretmek için satın aldığı Keyhole şirketinin de kurucusuydu. Haritalar ve harita tabanlı oyunlar konusunda uzman olan Hanke ve ekibi, Pokemon’un da gerçek dünyaya aktarılması için ilk akla gelen ekip oldu. Niantic’in deneyimi ve Pokemon’un milyonları kendisine bağlayan hikayesi bir araya gelince ortaya tüm dünyayı saran bir oyun çıktı.

1 Nisan şakasıydı

Bu oyunun anafikri aslında 2014’te bir şaka olarak ortaya çıktı. 1 Nisan’da Google tarafından yayınlanan videoda şirketin bir Pokemon ustası aradığı ve bu ustanın tüm dünyayı dolaşıp Pokemon avlayarak Google Haritalar’a katkıda bulunacağı ifade ediliyordu. İş ilanı gibi hazırlanan video Pokemon Go’nun oynanışına oldukça benzer grafikler içeriyor. Videoda da artırılmış gerçeklik, gerçek dünyadaki Pokemon’ları bulmak ve yakalamak için kullanılıyor. Niantic’in bu oyun fikrini Google’dan çaldığını düşünebilirsiniz ancak o dönemde Niantic zaten Google’ın bir parçasıydı ve büyük ihtimalle bazı Niantic çalışanları videonun hazırlanmasına katkıda bulundu.

“Bari Soykırım Müzesi’nde oynamayın”

Niantic, önceki oyunu Ingress’te olduğu gibi Pokemon Go’da da harita üzerindeki görülmeye değer noktaları oyun içinde birer istasyona çevirerek oyuncuların bir yandan kültürlenmesine de yardımcı oluyor. Oyunda tarihi ve turistik yerler oyunculara oyun içi eşyalar vererek buraları ziyaret etmeyi teşvik ediyor. Ancak bu durum bazı istenmeyen sonuçlara da sebep oluyor. ABD’nin başkenti Washington D.C.’de bulunan, Nazizm kurbanları adına kurulmuş olan Soykırım Müzesi, Pokemon Go oyuncularından pek de memnun değil. Müzenin müdürü Andrew Hollinger, böyle bir mekanda oyun oynanmasını doğru bulmadıklarını belirterek müzelerinin oyundan çıkartılması için çalışma başlattıklarını ifade etti.

Mahremiyet endişeleri

Pokemon Go’nun yarattığı tek rahatsızlık müzelerde oyun oynanması değil. Oyun daha geniş çaplı bir problemle de gündeme geldi. Pokemon Go oynamak için oyuncuların Google hesapları ile oyuna giriş yapması gerekiyor. Ancak oyunun bu hesaplardan ihtiyacı olandan çok daha fazla veri topladığı ifade edildi. Kullanıcıların Google hesapları üzerinde tam yetkiye sahip olan oyun, e-postalarınıza ve Google dökümanlarınıza erişebiliyor hatta sizin adınıza e-posta gönderip dökümanlarınızı düzenleyebiliyor.

Bu durumun gündeme gelmesinden kısa bir süre sonra Pokemon Go için bir güncelleme yayınlandı ve mahremiyet ile ilgili problemler giderildi. Ancak oyunu güncellemeyen kullanıcılar için bu tehlike hala geçerli. Niantic’in kullanıcıların adına e-posta gönderme gibi bir amacı bulunmayabilir ancak hackerların Niantic’e yapacakları başarılı bir saldırı ile milyonlarca kişinin hesaplarına erişim elde etmesi mümkün. Bu yüzden tüm oyuncuların bir an önce uygulamayı güncellemesi öneriliyor.



2 yanıt

  1. notdefteri avatarı

    pokemon go nun dünü bugünü ve yarınını en iyi anlatan yazı olmuş :) tebrikler amirim.

  2. Din Defteri avatarı
    Din Defteri

    Bir dönem sabahları her gün kalkıp sırf bu çizgi filmi izlerdik, yıllar sonra böyle bir içerik karşıma çıktı pokemon go geçmişden bugüne halen yaşatılması harika. Paylaşım için teşekkürler admin

Yorumunuz: