Yeni bir hafta özetinde yeniden beraberiz. Özet deyince insan kısa bir şey bekliyor ama ne kadar atarsam atayım, silersem sileyim, 7 günün tortusunu ancak bu kadar kısaltabiliyorum. En azından girişi kısa tutayım diyerek doğrudan başlıyorum.
Genel Gündem
- İdeal kadın denince sevgi dolu, işinde başarılı, toplumda saygı gören, dürüst, iyi yemek yapan gibi şeyler yerine akla genelde meme, kalça gibi ayrıntılar geliyor. Fakat onda dahi herkesin ‘ideal’ tanımı farklı. BuzzFeed, genel eğilimlerden yola çıkarak ‘ideal kadın’ tanımının 3 bin yıl boyunca nasıl değişkenlik gösterdiğini 3 dakikalık videosunda özetlemiş. Zayıf kadın pek sevmem; 60’ları 90’ları görünce iyice soğudum. Benim için olay seksenlerdir!
- Sanal gerçekliğin (virtual reality) faydasını gören bir alan daha çıktı: otizm tedavisi.
- İnternet hiçbir şeyi unutmuyor. Fakat bazı şeylerin de unutulması gerekiyor (ortaokul yıllarındaki saç modellerimiz gibi). Bu arayıştan çıkan ve Google’ın epey başını ağrıtan ‘unutulma hakkı’ konusunda Danimarkalı Avukat Dan Shefet “evet ama yetmez” diyor. Dijitale doğan kuşağın orta yaşı kendine has epey ciddi sıkıntılara sahne olacak belli ki.
- Bu dertlere bir örnek vereyim isterseniz: annem-babam öldüğünde Facebook, Twitter hesaplarını ne yapacağız? Sahi hiç düşündünüz mü? Büyük sıkıntı, bilesiniz. Belki de işe dijital vasiyet ile başlamalı. Allah hepsine sağlıklı, uzun ömürler versin.
- Tam da bu derde çözüm üreten ve bu hafta hayatımıza giren; 1 dolara herkese dijital mezar sunan girişimden haberiniz var mı mesela?
- Çocuğun derdi bu, ana-babanın da başka. Aklı fikri internet olan yavrucağı nasıl kontrol eder, gezip-tozduğu şeyleri nasıl denetlersiniz? Vexbox bunun cevabını vermek için Kickstarter’da 50 bin dolar arıyor.
- Giyim markası GAP, Instagram hesabında mini diziye başladı.
http://instagram.com/p/ysJHTgj9mC/
- Kulağınıza çalındı mı bilmem İngiltere’nin 7 mil açığında, bağımsız bir devlet olarak kabul gören Sealand adlı bir petrol platformu var. 1967 yılından bu yana Prens Paddy Roy Bates tarafından temsil ediliyor (yönetiliyor). Kendi parası, bayrağı, milli marşı; hatta pulu bile var. Şahsen ilk olarak 2007 yılında (yine hukuki takiple boğuşmakta olan) The Pirate Bay sitesiyle ilgili bir yazıda bahsetmiştim. Bir ara İngiliz donanması işgal etmeye çalıştı, ardından bir süre Alman uyuşturucu kaçakçılarının eline geçti. Quora’daki bahse göre 900 milyon dolara satılıkmış. Kendine ait bağımsız bir devlet kurmak için bana çok makul bir bedel gibi geliyor. Basit bir mobil uygulama için 10 milyar dolar istendiğini düşününce hele! Bir parça alsak mı?
- Peki Estonya’nın elektronik oturma izni sistemini uygulamaya sokan ilk ülke olduğunu biliyor muydunuz? Bir başvurun bakalım (Estonya nedir, nasıldır derseniz onu da ayrıca yazmıştım).
- Bu hafta TransAsia havayollarına ait 235 sefer sayılı uçak (yoldan geçen bir taksiye de ciddi hasar vererek) düştü. Belki de ilk defa bir yolcu uçağı düşüşü bu kadar yakından (elbette tesadüfen) kayıtlara geçti. Olayla ilgili tek sevindirici taraf birisi bebek 3 kişinin canlı kurtarılmış olması.
https://www.youtube.com/watch?v=U5yb0awcSDM
- Ron Pratte, 350 milyon dolar servete sahip bir Amerikan zengini. Fakat pek çok zenginden farklı olarak kendine has zevkleri var. Bunlardan biri de pedallı oyuncak araçları da kapsayan devasa koleksiyonu. Bu hafta 70 tanesini açık arttırmayla satışa çıkardı. Şahsi favorim gerçeğine de hastası olduğum Porsche 356 Speedster oldu (10 bin 350 dolar). Bir kesiti aşağıda paylaşıyorum.
- ABD’de ot (esrar) birçok eyalette serbestleşiyor. Beraberinde de yüzlerce yeni girişim yaratıyor. Öyle ki Seattle gibi kimi şehirlerde bozuk para atıp alabileceğiniz otomatları bile var.
- Uykuyla -pek çoğunuz gibi- bir sevgi / nefret ilişkisi yaşıyorum. Uyumayı verdiği rahatlıktan dolayı seviyor fakat o aralıkta beni mahrum bıraktığı şeylerden dolayı sevmiyorum. Bir de kişiden kişiye değişen vücut saati dediğimiz mesele var (biyolojik saat de deniyor). Bu hafta yayımlanan bir araştırmaya göre bilimciler bu biyolojik saati resetlemenin yolunu bulmuş. Hatta iddialarına göre bu sayede uykusuzluğun getirdiği biyolojik ve psikolojik sorunları aşmak mümkünmüş. Uykuya ihtiyaç duymayan bir hayat için çok yüksek bedeller ödemeye hazırım.
- Parayla saadet olmuyormuş (ama daha az mutsuz olunabiliyormuş).
- Twitter’a 2014’ün ikinci yarısında 1.982 içerik silme talebi gelmiş. 1.820’si tek bir ülkeden. Tahmin edin hangisi?
- İçine düştüğü ekonomik krizin ardından 30 Ekim 2009’da İzlanda’daki McDonald’s da bütün restoranlarını kapatarak ülkeden çekilmiş. Hjörtur Smárason adlı bir Antropolog da satılan son hamburgeri bir fanusa koymuş ve herkesin canlı izleyebileceği şekilde paylaşmış. Bu muhteşem olaya şahitlik etmek istersiniz diye düşündüm. Pazar günü aklınıza yapacak daha güzel bir şey mi geldi yoksa?
- 15 yaşındaki süper zeki çocuklar 10 yıl sonraki hangi parlak alanlar için kafa yormalı? Quora’daki bu harika soruya yine harika insanlar cevap vermiş (favorim Dennis Roberts’ın cevabı).
- 19 yaşındaki bir Çinli internet bağımlılığından kurtulabilmek için elini kesti (dikkat: çizik atmadı; elini kopartıp attı).
Bilim / Teknoloji / Yazılım / Donanım
- Bu hafta satışa sunulan Eero adlı ‘kablosuz sistem’ (kendini böyle tanımlıyor) modem ve dağıtıcınızla evde çektiğiniz dertleri aşma konusunda hayli iddialı.
- Makina Öğrenimi (Machine Learning) diye bir kavram var. Kabaca aletlerin insanlar gibi bir şeyi gözlemleyerek öğrenmesini ifade ediyor. Önceden robotlara Youtube izleterek insan ve kedileri ayırma yeteneği kazandırılmıştı. Bu hafta ortaya çıktı ki aynı şeklide yemek yapma gibi karmaşık bir konuyu dahi öğrenebiliyorlar.
- Giyilebilir cihazlar tam olarak hangi sorunumuzu çözüyor? Neye derman olacak? İlginç bir yazı.
- Giyilebilir cihazların kardeş terimini de unutmayalım: şeylerin interneti (internet of things). İnternete bağlı ve birbiriyle iletişim kurabilen cihazları anlatıyor. Peki ‘faydasız şeylerin interneti’ denen şeyi biliyor musunuz? Harika bir taşlamaya buyrun.
- Bir de şu var: bunca giyilebililr cihaza kimsenin parası yetmez. Lumoid adlı yeni bir girişim tecrübe etmek istediklerinizi gayet uygun fiyatlarla kiralıyor. İyi fikir.
- Google Now (ya da Türkçesiyle Google Asistan) çıktığı günden beri endişe ve keyifle karışık hislerle kullandığım bir akıllı yardımcı yazılım. Bu hafta 30’dan fazla yeni içerik ve hizmet sağlayıcısıyla işbirliğini duyurdu.
- DOS dönemini yaşamış olanlar için o piksel piksel oyunlar her zaman popülaritesi koruyacak. Apple platformuna geçmiş olanlar için vuslatın anahtarı Boxer adlı DOS emülatörü.
- Her 3 doların 2’si daha çoğu kimsenin henüz adını bile duymadığı Apple Pay (iPhone tabanlı mobil ödeme sistemi) üstünden yapılıyormuş. Şimdiden 750 anlaşmalı bankayla.
- Apple bu sene bize biraz daha fazla iPhone ve iPad satmak zorunda. Ne gibi yeni özelliklerle karşımıza çıkacağını tahmin etmek zor değil. Biraz daha büyük, biraz daha küçük, biraz daha ince ve biraz daha hızlı. Görünen o ki duyrulması planlanan 12 inçlik iPad Pro’nun internete sızan kılıfı bile heyecan yaratmaya yetiyor.
- Bu arada tablet satışları ilk defa düşüşe geçti. ALARM!
- Peki Apple cebinde bu kadar parayla ne yapıyor? Borçlanıyor! Cidden.
- Apple’ın gelire yönelik rakamsal başarıları bir konuyu gizliyor: satış adedi. Apple çılgınca karlı ve kasası tıka basa dolu. Ancak Android adet ve pazar payı olarak yarışta arayı epey aşmış ve bu makas (Apple fiyatlarını göz önünde bulundurunca) pek kapanacak gibi görünmüyor.
- Telefon muhabbetine girmişken; Samsung’un bir sonraki telefonu Galaxy S6 mevcuttan (S5) 0,1 inç daha küçük ekrana sahip olacak gibi görünüyor. Bu tarihte bir ilk ve buna en az üzülen benim. Telefonlar avucumuzun içine sığabilmeli. Ve çok azımızın fırıncı küreğinden hallice elleri var.
- Apple yeminini bozdu, Android platformuna yönelik ilk uygulamasını hazırlıyor. Konu müzik, marka -elbette- Beats.
- ARM firmasının duyurduğu Cortex-A72 kodlu çip bir öncekinin 3,5 katı performansa sahip.
- Evernote kullananlar için arayüz güzelleştiren (Evernote destekli) bir uygulama: Alternote.
- 3 boyutlu yazıcılar yeterince ilginç. Ama 3 boyutlu kalemler daha da ilginç. Bu alandaki ilk ürünü çıkartan ve 130 binden fazla satan 3Doodler‘ın yeni sürümü gibi.
- Konuya girmişken yeni bir trendden daha bahsedelim: 3D Racers: 3 boyutlu yazıcılarla üretilmiş araçların yarışı.
- 3 boyutlu üretimde daha ulvi amaçlara hizmet eden girişimler de var. E-nabling gibi örneğin. Çeşitli sebeplerle ellerini kaybetmişler için açık kaynaklı, düşük maliyetli protezler yaparak onları bir anlamda hayata döndürüyor. Bu kesinlikle desteklenmesi gereken kutsal bir çaba (meraklısına 2013 yılından bir yazım).
- Am I Going Down: bindiğiniz uçağın düşme ihtimalini gösteren mobil uygulama (yaratıcı olun lafını çok yanlış anlamışlar).
- Uçakların düşme sebebi çok çeşitli olabiliyor. En yeni gerekçe: pilotun selfie çekme hevesi!
- Selfie demişken; hanginiz suretinizin kızarmış ekmek üstünde belirmesini hayal etmediniz ki? Neyse ki hasret sona erdi!
- Cep telefonunu AIDS testi yapmak gibi hayırlı işler adına kullananlar da yok değil.
- Bilişim tarihinin en ustaca yürütülmüş hack operasyonunun kurbanı olan Sony 35 milyon dolarlık yeni dijital yatırım yapmak zorunda kalmış.
- Hack demişken; sosyal medya hesaplarınız nasıl hack ediliyor? Efe Kerem Sözeri güzel güzel anlatmış (Twitter’a özel ben de zamanında bir şeyler yazmıştım).
- Peki ya banka hesaplarınız, kredi kartlarınızdaki yolsuzluklar, sahtekarlıklar nasıl oluyor? Onu da kafaya takanlar var.
İnternet / Web Siteleri / Girişimler
- İnternet girişimciliğinin en keyifli tarafı neredeyse herkesin bilip öğrendiğini paylaşmak için can atması. Buna başka çok az sektörde rastlamak mümkün. Bu konudaki iyi kaynaklardan biri de Startups.co.
- 12 – 13 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleştirilecek ve benim yöneteceğim Digital Age Summit 2015’in konuşmacıları belli oldu. Birkaçını yurtdışında farklı konferanslarda ilgiyle dinlemişliğim var. Bu sefer anlatacaklarını sabırsızlıkla bekliyorum (sonrasında blogumda da mutlaka aklımda kalanları özet şeklinde paylaşacağım).
- “Abi benim harika bir mobil uygulama fikrim var, bunu kaça yaptırabilirim?”. Buyur cevabı.
- Twitter’ın ana sayfasına her gün 125 milyon kişi uğruyor ancak giriş yapmadan ayrılıyormuş. Bu kesinlikle dehşet verici! Twitter bu gidişatı değiştirmek için yeni bir ana sayfa üstünde çalışıyor.
Looks like there is a new Twitter homepage. Do you like it? pic.twitter.com/5ijgTCseTL
— Joseph Holguin 🇺🇦 (@JosephHolguin) February 3, 2015
- Twitter’ın esas derdiyse troller. Bu hafta internete sızan mesajına göre Yönetim Kurulu Başkanı Dick Costolo da bu durumdan fazlasıyla rahatsız ve suçu tamamen üstleniyor. Costolo’ya göre troller yüzünden asıl kullanıcılar kaçıyor. Başkan’ın önerisi: ‘kıçlarına tekmeyi basmak’.
- Bu hafta yine Twitter ile ilgili diğer iki önemli yenilik: artık doğrudan video kaydı yapıp paylaşmak mümkün. Ve Google arama sonuçlarında Twitter paylaşımları da yer alacak (Ünlü Girişimci Jason Calacanis ise bir TV röportajında Twitter’ın ücret karşılığı onaylı / verified hesap dağıtmaya hazırlandığını iddia etti. O da ilginç olabilir).
- Twitter bahsini son çeyrekteki performansına dair bir derlemeyle kapatalım.
- E-kitap okuycusu Kindle ile e-kitap pazarının yüzde 80’ini kapsayan Amazon’un Kindle Convert adlı uygulaması (Microsoft Windows / 19 dolar) kağıda basılı kitaplarınızı tarayarak dijitalleştirmenizi sağlıyor.
- Pek çok teknoloji devi gibi Google da kendi kaynaklarıyla yer alamadığı alanlardaki gözde girişimleri satın alarak büyümesini sürdürüyor. Bunun göze alınabilir bir faturası var. Örneğin Motorola, Youtube gibi 10 büyük çaplı satın almanın Google’a bedeli 24,5 milyar dolara ulaşıyor. Aptitude’un bu konuyu derlediği infografiğin sonunda Yönetim Kurulu Başkanı Larry Page’in ‘diş fırçası testi’ adlı ilginç taktiği dikkatimi çekti. Page her yeni yatırım fikrine bu açıdan bakıyormuş: bu her gün bir iki kere kullanacağın bir şey mi yoksa hayatını daha iyi hale mi getiriyor?
- Dünyanın en başarılı dijital girişimcilerinden (Amazon’un Kurucusu) Jeff Bezos’un daha ilginç bir yaklaşımı var. “Herkes gelecekte değişecek şeyleri keşfedip orada konumlanmaya çalışıyor. Başarılı olmak için neyin değişmeyeceğine odaklanıp bütün gücünüzü oraya verin” diyor. Örnek mi istiyorsunuz? Über!
- Über deyince aklıma geldi. Ayn Rand severim. (Objektivizm yerine) kapitalizm ve liberalizm klişesine kıstırılmasından da rahatsızlık duyarım. Amerikan teknoloji akımı içindeki rolü bilinir ama oradan dünyaya yayılan ürün ve hizmetlerle aslında dünyanın dört bir yanında ne kadar ‘Randist’ yaratıldığı pek düşünülmez. Salon dergisi Über’den yola çıkarak bu konuya enteresan bir yaklaşımda bulunmuş.
- Geçen haftaki özette Türkçe çevirisini paylaştığım ‘Mükemmel Arayüz İçin Sırlar’ yazı dizisinin ikinci bölümü yayında. Şimdilik İngilizce. Çevirilirse ayrıca paylaşacağım.
- Yine geçen hafta değindiğim gibi Snapchat kendini bir içerik ağı olarak konumlamaya çalışıyor. Bu alandaki en ciddi adımlarından biri kendine özel mini diziydi (sonuçta her şey reklam / sponsorlu içerik gösterebilmek için). Dizinin ‘Literally Can’t Even’ adlı dört buçuk dakikalık ilk bölümü yayınlandı fakat kimse beğenmedi (ben de beğenmeyenlerdenim). İzlemek için uygulama içinde Snapchat kanalını takip etmelisiniz.
- Madonna da yeni albümünden Living for Love şarkısının klibini önce ve sadece Snapchat’te yayınladı. Youtube’a da 18 saniyelik bir kesiti layık gördü.
- Polis baskınıyla kapanan ve aylardır belirsizlik içinde kalan ünlü bittorrent sitesi The Pirate Bay bu hafta yeniden açıldı. Fakat ciddi bir kesim bunun paylaşımcıların IP’sini tespit edip tepesine binmek için bizzat FBI tarafından kurulmuş bir tuzak olduğunu iddia ediyor.
- İlginç bir diğer ayrıntı olarak The Pirate Bay’in en popüler 100 listesinde hiçbir şarkı ya da müzik albümü yer almıyor oluşu.
- Web sayfalarındaki reklamları engelleyen Adblock Plus internetin en çok kullanılan tarayıcı eklentisi. Ama meğer kendine haracı verenin reklamlarını pekala da gösteriyormuş. Üstelik bu işten hayli de para kazanıyormuş.
- Reklamları engelleyenlerden biri de Google. Resmi açıklamasına göre firma kendi reklam ağında geçen yıl 214 bin reklamverenin 524 milyon reklamını kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle engellemiş.
- Zalimin zulmü, Apple’ın Macbook Air’i varsa sevenin Allah’ı, Dell’in de XPS 13‘ü var.
- Mucize alet Raspberry Pi‘nin yeni versiyonuyla ile Windows 10 kullanmak dahi mümkün (yüklemek isterseniz). Üstelik 6 kat artan işlemci gücü, 2 katına çıkan belleğine rağmen fiyatı hala 35 dolar!
- Google’ın (ABD) arama motoru pazarındaki payı ilk defa yüzde 75’in altına düştü.
Tasarım / İnovasyon
- İnsansız hava araçlarıyla teslimat (denemeleri) yapan e-ticaret siteleri kervanına Alibaba da katıldı.
- Ekran karşısında oyun oynayabilme adına onlarca farklı alet, edevat geliştirildi. Kinect olaya son noktayı koyar demiştim ama yeni dönem için gözleriniz yeterli (Sentry adlı ayrı bir aksesuar daha alarak). Sadece gözle oynanabilen ilk oyun olma unvanını Assasin’s Creed Rouge aldı.
- ABD’de yayın yapan SyFy kanalı Philips Hue ile entegre çalışan bir yapıya geçti. Uygulamayı yüklediğinizde evinizin ışıklandırması kanalda seyrettiğiniz filme göre renk ve şiddet değiştiriyor. Harika bir fikir. İzleyelim.
- Storm Electric Bike adından da anlaşılacağı gibi elektrikli bir bisiklet. Hayata geçmek için 75 bin dolara ihtiyacı vardı, topladığı tutar 1 milyon doları aştı. Sebebi sıradışı tasarımı ve yenilikçi özellikleri. 500 doların altındaki fiyatı da cabası. Ben en çok jant ve lastiklerini sevdim. Pil yerleştirme detayı da ilginç. Tam GTA kafası! Kesinlikle bir tane isterdim.
https://www.youtube.com/watch?v=VLxCP_AGA-g
- Bir de Zero Motorcyles gibi elektrikli motosikletler var.
- Geçen haftaki bir yazımda Signal tarafından gerçekleştirilen bir ankette Türkiye’nin üçte birinin dişini HİÇ fırçalamadığından söz etmiştim. Ben her gün fırçalayan kesimdenim ama iki sorunun cevabına bir çözüm bulamadım: diş fırçamın değiştirilme zamanı geldi mi ve rutin diş muayenesine ne zaman gitmem gerekiyor? Bir gazeteci arkadaşım ikinci konuya çok yaratıcı bir çözüm bulmuştu. Malum normalde dişlerin 6 ayda bir kontrol ettirilmesi tavsiye edilir. Arkadaşım gündüz ve gecenin eşitlendiği günü buna ayırmıştı. Her haber bülteninde ve takvimde hatırlatıldığı için unutma gibi bir ihtimal de kalmıyordu. Bu hafta keşfettiğim Quip adlı hizmet bir benzerini diş fırçası için yapıyor. Özel fırçası 2 dakika boyunca titreyerek ideal fırçalama süresini tutturmanızı sağlarken 30 saniyede bir sinyal vererek bölge değiştirmenizi hatırlatıyor (ağzınızı sağ, sol ve alt, üst şeklinde 4 parçaya böldüğünüzü varsayarak). Daha güzeli 3 ayda bir yeni seti kargoyla yolluyor. Daha ne olsun? Giriş bedeli 25 dolar, ardından her yenileme 10 dolar.
- ABD’ye ait tek bir anahtar kelime seçecek olsak bu kesinlikle ‘büyük’ olurdu. Büyük arabalar, yemek porsiyonları, buzdolapları, evler… Bu gidişatı değiştirmek, farklı bir yaşamın da mümkün olduğunu gösterebilmek adına Urban Land Institute tarafından geliştirilen 90m2’lik evler çok hoşuma gitti. Mükemmel ayrıntılar, sıfır alan israfı ve tamamen işlevsel tasarım. En güzel ayrıntılardan biri modüler olması. Yeni bir daireye ihtiyaç olduğunda vinç ile tepeye bir tane daha ekleyebiliyorsunuz. İnceleyin derim.
- Eskiden disketler, CD’ler, DVD’ler vardı. USB belleklerle hepsi tarih oldu. Parmak bellek de denilen bu aygıtlarla ilgili ürpertici bir sanatçı dokunuşuna denk geldim. Tasarımın ucu diyebiliriz. Yapılışı da hayli zahmetli.
- Bir süre önce Microsoft tarafından satın alınan Minecraft adlı oyunu dijital çağın LEGO’su olarak adlandırabiliriz. İçinde yapılan camiden saraya neler gördüm ama WesterosCraft olayı bambaşka bir noktaya taşıdı. Game of Thrones izleyicileri için gayet tanıdık gelecek bir evren. Tasarım ve adanmışlığın şahikası.
- LEGO’yu anmışken PleyWorld‘den bahsetmemek olmaz. Tasarımcıların er meydanı.
- Teknolojinin fetih için gözünü diktiği yeni topraklar otomobiller. Bize yansıyan kısmıysa konsolları. BMW, blogunda bu dönüşümün izlerini takip etmiş. Üstelik sadece BMW değil; Audi, Tesla, Mercedes gibi markaları da katarak (bu arada BMW’nin blogu epey sağlammış).
- Teknoloji devlerinin yeni savaş arenalarından biri daha ortaya çıktı: sürücüsüz taksiler. Über bu hafta bununla ilgili yeni bir araştırma merkezini hayata geçirdi. Fakat olayın mucidi (ve lideri) Google da boş durmuyor elbette. Türkiye hayaller için bile çok uzakta konuya henüz fakat bu hizmete ABD’den, Avrupa’dan çok fazla ihtiyaç duyduğumuza şüphe yok sanırım.
- İki hafta önceki özette yaklaşan Apple Watch lansmanı yüzünden Swatch’un yüzde 20 düşen hisselerinden söz etmiştim. Bu hafta kokusu çıktı ki Swatch da bu alanda bir ürün tanıtmaya hazırlanıyor. En büyük iddiası asla şarj etmek zorunda kalmayacak oluşumuz! Bence bu tek başına yeterli.
- Her tuvalete entegre edilebilen bir pisuvara mı ihtiyacınız vardı? (Sahi buna kimin ihtiyacı vardı?) Mucidi öyle bir heyecanla anlatıyor ki ilgisizliğimden utandım.
Kültür / Sanat
- Jurassic Park (World) bir kere daha beyazperdeye yansımaya hazırlanıyor.
- Sanatçı Florence Meunier, Apple’ın son kullanıcı sözleşmesi kitapçığının bazı cümlelerinin üstünü kapatacak ek sayfalar yerleştirir. Ortaya ÇOK ilginç bir eser çıkar.
- Mashable, teknolojiye meyilli kitap kurtları için 10 cihaz / aksesuar derlemiş.
Haydi bakalım geldik sona. Kapanışı piranha avıyla kapatıyoruz. Fakat bu sefer avlanan kendileri. Suların en vahşi balığının -aynı özelliğinden ötürü- dünyanın en kolay avlanan balığı olması ironi değil de nedir? (bu arada piranha normalde yenen bir balık türü değil ama burada gördüğünüz pembe göbekliler yenilebilir lezzetteki tek Piranha türü. Ve sadece bu videonun çekildiği Brezilya’da yaşıyorlar. Çeneleri kopasıcalar).
Fikirlerinizi, katkılarınızı ve gözümden kaçan gelişmeleri yorumlarınızda beklerim.
Hepinize iyi Pazarlar.
Yorumunuz: