Çip derinizin altına girdiğinde, kartın pos makinesine yanlış yerleştirilmesi veya ağır bir cüzdan taşınması endişelerine gerek kalmıyor. Fakat birçok insan için bu fikir distopik hissettiriyor.
Bazıları, bu son trendin nedenini İsveç’in oldukça müreffeh bir devlet olmasına bağlıyor. Aslına bakarsanız, yaklaşık 3 bin 500 İsveçlinin bu davranışının altındaki etkenler beklediğinizden daha karmaşık. Bu fenomen, İsveç’in eşsiz biyohack’lenme olayına karşı bir refleks. Ülkenin dijital olan her şeyle adeta bir aşk ilişkisi içinde olduğunu bilelim.
Biyohacker’lar için biyomedikal alanda deney yapan amatör biyologlar gibi bir tanım yapılabilir.Bu işi üniversite, sağlık şirketleri ve diğer bilimsel olarak kontrol edilen kurumların dışında yapıyorlar. Aynı zamanda, Biyohack kavramı, farklı ilgi alanları, hedefleri ve ideolojileri olan birçok farklı alt grup ile bir kültürdür.
İsveç hakkında ne diyebiliriz?
İleri sürülen bir teori İsveçlilerin sosyal güvenlik sisteminin yapılandırılma biçimi nedeniyle kişisel detaylarını paylaşmaya daha yatkın oldukları şeklinde. Hükümete ve İsveç’in ulusal kurumlarına masumca güvenen “naif İsveçlinin” bu efsanesi, İsveç Dışişleri Bakanlığı tarafından bile dile getirilen bir abartı. Yani konuyu tek başına açıklayabilen bir durum değil.
Daha ikna edici olan, İsveç’te insanların dijital her şeye güçlü bir inanç duymaları. İsveçliler, teknolojinin pozitif potansiyeline karşı derin bir inanca sahipler. Son 20 yılda, İsveç hükümeti teknoloji altyapısına büyük yatırım yaptı ve yapmaya da devam ediyor. İsveç ekonomisi büyük ölçüde dijital ihracat, dijital hizmetler ve dijital teknoloji yeniliklerine dayanıyor. Skype ve Spotify gibi şirketler akla ilk gelen örnekler. Dijital teknolojiye olan inanç ve potansiyeline güven, İsveç kültürünü büyük ölçüde etkiledi. Bu da ülkede Transhümanist hareketin yayılmasında önemli bir rol oynadı.
Küresel transhümanist vakfı Humanity+, 1998 yılında İsveçli Swede Nick Bostrom tarafından kuruldu. O zamandan beri birçok İsveçli, bedenlerini geliştirme ve yüceltme konusunda çalışılması gerektiğine ikna oldu.
Sonuçta bu son fenomen, İsveç’i oldukça eşsiz kılan teknoloji inancına dayalı kültürün sadece bir tezahürü.
Yorumunuz: