Haftanın Özeti: 46

Tasarım / İnovasyon

Yenilikçi hizmetler, yaratıcı tasarımlar, icatlar.

• Evcil hayvanlarını evde yalnız bırakmak sahiplerinin en büyük stres kaynaklarından biri. Çalışan kesim için bu gündelik, rutin bir dert. Hayvanın yalnız kalmasına bağlı tedirginliği bir yana; yemek / su gibi temel ihtiyaçlarını giderememesi de önemli bir sorun. PetBot adlı cihaz tek başına bu dertlerin çoğunu aklınızdan çıkarıyor. Çünkü evinizin kablosuz ağına bağlanarak özel uygulamasıyla istediğiniz her an hayvanınızı duymanızı, görmenizi; hatta beslemenizi sağlıyor. Entegre kamera ve mikrofonu sayesinde bakmadığınız anlarda dahi sıradışı bir şey olursa sizi uyarıyor. Bir evcil hayvanım yok ama 149 dolarlık fiyatını sonuna kadar hak ediyor gibi.

• Fon toplayarak hayata geçmeye çalışan DriBarz, bisiklet kullanıcıları için hem güvenlik hem de konfor adına basit ama etkili bir çözüm sunuyor. Soğuk, yağmur ve hatta karlı havalarda sürücünün ellerini koruyan siperlik hem hareketi kısıtlayan eldivenlere ihtiyacı azaltıyor hem de olası çarpma ve düşme gibi durumlarda hasarı engelliyor. 89 dolar.

• Elektrikli otomobillerde gündemin parsasını Tesla topluyor. Fakat unutmayalım ki bu araçları hayatımıza kabul edilebilir -ve hibrit- formda 1997 yılında ilk sokan (Prius modeliyle) Toyota olmuştu. Şirket bu hafta Prius’un 4. kuşağını duyurdu. Boyutlarında kayda değer bir değişim yok ancak enerji kullanımında yüzde 10’luk ciddi bir iyileştirilme yapılmış.

• Tesla Mart 2016 itibariyle 35 bin dolar etiketle ön sipariş almaya başlayacağı Model 3 adlı sedan aracının üretimine 2017 yılında planlıyor.
• (Kağıt mendil / Selpak benzeri bir etkiyle) bizde jip olarak anılan SUV kategorisine giren son marka lüks otomobilleriyle belleklerde yer eden Bentley oldu. Bentayga adı verilen model markanın geleneğini bozmadan konfor, lüks ve ihtişam adına en ince detaya kadar ‘elden’ geçirilmiş. Tasarım olarak Porsche’nin Panamera – Cayenne ezberini bozmasını beklerdim. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde satışa sunulacak modelin İngiltere fiyatı 160 bin 200 paund olarak belirlendi (güncel kurla yaklaşık 750 bin TL diyebiliriz. Vergilerle ulaşacağı noktayı varın siz düşünün).

https://www.youtube.com/watch?v=9RLol0mweX8

• Ulaşım için yeryüzünün kalabalığına mahkum değiliz ancak gökyüzü seçeneği bireysel araçlar adına çok yüksek maliyetlere katlanmayı gerektiriyor. Bir İngiliz mucit, 54 adet hobi amaçlı insansız hava aracını (drone) bir araya getirerek kendi uçağını yaparak bu kalıbı yıkmış. 164 kilo ağırlık taşıyabilen, ucuz bir hava aracı. Pek güven verici görünmese bile başlangıç adına makul sayılabilir.

• Bu hafta IFA Fuarı’nda tanıtılan Botvac Connected adlı elektrikli (robot) süpürge tam da adına yaraşır bir şekilde internete bağlanarak ‘bir süpürgeden beklenmeyen’ birçok şeyi başarıyor. Evin kablosuz internet ağını kullanan cihaz Android ve iOS uygulaması sayesinde uzaktan kontrol edilebiliyor. Fakat buna pek ihtiyaç kalmıyor. Çünkü evde olmadığınız zamanlarda otomatik olarak temizliğe başlıyor. 0.3 mikron boyutuna kadar tozları çekebilen Botvac Connected, 90 ve 120 dakikalık iki ayrı temizleme programına sahip. 700 dolar.

• Artık bulaşıkları elde ya da makinada yıkamak dışında bir seçeneğimiz daha var. Circo, bulaşıkları el gücüyle ve makina mantığında yıkıyor. Ucuz, elle yıkamaya göre daha ekonomik ve pratik. Basit yapısıyla da uzun ömürlü.

• İnsanoğlunun biyolojik saati ışıkta (yani güneş gökyüzünde parlarken) ayakta olmaya, güneş batıp karanlık çökünce uyumaya programlı. Ancak elektrik ile birlikte gündüz ve gece ayrımı ortadan kalktıkça işler değişti, biyolojik saatimizin ayarı şaştı. Sleepy Baby adlı akıllı ampul benzerlerinin aksine internete bağlanma, uzaktan yönetilme, bildirimler yapma gibi cambazlıklar yerine doğrudan uykuyu düzenlemeye odaklanıyor. Çalışma prensibi kişiye özel ışık tonu üretmeye dayalı. Akşamları uyku getiren, sabahlarıysa zindelik veren ışık dalgaları üreten Sleepy Baby sadece 30 dolar fiyata sahip (aynı işleve sahip tıbbi versiyonlarının 300 bin dolardan başladığını düşününce bedava bile denebilir). Özel amaçlı bu ampullerin tek işi bizi uyutmak ya da uyandırmak değil. Okullar için zihni berraklaştırmak için olanları da var. Bu ürün hakkında bilgi sahibi olmamı sağlayan The New York Times gazetesinin haberinde göz ucunda tutuacağım ve inceleyeceğim iki benzer oluşum daha keşfettim: Digital Lumens ve LumiFi.

• Daha sağlıklı ve huzurlu uyku adına bir diğer ürün ise Withings Aura. Uyuyacağınız zaman günbatımını taklit ederek vücudunuzun melatonin salınımını başlatıyor ve daha çabuk uykuya geçmenizi sağlıyor. Uyanacağınız zamana yakın da yapay bir güneş doğuşuyla tam tersi bir etki tetikliyor. Her iki süreçte de size Spotify’ın 35 milyon şarkılık kataloğundan zevkinize uygun seçilmiş şarkılar eşlik ediyor.

• Phillip Schmitt tarafından Camera Restricta adıyla geliştirilen konsept kamera kelimenin tam anlamıyla benzersiz fotoğraflar çekmenizi sağlıyor. Bulunduğunuz alanın GPS koordinatlarına bakarak daha önce kimse tarafından fotoğraflanmamış açıları bulmanızı sağlıyor.

• Marriott otel zinciri bu hafta tanıttığı sanal gerçeklik uygulamasıyla seyahatle birlikte gelen keşif ve paylaşım dürtüsünü bambaşka bir boyuta taşımayı hedefliyor. Sanal gerçeklik kartpostalları adı verilen hizmet özel bir yazılım ve Samsung’un VR gözlüğünü temel alıyor. Oda servisinden isteyeceğiniz bu set ile bulunduğunuz şehre ait istediğiniz her anı dilediğiniz herkesle paylaşabileceksiniz. Sistem ilk aşamada Marriott’un Londra ve New York otellerinde denenecek.

• Japonya’daki Tokyo Üniversitesi ve ABD’deki Illinois Üniversitesi ortaklığında kağıt katlama sanatı origami yapı projelerine uyarlandı. Urbana-Champaign adlı proje ‘miura-ori’ adlı katlama tekniğini kullanarak küçük hacimlerle geniş yüzeyleri kaplamayı hedefliyor. Bu farklı formlara dönüştürülebilir yapının NASA’nın dünya dışı yerleşim birimleri kurma süreçlerinde kullanılması öngörülüyor.

• Her yıl ABD’de yüzlerce kişi polis kurşunlarıyla hayatını kaybediyor. 2015’te öldürülenlerin sayısı dahi 352’yi bulmuş durumda. Konuyla ilgili çok yönlü tartışmalar sürerken bazıları da bu süreçte ölümleri azaltmaya kafa yoruyor. Ortaya çıkan çözümlerden biri The Alternative adlı ucuz, basit bir silah aksesuarı. Polis tabancalarının suçlularla mücadele sırasında ölümcül etkisini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bunun için silahın ucuna takılabilen ve kurşunu yavaşlatıp öldürücü etkisini ‘azaltan’ ikinci bir kurşun kullanılıyor. Geliştirilmesi 9 yıl sürmüş.

• Bu ay Londra’da kapılarını açan Embassy Gardens bir konut kompleksi olarak pek çok detay barındırıyor. Ancak en ilginç özelliklerinden biri havuzu. Terasta havuz görmediğimiz bir şey değildi. Fakat çatılar arası şeffaf havuz kesinlikle yenilikçi. Yüzmek için cesaret gerektirecek türden hem de.

• Londra’dan bir haber daha: tasarım şirketi Gensler trenlerin yeterince güvenilir olmadığından yola çıkarak dünyanın en büyük metro sistemlerinden birine sahip başkentte yeraltındaki rayların kaldırılıp yerine yaya tünelleri inşa edilmesini önerdi.

• ‘Yöreden’ son bir haberle Birleşik Krallık defterini kapatalım: Londra’nın; dolayısıyla dünyanın en pahalı konutlarına ev sahipliği yapan The Bishops Caddesi‘nde satışa çıkan villalardan biri ‘Ünlülerin Tasarımcısı’ olarak bilinen Celia Sawyer imzasını taşıyınca dikkatleri üstüne çekti. Gerçi Sawyer’dan öte evin 22 milyon paundluk fiyatı bu ilgiyi harladı denebilir. Güncel kurdan hesaplarsak 103 milyonun TL’nin üstünde bir bedelden söz ediyoruz (damga vergisi bile 2,5 milyon paundu geçiyor; yıllık emlak vergisini siz düşünün). Peki böyle bir evin için nasıldır? Cevabı emlakçısının sitesinde fotoğraflarla veriliyor. Yeraltında bir havuz ve dinlenme alanı, kendine ait bir sinema salonu ve bende büyük hayalkırıklığı yaratan vasat bir çalışma odası (gerçi o kadar parası olan birinin evde çalışmaya ihtiyaç duymasını düşünmek bile garip. Sözümü geri alıyorum). Ev için ayıracak böyle bir bütçem olsa o evi alır baştan aşağı yeniden yaşanılabilir, insani bir yere çevirtirdim. Sawyer sana puanım 4.

• Teknolojik cihazlar hayatımıza türlü çeşit mucizeler sokuyor ama hevesimizi aldıktan sonra büyük çoğunluğu yüzlerce yıl doğaya karışamayan elektronik atıklar olarak derde dönüşüyor. Almanya’daki Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü (KIT) geliştirdiği yeni bir alaşımla elektronik devrelerin kolayca geri dönüştürülebilmesini sağlıyor. Özel bir işleme tutulmasa dahi bu yeni alaşım doğaya karıştığında zarar vermiyor. Sistemin temelini elektronik devrelerin organik bileşenler kullanan özel yazıcılar tarafından bastırılması oluşturuyor.

• Peki dünyayı şekillendirmeye çalışan tasarımcılar nasıl çalışıyor? Kalem kağıtla düşünüp tasarlıyor, Slack kullanarak projeyi yönetiyor ve Dropbox ile dosya yönetimi yapıyorlar. Bunu ben değil; anketler söylüyor.
• ZapTip adlı yeni bir şarj aksesuarı Apple cihazlarındaki lightning ve neredeyse diğer tüm mobil cihazlardaki MicroUSB portuna yerleşen evrensel bir uçtan oluşuyor. Cihazınıza taktığınız bu ara parça ZapTip’in kendi özel mıknatıslı kablosuyla eşleşiyor. Başka bir deyişle Macbook bilgisayarlarda senelerdir kullanılan yöntem artık her mobil cihaza uyumlu hale geliyor. Ne yazık ki kablosu sadece 1 metre. Şarj kablosu ve seçtiğiniz iki uçtan oluşan başlangıç seti 21 dolar.