“Psikopatların tedavisi mümkün değil”

Uzmanlar psikopatinin bir kişilik bozukluğu olduğunu ve tedavisinin hiçbir şekilde mümkün olmadığını söylüyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Birçok kişilik özelliği gibi psikopati de bir özellik. Genel nüfusta, erkeklerin yaklaşık yüzde 1-2’sinin, kadınların ise yüzde 0,3-0,7’sinin gerçek birer psikopat olduğu tahmin ediliyor.

Zalimlik, etkileyicilik, dürtülerine hakim olamama, ikna edebilirlik gibi psikopat özelliklerine sahip bireyler de kimi zaman normal bir yaşam sürebiliyor. Hatta çok uç noktalardaki psikopatlar bile gayet başarılı bireyler olabiliyor.

Gerçek bir psikopatı toplumun geri kalanından ayıran şey ise empati yeteneğinden yoksun olması. Psikopatlar hiçbir zaman başkalarının duygularını anlayamaz ya da kendileri gayet iyi durumdayken acı çeken insanları görüp üzülemez. Hatta bir psikopat başkasının hayatında kaosa sebep olurken kendini üstün hissederek mutlu olabilir. Empatiden yoksun olmak psikopat için sorun teşkil etmiyor. Dolayısıyla kendilerinde bir sorun olduğunu da düşünmüyorlar. Bu açıdan baktığımızda, eğer “Acaba psikopat mıyım?” diye endişelendiğiniz olduysa, bu psikopat olmadığınız anlamına geliyor. Ayrıca gerçek bir psikopat asla tedavi edilemiyor.

Psikolog ve terapist Perpetua Neo Business Insider‘a verdiği demeçte “Bu zamana kadar okuduğum, duyduğum, gördüğüm ve tecrübe ettiğimden yola çıkarak söyleyebilirim ki karanlık üçlü (dark triad) kişilik bozuğu olanlar tedavi edilemiyor. Bu özelliklere sahip kişiler (narsistlik, Makyavelcilik ve psikopati) genellikle olmadıkları kişilermiş gibi davranma konusunda başarılı oluyor. Mesela terapi görmeye ikna olsalar bile terapistlerini manipüle edebiliyorlar ve kandırabiliyorlar. Adeta bir şov düzenliyorlar; terapistin önünde sahte bir benlik takınıyorlar. Karşılarındaki kişinin sınırlarını nasıl zorlayacaklarını iyi biliyorlar. Bu durumlarda psikopatın karşısındaki kişi epeyce tutarsız görünüyor.” demişti.

King’s College London’da çalışan Adli Psikiyatrist Nigel Blackwood tarafından yayımlanan bir makalede, psikopatların ceza ya da sosyal damgalamadan korkmadıkları belirtiliyor. Psikopatlar toplumsal normlara uyum sağlama ihtiyacı duymadığı için toplumun beklentilerinin onların davranışı üzerinde herhangi bir etkisi olmuyor.

En iyisi ödül temelli yaklaşım

Bir suç yüzünden hüküm giydiklerinde, verilen cezanın psikopatın üzerinde etkisi yokmuş gibi görünmesinin sebebi de bu. Blackwood’un düşüncesine göre, yetişkin bir psikopatı hapiste iyileştirmeye çalışmak inanılmaz derecede zor. İstendiği gibi davranması halinde kişiye en sevdiği yiyeceği ya da video oyunu vermek gibi ödül temelli tedavi ise hapse atılan psikopatlarla baş etmenin en iyi yolu olarak kabul ediliyor. Ancak bu kişileri sakin tutmak sadece bir kontrol yöntemi, tedavi değil. Bütün psikopatlar birer suçlu haline gelmiyor, birçoğu kimse onların gerçekten kim olduğunu fark etmeden yaşayıp gidiyor ancak sorun yaratıp yaratmayacakları önemli olmaksızın, psikopatların kişiliklerinin değişebileceğine dair hiçbir kanıt yok.

Kaynak: Business Insider

Birçok kişilik özelliği gibi psikopati de bir özellik. Genel nüfusta, erkeklerin yaklaşık yüzde 1-2'sinin, kadınların ise yüzde 0,3-0,7'sinin gerçek birer psikopat olduğu tahmin ediliyor. Business Insider'a konuşan psikolog ve terapist Perpetua Neo, bu zamana dek gördüğü vakalardan yola çıkarak psikopatinin tedavi edilemez bir kişilik bozukluğu olduğunu söylüyor. King's College London'da çalışan Adli Psikiyatrist Nigel Blackwood tarafından yayımlanan bir makalede ise psikopatların ceza ya da sosyal damgalamadan korkmadıkları belirtiliyor. Yani psikopatlar toplumsal normlara uyum sağlama ihtiyacı duymadığı için toplumun beklentilerinin onların davranışı üzerinde herhangi bir etkisi olmuyor. Blackwood'un düşüncesine göre, yetişkin bir psikopatı hapiste iyileştirmeye çalışmak inanılmaz derecede zor. İstendiği gibi davranması halinde kişiye en sevdiği yiyeceği ya da video oyunu vermek gibi ödül temelli tedavi ise hapse atılan psikopatlarla baş etmenin en iyi yolu olarak kabul ediliyor.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği