Çin ve Hindistan, laboratuvarda üretilen eti denemeye sıcak bakıyor

ABD, Hindistan ve Çin'de halkın laboratuvarda üretilen etlere bakış açısını inceleyen bir araştırmada Asya ülkelerinin bu ürünlere olumlu baktığı görüldü.

Haber Özeti

Tam Sürüm

İnsanlar laboratuvarda üretilmiş eti yemek istiyor mu? Yeni yapılan bir araştırma, ABD, Hindistan ve Çin’de insanların ‘temiz et’e (laboratuvar eti ya da kültür eti olarak da biliniyor) nasıl baktıklarını inceledi. Araştırmada Hindistan ve Çin’de araştırmaya katılanların sırasıyla yüzde 86 ve yüzde 93 oranında “deneyebilirim” yanıtı verdiği görüldü.

Çalışmayı yürüten Chris Bryant “Dünyanın en kalabalık üç ülkesinde tüketiciler bitki tabanlı et ve temiz et istiyor. Yeni gelişmelerle et endüstrisi bu ülkelerde kökten değişebilir.” diyor. Şirketler de bu yeni imkanların farkına varmaya başladı. Geçtiğimiz hafta, laboratuvarda et üreten Motif Ingredients şirketi, 90 milyon Dolar toplayarak bir gıda teknolojisinin gerçekleştirdiği en büyük yatırım turunu hayata geçirdi. Motif, sentetik biyoloji alanında en büyük şirketlerden biri olan Ginkgo Bioworks’ün bir yan şirketi ve bu şirket Bill Gates, Richard Branson ve Vinod Khosla gibi büyük yatırımcıların dahil olduğu Breakthrough Energy gibi organizasyonlardan yatırım alıyor.

Araştırma, Hindistan ve Çin’in bu ürünleri kullanmaya başlayan ilk ülkeler olacağı anlamına mı geliyor? Belki. Ama hayvansız et üreten bu girişimlerin çoğu ABD’de Silikon Vadisi’nde yer alıyor ve dünyanın başka bir noktasında da böyle bir biyoteknoloji merkezi bulunmuyor.

Sonuçlara dair bazı soru işaretleri mevcut

Araştırmanın sonuçları konusunda soru işareti oluşturabilecek bazı detaylar da var. Hindistan ve Çin’de nüfusun fazlalığı sebebiyle toplumun tamamının görüşlerini yansıtan bir anket yapmak oldukça zor. Bu araştırmada da genellikle şehirde yaşayan, eğitimli ve yüksek gelirli kişilerden görüş alındı. Bu yüzden sonuçlar ülkelerin tamamının görüşünü yansıtmıyor olabilir. Öte yandan, laboratuvarda üretilen etlerin ilk hedef kitlesi büyük ihtimalle yine şehirde yaşayan yüksek gelirli kişiler olacak. Bu yüzden araştırma sonuçları, bu ürünlerin yayılması konusunda fikir verebilir.

Ayrıca Çinliler genel olarak soru ne olursa olsun anketlerde ortadaki şıklara yöneliyorlar. Bu da Çin’de yapılan anketleri diğer ülkelerde yapılanlarla karşılaştırmayı zorlaştırıyor.

Bir diğer tartışmalı konu da soruların nasıl sorulduğu. Eğer bu etleri ‘laboratuvarda üretilmiş’ olarak tanımlarsanız tüketicilerin çoğu ürünü tüketmeyi reddediyor. Ama ‘temiz et’ gibi bir ifade kullanıldığında kabullenme oranı çok daha yüksek oluyor. Bu yüzden araştırmada bu gibi terimler kullanmak yerine ürünler katılımcılara tarif edildi. ABD’de katılımcıların yüzde 53’ü, eğer fiyatları aynıysa yeni etleri, geleneksel etlere tercih edeceklerini söylediler.

Asya yarışta başı çekebilir

Temiz etin önce Asya’da yayılacağına dair inanç gün geçtikçe artıyor. Çin en son yayınladığı beslenme yönergesini mevcut et tüketim seviyelerinin yüzde 50’sine ayarladı. Ülke ayrıca İsrail’le 300 milyon Dolar’lık temiz teknoloji anlaşması yaptı. İsrail temiz et üretiminde lider ülkelerden biri konumunda. Çin’in tepeden inme sosyal yapısı, gıda sistemini hızla değiştirme imkanı sunuyor. Böylece ülke bu alanda batılı ülkelere kısa sürede fark atabilir.

Ülkeler arasındaki yarış da toplumsal değişimde önemli bir faktör olabilir. Bu durum, yakın gelecekte küresel süper güçler arasında bir temiz et yarışına dönüşebilir.

Kaynak: The Guardian

İnsanlar laboratuvarda üretilmiş eti yemek istiyor mu? Yeni yapılan bir araştırma, ABD, Hindistan ve Çin'de insanların 'temiz et'e (laboratuvar eti ya da kültür eti olarak da biliniyor) nasıl baktıklarını inceledi. Araştırmada Hindistan ve Çin'de araştırmaya katılanların sırasıyla yüzde 86 ve yüzde 93 oranında "deneyebilirim" yanıtı verdiği görüldü. ABD'de katılımcıların yüzde 53'ü, eğer fiyatları aynıysa yeni etleri, geleneksel etlere tercih edeceklerini söylediler. Uzmanlar Asya'nın 'temiz et' kullanımında başı çekebileceğini söylüyor.

1 Yorum

  • Etoburluk düşünürken dünyanın canlı ekosistemini yaralamaktan sakınmak durumundayız. Einstein, arılar biterse insanlık biter demiştir. Hayvan jenerasyonu da insan jenerasyonu ile canlı varoluşun koşuludur. Herkes metropollerde oturmuyor ki, çiftçilik, hayvancılık, tarım ve ziraat sozkonusu naylon yöntemler karşısında nasıl koruyacaklar kendilerini. Komplo teorileri dünya nüfusunun 500 milyona düşürülmek istendiğini söylüyorlar, bu durumda haksız sayılmazlar. Doğanın ve evrenin dengesi yönünden bir böcek dahi değerlidir. Simyacilar başarılı olsaydı altın bugünkü değere sahip değildi. Suni ya da yapay et birazda dünyanın düzenini tersine döndürmekle alakalı. Sevgiyle ve hoşgörüyle kalalım.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği