Teknoloji araştırma şirketi Gartner’ın hazırladığı Yeni Teknolojiler İçin Beklenti Döngüsü raporu üç ana teknolojiye odaklanıyor: yapay zeka, şeffaf ve çevreleyen deneyimler, dijital platformlar. Şirket mimarları ve teknoloji inovasyon liderlerinin bu üç mega trendi anlaması ve önümüzdeki 10 yıl içinde şirketlerinin bu trendlerden nasıl etkileneceğini bilmesi gerekiyor. Beklenti Döngüsü (Hype Cycle), yüksek derecede rekabet avantajı sağlama potansiyeli bulunan teknolojilere yoğunlaşıyor.
Her yerde yapay zeka
Sadece yapay zeka kullanan otonom araçların yaratacağı etkiyi düşündüğümüzde bile bu teknolojinin hayatımıza ne kadar etki edeceğini anlamak mümkün. Otonom araçlar sayesinde kazalar azaltılabilir, trafik hızlandırılabilir hatta insanlar ulaşım sürelerini de kendilerine ayırabileceği için şehir merkezinde yaşama talebi azalacağından şehirleşme yavaşlayabilir. Araştırma Yöneticisi Mike J. Walker “Otonom araç teknolojisi, paylaşım ekonomisi gibi diğer ekonomik trendlerle bir araya geldiğinde, sektörleri kökten değiştirebilen yeni ve farklı iş tasarımlarıyla karşılaşıyoruz. Uber bunun en büyük örneği. Tek bir şirket, özel araçlarla dolu bir sektörü tamamen değiştiriyor.” diyor.
Medya otonom araçlarla ilgili haberler yapmaya devam ediyor ancak yapay zekanın hayatımıza etki alanı bununla sınırlı kalmayacak. Makine öğrenimi algoritmalarının gelişimiyle birlikte hayatımızın pek çok alanı daha önce hiç olmadığı kadar değişecek. Algılama, görüntüleme ve haritalama gibi alanlarda yaşanan gelişmeler, makine öğreniminin gelişimini de hızlandırıyor. Burada en ciddi engeller ise maliyetin yüksek olması ve bu işlemlerin karmaşıklığı.
Walker yapay zekanın önümüzdeki 10 yıl içinde en fazla değişikliğe yol açacak teknoloji olduğunu söylüyor. Pek çok farklı alanda, veri toplama araçlarının da artması ile artık insanların bu verileri işlemesi imkansız hale gelmeye başladı. Bu sebeple büyük veri toplama, inceleme ve çıkarımlarda bulunma gibi konularda yapay zekanın yardımına ihtiyacımız var. İhtiyacın karşılanması için pek çok araştırmacı yapay zeka uygulamalarını geliştirmek için çabalıyor. Tüm bu gelişmelerin sonucunda yapay zeka, insanların yaptığı pek çok işi yapabilir konuma gelecek. Bu da değişimin sadece teknolojik değil, toplumsal bir yönü de olacağına işaret ediyor. Çünkü pek çok kişi işini yapay zekalı robotlara kaptıracak.
Şeffaf ve çevreleyen deneyimler
Bu yıl Facebook’un F8 konferansında şirket ‘Kamera Efektleri Platformu’nu tanıttı. Bu platform artırılmış gerçeklik ile sosyal medyayı bir araya getirmeyi amaçlıyor. Bunun üzerine artırılmış gerçekliğin tüketiciler için kullanım alanları göz önünde bulundurulmaya başlandı. Ancak sanal görüntüleri gerçek dünyadaki nesnelerin üzerine yansıtan teknolojinin sadece tüketici ürünleri alanında değil, endüstriyel alanda da çok geniş kullanım alanları bulunabilir. Örneğin çalışanlar bir ürünün montajı için ayrı bir ekrana ya da basılı bir şemaya bakmak yerine yönergeleri direkt ürünün üzerine yansıtarak çalışabilir. Şirketlerin bu tarz uygulamaları göz önünde bulundurup gelecek yıllar için bir artırılmış gerçeklik stratejisi geliştirmesi gerekiyor.
Şeffaf ve çevreleyen deneyimler söz konusu olduğunda teknoloji daima insanlar, şirketler ve ürünler arasında bir şeffaflığı da beraberinde getiriyor. Teknoloji daha uyarlanabilir, bağlamsal ve akıcı hale geldikçe, daha fazla insan merkezli bir hal alacak. Ayrıca artırılmış gerçekliğin yanı sıra şirketlerin dijital çalışma alanları, internete bağlı evler, sanal gerçeklik ve 4 boyutlu baskı gibi alanlara da göz atması gerekli.
Dijital Platformlar
Bitcoin ve Ethereum’un sürekli haberlere konu olmasıyla birlikte blok zinciri teknolojisinin yaygınlaşmasına çok az kaldığı düşünülebilir. Ancak bu alandaki çoğu girişim henüz alfa ya da beta aşamasında. Şirketler hala bu teknolojiyi nasıl kullanabileceğini anlamaya çalışıyor ancak ortada yeterince kanıtlanmış başarılı kullanım yöntemleri olmaması ve Bitcoin’in değerindeki sık dalgalanmalar bu teknolojinin güvenilirliği konusunda endişe yaratıyor. Uzun dönemde ise Gartner bu teknolojinin endüstrileri kökten değiştirebileceğine inanıyor.
Blok zincirinin ‘izinsiz halka açık cüzdanlar’ ve ‘izinli halka açık cüzdanlar’ olmak üzere iki türü bulunuyor. Şirketlerin izinli cüzdanlara odaklanması öneriliyor. İzinli halka açık cüzdanlar yine erişim kontrolü konusunda belirli kurallara göre çalışsa da bir topluluk oluşturma imkanı da sunuyor. Ticari para aktarımları için ise şirketlerin Bitcoin gibi izinsiz halka açık cüzdanlara yönelmesi gerekiyor. Bu sistem bilinmeyen ya da güvenilmeyen kullanıcıların da cüzdana erişmesine izin veriyor.
Dijital işletmeler artık bireysel iş girişimlerinden ziyade birbiriyle bağlantılı ekosistemler halini aldıkça, teknoloji de ekosistem oluşumuna izin veren platformlara doğru evriliyor. İşletmelerin platform tabanlı iş modellerini nasıl oluşturacağını ve bu hamle için hangi teknolojilere ihtiyaç duyulduğunu öğrenmesi gerekiyor. Bu alanda işe yarayacak diğer teknolojiler: 5G, dijital ikizler, şeylerin interneti platformları ve kuantum bilgisayarlar.
Yorumunuz: