Leonardo gibi düşünmenin yöntemi

Yazar Michael Gelb, yaratıcılığımızı en üst seviyeye çıkarma konusunda Leonardo da Vinci'nin 7 ilkesinden örnekler sunduğu bir konuşma yaptı.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Yazar Michael Gelb, “Öğrenme ve yaratıcılık konusunda neredeyse sınırsız bir potansiyele sahipsiniz.” diyor. Geçtiğimiz günlerde Singularity Üniversitesi‘nde yaptığı bir konuşmada Gelb, tarihin en büyük düşünürlerinden Leonardo da Vinci’den örnekler sunarak içimizdeki potansiyeli en üst seviyeye çıkarma konusundaki fikirlerini paylaştı.

Gelb, da Vinci gibi düşünmenin içimizdeki gizli kalmış yetenekleri ortaya çıkarabileceğini, zihinlerimizi genişletebileceğini ve düşündüğümüzden çok daha fazlasını başarmamızı sağlayabileceğini söylüyor. Gelb, yaptığı konuşmada üstün yetenek için temel oluşturduğuna inandığı 7 da Vinci ilkesini paylaştı. İlkelerin detaylarını Gelb’in How to Think Like Leonardo da Vinci (Leonardo da Vinci gibi Düşünmek) adlı kitabında bulmak mümkün.

Merak. Hayata karşı dindirilemeyecek derecede meraklı bir yaklaşım izlemek. Gelb, “Da Vinci gelmiş geçmiş en meraklı insandı. Her şeyi merak ediyordu. Her şeyi bilmek istiyordu; gerçeklik, güzellik, iyilik…”

Merakımızı artırmak ve sürekli canlı tutmak için ne yapabiliriz? Gelb, dinleyicilere en iyi fikirlerinin akıllarına neredeyken geldiğini sordu. İnsanların birçoğu, duşta, plajda ya da gece saatlerinde yaratıcı fikirler bulduklarını söyledi. Bu üç cevabın ortak noktası ise; hepsinde rahatlama eğiliminde olmamız. Aşırı meşgul ve stresli olmak, genellikle merakı ve yaratıcılığı artırmıyor. Düşünmek ve merak etmek için kendinize zaman ayırın.

İspat. Bilgiyi her zaman tecrübe ile sınamak. Da Vinci, orijinal bir düşünür olması gerektiğini biliyordu. Onun zamanında, özgür düşüncenin önündeki en büyük engel kiliseydi. Gelb, “Bugün bizim önümüzdeki engel ise dünyada çok fazla bilgi olması. Önümüzde uzanan bilgi kirliliği denizinden kurtulup da kendi kendimize düşünme işini nasıl başaracağız?” diyor. Gelb, dinleyicilere yaşamlarında karşılaştıkları durumlara ve zorluklara farklı açılardan bakarak etraflarındaki dikkat dağıtıcı şeyleri bir kenara bırakabilmeyi tavsiye ediyor.

Hissetme. Tecrübenin açıklığa kavuşması için hislerin sürekli olarak geliştirilmesi. “Bir Olimpiyat atletinin vücudunu geliştirdiği gibi da Vinci de duyusal farkındalığını geliştirdi.” diyen Gelb, yaşlandıkça hislerimizi keskinleştirmenin en temel yolunun farkındalık olduğunu ekliyor. ‘Güzellik’ hakkında her gün düşünmek yaşamın tadını çıkarmanın anahtarlarından biri. Gelb, “‘Hayatımı her gün nasıl güzelleştirebilirim?’ diye kendinize sorun.” diyor.

Sfumato (Rönesans Dönemi’nde kullanılan resim tekniklerinden biri. En iyi örneğinin da Vinci’nin Mona Lisa tablosu olduğu düşünülüyor.) Belirsizliği ve kuşkuyu kabullenme gönüllülüğü.

Karmaşık sorunlarla uğraşmak, belirsizliğin de beraberinde gelebileceğini kabul etmek anlamına geliyor. Yerleşmiş inanışlara ya da kurallara çok fazla kulak vermek, karmaşık sorunların üstesinden gelmeye yardımcı olmayacaktır. Gelb, “Yaratıcı insanların bilinmeyeni kucaklama kabiliyeti vardır.” diyor.

Bilim ve Sanat. Bilim ve sanat, mantık ve hayal gücü arasında denge kurmak.

İki farklı ucu dengelemek, dünyayı daha iyi anlamamıza ve bütün zihnimizle düşünmemize yardımcı olur. Gelb, seçkin bilimcilerin genellikle sanatla da ilgilendiğini söylüyor. Ortalama bir insana göre Nobel ödüllü kişilerin sanatla ilgilenme ihtimalleri daha fazla oluyor. Bütün mesele dengeyi kurabilmek.

Vücudi olma. İki eli kullanabilme, vücudu zinde tutma ve dengeyi sağlama.

Tıpkı beynimizin farklı bölgelerini dengelemek gibi, sağlığımızı korumak için vücudumuzu da dengelemeliyiz. Yaptığımız seçimlerin sağlığımız üzerinde de etkisi olduğunu unutmamalıyız.

Bağlantı kurma. Etraftaki her şeyin ve her olayın bağlantısını kavrayabilme.

Gelb, “İyi organize olamamak kavrama gücünü engeller.” diyor. Gelb’e göre, büyük bir işte ilerleme kaydedebilmenin en önemli yolu öncelikle üretip daha sonra organize olmak.

Da Vinci’nin insanın içindeki potansiyeli açığa çıkarma yaklaşımları, günümüzde sağlıkla ilgili kabul gören fikirlerle uyuşuyor. Bir sonraki Mona Lisa’yı çizecek olan bizler olmasak da, günlük hayatta da Vinci’nin ilkelerini aklımızda tutmak kendi yaratıcı gücümüzü gün yüzüne çıkarmaya yarayabilir.

Kaynak: Singularity Hub

Yazar Michael Gelb, "Öğrenme ve yaratıcılık konusunda neredeyse sınırsız bir potansiyele sahipsiniz." diyor. Geçtiğimiz günlerde Singularity Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada Gelb, tarihin en büyük düşünürlerinden Leonardo da Vinci'den örnekler sunarak içimizdeki potansiyeli en üst seviyeye çıkarma konusundaki fikirlerini paylaştı. Gelb, yaptığı konuşmada üstün yetenek için temel oluşturduğuna inandığı 7 da Vinci ilkesini paylaştı. İlkelerin detaylarını Gelb'in How to Think Like Leonardo da Vinci (Leonardo da Vinci gibi Düşünmek) adlı kitabında bulmak mümkün. İşte da Vinci'nin 7 ilkesi;

  • Merak. Hayata karşı dindirilemeyecek derecede meraklı bir yaklaşım izlemek.
  • İspat. Bilgiyi her zaman tecrübe ile sınamak.
  • Hissetme. Tecrübenin açıklığa kavuşması için hislerin sürekli olarak geliştirilmesi.
  • Sfumato (Rönesans Dönemi'nde kullanılan resim tekniklerinden biri. En iyi örneğinin da Vinci'nin Mona Lisa tablosu olduğu düşünülüyor.) Belirsizliği ve kuşkuyu kabullenme gönüllülüğü.
  • Bilim ve Sanat. Bilim ve sanat, mantık ve hayal gücü arasında denge kurmak.
  • Vücudi olma. İki eli kullanabilme, vücudu zinde tutma ve dengeyi sağlama.
  • Bağlantı kurma. Etraftaki her şeyin ve her olayın bağlantısını kavrayabilme.

Da Vinci'nin insanın içindeki potansiyeli açığa çıkarma yaklaşımları, günümüzde sağlıkla ilgili kabul gören fikirlerle uyuşuyor. Bir sonraki Mona Lisa'yı çizecek olan bizler olmasak da, günlük hayatta da Vinci'nin ilkelerini aklımızda tutmak kendi yaratıcı gücümüzü gün yüzüne çıkarmaya yarayabilir.

5 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği