Google 10 yıllık emeği sildi

Sanatçı Dennis Cooper’ın çok büyük bir sorunu var. 14 yıllık emekleri aniden kayboluverdi. Bunun sebebi ise yaptığı şeylerin hepsinin blogunda olması. Cooper, Google’ın sahip olduğu Blogger adlı platformda 2002 yılından beri bir blog yazıyordu. (Google, Blogger’ı 2003 yılında satın aldı). Cooper, Haziran ayının sonunda bloguna erişemediğini ve blogunun kapatıldığını farketti.

Blogunun yanı sıra mail adresine erişimi de engellenen Cooper, Facebook’taki Dennis Cooper’s Blog adlı sayfada bu konu hakkında Google’dan herhangi bir bilgi almadığını belirtti. Cooper blogunu roman, araştırma ve görsel sanat eserlerini yayınlamak için kullanıyordu. Artforum’un açıklamasına göre ise “Cooper’ın blogu takipçileri ve kendisi gibi sanatçılarla neredeyse her gün etkileşim kurduğu bir platformdu.”

Cooper “Her şeyden öte beni en çok üzen şey romanımın tamamen silinmesi.” diyor. Eğer blogu ziyaret etmeye çalışırsanız Blogger’ın standart mesajıyla karşılaşacaksınız: “Maalesef denniscooper-theweaklings.blogspot.com adresindeki blog kaldırıldı. Bu adres, yeni bloglar için kullanılabilir değil.”

Başka kopyası yoktu

İşin en kötü kısmı ise blogda yazdığı şeyler sadece blogda kayıtlıydı, başka herhangi bir platformda mevcut değiller. Cooper Facebook’ta yazdığı bir gönderide “Benim bildiğim kadarıyla, blogdaki hiçbir gönderinin arşivi yok.” dedi.

İşin doğrusu bütün gönderiler ortadan kaybolmadı tabii ki. Internet Archive’ın Wayback Machine’inde, blogdaki gönderilerden 3 Ocak 2012 tarihine kadar olanların bir kısmı mevcut. Yine de sadece blogun belirli tarihlerdeki ana sayfası var, tamamı değil. Blog, aynı zamanda Google’ın Cache’inden de silindi.

Blogun neden kapatıldığı ise muamma. Cooper’ın Facebook sayfasında yapılan yorumlardan birine göre, blogdaki gönderilerden bazıları cinsel içerikli materyaller olduğundan dolayı blog şikayet edilmiş olabilir. Artforum’a göre ise o içeriklere erişmeden önce 18+ uyarısı vardı ve Cooper zaten yıllardır o şekilde riskli gönderiler yayınlıyordu.

“Google’ı dava edeceğim”

Fransa’da yaşayan Cooper, fikri mülkiyet alanında uzmanlaşmış olan bir avukata başvurduğunu ve Google’ı dava etmeyi düşündüğünü söyledi. “Eğer Google cevap vermez ve bu işi düzeltmezse, dava açmaktan başka çarem olmayacak. Bunu yapmayı istemem ama yapmak zorunda kalırsam yapacağım.” dedi.

Google, görev tanımını “dünyadaki bütün bilgileri bir araya getirmek ve dünyanın dört bir yanında erişilebilir olmasını sağlamak” şeklinde yapıyor. Ama böylesi bir olayın yaşanması, akıllara dünyanın en güçlü şirketlerinden biri olan Google’ın bilgi depolama ve koruma konusunda çok da güçlü olmadığını getiriyor.

Andy Baio geçtiğimiz yılın başlarında yazdığı bir yazıda, Google’ın 2000’lerin başında bol bol reklamını yaptığı Google News Archive, Google Groups gibi arşiv projelerinin nasıl sessiz sedasız terk edildiğinden bahsetti.

İşin özü, bir arşivleme yöntemi olarak internete güvenmek pek sağlıklı bir şey değil. Jill Lepore’ın New Yorker gazetesinde de yazdığı gibi, “İnternet sonu olmayan bir boşluk gibi. Çok kısa ömürlü, değişken, güvenilmez bir şey.” Baio’nun yazdığına göre, “Kar amacı güden şirketlerin geçmişte olmuş bir şeylerle ilgilenmesini bekleyemeyiz. Bu olaydan çıkarılabilecek bir ders varsa; eğer arşiviniz internetse arşiviniz güvende sayılmaz. Üzücü ama ne yazık ki gerçek”.