Yeni bir salgın küresel hastalık kapıda

Akut Flasid Omurilik İltihabı (AFM) olarak adlandırılan hastalık soğuk algınlığı gibi ortaya çıkıyor ve uzuvlardan birinin felç olmasına sebep oluyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Geçtiğimiz ilkbaharda, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) her yıl olduğu gibi yüksek risk taşıyan bulaşıcı hastalıkların listesini çıkardı. Bu hastalıklar tedavisi ya da aşısı olmadığı için kısa sürede salgına dönüşme riski barındırıyor. 2014’te Batı Afrika’da ortaya çıkan Ebola salgınının ardından hazırlanmaya başlanan raporda bu yıl Ebola ve diğer kanamalı ateş hastalıkları, MERS ve SARS, sivrisineklerden bulaşan Zika ve Rift Vadisi Ateşi gibi hastalıklar bulunuyordu. Uzmanlar bu yıl listeye bir de X Hastalığı adında yeni bir hastalık ekledi.

X Hastalığı aslında şu anda yok. Ama WHO mevcut yöntemlerle tespit edemediğimiz ya da tedavi edemeyeceğimiz bir patojenin ortaya çıkması riskine karşı bu var olmayan hastalığı da listeye ekledi.

Geçtiğimiz dört yıl içinde yeni keşfedilen herhangi bir hastalık, X Hastalığı seviyesinde bir tehdit oluşturmadı. Zaten X Hastalığının ortaya çıkması halinde, bilim bu hastalığa çözüm bulamadan dünya nüfusunun tamamının yok olmasından endişe ediliyor. (Plague Inc. ya da Pandemic gibi oyunları oynayanlar konuyu gayet iyi biliyor.)

AFM, X Hastalığı olur mu?

ABD’de ortaya çıkan yeni bir hastalık ise X Hastalığı olma tehlikesi taşıyor. Akut Flasid Omurilik İltihabı ya da kısaca AFM olarak adlandırılan bu hastalık çok zor tespit ediliyor. Alışılmadık bir hastalığın ortaya çıkması, hastalık takip sistemlerimizin böyle bir durumda ne kadar eksik kaldığını da ortaya koyuyor.

AFM, çocuk felci benzeri bir felç hastalığı ve şimdiye kadar ABD’de 500’e yakın kişiyi etkiledi. İlk olarak 2014 yılında tespit edilen hastalık büyük çoğunlukla çocukları etkiliyor ve genellikle benzer bir düzen izliyor. Hastalığa yakalanan çocuklar önce soğuk algınlığı gibi belirtiler gösteriyor. Çocuk bu belirtileri atlattıktan sonra uzuvlarından en az bir tanesi çalışmaz hale geliyor. Bu felç durumu bazen nefes almayı, yutkunmayı, boyun ve yüzdeki kasları etkileyebiliyor. İncelemelerde, hastaların omurgasında, bu bölgeleri etkileyen alanlarda yaralara rastlandı. Hastalığın etkilerinin uzun süreli olduğu, birkaç yıl önce AFM teşhisi konan bazı çocukların hala uzuvlarını kullanamadıkları ifade ediliyor.

Bu bilinen semptomların dışında AFM yanıt bulunamayan soruları da gündeme getiriyor. Yetkililer bu hastalığı herhangi bir organizma ile ilişkilendiremedi. 2014’te ortaya çıkan salgın, EV-D68 olarak bilinen virüsle ilişkilendirilmişti ancak bu yıl ortaya çıkan bazı vakalarda EV-A71 virüsü tespit edildi. Pek çok hastanın vücudunda ise herhangi bir virüse rastlanmadı. (EV-D68 ve EV-A71 virüsleri çocuk felci virüsünün uzak akrabası olarak tanımlanabilir ancak AFM hastalarında çocuk felci virüsüne rastlanmadı)

İki yılda bir ortaya çıkıyor

AFM’nin neden dalgalar halinde ortaya çıktığı da bilinmiyor. 2014’te görülen ilk dalganın ardından ikinci dalga 2016’da yeni dalga da bu yıl ortaya çıktı. 2015 ve 2017’de ise çok az vaka görüldü. Hastalık kontrol ve önleme merkezlerine raporlanan vakalarda ailenin tamamının sıradan bir solunum yolu hastalığına yakalandığı, bu hastalık tedavi edildikten sonra sadece bir çocukta uzuv felci görüldüğü, diğer kardeşlerde hiçbir bulguya rastlanmadığı ifade edildi.

AFM, ABD’de her 1-2 milyon kişide bir görülen çok nadir bir hastalık. Bu yüzden hastalık üzerine çalışmaları hızlandırmak ya da tedavi geliştirmek de zorlaşıyor. En deneyimli tıp merkezleri bile bu hastalığı yılda en fazla 10 kez görüyor.

Salgın hastalıkları tespit etmek zor

Hastalık sağlık sisteminin her aşamasında (büyük tıp merkezlerinden bireysel doktorlara kadar) teşhis ve tedavi edilebiliyor. Ancak tek bir merkezin yılda 10’dan fazla vaka görmemesi ve diğer merkezlerle iletişimin her zaman ideal seviyede olmaması sebebiyle hastalık hakkında bilgi toplamak ve tedavi geliştirmek zorlaşıyor.

Hastalığa sebep olan şeyi tespit edebilmek için, herhangi bir tedavi uygulanmadan önce hastanın vücudundan kan, tükürük ve omurilik sıvısı örnekleri alınmış olması oldukça önemli. Ancak hastalığın başlangıçta sıradan bir soğuk algınlığı belirtisi göstermesi, doktorların buna yönelik bir tedavi uygulamasına sebep oluyor. AFM tespit edildiğinde hasta bir süredir ilaç tedavisi gördüğü için, daha önce belirlenmemiş patojenlerin ilaçlarla ölüp ölmediği anlaşılamıyor.

Ayrıca, bir çocukta böyle bir hastalık gören bir doktorun, toplumun tamamını uyarabileceği bir sistem de yok. AFM henüz tüm ülkenin bilgilendirilmesi gereken bir hastalık olarak sınıflandırılmadı. Ancak böyle bir sınıflandırmanın gerçekleşmesi durumunda, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ni bilgilendirmek için bir doktorun bir dizi e-posta göndermesi ve internet üzerinden formlar doldurması gerekecek. Zamana karşı yarışılan bir durumda tüm bu işlemler tedavi çalışmalarının önünde birer engel olarak duruyor.

AFM sağlık sistemi için bir prova niteliğinde

AFM nüfusta yavaş yayılan bir hastalık olarak ortaya çıkıyor. CDC bu yılki salgının sona erdiğini düşünüyor. X Hastalığı bir gün ortaya çıkarsa, onun çok daha hızlı yayılması bekleniyor. AFM karşısında yürüttüğümüz çalışmalar, X Hastalığı için bir antrenman olarak görülebilir. Yeni hastalıkların birdenbire ortaya çıkıp bizi şaşırtmasına engel olamayabiliriz. Ancak böyle bir durumda hastalığın hızına yetişip yetişemeyeceğimizi belirlemek biraz da bizim elimizde.

Kaynak: Wired

Akut Flasid Omurilik İltihabı (AFM) olarak adlandırılan hastalık soğuk algınlığı gibi ortaya çıkıyor ve uzuvlardan birinin felç olmasına sebep oluyor. Alışılmadık bir hastalığın ortaya çıkması, hastalık takip sistemlerimizin böyle bir durumda ne kadar eksik kaldığını da ortaya koyuyor. AFM, çocuk felci benzeri bir felç hastalığı ve şimdiye kadar ABD'de 500'e yakın kişiyi etkiledi. İlk olarak 2014 yılında tespit edilen hastalık büyük çoğunlukla çocukları etkiliyor ve genellikle benzer bir düzen izliyor. Hastalığa yakalanan çocuklar önce soğuk algınlığı gibi belirtiler gösteriyor. Çocuk bu belirtileri atlattıktan sonra uzuvlarından en az bir tanesi çalışmaz hale geliyor. Bu felç durumu bazen nefes almayı, yutkunmayı, boyun ve yüzdeki kasları etkileyebiliyor. İncelemelerde, hastaların omurgasında, bu bölgeleri etkileyen alanlarda yaralara rastlandı. Hastalığın etkilerinin uzun süreli olduğu, birkaç yıl önce AFM teşhisi konan bazı çocukların hala uzuvlarını kullanamadıkları ifade ediliyor.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği