İran dünyanın en büyük kitapçısını açıyor

Gençleri edebiyata yönlendirmek isteyen İran yönetimi, Tahran’da Bağ-ı Kitab adıyla dünyanın en büyük kitapçısını açmaya hazırlanıyor.

İran’ın kendisiyle çelişen edebiyat politikası bir yandan halkı okumaya teşvik etmek için girişimlerde bulunup ve halka ücretsiz kitaplar dağıtırken, diğer yandan pek çok popüler kitabı yasaklıyor ya da içeriğini değiştiriyor. Bu çelişkili uygulamalara bir yenisini eklemeye hazırlanan İran, gençlere edebiyat sevgisi aşılamak için dünyanın en büyük kitapçısını Tahran’da açmaya hazırlanıyor.

Toplam 3 milyon dolar harcanarak gerçekleştirilecek olan proje 45 bin metrekarelik bir alana inşa edilecek. Bu alanda kitap satışının yanı sıra tiyatro gösterileri için bir sahne ve akademisyenlerin çalışmalar düzenlemesi için dört araştırma departmanı da bulunacak. Projeye Bağ-ı Kitab (Kitap Bağı/Bahçesi) adı verildi.

Guinnes Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en büyük kitapçısı unvanının en son sahibi New York’taki Barnes & Noble şubesiydi. Bu yapı 14 bin 330 metrekarelik boyutuyla Tahran’da inşa edilecek kitapçının yaklaşık üçte biri boyutundaydı.

Sansür en büyük engel

Bu hamlenin İran halkının dikkatini edebiyata çekeceği kesin ancak bu dükkana gelenlerin gerçekten istediklerini bulup bulamayacağı belli değil. Çünkü devlet yönetimi tarafından ‘batı propagandası’ olarak tanımlanan tüm kitaplar yasaklanıyor. Dünya çapında popüler olan kitapların içinden alkole ya da ikili ilişkilere dair bölümler çıkarılıyor. Batılı yazarların kitaplarının Farsça çevirilerinde kimse şarap içmiyor ya da öpüşmüyor.

Örneğin Harry Potter serisinde tüm ‘şarap’ ve ‘öpücük’ kelimeleri değiştirilerek çevrilmiş, bazı bölümler komple kitaptan çıkarılmıştı. Bu sansürleme (ya da İran yönetiminin deyişiyle ‘düzenleme’) işleminin genellikle aylar hatta yıllar sürmesi de insanları kitaplardan uzaklaştıran bir başka sebep.

İranlı kitapseverler bu müdahalelerden dolayı, diledikleri kitapları orijinal halleri ile okuyabilmek için yasa dışı yöntemlere başvurmak zorunda kalıyor. Pek çok İranlı, sansür uygulaması olmayan Afganistan’dan getirilen kitapları okurken bazıları da yurt dışından gelen yakınlarına kitap siparişi veriyor. Bu kitaplar ülkeye valizlerde gizlice sokuluyor.

Kitapseverler internete yöneliyor

Ayrıca internet ve e-kitaplar, sansürsüz kitap okumak isteyen İranlılar tarafından çokça tercih ediliyor. İranlı online kitap servisi Nogaam, 2013’ten bu yana 25 adet kitap yayınladı. Bu kitaplar İran’da yayınlanmak istense sansüre uğrayacak kitaplardan oluşuyor. Kitle fonlaması yöntemiyle çalışan sistemde yazarların parası toplandıktan sonra kitap internet üzerinden kullanıma sunuluyor.

Fidibo gibi bazı online kitap servisleri de İran hükumetinden izin alarak İranlılara hizmet veriyor. Dünyanın en büyük kitapçısı ilgi çekici bir proje olsa da İranlılar, dünyanın geri kalanı gibi yavaş yavaş e-kitaplara yöneliyor. Sansürler kalkmadığı sürece de binanın boyutu gençleri okumaya teşvik etmeye yeterli olmayacak gibi duruyor.



2 yanıt

  1. hamiyet can avatarı
    hamiyet can

    irana karşı önyargılarımız var. algılarımız irandan değil onların muhaliflerinden yönetiliyor.

    sansür demişken, mesela sen işid propagandası yapan bir yayını d&r’dan alabilir misin? hayır. neden peki? çünkü sansürlenmiştir.
    sansür, devletlerin kendi ideolojilerini korumak için yaptıkları bir eylemdir.

    sansürün bir değişik eylemini biz çocuklarımıza yapıyoruz; onları muzır neşriyattan koruyoruz. mesela, hiçbir ebeveyn çocuklarına porno içerikli yayın vermez değil mi? onların kişisel gelişimleri için bu tür yayınları sansürleriz.

    elbette İran’da muhalifler olacak, yönetimi eleştirecek. ancak unutmayalım ki bazıları da böyle (sansür) şeyler isteyecek. bırakalım de sansüre iran kendisi karar versin.

    1. Dünya Halleri avatarı

      Küçük bir bilgi olarak: Türkiye’de IŞİD’in dergileri serbestçe satılıyor (eğer D&R’ın sattığı yayınlardan beklediği tiraj hacmine ulaşabilse ve raf parasını karşılayabilse orada da satılırdı). Üstelik sadece IŞİD değil; diğer her cenahtan örgütlerin yayınları da aynı şekilde serbestçe satılıyor (Doğru olanı da budur. Fikirler yayılır, insan zekası muhakeme yeteneğiyle değerlendirir ve karar verir).
      Çocuklar ve pornografi örneği ise bu konularda çok sık başvurulan ve çok ilgisiz bir benzetme. Zira -mesela- Türkiye gibi bazı ülkeler yetişkinlerin dahi pornografiye erişimini engelliyor.
      Vatandaşını yaşından bağımsız çocuk olarak gören ve anne – babanın rolünü üstlenen devletlerin bu tip eylemlerine sansür denir. Dahası devlet sansüründe çocuklar asla büyümez; sakıncalı hep sakıncalı olarak kalır.
      Özetle: yanlışı anlamlandırmaya çalışmayalım.

Yorumunuz: