Intel’in normal görünüşlü akıllı gözlüğü: Vaunt

Intel’in yeni Vaunt akıllı gözlüğüyle ilgili en önemli detayı gözlüğe dahil edilmeyen kısımlar oluşturuyor. İnsanları ürkütecek bir kamera, basılacak bir buton, parlayan LCD ekran, hoparlör ya da mikrofon… Hiçbiri yok.

Dışarıdan bakıldığında normal bir gözlükten farksız duran Vaunt’u gözünüze taktığınızda ekran gibi görünen bir dizi bilgi görüyorsunuz. Aslında ortada bir ekran yok, her şey retinanıza yansıtılıyor.

Google Glass’ın beş yıl önce yaptığı gibi, bu yılın ilerleyen aylarında Vaunt da geliştiriciler için ‘erken erişim programı’ başlatacak. Fakat amacı Google’ınkinden daha farklı olan Intel, bizleri gözümüze taktığımız bir cihazla hayatımızı değiştirebileceğimize ikna etmekten ziyade cihazı hayatımıza uyum sağlayacak şekle sokmayı amaçlıyor. Artık saatlerimizin bile internete bağlanabildiği, telefonlarımızın bizi gerçek zamanlı birer çizgi film karakterine dönüştürebildiği bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla bir akıllı gözlükten de benzer bir performans beklemek saçma olmaz ancak Intel Vaunt ile daha azını vadediyor.

Ağırlığı 50 gramdan az

Gözlüğü tasarlayanlar “Kullanıcıların yüzünde taşıdığı gözlükte teknolojinin olumsuz hiçbir etkisini hissetmemesini istiyoruz. Tepeden tırnağa her şey teknolojiyi yokmuş gibi gösterecek şekilde tasarlandı.” diyor. Vaunt ekibinin en temel amaçlarından biri de bütün gün takabileceğiniz bir akıllı gözlük tasarlamaktı. Şirkettekilerin Vaunt’a ‘Superlite’ adını takmasının bir sebebi var zira gözlüğün ağırlığı 50 gramdan daha az. Tasarımcılar gözlüğün elektronik aksamını ve pillerini kullanıcının burnuna veya kulaklarına ağırlık yapmayacak şekilde yerleştirmeye çalıştı. Yani sadece görünüşte değil verdiği his açısından da normal bir gözlüğe benzemesi amaçlandı.

Temelde Vaunt, görüş açınıza küçük bir uyarı ekranı sunan basit bir sistem. Bildirim ya da yönerge gibi basit mesajlar gösteren Vaunt, Android ya da iPhone’ların akıllı saatle çalıştığı şekilde Bluetooth’la çalışıyor. Gözlüğün sağ sapında oldukça düşük güçlü bir lazer çalıştırmak için tasarlanan bir elektronik aksam var. Bu lazer, monokrom görüntü oluşturuyor. Oluşan görüntü direkt olarak gözlüğü takan kişinin retinasına yansıtılıyor. Görüntü retinaya yansıtıldığı için sürekli olarak odaklanmış şekilde durabiliyor. Gözlüğün sol sapında da elektronik aksam bulunduğu için iki tarafın ağırlığı da eşitlenmiş oluyor.

İleride ses asistanlarıyla birlikte kullanılabilir

Gözümüze lazer yansıtılması fikri kulağa pek hoş gelmese de Endüstri Tasarımcısı Mark Eastwood lazer çok düşük kuvvetli olduğu için zararlı olmadığını söylüyor. Gözlüğün içinde ivme ölçer ve pusula bulunduğu için bazı temel baş hareketlerini ve hangi yöne doğru baktığınızı tespit edebiliyor. Ürünün prototiplerinde mikrofon olmasa da ileride üretilecek modellerde Alexa gibi akıllı asistanlarla birlikte kullanılmak üzere mikrofon bulundurulması planlanıyor. Diyelim ki mutfakta yemek yapıyorsunuz, Alexa’ya seslenip “Alexa kurabiye tarifi verir misin?” dediğinizde tarif gözünüzün önünde belirecek.

Vaunt’a gelen bildirimler direkt olarak gözün önünde çıkmıyor. 15 derecelik açıyla biraz daha aşağıda beliriyor. Sistemle ilgili en güzel özelliklerden biri de bakmadığınız zaman bildirimlerin kaybolması. Gözlüğün en az 18 saatlik pil ömrü olacağı söyleniyor.

Kullanıcının Vaunt ile tam olarak nasıl etkileşim kuracağına dair net bir bilgi yok. Örneğin biriyle telefonda konuşurken Vaunt o kişiyle ilgili (doğum günü veya başka türlü bir hatırlatma) bilgiler verebilir. Muhtemel kullanım şekilleri arasında daha karmaşık olanlar da var. Mesela sokakta etrafınıza baktığınızda çeşitli restoranlar görüyorsunuz ve gözlük baktığınız restoranla ilgili Yelp’ten alınan bilgileri getiriyor. Gözlüğün ne zaman satışa sunulacağına dair şimdilik bir bilgi verilmese de Vaunt, kullanıcıların günlük hayatta sürekli olarak kullanmak isteyebileceği türde bir akıllı gözlük tecrübesi sunacak gibi görünüyor.

Kaynak: The Verge