Haftanın Özeti: 24

6 -12 Nisan 2015 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Bilim / Teknoloji / Yazılım / Donanım

  • Kategoriye çok, çok ama ÇOK önemli, ilginç ve biraz da ürpertici bir haberle başlayalım. Önce karakterleri tanıyalım. İlk ‘kahramanımız’ omuriliğinde kalıcı hasar yaratan Werdnig-Hoffmann hastalığına yakalanan Bilgisayar Bilimci Valery Spiridonov. Diğeri haftalık özetleri takip edenlerin hatırlayacağı  İtalyan Nörolog Sergio Canavero. Canavero önceden paylaştığım TEDx sunumunda kafa naklinin mümkün olduğundan bahsediyordu (bu sunumundan sonra kafasını kadın bedenine nakletmek isteyen birçok transeksüel kendisiyle temasa geçmiş). Bu konudaki ilk gönüllü 30 yaşındaki Spiridonov oldu. Nörolog Sergio Canavero bir yardımcı bulabilmesi durumunda 2 yıl hazırlık sonrasında 36 saatlik bir ameliyatla Valery Spiridonov’un kafasını sağlam bir bedene nakledebileceğini iddia ediyor (Bir küçük bilgi: kafa nakli daha önce sadece bir kere 1970 yılında Robert White tarafından bir maymun ile denendi. Ne yazık ki omurilik sinirlerini bağlamayı başaramadıkları için hayvan 3 saat içinde hayatını kaybetti).
Bilgisayar Bilimcisi Valery Spiridonov doğuştan Werdnig-Hoffman hastası ve vücudunu neredeyse hiç kullanamıyor.
Bilgisayar Bilimcisi Valery Spiridonov doğuştan Werdnig-Hoffman hastası ve vücudunu neredeyse hiç kullanamıyor.
  • Uluslararası Uzay İstasyonu‘ndan dünyaya bakınca insanın nefesinin kesilmemesi mümkün değil. Oradan bakınca evrenin içinde bizim de kafaya taktığımız konuların da ne kadar önemsiz olduğu daha iyi anlaşılıyordur eminim (tam ekran izleyin derim).

  • Gözü göklere çevirmişken değinelim: NASA 20 yıl içinde uzayda canlılarla karşılaşacağımızı telaffuz etmeye başladı. Hayırdır inşallah?
  • Lafı geçmişken; LEGO’dan yapılmış bir uzay istasyonuna ne dersiniz?

  • Peki LEGO PC‘ye ne buyrulur?
  • Michigan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından üretilen dünyanın en küçük bilgisayarı bu hafta görücüye çıktı. Bir pirinç tanesinden de küçük yapısı sayesinde vücut içine yerleştirilmesi de mümkün olacak. Birçok sensörle bezeli ve enerjisini ışıktan alan M^3 adı verilen cihazın dijital destekli sağlıkta kanser teşhisi ve takibinden tansiyon ölçümüne kadar yepyeni bir dönemi başlatacağı iddia ediliyor. Bir sonraki hedef aynı kapasiteyi mikroskobik boyuta indirerek hücre içini takip edebilmek.

  • Kelimenin tam anlamıyla bir teknolojik devrimle devam edelim. Stanford Üniversitesi’nde Profesör Hongjie Dai liderliğindeki araştırma grubu alüminyum-ion tabanlı bir pil geliştirdi. Esnek bir forma sahip. Dolayısıyla istenen her şekle giriyor. Bileşenleri yaygın bulunan maddelerden oluşuyor ve son derece düşük maliyetli. Ama esas özelliği sadece 1 dakikada şarj olabilmesi! Mucidinin videonun sonunda değindiği gibi kesinlikle ‘geleceği parlak’!

  • İsrail Tel Aviv Üniversitesi tarafından geliştirilen hiperspektral görüntüleme özelliğine sahip Unispectral kodlu kamera ekranınızda gördüğünüz objelerin nelerden oluştuğunu anında gösterebiliyor. Düşük ışık kaynaklı ortamda yüksek kaliteli görüntü ve çok daha yüksek çözünürlüklü kayıtlar da cabası.

  • Görüntüleme alanında bir diğer yenilikçi icat da ABD’deki Caltech’ten geldi. Bulunan yeni çip sayesinde cep telefonu kameralarıyla dahi 3 boyutlu görüntüleme yapabiliyorsunuz (çok bağlantılı değil ama 3 boyutlu derinklik adına Intel de bu hafta bir yenilik duyurdu).

  • Görüntüleme konusundaki devrimsel bir diğer gelişme Avustralyalı UNSW Üniversitesi‘nden geldi. İnsan vücudunun içinde Google Maps benzeri dolanabilmeyi sağlayan bu yapıdan hastalıkların seyrinden yaşlanmayı geciktirmeye kadar geniş bir alan faydalanacak.

  • MIT, Pennsylvania Üniversitesi and Carnegie Mellon Üniversitesi işbirliğiyle uzun süredir devam eden bir proje geçtiğimiz sene duyurduğu kanser hücrelerine yönelik tespit ve takip sisteminde 20 kat daha hızlı sonuç aldığını açıkladı. Keşif kanserli hücrelerin normal kan hücrelerinden farklı hızdaki hareketini ses dalgalarıyla tanımlamayı temel alıyor. Bu sayede kanda dolaşan her tümör sağlıklı hücrelere zarar vermeden tespit edilip ayıklanabiliyor. Konuyu çok güzel özetleyen bir videosu var. Göz atmanızı tavsiye ederim.

  • Nikon’un 1 J5 kodlu yeni kamerası 1960’ların kasasında 4K çözünürlüklü bir teknolojiyi sığdırıyor. 20,8 MP çözünürlüklü cihaz saniyede 20 kare fotoğraf çekebiliyor. Tercih edeceğiniz lense göre 500 – 1.000 dolar arasında fiyata sahip olan cihazın tasarım ayrıntılarına hayran kaldım. Alttaki fotoğrafa bakınca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız eminim.

nikon-1-j5

  • Bizler fotoğraf çekiyoruz da hayvanlar boş mu duruyor? HAYIR! Ünlü mama üreticisi Whiskas’ın Avustralya birimi kedilere özel geliştirdiği Catstacam adlı kolyeyi tanıttı. Evet; fotoğraf çekiyor ve paylaşıyor. Kedilerin Instagram’ına hoşgeldiniz.

  • Polonyalı Moratex firması bizi kurşunlara karşı koruyan yeni bir zırh üretti. İlginç tarafı tamamen sıvı temelli olması.
  • Geçen sene Tactus tarafından Phorm markasıyla tanıtılan 3 boyutlu ekran yüzeylerinde ayrı bir girişim çok daha etkileyici bir üç boyutlu arayüz sunuyor. Böyle bir yapıda bir RTS, simülasyon ya da MMORPG oynamak isterdim.

  • Microsoft’un Surface kodlu bilgisayar platformu senelerce emek, yüzlerce çalışan ve 1 milyar dolar para yedi. Cümleyi ‘ama başardı’ diyerek bitirmek mümkündü ama ne yazık ki olmadı. Detayları ekibin lideri Panos Panay’dan dinleyelim.

surface

  • Surface demişken, neredeyse aynı mantığı Android işletim sistemi kullanarak hem yazılım hem de donanımda özelleştirerek ortaya çıkartan Çin merkezli Remix adlı yeni bir konsept Kickstarter’da kefeni yırttı. Konsepti beğendim ama donanım yerine sadece yazılım olarak tercih ederdim.

  • Bir mobil ödeme sistemi de Microsoft’tan geliyor. Aşağıdaki Çince video olayı özetliyor.

  • Microsoft demişken; bu hafta 40’ını doldurdu. Teknoloji alanında 40 sene ayakta kalmak bile başlı başına marifet değil de nedir? (Bill Gates’in Microsoft çalışanlarına yazdığı 40. yıl mektubu da bence tarihi bir belge).
Microsoft'un Kurucuları Bill Gates ve Paul Allen.
Microsoft’un Kurucuları Bill Gates ve Paul Allen. Yaşlanmak ne garip, değil mi?
  • LG’nin bu hafta basın odasında yayımladığı (ancak hemen kaldırılan) bültende Apple’ın yeni iMac serisi için üreteceği ekran teknolojisiyle ilgili bilgiler yer aldı. Bu umulmadık sızıntı sayesinde anlaşıldı ki yeni iMac’ler 8K çözünürlüğe sahip olacak.
  • Apple Watch’ın Apple kelimesinin saat markası olarak tescil edildiği İsviçre’de satışı yasaklandı. İlginç (ve ülke adına sevindirici) tarafı 30 sene önce alınan patentin bu 5 Aralık’ta doluyor olması.
  • Ayrıca aklınızda bulunlsun: Apple çalışanları bu saate yüzde 50 indirimli sahip olabilecek ve firma ürettirdiği ilk seri saatlerin tamamını ön siparişle sattı (bir görseydiniz önce en azından?).
  • Interstellar filmini izleyen herkesin hemen hatırlayacağı yapay zeka robotu TARS’tan çok etkilenen bir hayran oturmuş birebir (‘organik’ versiyonunu) üretmiş. Biraz ürpertici. Arka tarafını görmediğiniz sürece elbette :)

  • Alman robotik şirketi Festo doğanın en çalışkan, azimli, yorulmak bilmez ve takım çalışmasına yatkın canlılarından karıncaları biyonik olarak üretti. Biyonik karıncalar organik (gerçek) karıncalar gibi tanımlanan görevleri tek başlarına ya da takım olarak yapay zeka kullanarak gerçekleştirebiliyor. Enerjisi azaldığında antenlerini elektrik dağıtan kabloya dayayarak şarj ediyor. Küçücük bir formun içine tıkılmış nefes kesici bir teknoloji. Videoyu izlerken heyecanlanmalı mıyım yoksa korkmalı mı bilemedim.

  • The New York Times’ta yayımlanan insansız (pilotsuz) uçakların üstüne fikir yürüten bir makaleye göre sadece geçen sene ticari havayolları 8,5 milyon uçuş gerçekleştirmiş ve 838,4 milyon yolcu taşımış. Yazıda yer alan bilgilere göre (tahmin edeceğiniz gibi) bugünkü uçaklar zaten neredeyse tamamen otomasyonla uçuyor. Örneğin bir Boeing 777 pilotu normal bir uçuşta sadece 7 dakika kontrolü elinde tutuyor. Geri kalan süreç tamamen bilgisayarlar, GPS navigasyonu ve önceden belirlenmiş senaryolar (aletli uçuş) ile geçiyor. ABD Hava Kuvvetleri drone’lar, NASA ise uzay araçları sayesinde insansız uçuşlar konusunda epey tecrübe sahibi. Bunun ticari uçuşlara yansımasına kesin gözüyle bakılıyor (pilotlar sendikası ikna edilebilirse elbette). Drone ile ilaç ulaştırabiliyorsak insan da taşıyabiliriz pekala, değil mi?

  • Drone konusuyla ilgili başka bir gelişmeyle devam edelim. Birkaç hafta değindiğim dünyayı turlayan güneş enerjili Solar Impulse 2 uçağını hatırlarsınız. Ömür törpüsü yavaşlıkta fakat kaplumbağayla tavşan hikayesindeki sebatla ilerlemeye devam ediyor. Quarkson adlı benzer bir girişim ise Solar Impulse’ın güneş enerjisinden beslenen yapısını insansız hava aracına uyarlıyor. Bu araçların hedefi GPS uyduları gibi dünyanın yörüngesinde inmeden sürekli dolanarak aşağıya internet erişimi dağıtacak. Böylece dünyanın internetten mahrum kalan bölümünü de kapsama alanına alacak.

  • Elektronik kitap okuyucular arasındaki yeni fakat ses getiren oyunculardan Kobo’nun bu hafta tanıtılan Glo HD kodlu yeni modeliyle en yüksek çözünürlüğü en düşük fiyata sunuyor.
  • Pi Hunt (benim gibi) Raspberry Pi tutkunları için yapılabilecek projeleri listeliyor.
  • Delikli tüfek icat olunca mertlik bozulmuştu, Meld Knob + Clip ile de aşçılıkta delikanlılık kalmadı gibi. Birbiriyle bağlı iki parçaya ait cihazın biri tencerenizin sıcaklığını ölçüyor, diğeri ocağın ateş şiddetini ayarlıyor. Böylece en optimum ısıda yemek pişirmenizi, pişince kapanmasını (böylece yanma, az / çok pişme ihtimalinin de ortadan kalkmasını) sağlıyor.

  • Ses tutkunları için DAC terimi tanıdıktır. Dijital sesi analoga çeviren (dolayısıyla spektrumunu genişleterek daha kaliteli hala getiren) adaptörler türüne göre binlerce dolara kadar çıkabiliyor. ZuperDAC adlı yeni minik bir USB aparatı bunu çok daha ulaşılabilir bedellere çekmiş. Detayları kampanya sayfasında.
  • mAh terimi size tanıdık geldi mi bilmiyorum. Fakat herhangi bir pilin üstündeki mikroskobik yazıları okursanız mutlaka izine rastlayacaksınız. Miliamper olarak okunan bu değer kabaca pilin gücünü temsil ediyor. Aynı kabalıkta anlatmaya devam edersek rakam ne kadar yüksek olursa cihazınızın şarj süresi de o kadar uzuyor. Mophie markasının iPad ve iPhone için ürettiği özel kılıfları içindeki entegre piliyle 3.300 mAh güç üreterek şarj ömrünü ikiye katlıyor. Paraya kıyarsanız 128GB ek bellek kapasitesi ve 6.000 mAh güçte pilli versiyonu da var. Kendi özel mobil uygulamasıyla şarj ve bellek durumunu görselleştirmeyi ihmal etmiyor. Fakat böyle bir şey için 400 dolar vermek akıl karı mı bilinmez (dostum Apple; telefon incelteceğine pili kalınlaştır da insanları şu çileden kurtar!).

22 Yorum

  • Efendim, öncelikli olarak Serdar Bey’in bu istikrarlı haber blogunu yazması takdire şayan. her fırsatta dile getiririm.

    Ancak asıl beni etkileyen şey şu: Serdar Bey aslında girişimcilikve yenilikçilikte tabii dünyanın evrildiği yollarda ne kadar (ticari ve bilimsel olarak) üretken olmadığımızı da gözler önüne seriyor.

    Sadece yazılım açısından değil endüstriyel açıdan da öyle. Patent hususuna hiç girmeyeceğim. Biz başkasının yaptığını ay yuro çıktı, dolar fırladı diye hesap ederek mi geçireceğiz. Üniversitelerde o kadar öğrenci var. Kasıl kasıla okuyoruz diyorlar. Tamam onlara yeterli lab. ortamı ya da yenilikçiliğe uygun durum yaratamıyoruz. Ama akılıc düşünmelerini rica ediyorum. Sadece onlara değil kendime de kızıyorum. Çok kızıyorum çok.

    Yani bu haftanın özetini okurken garip duygulara gark oluyorum. Bunun müsebbibi biraz da Serdar Bey’dir. İyi ki yapıyor.

    Neyse pazar pazar…

  • Tabstract eklentisinin yapacağı iş ile istediği yetkiye bakınca hiç akıl karı değil.

  • Bu arada Serdar Bey’in bir konuda ikaz etmek istiyorum, içlerinde benim de olduğum ciddi bir grup, bir sürü araştırma ile derlenmiş haftalık bültenden edindiklerimiz ile sosyal medyada hava atıyoruz. Peki kaynak belirtiyor muyuz, e bazen işte. Sonra vay ben duymadım, vay ben görmedim olmasın. Paket servisi yoksa bilelim :)
    Seviyorum bu blogu…

  • Merhaba, bugüne kadar pek çok tıbbi buluş yapıldı. Siz de duyurdunuz çok kez. Biz de ilgiyle takip ediyoruz. Ama neden gerekli ses ve heyecan duyulmuyor, medya neden gerekli ilgiyi göstermiyor? İkincisi biz bu teknolojilerden ne zaman faydalanabileceğiz?

  • Sevgili ve değerli M. Serdar Kuzuloğlu; keşke diyorum, herkes sizin kadar işini sevseydi ve sorumluluğunu bu kadar yükelenebilseydi! Ne kadar güzel olurdu kimbilir? Eminim o zaman bu diyarlarda ve hatta dünyada herşey yolunda giderdi… Biliyorum ki eşyanın tabiatı buna müsâit değil :))

    Gönlünüze, emeklerinize, kaleminize, klavyenize sağlık :) Çooook teşekkürler dünyayı güzelleştirdiğiniz için… Güle güle gidin ve gelin, sağlıkla ve huzurla…

  • Okumadan uyuyamıyorum,bir şeyler eksikmiş gibi geliyor,bu durum normal mi Serdar Bey?

  • “tabstract” ile alakalı olarak; üniversiteden bağlandığımı belirterek söylemek isterim ki; sekme açıldığı zaman, o sanat resmi gelene kadar yazacağım adresi çoktan yazmış ve gitmiş oluyorum. : ))

    Birkaç kez de f5 ile sekmeyi yenilemek zorunda kaldım, görmek için.

  • Emeğine sağlık amirim, yeni okuma fırsatım oldu.

    Tabstract ile ilgili olarak; o kadar da yavaş değil, ama ne kadar hızlı olursun zaten bir anlık gördüğümüz boş sayfada bir sanat eseri görünce duraksayıp bakıyor insan. Bu duraksama faydalı mıdır, zararlı mı tartışılır.

  • Elektronik mühendisi olarak düzeltmek isterim, mAh pilin gücünü değil enerji kapasitesini gösterir. Nitekim mantık yanlış değildir. mAh ne kadar yüksek ise kapasite o kadar geniş yani kullanım süresi o kadar uzun.

  • “Gerekçe olarak Çağlayan Adliyesi’nde rehin alınan ve ardından gerçekleştirilen polis baskınında aldığı 10 kurşun yarasıyla hayatını kaybeden Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın görüntülerinin paylaşılması gösterildi.”

    Yukarıdaki satırlar sizin cümleniz. Savcıyı sanki DHKPC teroristleri değil de polis vurmuş gibi bir izlenim veriyorsun. Bu kadar yüzsüzlüğe pes.

  • Keyifle okudum. İşinizi sevdiğiniz her yazınızdan açıkça anlaşılıyor. Sizin gibi işini seven insanların artması dileğiyle…

  • Merhaba Serdar Bey;
    Pop Art “Peygamberi” Andy Warhol kullanıdığınız cümledeki peygamberiyle ne demek istiyorsunuz acaba ve Enes Reyhan Bey’in dediklerini de haklı buluyorum ““Gerekçe olarak Çağlayan Adliyesi’nde rehin alınan ve ardından gerçekleştirilen polis baskınında aldığı 10 kurşun yarasıyla hayatını kaybeden Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın görüntülerinin paylaşılması gösterildi.”

    Yukarıdaki satırlar sizin cümleniz. Savcıyı sanki DHKPC teroristleri değil de polis vurmuş gibi bir izlenim veriyorsun. Bu kadar yüzsüzlüğe pes.”

    Hepimiz oyuz buyuz diyenler nerdeydiniz bir ülkenin savcısı katledilirken saçma sapan bir örgüt tarafından

    • Merhaba Mehmet Bey,
      Serdar Bey yazıyı yorumsuz bir şekilde Rahmetli Savcımız Mehmet Selim Kirazın 10 kurşun yarası ile hayatını kaybettiğini objektif bir bilgi olarak yazmış ve sizde “doğal olarak”: “teroristler ölmeden önce 10 kurşun sıkmış olamaz! demek ki kurşunlardan bazıları polisin silahına ait olabilir diye veya eğer 10 kurşunda teroristlerin silahından çıktı ise bu operasyonun tam bir fiyasko olduğunun göstergesidir diye yorumlamışsınız.Bence haklısınız…

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği