Haftanın Pazarlama İletişimi Özeti: 27

21 - 28 Temmuz 2018 tarihleri arasında Türkiye ve dünyada pazarlama iletişimi alanında olup bitenler.

Haftanın Pazarlama İletişimi Özeti‘yle hafta içi vakit darlığından gerekli özeni gösteremediğiniz gelişmeler, tartışmalar, öne çıkan projeler, trendler, çok konuşulanlar, gözden kaçanlar derken hızlıca haftayı toparlamak ve gelecekte dönüp bakılacak iyi bir arşiv oluşturmak niyetindeyiz. Okurken linklere dikkat, her şey linklerde.

Anadolu Ajansı’nın Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayandırdığı habere göre gazete ve dergilerde çalışanların sayısı 2017’de yüzde 7 azaldı. Yazılı basında çalışan 47 bin 149 kişiden 30 bin 161’i erkek. Kadınlarda lisans ve üzeri eğitim seviyesi oranı yüzde 60, erkeklerde yüzde 51.

Medya takip ve analiz ajansı PRNet‘in yine TÜİK verilerinden ve medya yansımalarından derlediği habere göre geçen yıl gazete ve dergi sayısı 2016’ya oranla yüzde 2,3 azalarak 6 bin 124’e düştü. Aynı dönemde tirajdaki düşüş ise yüzde 2,6.

Bu noktada Journo‘da paylaşılan “9 adımda medya nasıl kurtulur?” başlıklı yazıya değinebiliriz. NiemanLab‘dan çevrilen analiz, Danimarkalı gazeteciler Per Westergaard ve Soren Schultz Jorgensen‘in 9 ülkeden 54 haber merkezini gezerek medyanın son durumunu inceledikleri çalışmaya dayanıyor. Geleneksel medyanın krizinin sadece teknolojik veya ekonomik değil yapısal olduğunu söyleyen ikiliye göre bugün esas üzerinde durulması gereken haberciliğin nasıl yeniden önem kazanacağı, güven tazeleyeceği ve anlamını yenileyeceği. 9 adım sayıldığından bahsettim. Onlardan biri de rahatını bozarak dışarı çıkan ve festival ve organizasyonlarla yeni bir cephe açan medya şirketlerinin başarısına değiniyor.

Yukarıdaki tespitleri destekleyecek bir haber de ‘geleneksel medyanın sendeleyişinde parmağı olduğu düşünülenBuzzFeed‘den geldi. Daha ciddi ve güvenilir bir haber kaynağına dönüşmek amacıyla BuzzFeed News adlı kendi haber platformunu kuran şirketin çıkış noktası da yaptıkları ciddi haberlere kendi okurlarının itibar etmeyişleri oldu. İlhamını BuzzFeed’den alan başka sitelerin de böyle bir yola girip girmeyeceği -en azından benim için- merak konusu.

Medya dağıtım servisleri ile dijital medya tercihlerine odaklanan “Türkiye’nin Dijital Gözü” adlı bir rapor paylaşıldı. Twentify tarafından yapılan mobil anketlere katılan 2 bin 263 kişinin yüzde 41,53’ü medya dağıtım servislerine abone. Bu arada Netflix, Digiturk, Tivibu gibi platformların bu şekilde tanımlandığını (medya dağıtım servisi) daha önce duymamıştım. Geniş özetini burada tamamını ise şurada bulabileceğiniz rapora göre Netflix müşteri memnuniyetinde ve potansiyel abone artış oranında birinci. Önceki hafta Netflix’in dünya genelinde 6,2 milyon olan yeni abone hedefini tutturamadığı için değer kaybı yaşadığından bahsetmiştik.

Değer kaybı demişken Facebook‘a değinmemek olmaz. Teknoloji devlerinin ikinci çeyrek gelirlerini açıkladığı dönemin içindeyiz. Geçtiğimiz çeyrekte yüzde 3,14 olan büyüme hızının bu çeyrekte yüzde 1,54’e gerilediği görülen Facebook’un piyasa değeri bir günde 123 milyar Dolar’lık düşüş yaşadı.

Twitter‘ın ikinci çeyrek geliri 697,3 milyon Dolar’lık hedefi aşarak 710,5 milyon Dolar oldu. Kullanıcı sayısının beklenenin altında gelmesi ve üçüncü çeyrekte bu alanda milyonluk gerileme yaşanabileceği hissiyatı Twitter’ın piyasa değerinin de sert şekilde düşmesine sebep oldu.

Spotify‘da ise işler yolunda gidiyor. Haziran sonu itibarıyla 83 milyon ücretli aboneye ulaşan platformun toplam 180 milyon aktif kullanıcısı var. İlk 6 ayda 1,482 milyar Dolar hasılat elde eden Spotify’ın reklam geliri ise 143 milyon Dolar. İşlerin yolunda gittiğini söyledim ama ilk 6 ayın net zararı 458,8 milyon Dolar olarak açıklandı.

Techcrunch

Canlı yayın çılgınlığı hiç olmadık yerlerde kendini göstermeye devam ediyor. Uber ve Lyft‘e çalışan bir sürücünün, aracına bindiği yolculardan habersiz Twitch‘te canlı yayın açtığı ortaya çıktı. Jason Gargac adlı sürücü bunu yaparken yolculardan izin almadı tabii ki. Gargac, Missouri eyaletinde konuşmaların tek taraflı olarak kaydedilmesinin yasalara aykırı olmadığını söylüyor ve yayınlarının yasal olduğunu savunuyor. Aracın üzerinde bulunan bir etikette, yolcuların görüntülerinin kaydedilmesini kabul ettiği yazıyor. Ancak kameranın güvenlik amaçlı olduğu belirtiliyor. Kayıtların internette paylaşılacağına dair de hiçbir ibare yok. Her iki şirket tarafından incelemeye alınan sürücü, aracının kamuya açık alan olduğunu ve burada hiç kimsenin mahremiyet beklentisi olmaması gerektiğini savunuyor. Mahremiyet meselesi geleceğin en büyük dertlerinden biri olacak gibi.

Pirelli 2019 Takvimi‘nin detayları ve kamera arkası görüntüleri paylaşıldı. Albert Watson tarafından hazırlanan takvim için Gigi Hadid, Laetitia Casta, Misty Copland ve Julia Garner kamera karşısına geçti. 46’ncı Pirelli Takvimi’nde 4 kadının başarı serüveni konu ediliyor.

2017’ye dair Hanehalkı Bütçe Harcaması araştırması yayımlandı. Buna göre Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 24,7 ile konut ve kira harcamaları alırken, ikinci sırayı yüzde 19,7 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları aldı. En düşük pay ise yüzde 2,3 ile eğitim ve yüzde 2,2 ile sağlık harcamalarına gitti. Gelire göre sıralı yüzde 20’lik gruplar itibarıyla harcamalarının dağılımına bakıldığında en düşük gelir grubu olan birinci yüzde 20’lik grupta yer alan hanehalkları, konut ve kira harcamalarına yüzde 31,9, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 28,6, ulaştırma harcamalarına yüzde 10,2 ve mobilya ve ev eşya harcamalarına yüzde 5,7 pay ayırdı. En yüksek gelir grubu olan beşinci yüzde 20’lik grupta yer alan hanehalklarının ise ulaştırmaya yüzde 23,9, konut ve kiraya yüzde 20,9, gıda ve alkolsüz içeceğe yüzde 14,6 ve lokanta ve otele yüzde 7,1 pay ayırdığı görülüyor. Paranın önemli kısmını konuta gömüyoruz yani.

Konuta gömmelik parayı kazanabilmek için de çok çalışıyoruz. Ortalama bir çalışanın günde sadece 2,5 saati üretken geçirdiğini gösteren bir araştırmadan esinlenen Yeni Zelandalı Perpetual Guardian adlı şirketin CEO’su ‘yeni bir şey’ deniyor. Çalışanlarından haftada 5 yerine 4 gün işe gelmelerini isteyen Andrew Barnes, 8 haftalık deneme sürecinin sonunda, aslında tahmin ettiği sonuçlarda karşılaştı: Personelin iş-yaşam dengesi yüzde 54’ten yüzde 78’e çıktı, stres azaldı. İş saatlerinde sosyal medya kullanımı azaldı, toplantı süreleri kısaldı. Çalışılmayan saatler iş performansını azaltmadı aksine küçük bir gelişme bile gözlendi. Barnes şimdi tamamen bu sisteme geçebilmek adına ülkedeki iş kanunlarında değişiklik yapılması için uğraş veriyor.

Çok çalışmaktan, paradan bahsettim madem Bigumigu‘nun reklam ve pazarlama sektörüne yönelik gelir araştırması için yapılan anketin hala katılıma açık olduğunu hatırlatayım.

Sektörle ilgili bir hatırlatma daha: MediaCat İletişim Rehberi güncelleniyor. Yerinizi ayırtmak için son gün 15 Ağustos.

Özetin son haberi ağızlarda biraz kekremsi tat bırakmıyor değil ama geleceğe not anlamında değinmek lazım. Markaların Gerçek Zamanlı Pazarlama adı altında sosyal medyadaki olur olmaz her akımın peşinden gitme alışkanlığı tüm hızıyla devam ediyor. Geçen hafta yaşanan “Gardaşım bir ihtiyacın var mı gardaşım?” akımına da kapılan markaların bir derlemesini şurada bulabilirsiniz. Eski günleri yad ederek kafa şişiren yazlık amcası gibi olacağım ama markaların ve reklamcıların akıma kapılıp komik olmaya çalıştığı günümüz değil de komik olup yeni akımlar yarattığı eski zamanlar daha güzeldi sanki. Evet azizim.

Durumlar böyle. Haftaya yine görüşmek üzere, iyi tatiller!

1 Yorum

  • Her şey linklerde derken ”kekremsi tat”’ı da linkleyeceğinizi düşünmemiştim.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği