İş görüşmesinden önce dijital ayak izlerinizi nasıl elden geçirebilirsiniz?

15-20 yıl öncesine kadar işe alımlar sırasında yöneticiler işe almayı düşündükleri kişilerin adını Google’da aramıyordu. Bugün dönüp bakınca, o zamanlarda iş arayanların bugün iş arayanlara kıyasla daha şanslı olduğu düşünülebilir.

FRG Teknoloji Danışmanlığı‘nda çalışan kıdemli işe alım danışmanı Callum Williams “Bir pozisyon için başvuran adayın nasıl biri olduğunu anlamak için Facebook ya da Instagram hesabını incelemek epeyce yaygın bir durum. Karşınızdaki kişiyi mülakatla ölçebilirsiniz ama bir yere kadar. İşe başvuran kişinin işi aldıktan sonraki tavrı tamamen farklı olabilir. Bu yüzden kimi zaman sosyal medya son derece faydalı olabiliyor.” diyor.

Eğer iş gücüne katılma vaktiniz geldiyse ve sosyal medyanın yaygın olduğu bir dönemde büyüdüyseniz, iş başvurusunda bulunduğunuz yerin yöneticisi sosyal medya hesaplarınıza baktığında lise yıllarından kalan fotoğraflarınız ya da gönderileriniz sizi zor durumda bırakabilir.

Utanç veren paylaşımlarınızı yöneticilerden saklamanın en iyi yolu, hiçbir zaman bu tarz paylaşımlar yapmamak ancak eğer bu haberi okumaya devam ettiyseniz demek ki çoktan bu tarz paylaşımlar yapmışsınız. Haberin devamında geçmişteki çevrimiçi etkinliklerinizin ve dijital ayak izinizin önünüze çıkan iş fırsatlarını baltalama ihtimalini azaltacak adımları göreceksiniz.

Sosyal medya hesaplarınızı gizleyin

Profesyonel alana girdiyseniz ya da ilk profesyonel işinizi aramaya başladıysanız sosyal medya profillerinizi gizleme vaktiniz gelmiş demektir. Evet yüzde 90’ını tanımasanız bile yüzlerce ya da binlerce takipçiye sahip olmak güzel bir duygu fakat herkese açık sosyal medya hesaplarınız iş fırsatlarını engelliyorsa yeni takipçilerin ne önemi var ki?

Zaman tünellerinizi gözden geçirin

İş ararken sosyal medya hesaplarınızı açık tutmanın faydalı olduğu zamanlar da var tabii ki. Özellikle de medya sektöründe iş arıyorsanız, sosyal medya profiliniz özgeçmişinize ek olabilir.

Durum böyle olsa bile bütün sosyal medya paylaşımlarınızı gözden geçirip hakkınızda olumsuz bir itibar bırakabilecek fotoğraf ve yorumları kaldırmakta fayda var. Siyasi görüşlerinizle ilgili gönderilere gelecek olursak; siyasi görüşünüzün arkasında durmanız tabii ki güzel bir şey ancak sizin gibi düşünmeyenleri kötü gösteren paylaşımları kaldırmak yararınıza olacaktır.

Etiketleme özelliğini kontrol edin

Bazen içeriği siz paylaşmasanız bile arkadaşlarınız ya da aileniz sizi bir gönderide etiketlediği zaman sizin de sayfanızda görünüyor. Bu etiketler genelde Google aramalarında da (özellikle Google Görsel aramalarında) çıkıyor.

Williams konuyla ilgili olarak “Etiketli olduğunuz içeriklere dikkat edin. Arkadaşlarımız genelde dünyanın geri kalanıyla paylaşmak istemeyeceğimiz türde fotoğraf ve videolara bizleri etiketlemeyi seviyor. O tür paylaşımlardaki etiketleri kaldırmalarını rica edin ya da kendiniz silin.” şeklinde bir tavsiyede bulunuyor.

Arkadaşlarınızdan etiketleri kaldırmalarını istemek bir yana, birçok sosyal medya platformu birileri sizi etiketlemeden önce size sorma ya da etiketleme özelliğini tamamen kapatma seçeneği sunuyor.

Eski sosyal medya hesaplarınızı bulun ve kapatın

Sosyal medya profillerimizi gözden geçirmeyi düşününce genelde aklımıza üç büyük sosyal medya platformu geliyor; Facebook, Twitter ve Instagram. Ancak bazen çok uzun zaman önce kullanmayı bıraktığımız diğer platformlarda da dijital ayak izlerimiz olabiliyor. Mesela akla ilk gelenler MySpace, Friendster veya Flickr gibi platformlar oluyor.

Artık kullanmadığınız kaç tane sosyal medya hesabınız olduğunu hatırlamayabilirsiniz bile. Onları bulmak için Google’da adınızı arayarak birkaç sayfa ilerisine bakın ya da Deseat.me gibi varlığını dahi unuttuğunuz hesaplarınızı bulmaya yardımcı olan hizmetleri deneyin.

Kaynak: Fast Company