Filmlerin yaş sınıflandırması izleyenlerin hormonlarına göre yapılabilir

Çocukların hangi yaştan itibaren hangi filmleri izleyebileceğine karar veren kurumlar bu kararı genellikle kurum çalışanlarının kişisel görüşlerine göre belirliyor. Örneğin Almanya’da Aslan Kral filmi 6 yaş üstü herkes için uygun bulunurken Harry Potter izlemek için 12, Yıldız Savaşları için 16, Dracula için 18 yaşını doldurmak gerekiyor. Ama bu rakamlar öznel olarak belirlendiği için bir başka ülkede farklılık gösterebilir.

Max Planck Enstitüsü araştırmacıları, filmlerin izleyicide yarattığı stres seviyesini belirleyerek, filmin yaş sınırı için nesnel bir ölçüt elde etmek adına bir çalışma yürüttü. Çalışmada, film gösterimi sırasında sinema salonlarının havasındaki organik bileşenler incelendi. 11 farklı filmin 135 gösterimini takip eden araştırmacılar, ortamdaki izopren miktarının, filmin yaş sınırı ile doğru orantılı olduğunu keşfetti. Yani bir filmi izleyenler ne kadar fazla izopren salgılıyorsa, izleyicilerin yaşı da o kadar yüksek olmalı.

İzopren, insanların hareket ettikçe salgıladığı bir hormon. Şiddet, korku ya da cinsellik gibi içerikler seyircilerde strese yol açarak kas kasılmalarına ya da koltuklarında hareket etmelerine sebep oluyor. Bu sırada izopren salgılanıyor. Araştırmacılar yetişkinlere yönelik filmlerde izopren miktarının daha fazla gözlemlendiğini belirtiyor.

Çalışma laboratuvar ortamında tekrarlanacak

Ölçümü yapmak için araştırma ekibi sinema salonlarının havalandırma sistemine bir tayfölçer (spektrometre) yerleştirdi. Her 30 saniyede bir salonun havasının bileşenlerini ölçen cihazdan elde edilen sonuçlara göre bilimciler filmlerin ne kadar stres yarattığını belirledi.

Ekip bu verilerin, filmlerin hangi yaş grubuna uygun olduğunun belirlenmesi için tarafsız bir ölçüt sağlayacağını düşünüyor. Ayrıca benzer bir çalışmanın laboratuvar ortamında ve ölçüme uygun videolarla yapılması ile insanların farklı duygular yaşadığında ortamdaki havada farklılıklar oluşup oluşmadığı gözlemlenecek. Filmlerde farklı duygular yaratan sahneler birbiri ardında geldiği için, hangi duygunun havada ne gibi bir değişiklik yaptığını sinema salonunda ölçmek zor. Ancak laboratuvar ortamında, duygu geçişleri keskin olan videolar izletilen seyircilerin ortamın havasına etkisi daha kolay bir şekilde incelenebilir.

Kaynak: Max Planck