Dünyanın en gizli kütüphanesi

Zaman kapsülleri içinde bulunulan zamana ait eşyaların ve bu zamana dair düşünceleri taşıyan notların gelecekte açılmak üzere kapalı bir kutuya konması ile oluşturuluyor. Kimileri bu konsepti geleceğe bir mesaj bırakmak için, kimileri de gelecekte gelip kendi zaman kapsülünü açarak nostalji yaşamak için oluşturuyor. Katie Paterson ise The Future Library (Gelecek Kütüphanesi) adını verdiği konsepti, geleceğe edebiyat eserleri sunmak için geliştirdi. Dünyanın en gizli kütüphanesi olarak adlandırılabilecek çalışma, 2014’ten bu yana her yıl bir yazarın el yazması bir eserini bünyesine katıyor. Bu eserler, 100 yılın ardından 2114’te ilk kez basılacak ve okunacak. Kitapların basılması için kullanılacak kağıtlar da bugün Norveç’te büyümekte olan 1000 adet ağaçtan elde edilecek.

Geleceğe bir hediye

İskoç sanatçı Paterson her kitaptan 3 bin adet basılmasını planlıyor. Ama 2114 yılında, bugün hayatta olan kişilerden çok azı hayatta kalacağı için ne Paterson ne de eserlerin yazarları açıp bu kitapları okuyamayacak. Kütüphaneye son katılacak olan kitapların bazılarının yazarları ise henüz doğmadı bile.

2014’te The Future Library’nin ilk yazarı Margaret Atwood oldu. Atwood 100 yıl sonra insanlar olacağı ve onların kitap okuyacağı düşüncesinin bile oldukça iyimser olduğunu düşünüyor. O dönemde insanların bizim zamanımızı anlamakta bile güçlük çekebileceğini düşünen Atwood şu soruları soruyor:

Bugün kullandığımız hangi kelimeler o zamanda tarihe karışmış olacak? Hangi yeni kelimeler o insanların diline yerleşecek? Kitaplarımızda ne gibi dipnotlar olması gerektiğini bilmiyoruz. Bilgisayarları olacak mı? Onlara başka bir şekilde mi hitap edecekler. Akıllı telefonların ne olduğunu düşünecekler? Öyle bir kelime hala var olacak mı?

Elif Şafak da yer almıştı

Projenin yazarları Future Library yönetim kurulu tarafından seçiliyor. Bugüne dek Margaret Atwood (2014), David Mitchell (2015) Sjón ve (2016) ve Elif Şafak (2017) kütüphaneye katkıda bulundu. Bu yıl ise Güney Koreli roman yazarı Han Kang kendi eseriyle dünyanın en gizemli kütüphanesine dahil olacak.

Han Kang “Bundan 100 yıl sonra ben hayatta olmayacağım. Sevdiğim hiç kimse de hayatta olmayacak. Bu gerçek hayatımın önemli bir noktasına yönelmeme sebep oldu. Ben kime yazıyorum? Yazarken kiminle konuşuyorum? Jane Austen 100 yıl sonra kendisini okuyacak kişileri düşünmüş müydü? Bizi kafasında canlandırabilir miydi?” diyor.

2020’ye kadar toplanan eserler, Oslo’da rahim şeklinde bir ‘Sessiz Oda’ya taşınacak. Bu oda, yapılması için kullanılan odunların kesildiği ormana doğru bakacak. Ziyaretçiler dilerse içinde eserler bulunan kurdeleli gri kutulara bakabilecek. Ancak kutuların içindekiler 2114’ten önce kimse tarafından görülmeyecek.

Kaynak: Open Culture