Haftanın Özeti: 24

6 -12 Nisan 2015 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

İnternet / Girişimler

  • Ayda 10 dolara sınırsız e-kitap okutanlar arasına Oyster da katıldı. Ne yazık ki şu an sadece ABD’ye hizmet veriyor (blogumu oralardan okuyanlara selamlar!).
  • Youtube reklam içermeyen ve aylık abonelik ücretiyle çalışan bir versiyon üstünde çalışıyor. Rotasını düşününce bu girişim Hulu ve Netflix için hayli ürkütücü bir adım olmalı.
  • İnternetin en büyük (ücretli) video stream merkezine dönüşen Netflix -başta ben olmak üzere- birçok kişiyi ürküten kullanıcı sözleşmesi güncellemesiyle VPN kullanarak kendini ABD’den bağlanıyor gibi gösteren çakalların günlerinin sayılı olduğunu açıkladı (kahrolsun internet çağında varlığını sürdüren coğrafi içerik sınırlamaları!). İlla korsan izleyelim, değil mi? Yapmadığımız şey değil; yine yaparız. Biz değil, siz kaybedeceksiniz.

ss

1-njLVSVxBL72lfsZRTPUKLw

  • Stillio: takip etmek istediğiniz sitelerin düzenli olarak ekran görüntülerini alıp arşivleyen site. İlginç bir fikir.
  • Binlerce yazılımcı 24 Nisan’da satışa sunulacak Apple Watch için uygulamalarını yetiştirmeye çalışıyor. Bu konuda Apple’ın resmi kütüphanesi en popüler kaynaklardan biri. Bu hafta bir kaynak da Instagram’dan geldi. Popüler fotoğraf temelli sosyal ağ kendi Watch uygulaması için kullandığı kaynakları GitHub’da paylaştı (sızan haberlere göre Apple Watch için geliştirilen uygulama sayısı şimdiden 1.000 adedi geride bıraktı).
  • Hashboard: etiketlere göre Instagram fotoğraf kolajları / albümü oluşturan hizmet.
  • Instagram bu hafta fotoğraflarınızı düzenleme için iki yeni araç daha tanıttı Color ve Fade. İlginç bir detay olarak bu sefer öncelik Android kullanıcılarına verildi.

color-fade

  • Twitter sonunda paylaştığımız tweet’lere karakterden yemeden yorum yapabilme imkanı sunmaya başladı.

  • Web sitenize, girişiminize ne kadar emek verdiğinizi sizden başkası bilemez. Az ya da çok eminim hepsi kendi adınıza çok önemlidir. Bu verileri herhangi bir aksaklık, kaza ya da hack vakasına karşı korumak için çok az kişinin yedekleme yaptığı bilinen bir gerçek. Yedekleme yapanların da çoğu bunu yine aynı sunucu üstünde gerçekleştiriyor (pamuk ipliği). YesterSite adlı girişim web sitenizi bulutta (ayrı bir sunucuda) yedekliyor.
  • Büyük veri çağının yeni mesleklerinden biri de veri görselleştirme. Bu konuda hizmet veren irili-ufaklı girişimlere bir tane daha eklendi: Dataseed.
  • Twitter sayesinde etiketler (hashtag) yeni bir iletişim tarzı yarattı. Fikirlerin kümelenmesinin yapıtaşına dönüşen bu özellik Taghane adlı yerli bir girişime de ilham kaynağı olmuş. Sözlük ile sosyal medya arası bir kıvam. Bilginiz olsun.
  • E-eğitim dediğimizde aklımıza daha çok öğrenciler ve öğretmenler geliyor ama eğitimin bir diğer önemli bileşeni olan veliler genellikle unutuluyor. Türkçe destekli Classloom sitesi bu yapıda veliler ve öğretmenler arasında bir ağ kurarak hem iletişimi hem de takibi kolaylıştırıyor.
  • Müzik dinleme meselesine enteresan bir yaklaşıma göz atalım.
  • Gündemi takip etme adına mobil tabanlı bir yerli girişim (daha): Scorp. Şimdilik sadece iOS kullanıcıları için.
  • Andaç Baran Cezayirlioğlu’nun kaleminden Türkiye’nin sosyal medya tarihi. Güzel bir derleme olmuş.
  • (Front-end developerlara özel: hastası oldum)

22 Yorum

  • Efendim, öncelikli olarak Serdar Bey’in bu istikrarlı haber blogunu yazması takdire şayan. her fırsatta dile getiririm.

    Ancak asıl beni etkileyen şey şu: Serdar Bey aslında girişimcilikve yenilikçilikte tabii dünyanın evrildiği yollarda ne kadar (ticari ve bilimsel olarak) üretken olmadığımızı da gözler önüne seriyor.

    Sadece yazılım açısından değil endüstriyel açıdan da öyle. Patent hususuna hiç girmeyeceğim. Biz başkasının yaptığını ay yuro çıktı, dolar fırladı diye hesap ederek mi geçireceğiz. Üniversitelerde o kadar öğrenci var. Kasıl kasıla okuyoruz diyorlar. Tamam onlara yeterli lab. ortamı ya da yenilikçiliğe uygun durum yaratamıyoruz. Ama akılıc düşünmelerini rica ediyorum. Sadece onlara değil kendime de kızıyorum. Çok kızıyorum çok.

    Yani bu haftanın özetini okurken garip duygulara gark oluyorum. Bunun müsebbibi biraz da Serdar Bey’dir. İyi ki yapıyor.

    Neyse pazar pazar…

  • Tabstract eklentisinin yapacağı iş ile istediği yetkiye bakınca hiç akıl karı değil.

  • Bu arada Serdar Bey’in bir konuda ikaz etmek istiyorum, içlerinde benim de olduğum ciddi bir grup, bir sürü araştırma ile derlenmiş haftalık bültenden edindiklerimiz ile sosyal medyada hava atıyoruz. Peki kaynak belirtiyor muyuz, e bazen işte. Sonra vay ben duymadım, vay ben görmedim olmasın. Paket servisi yoksa bilelim :)
    Seviyorum bu blogu…

  • Merhaba, bugüne kadar pek çok tıbbi buluş yapıldı. Siz de duyurdunuz çok kez. Biz de ilgiyle takip ediyoruz. Ama neden gerekli ses ve heyecan duyulmuyor, medya neden gerekli ilgiyi göstermiyor? İkincisi biz bu teknolojilerden ne zaman faydalanabileceğiz?

  • Sevgili ve değerli M. Serdar Kuzuloğlu; keşke diyorum, herkes sizin kadar işini sevseydi ve sorumluluğunu bu kadar yükelenebilseydi! Ne kadar güzel olurdu kimbilir? Eminim o zaman bu diyarlarda ve hatta dünyada herşey yolunda giderdi… Biliyorum ki eşyanın tabiatı buna müsâit değil :))

    Gönlünüze, emeklerinize, kaleminize, klavyenize sağlık :) Çooook teşekkürler dünyayı güzelleştirdiğiniz için… Güle güle gidin ve gelin, sağlıkla ve huzurla…

  • Okumadan uyuyamıyorum,bir şeyler eksikmiş gibi geliyor,bu durum normal mi Serdar Bey?

  • “tabstract” ile alakalı olarak; üniversiteden bağlandığımı belirterek söylemek isterim ki; sekme açıldığı zaman, o sanat resmi gelene kadar yazacağım adresi çoktan yazmış ve gitmiş oluyorum. : ))

    Birkaç kez de f5 ile sekmeyi yenilemek zorunda kaldım, görmek için.

  • Emeğine sağlık amirim, yeni okuma fırsatım oldu.

    Tabstract ile ilgili olarak; o kadar da yavaş değil, ama ne kadar hızlı olursun zaten bir anlık gördüğümüz boş sayfada bir sanat eseri görünce duraksayıp bakıyor insan. Bu duraksama faydalı mıdır, zararlı mı tartışılır.

  • Elektronik mühendisi olarak düzeltmek isterim, mAh pilin gücünü değil enerji kapasitesini gösterir. Nitekim mantık yanlış değildir. mAh ne kadar yüksek ise kapasite o kadar geniş yani kullanım süresi o kadar uzun.

  • “Gerekçe olarak Çağlayan Adliyesi’nde rehin alınan ve ardından gerçekleştirilen polis baskınında aldığı 10 kurşun yarasıyla hayatını kaybeden Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın görüntülerinin paylaşılması gösterildi.”

    Yukarıdaki satırlar sizin cümleniz. Savcıyı sanki DHKPC teroristleri değil de polis vurmuş gibi bir izlenim veriyorsun. Bu kadar yüzsüzlüğe pes.

  • Keyifle okudum. İşinizi sevdiğiniz her yazınızdan açıkça anlaşılıyor. Sizin gibi işini seven insanların artması dileğiyle…

  • Merhaba Serdar Bey;
    Pop Art “Peygamberi” Andy Warhol kullanıdığınız cümledeki peygamberiyle ne demek istiyorsunuz acaba ve Enes Reyhan Bey’in dediklerini de haklı buluyorum ““Gerekçe olarak Çağlayan Adliyesi’nde rehin alınan ve ardından gerçekleştirilen polis baskınında aldığı 10 kurşun yarasıyla hayatını kaybeden Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın görüntülerinin paylaşılması gösterildi.”

    Yukarıdaki satırlar sizin cümleniz. Savcıyı sanki DHKPC teroristleri değil de polis vurmuş gibi bir izlenim veriyorsun. Bu kadar yüzsüzlüğe pes.”

    Hepimiz oyuz buyuz diyenler nerdeydiniz bir ülkenin savcısı katledilirken saçma sapan bir örgüt tarafından

    • Merhaba Mehmet Bey,
      Serdar Bey yazıyı yorumsuz bir şekilde Rahmetli Savcımız Mehmet Selim Kirazın 10 kurşun yarası ile hayatını kaybettiğini objektif bir bilgi olarak yazmış ve sizde “doğal olarak”: “teroristler ölmeden önce 10 kurşun sıkmış olamaz! demek ki kurşunlardan bazıları polisin silahına ait olabilir diye veya eğer 10 kurşunda teroristlerin silahından çıktı ise bu operasyonun tam bir fiyasko olduğunun göstergesidir diye yorumlamışsınız.Bence haklısınız…

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği