Hindistan’ın susuzlukla mücadelesi

Hindistan, tarihinin en kurak yıllarından birini geçiriyor. Muson yağmurlarının beklendiği aylara girilmesine rağmen çoğu bölgede yağışların görülmemesi sebebiyle ciddi bir susuzluk tehdidi baş göstermiş durumda. Ülkedeki sıcak hava dalgaları da ölümlere yol açıyor.

Normalde Haziran ayında Hindistan’a, muson mevsimi yağışlarının yaklaşık yüzde 17’si düşüyor. Ancak bu yıl Haziran ayındaki yağışlar normalin sadece yarısı kadardı. Bazı bölgeler muson yağmurları ile rahatlarken bazılarında sadece kısa süreli yağmurlar görüldü. Önümüzdeki aylarda gerçekleşecek yağışlarla belki Haziran ayının eksiği kapatılabilir ancak bu ayda yağmur göremeyen çiftçiler ürünleri için endişelenmeye başlamış durumda.

Bazı bölgeler susuzlukla karşı karşıya

Geciken yağmurlar su depolarının kapasitesinin de azalmasına sebep oluyor. Yetkililer barajlardaki su miktarının bu yıl yüzde 54 oranında azaldığını söylüyor. Haziran ayında 90 kadar su deposundaki doluluk oranı yüzde 20’nin altına düştü. Chennai gibi bazı şehirlerde ise su kaynakları kuruma noktasına geldi.

Dünya nüfusunun yüzde 17’sine ev sahipliği yapan Hindistan, dünyanın temiz su kaynaklarının sadece yüzde 4’ünü elinde bulunduruyor. Bu durum, gittikçe artan nüfus ve iklim değişikliği sebebiyle azalan su kaynakları sebebiyle gelecekte çok daha büyük felaketlere yol açabilir.

Sıcak hava dalgaları can alıyor

Hindistan’da Mart ayından bu yana 70 adet sıcak hava dalgası 22 eyaleti etkisi altına aldı. Aşırı sıcaklar yüzünden sadece Bihar eyaletinde 200 kişinin öldüğü rapor edildi. Ülkede 2010 ve 2016 arasında toplam 178 sıcak hava dalgası tespit edilmişti. Ancak 2017 yılında toplam 524 sıcak hava dalgası kaydedildi. Bu sayı geçtiğimiz yıl 484’e gerilese de sıcak hava dalgalarındaki genel artış devam ediyor. Bu da ölümlerin artmasına sebep oluyor. Yetkililer bazı eyaletlerde sıcaklığın mevsim normallerinin 5 derece üzerinde seyrettiğini belirtiyor.

MIT’nin hazırladığı bir raporda yüksek sıcaklık ve nemin insanlarda hastalıklara ve ölümlere sebep olabileceğini belirtiyor. İnsan vücudunun +-1 santigrat derecelik bir aralıkta sağlıklı kalabildiğini ifade eden araştırma, özellikle Güneydoğu Asya’daki kalabalık ülkelerin önümüzdeki dönemde ciddi kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtiyor.

Aslında sorunun asıl sebebi bu ülkelerin nüfusu değil. ABD ve Avrupa ülkelerinin karbon salınımları ile karşılaştırıldığında Hindistan’ın karbon salınımı çok düşük kalıyor. Yani gelişmiş ülkelerin daha fazla gelişmek ve rahat etmek için kullandığı fosil yakıtlar, yine dünyanın daha az gelişmiş bölgelerini etkiliyor.

Kaynak: News18