İnsanların geneline sevildiğini hissettiren 4 şey

ABD'de yapılan bir araştırmada çoğu insanı mutlu eden konular incelendi. Katılımcıların neredeyse tamamı, dört konuda hemfikir oldu.

Gary Chapman’ın sevgi dilleri teorisine göre farklı insanların sevildiğini hissetmeleri için farklı şeylere ihtiyaçları var. Bazıları sevdikleriyle kaliteli zaman geçirdiklerinde değerlerinin bilindiğini hissederken diğerleri fiziksel dokunuşlara ya da sevildiğinin söylenmesine ihtiyaç duyabilir. Teoriye göre, partnerinize onun tercih ettiği şekilde sevgi gösterirseniz çıkabilecek sorunların da önüne geçmiş olursunuz.

Toplumun geneline dair sorular

Yeni bir çalışma ise -en azından Amerikanlar arasında- herkese sevildiğini hissettiren bazı eylemler olduğunu gösterdi. Social and Personal Relationships dergisinde yayımlanan araştırmada Pennsylvania State Üniveristesi ve Kaliforniya Irvine Üniversitesi araştırmacıları toplamda 495 Amerikan’dan, 60 farklı senaryonun sunulduğu bir anketi internet üzerinden doldurmasını istedi. Katılımcıların “Çoğu insan kendisini dinleyen biri olduğunda sevildiğini hisseder” gibi sorulara ‘Doğru’, ‘Yanlış’ ya da ‘Bilmiyorum’ şeklinde cevap vermesi istendi. (Sorularda kişisel düşüncelerin değil de çoğu insanın ne hissedeceğine dair düşüncelerin sorulması önemliydi.)

Saeideh Heshmati ve Zita Oravecz tarafından hazırlanan çalışmada, neredeyse her katılımcının doğru olduğunu söylediği dört ifade tespit edildi. Buna göre insanlar aşağıdaki durumlar gerçekleştiğinde sevildiklerini hissediyorlar:

  • Zor zamanlarda kendilerine şefkat gösteren biri olduğunda
  • Bir çocuk gelip kendilerine sarıldığında
  • Ev hayvanları onları gördükleri için mutlu olduğunda
  • Birisi onlara “Seni seviyorum” dediğinde

Yukarıdaki cevapların hiçbirinin sadece romantik ilişkilerle alakalı olmadığını vurgulamakta fayda var. Araştırmacılar insanların sadece romantik ilişkilerde değil, pek çok farklı durumda sevildiklerini hissettiklerini; arkadaşlar, ev hayvanları ya da aile üyeleri ile günlük ilişkilerin de sevildiğini hissetmek için yeterli olduğunu belirtti. Başka çalışmalarda insanların köpekleriyle göz göze geldiklerinde bile ‘sevgi hormonu’ olarak bilinen oksitosin hormonunu salgıladıkları tespit edilmişti. Çocuğuna sarılan bir ebeveynin de büyük dozda oksitosin salgıladığı biliniyor. Kötü bir günün ardından güvendiği bir aile üyesi ile konuşup karşılıklı olarak “Seni seviyorum” diyen biri de bu anlamlı davranışların gücünü kavrayabiliyor.

Sahiplenici davranışlar sevgi belirtisi değil

Araştırmanın bir diğer önemli sonucu ise, her ne kadar popüler kültürde sıkça yüceltilse de Gri’nin 50 Tonu’ndaki Christian Grey ya da Alacakaranlık serisindeki Edward Cullen gibi aşırı kontrolcü tiplerin, sahiplenici davranışlarının insanlara sevildiklerini hissettirmediğiydi. Katılımcılara “Birisi daima kişinin nerede olduğunu öğrenmek istiyorsa…”, “Birisi kişi için doğru olanın ne olduğunu söylüyorsa…” ya da “Birisi kişiyi sahipleniyorsa…” gibi senaryolarda bir sıcaklık ya da samimiyet hissedilmediğini belirtti.

Irk ve cinsiyet konuları göz önünde bulundurulduğunda ise bazı grupların araştırmanın genelinden farklı yanıtlar verdiği görüldü. Erkek katılımcıların yanıtları toplam yanıtlardan farklılık gösterdi. Araştırmacılar bunun sebebinin araştırmada cinsellik dışı sevgiye önem verilmesi olduğunu düşünüyor. Daha önce yapılan araştırmalarda erkeklerin ‘love’ kelimesini (İngilizce’de hem aşk hem sevgi anlamına geliyor) yakın fiziksel ilişki ile ilişkilendirdiği belirlenmişti.

Farklı kültürlerde farklı sonuçlar çıkabilir

Siyah katılımcıların da araştırmada ortak görüşün dışında olduğu görüldü. Bunun sebebi katılımcıların genelinin beyazlardan oluşması olabilir. Yani araştırma genel olarak beyazların kültürel normlarını ifade ediyor. İkili ilişkiler farklı kültürlerde farklı şekillerde kodlandığı ve yaşandığı için, bu araştırmanın ABD dışındaki kültürlerde geçerliliğini yitirebileceğini söylemek mümkün. Araştırmacılar, çalışmanın bu bakımdan sınırlı kaldığının altını çiziyor.

Yine de bu çalışma, sevdiklerimize, sevildiklerini hissettirmek için neler yapabileceğimizi, ufak şeylerin karşıda büyük etkiler yaratabileceğini gösteriyor.

Kaynak: Quartz

5 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği