Sosyal medya çocukları depresyona sokuyor olabilir

Konusunda uzman kişiler, sosyal medyanın gençlerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğuna bizzat tanıklık ettiklerini söylüyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Pratisyen hekim Rangan Chatterjee, gençlerin sosyal medya kullanımı ile ruh sağlığı sorunları arasında çok sayıda bağlantı fark ettiğini söylüyor.

16 yaşındaki bir genç kendine zarar verince acil servise kaldırıldı. İlk akla gelen çocuğa antidepresan vermekti ancak doktor çocukla sohbet etmeyi tercih etti. Sohbet ederlerken de genç çocuğun sosyal medya kullanımının sağlığı üzerinde birtakım olumsuz etkileri olduğunu hissetti.

Bu yüzden Chatterjee basit bir çözüm önerisi sundu. Gencin sosyal medya kullanımını azaltmasını, yatağa girmeden önce sadece bir saat boyunca sosyal medyaya bakmasını istedi. Birkaç hafta sonra da bu süreyi sabah iki akşam iki saatle sınırlamasını istedi. Altı ay sonunda genç çocuk sağlığında önemli bir ilerleme olduğunu hissettiğini söyledi. Annesi de oğlunun artık okulda daha mutlu olduğunu, çevresiyle daha iyi anlaştığını belirtti.

Bu ve buna benzer durumlar, Doktor Chatterjee’yi sosyal medyanın gençlerin üzerindeki rolünü sorgulamaya itti. Üstelik doktor bu konuda yalnız değil. Kısa bir süre önce bir grup ABD’li çocuk sağlığı uzmanı, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’e ulaşarak çocuklar için geliştirilen Messenger Kids’i kapatmasını talep etti. Sebebi ise küçük yaştaki çocukların platformu kullanmaya özendirilmesi.

Royal Society for Public Health’in 2017’de yaptığı bir araştırma kapsamında, 11-25 yaşları arasında bin 500 gençten en popüler beş sosyal medya sitesini kullanırken kendi duygu değişimlerini takip etmeleri istendi. Sonuç olarak, en çok Snapchat ve Instagram’ın yetersizlik ve endişe duygularını tetiklediği görüldü. En olumlu etkiye sahip platformun ise YouTube olduğu kaydedildi. Her 10 katılımcıdan biri Instagram’ın kendilerini vücutları konusunda kötü hissettirdiğini söyledi. 14-24 yaş arasındakilerin yarısı Instagram ve Facebook’un endişe duygusunu alevlendirdiğini belirtti.

Shirley Cramer’ın liderlik ettiği araştırma, üç değişimin gerekliliğine işaret ediyor:

  • Genç birey sosyal medyada çok fazla zaman geçirdiği zaman sitede uyarı belirmeli
  • Dijital ortamda değişiklikler yapılan fotoğraflarda bilgilendirici işaretler olmalı
  • Sosyal medyayı sağlıklı kullanma yöntemleri konusunda okullarda dersler okutulmalı

Cramer şu sonuca vardı: “Sosyal medya, ilişkilerimizi ve kimliğimizi kurup şekillendirdiğimiz, kendimizi ifade ettiğimiz ve etrafımızdaki dünyadan haber aldığımız bir alan haline geldi. Akıl sağlığıyla yakından ilişkili olması da gayet doğal.”

Psikiyatr Louise Theodosiou, çocukların telefonda çok fazla vakit geçirdiğinin en önemli belirtilerinden biri olarak sıkça karşılaştığı bir durumu örnek gösteriyor: “İki üç yıl önce görüşme sırasında bir çocuğun telefonda konuşması ya da mesaj yazması sıradan bir durum değildi. Şimdiyse son derece yaygın.” Theodosiou, sosyal medyanın gençlerde depresyon, endişe ve diğer ruh sağlığı sorunlarına etki eden bir faktör olduğuna dair birçok vakayla karşılaştığını söylüyor. Bu sorunlar genellikle karmaşık ve çeşitli; uzun süre oyun oynamaktan sosyal medya sitelerinin yarattığı yetersizlik hissine ya da siber zorbalığa kadar uzanıyor.

Theodosiou’nun en çok endişelendiği gruplardan biri de sosyal medya ya da oyun bağımlılığı yüzünden dışarı çıkmayı bırakan çocuklar. Bu tür çocuklar genelde psikiyatrla görüşme ısrarlarına da karşı çıkıyor. Bu yüzden profesyonellerin çocukları evde ziyaret etmesi yaygın bir durum. Doktor Theodosiou bu durumun ebeveyn için ne kadar zor olabildiğinin yakın şahitlerinden. Bazı ailelerin çocukları gece internete giremesin diye modemle uyuduğunu bile görmüş.

Peki aileler ne yapabilir?

  • Çocuklarınızın çevrimiçi şekilde ne kadar vakit geçirdiğini takip edin. Bu çevrimiçi sürenin sosyalleşme, egzersiz, yeme ve uyuma gibi etkinliklere engel olmadığına emin olun.
  • Yemek saatlerinde cihazlarla oynamalarına izin vermeyin. Telefonlarını uyudukları odada şarj etmelerine izin vermeyin.
  • Zaman zaman internette neler yaptığını sorun. O gün neler paylaştığını, kimlerle arkadaş olduğunu ve bunların ruh halini nasıl etkilediğini öğrenin.
  • Küçük yaştaki çocuklarınızın şifresini bilin ve düzenli olarak hesaplarını kontrol edin.
  • Facebook, Twitter ve Instagram’ın 13 yaşından küçüklerin hesap açmasına izin vermediğini unutmayın.
  • Çocukların interneti yaratıcı işler için kullanmasını sağlayın. Mesela ödev yapmak, içerik üretmek gibi.

Birleşik Krallık Sağlık Dairesi Kasım ayında Snap, Facebook, Google, Apple ve Twitter gibi teknoloji şirketleriyle görüşerek aşağıdaki konuları tartıştı:

  • siber zorbalık ve zararlı içerik
  • gençlerin çevrimiçi şekilde geçirdiği süre
  • kullanıcıların yaşının nasıl belirleneceği

Bu üç konunun da endişe edilmesi gereken şeyler olduğuna dair birçok kanıt var. Ofcom’un yaptığı bir araştırma, çoğu sosyal medya platformunda 13 yaş sınırı olmasına rağmen Birleşik Krallık’ta yaşayan 11-12 yaşlarındaki çocukların yarısının bu mecralarda profili olduğunu ortaya koydu. Glasgow Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, birçok gencin sosyal medyada olan biteni kaçırmamak için gece geç saatlere kadar uyumadığını ve uykusuzluk sorunuyla mücadele ettiğini gösterdi. Öte yandan, çocukların sosyal medyayı yaşamlarına entegre etmede zorlanmadığına dair kanıtlar da var. Mesela Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, çocuklar çevrimiçi şekilde fazla vakit geçirse bile çevrimiçi ve çevrimdışı geçirdikleri süreyi dengelemek için birtakım yöntemler bulduğunu gösteriyor.

Birleşik Krallık Daha Güvenli İnternet Merkezi’nin verilerine göre, gençlerin yüzde 68’i çevrimiçi şekilde arkadaşlarıyla konuşmaktan mutlu olduğunu, yüzde 88’i ise arkadaşları üzgünken onlara moral veren mesajlar attıklarını söylüyor. Birbiriyle çelişen bu kanıtlara rağmen şirketler, Birleşik Krallık hükümeti tarafından sunulan bu üç sorunla ilgileneceklerine dair söz verdi.

Kaynak: BBC

Sosyal medyanın gençlerde depresyon, endişe ve diğer ruh sağlığı sorunlarına etki eden bir faktör olduğuna dair çok sayıda kanıt var. Örneğin bir araştırma için 11-25 yaşları arasında bin 500 gençten en popüler beş sosyal medya sitesini kullanırken kendi duygu değişimlerini takip etmeleri istendi. Sonuç olarak, en çok Snapchat ve Instagram'ın yetersizlik ve endişe duygularını tetiklediği görüldü. En olumlu etkiye sahip platformun ise YouTube olduğu kaydedildi. Her 10 katılımcıdan biri Instagram'ın kendilerini vücutları konusunda kötü hissettirdiğini söyledi. Doktorlar da kendilerine gelen genç hastaların yaşadığı bazı sorunların sosyal medyadan kaynaklandığını fark ettiklerini söylüyor. Çoğu sosyal medya platformunda 13 yaş sınırı olmasına rağmen daha küçük yaştaki çocuklar da bu platformlarda hesap açabiliyor. Bütün bu endişelerden ötürü Birleşik Krallık Sağlık Dairesi Kasım ayında Snap, Facebook, Google, Apple ve Twitter gibi teknoloji şirketleriyle görüşerek birtakım önlemler almalarını talep etti.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği