Facebook artık sadece ‘beğen’meyecek

Facebook kendisiyle özdeşleşen beğen butonuna büyük bir değişiklik yapıyor.

Aylarca süren spekülasyonların ardından, dünyanın en popüler sosyal medya sitesi, kullanıcılarına bebek fotoğrafı, trajik haberler ve kedi videolarına farklı şekilde tepki verme imkanı sunuyor. Facebook gönderilerinde artık farklı duyguları ifade eden altı ikon bulunacak.

Ünlü açık mavi baş parmak butonunun yanına kırmızı bir kalp (muhteşem), gülen yüz (hahaha), şaşırmış bir yüz (inanılmaz), ağlayan bir yüz (üzgün) ve öfkeli bir yüz (kızgın) eklendi. Bu seçeneklerden birini kullanmak için kullanıcının fare imlecini beğen butonunun üzerine getirip beklemesi ya da mobil cihazlarda beğen butonuna basılı tutması gerekiyor.

Facebook bu beş yeni reaksiyon butonu yaklaşık 1 yıllık araştırma, inceleme ve zihin yorma sürecinin ardından belirlendi. Belirleme sürecinde Facebook kullanıcılarının yazdığı üç kelimeden kısa yorumlar ve Facebook’un 2014’te yorumlara eklediği karikatür tarzı çıkartmaların kullanımı incelendi.

Daha önce denenen ancak testlerde yeterli sonuçları vermeyen ‘hey!’ ve ‘kafası karışmış’ butonları bu yeni seçeneklerin arasına giremedi.

Facebook 2009’da “beğen” butonunu siteye eklediği andan itibaren “beğenme” butonu da olması gerektiğini savunan bir çok kullanıcı vardı. Ancak Mark Zuckerberg böyle olumsuz bir butonun internette kötü davranışları ve linç kültürünü artıracağı için uygun olmayacağını düşünüyordu.

Yeni butonlar sayesinde, önceden “çok beğenilen gönderi güzeldir” şeklinde çalışan Facebook algoritmasının artık daha isabetli çalışması bekleniyor. Özellikle Facebook’un hazırladığı yıl sonu videosunda yıl içinde kaybettiği yakınının ölüm haberini, çok fazla beğeni aldığı için ‘güzel anılar’ listesinde gören kullanıcıların artık bu tarz deneyimler yaşamayacağını söyleyebiliriz.

Kullanıcıların ana sayfada gördüğü gönderilerin tarzı ve sıklığıyla oynayıp psikolojik deneyler yürüttüğü bilinen ve bu sebeple çok tepki çeken Facebook’un elinde artık çok daha büyük bir koz var. Facebook artık kimi neyin kızdırdığını ya da neyin üzdüğünü bilecek. Bu verilerin ne amaçlarla kullanılacağı ilerleyen günlerde göreceğiz.